ASAYİŞ - 26 Nisan 2012 Perşembe 19:21

ARKADAŞLARI İLE GİRDİĞžİ GÖLETTEN CESEDİ ÇIKTI

A
A
A
ARKADAŞLARI İLE GİRDİĞžİ GÖLETTEN CESEDİ ÇIKTI

Manisa`da 4 arkadaşı ile birlikte yüzmek için gölete giren bir çocuk boğuldu.
Merkez Kırtık Mezarlığı`nın arkasındaki gölette saat 17.30 sıralarında boğulma olayı yaşandı. İlköğretim 7. sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Mert İlçi, 4 arkadaşıyla birlikte saat 17.00 sıralarında Kırtık mezarlığının arkasındaki DSİ`e ait olduğu belirtilen gölete yüzmeye gitti. Yüzme bilen üç arkadaşının gölete atlamasının hemen arkasından suya atlayan İlçi, bir an suda çırpınmaya başladı. Yaklaşık üç dakika boyunca suda çırpındığı belirtilen İlçi`nin daha sonra gözlerden kaybolduğu ve iki arkadaşının
İlçi`yi aramak için çaba gösterdiği belirtildi. İlçi`yi bulamayan arkadaşları, vakit kaybetmeden emniyete haber verdiler. Olay yerine gelen emniyet ekipleri, 50 metre genişliğindeki gölette araştırması için İtfaiye Müdürlüğü bünyesindeki dalgıç ekiplerini çağırdı. Olay yerine ayrıca Acil 112 ekiplerinin yanı sıra UMKE ekipleri de geldi.
Çocuklarını suda kaybolduğunu haber alan işçi baba Ubeydullah İlçi (47) ile annesi Yeter İlçi (38), hemen gölete gelerek çocuklarını nerede olduğu sordu. Gözyaşı ve feryatlar içerisinde çocuklarının arama çalışmalarını izleyen aileyi, emniyet ekipleri ile yakınları teselli etmeye çalıştı. İtfaiye ekiplerinin 10 metre derinlikteki suda yaptığı 15 dakikalık araştırma neticesinde, 14 yaşındaki Mert`in cansız bedeni sudan çıkarıldı. Mert`in cansız bedeni sudan çıkarıldığı esnada anne Yeter ile kızı Leyla
İlçi baygınlık geçirirken, baba feryatlar içerisinde oğlunu son kez görmek istedi. Göletten cansız bedeni çıkarılan Mert`in cesedi, Acil 112 tarafından Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
Mert İlçi`nin 5 kardeşinin daha olduğu ifade edilirken, emniyet boğulma ile ilgili soruşturma başlattı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Zehirlenme haberlerinin daha sık gündeme gelmesi kolektif travma oluşturuyor " Biruni Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi ve Klinik Psikolog İlayda Erdoğan, son dönemde peş peşe yaşanan zehirlenme vakalarının toplumda kolektif travma etkisi oluşturduğunu belirterek, artan kaygı nedeniyle vatandaşların hastanelerin acil servislerine daha sık başvurmaya başladığını söyledi. Klinik Psikolog İlayda Erdoğan, kolektif travmanın yalnızca geniş kitleleri etkileyen büyük afetlerle sınırlı olmadığını, küçük gibi görünen olayların bile arka arkaya geldiğinde toplumsal bellekte güçlü bir stres tepkisine yol açabileceğini ifade etti. Erdoğan, "İstanbul Fatih’te Böcek ailesinin zehirlenmesi olayı ilk etapta tüm toplumu etkileyen bir kriz gibi görünmese de sonrasında yaşanan benzer vakalar toplumda bir tehdit algısını besleyerek kolektif travmayı tetiklemiş olabilir" değerlendirmesinde bulundu. "Artan kaygı acil servis başvurularını yükseltiyor" Zehirlenme vakalarına dair haberlerin sık ve tekrar eden şekilde gündeme gelmesinin bireylerde yoğun kaygı oluşturduğunu vurgulayan Erdoğan, "Toplumdaki kaygı artışı nedeniyle, kişiler en ufak mide bulantısı, baş dönmesi gibi belirtileri bile zehirlenme ile ilişkilendirerek acil servislere başvuruyor. Bu da sağlık sisteminde yoğunluk ve yük oluşturuyor" dedi. "Medyanın tutumu travmayı hafifletmede kritik" Kolektif travmanın etkilerinin azaltılmasında medya kuruluşlarının önemli rol üstlendiğini belirten Erdoğan, şeffaf, "Medya doğru, teyit edilmiş bilgiyi aktarmalı; abartılı, tekrar eden ve tetikleyici içeriklerden kaçınmalıdır. Bu tür içerikler toplumda kaygıyı tırmandırarak travmanın kalıcılığını artırıyor" ifadelerini kullandı. "Kaygı düzeyi günlük yaşamı bozuyorsa destek alınmalı" Erdoğan, depremlerin oluşturduğu kaygının da benzer şekilde bireysel ve toplumsal düzeyde ele alınması gerektiğini belirterek, "Bireyler olumsuz içeriklere maruziyetini azaltmalı, yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi almalı. Deprem çantası hazırlamak, muhtemel bir depremde yapılacakları öğrenmek kaygıyı düzenler. Günlük yaşamı bozan bir kaygı düzeyi varsa mutlaka uzman desteği alınmalıdır" diye konuştu. Toplumda dayanışmayı güçlendirecek psikoeğitim faaliyetlerinin ve güven artırıcı kamu bilgilendirmelerinin önemine de dikkat çeken Erdoğan, doğru bilgi akışı ve alınacak yapısal önlemlerin kolektif travmanın oluşmasını önlemede belirleyici olduğunu kaydetti.
Hatay Firari anguslar uyuşturucu iğneyle tek tek avlandı Hatay’da 2 kişinin can verdiği kazada tırdan kaçarak şehir turuna çıkan anguslar, ekipleri tarafından uyuşturucu iğneyle sakinleştirerek tek tek yakalandılar. Hatay-Adana otobanı Dörtyol ilçesi Hurmalık mevkiinde orta refüje çarparak devrilen 63 ADM 974 plakalı tır alevlere teslim olmuş ve kazada 2 kişi ölmüştü. Kazanın ardından tırda taşınan anguslar firar etti. İskenderun, Dörtyol ve Payas ilçelerinde zaman zaman vatandaşların yaşam alanlarında grup halinde gezen anguslar tedirginliğe neden oldu. Ekiplerin zamanla yarışında vatandaşlara zarar vermeden yakalanmak istenen anguslar, uyuşturucu iğneyle vurularak yakalandılar. Yakalanan anguslar, sevk edildikleri liman merkezine götürüldüler. İki kişinin hayatını kaybettiği kazayı anlatan Semih Yalçın, "Sabah saat 05.30 sıralarında Dörtyol Hurmalık mevkiinde, otoban üzerinde Almus yüklü bir tır devrildi. Devrilmenin ardından tırda aniden yangın çıktı ve araç tamamen yandı. Hatay Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri olay yerine çok hızlı bir şekilde müdahale etti ancak maalesef iki gencimiz çıkan yangında hayatını kaybetti. Tırda yüklü olan anguslar yola saçıldı. Karayolları ve jandarma ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemleri alarak, yola saçılan angus toplayıp bayıltma işleminin ardından tekrar limana götürdü. Kaza nedeniyle yol yaklaşık 3–4 saat trafiğe kapalı kaldı. Bu süre zarfında ulaşım E5 olarak bilinen D-400 karayolu üzerinden sağlandı. Otoban ise geçici olarak trafiğe kapatıldı. Yaşanan kazada iki gencimizi kaybettik" dedi.