YEREL HABERLER - 25 Ağustos 2016 Perşembe 13:15

Duman’dan gözyaşlı veda

A
A
A
Duman’dan gözyaşlı veda

Manisa Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Yrd. Doç. Dr. Savaş Duman iki yıldır vekaleten yürüttüğü görevinden istifa ettiğini açıkladı. Duman istifa gerekçelerini anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı.
Manisa’da 2 yıl önce vekaleten atandığı Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünden kadrosunun verilmemesi gerekçesiyle istifa eden Yrd. Doç. Dr. Savaş Duman basın mensuplarıyla bir araya gelerek veda etti. Toplantıya ASKF Başkanı İsmail Aydın da katıldı. Duygusal bir ortamda geçen buluşmada istifa gerekçelerini anlatan Duman konuşmasının bazı bölümlerinde vefasızlıktan dert yanarak gözyaşı döktü.
“Belirsizlik en kötü durum”
Manisa Atatürk Olimpiyat Kompleksi Kamp Eğitim Merkezinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Manisa Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Yrd. Doç. Dr. Savaş Duman, “Bildiğiniz üzere yaklaşık 2 yıldır Manisa Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde il müdürü olarak görev yapıyorum. Yine bir ağustos ayında göreve başlarken burada tanışma toplantısı düzenlemiştim. Bu bir veda, kurumsal veda. Bütün basın mensuplarına katkılarından dolayı teşekkür ederim. İlk geldiğimde söylediğim gibi Manisa benim için kutsal bir şehir. Şehzadeler şehri. Coğrafyasıyla iklimiyle güzel bir şehir Manisa. Burada güzel dostluklar edindik. Burada gök kubbede hoş bir seda bırakmaktı amacımız. Üzüntülüyüm. Bu kararı verirken çok düşündüm, çok gelgitlerim oldu. Ben de bir aile babasıyım. Çocuklarımın ailemin de yerinin yurdunun belli olmasını istiyorum. Belirsizlik en kötü durumdur. İnsana işkence yapmak istiyorsan belirsiz bırak demişler. Biz de bu belirsizliği gidermek için siyasilerle görüşme yaptım ama her seferinde kalma noktasında ikna edildim biliyorsunuz 2 yıldır vekaleten buradayım. Bakanlığın kadro konusunda bir girişimi olmadı. Bu durumda da ben de adını koymak istedim. İstifa dilekçemi geçen hafta Cuma günü Ankara’ya gönderdim. Bakan beyin, genel müdürlerin Brezilya’da olması nedeniyle henüz bir cevap gelmedi. Bu hafta cevap gelmesini bekliyorum. Biliyorsunuz benim kadrom Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde Spor Bilimleri Fakültesinin Öğretim Üyesiyim. Kadrom orada olduğu için de oraya geri döneceğim.” dedi.
"Aile gibi çalıştık"
İki yıl içinde bir aile havasında ‘Biz’ kavramıyla çalışmalar yaptıklarını anlatan Duman, “Elbette hatalarımız olmuştur bürokrasiyi bilmememden kaynaklanan. Öğrenmeyi severim. Her şeyi biliyorum demek yanlış bir şeydir. Öğrenmek için gerçekten çaba harcadım. Manisa’nın ihtiyaç duyduğu şeyler konusunda güzel çalışmalar yaptık. O çalışmaların neticesini de son zamanlarda lam noktasında güzel gelişmeler yaşadık. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan dolayı bazı gecikmeler yaşandı. Geldiğimde 51 bin civarında lisanslı sporcumuz vardı şuan 62 bin lisanslı sporcumuz var. Faal sporcu sayımız 5 bin 800’lerdeyken şuan 9 bin 10 bin civarında faal sporcumuz var. Spordan gelmem münasebetiyle amatör ruhu çok seviyorum. O branşlara ayrı bir değer vermek istedim. Eleştiriye açık biriyim. Yapabileceğim her şeye destek veririm. O bakımdan ekibim bana çok destek oldu hepsine teşekkür ediyorum. Yatırımlar noktasında Manisa’da bazı yatırımlar yapılamamış. Bir dönem paralar gelmiş yatırım olmadığı için geri gitmiş. Biz onları tekrar kazandırma noktasında çaba harcadık. Her kapıyı çalan biriyim. Parti ayrımı gözetmeden herkesin kapısını çaldım, herkesle görüştük. Hem Büyükşehir Belediyesi hem Yunusemre hem de Şehzadeler Belediyesi çok yardımcı oldu. Önümüzdeki dönemde ben göremeyeceğim ama burada bir Gençlik Merkezi kazanacak Manisa. Manisa Gençlik Merkezleri konusunda Türkiye’de lider. İstanbul’da 2 yada 3 tane varken Manisa’da bu sayıyı 9’a çıkarıyoruz. Buna önem verdim çünkü sporun yanında gençlik hizmetleri de çok önemli. Türkiye’nin geleceği gençler. Kırkağaç’ta güzel bir doğa kampımız oluştu. Güreş Eğitim Merkezi, Jimnastik Salonu ve Atletizm pistini de söylemeden geçemeyeceğim. Atletizm ve jimnastik sporun anne ve babası olarak tabir edilir. Ruhi Sarıalp Atletizm pisti olarak koyalım istedik Manisa’nın bir değeri. Kula’da Güreş Eğitim Merkezini genel müdürlükte çözmedik. Para konusunda sıkıntılar vardı. Spor Toto Başkanımız Manisalı ve aynı zamanda Kulalı. Kendisiyle görüştük. O da bitti nasipse ihaleye çıkacak. İçerde 500 kişilik tribünlü dışarıda 250 kapasiteli yağlı güreş alanıyla, yemekhane, yatakhane ve yüzme havuzu ile güzel bir tesis kazandıracağız. Selendi’ye cirit sahası kazandıracağız. O süreçte en yakın süreçte sonlanır ve çözüme ulaşır.” diye konuştu.
Duygulandı
Her zaman engelli kardeşlerimiz konusunda ayrımcılık yaptığımı söyledim. Onlarla biz bir aileyiz. Onlara destek olmaya çalıştım. Başkasını memnun etmek zor ama bir engelliyi çabuk mutlu edebiliyorsunuz. Engelli sporcu koordinasyon merkezi açtık. Bu bir ekip işi. Ben burada sadece orkestra şefliği yaptım. Benim için personelimin hepsi baştan sona değerli. İnşallah Manisa’nın beklentilerine cevap verebilmişizdir. Bir Manisalı olarak düşündüm. Yaptığım işleri gençleri, kendi çocuklarımı düşündüm hep empati kurdum. En iyisi nasıl olabilir diye. Merdiven altı kurslar tabir ettiğimiz kurslar yerine artık daha derli toplu kurslar veriliyor. Üzüntülüyüm ama doğan büyüyor, gelen gidiyor, kanun bu. Yapacak bir şey yok” dedikten sonra gözyaşı döktü.
“Kimseye kırgınlığım yok”
Bir basın mensubunun "İlk kez bir bürokratın duygusallaştığını ve ağladığına şahitlik ediyorum. Bu bir vefasızlığın bir birikmişliğin sonucumu?" demesi üzerine Duman şunları söyledi:
“2 yıl önce Selçuk Özdağ’ın hatırıyla Manisa’ya geldim. İlk olarak bazı kesimlerin beni istememesi sebebiyle il müdürlüğüne gelememiştim. Dönemin sayın başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne CV gitmiş. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise müdür olarak görev yapmamı isteyerek Manisa’ya vekaleten atamam yapılmıştı. 2 yıldır vekaletten asaletimi bekledim. Ama olmadı. Selçuk Özdağ ile abi kardeş gibiyiz kimi zaman bir baba oğul gibi olduk. Ben çok küçük yaşta babamı kaybettiğim için Selçuk abimin her zaman benim gönlümdeki yeri ayrı. Bu konuda kimseye bir kırgınlığım yok” diye konuştu.
Duman bundan sonra yapacağı işle ilgili olarak da şunları söyledi:
“Bundan sonra kadromun olduğu Muğla Üniversitesinde olacağım. Önümüzdeki hafta doçent olacağım. Farklı üniversitelerden teklifler geliyor. Henüz net bir şey yok. O yüzden açıklamam doğru olmaz ama şuan için Muğla’dayız.”
Duman toplantının ardından basın mensuplarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı’nda ata tohumları toprakla buluştu Gölbaşı Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce üretilen yerli ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın da katıldığı programda toprakla buluştu. Gölbaşı Belediyesi, yerli ve milli ata tohumlarına sahip çıkıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından üretilen ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ve Şehit Hakan Can TOKİ Anaokulu öğrencilerinin katıldığı ‘Ata Tohum Serpme Programı’nda toprakla buluştu. Yerli tohum geleneğini yeniden canlandırmak amacıyla Gölbaşı Belediyesi serasında üretilen tohumların ekimi sırasında Odabaşı, çocuklarla tek tek ilgilendi. Programda domates, biber, salatalık tohumlarının ekimi gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Odabaşı yaptığı konuşmada, “Belediye olarak teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, geçmişimizi de unutmuyoruz. Bu tohumlar bize atalarımızın emaneti. GDO’suyla oynanmamış, yerli ve milli tohumlar. Bu tohumları müdürlüğümüzün serasında fide haline getirip vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Vatandaşlarımızın sağlıklı ürünler tüketmesini sağlıyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bu tohumları gelecek nesillere aktarmak için de koruma altına aldık. Bugün çocuklarımızın tohumları toprakla buluşturduğu anlarda yaşadıkları heyecana tanık olduk. İnşallah geleceğin ziraat mühendisleri, bakanları bu çocuklarımızın arasından çıkacak. Onların da bu ata tohumlarına sahip çıkacağına inancımız tam" dedi. Odabaşı, etkinliğe katılan çocuklara hediyeler de verdi. Program hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.
İstanbul Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifika belgesi olan firmalar bunlara dikkat Uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulunan Gümrük Müşaviri Barış Çakır, “YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” dedi. Asset GLI Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış Çakır, uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve YYS yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde dış ticaret, sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldığını belirten Çakır, “Her ülkenin güvenlik endişeleri, politik duruşları ve potansiyel tehditler ticaretin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde sürekli yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum, gümrük düzenlemelerinin ve uluslararası ticaretin belirleyici unsurlarının sürekli gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi. “Belgenin güncel tutulması hayati bir rol oynamakta” Çakır, “Son yıllarda, uluslararası ticarette artan güvensizlik ortamı, ticaretin emniyet ve güvenlik önlemlerini daha da ön plana çıkardı. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan ve ülkemizde Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) olarak bilinen uygulama, ticarette kolaylaştırma ve daha az denetlenme hakkı tanımakta ve ticaretin hızlanmasını amaçlamaktadır. Ancak, YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” diye konuştu. “YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı kritik bir adımdır” Çakır, yerinde izleme ve saha denetimi sürecinde, firmaların ilk olarak sunmuş oldukları başvuru formlarının güncel versiyonlara uygun olması gerektiğini ifade ederek, “Ayrıca, yazılı usullerin uygulanması aşamasında, firmaların tesis bilgilerinin güncel ve eksiksiz olması büyük önem taşımaktadır. YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı da kritik bir adımdır. Başvuru sırasında sunulan belgelerin, YYS şartlarını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmekte ve güncel halleriyle tekrar sunulması istenmektedir. Bu süreçlerin yönetilmesinde, bölge müdürlüklerinin başvuru ve inceleme süreçleri oldukça kritiktir. Belgelerin eksiksiz ve uyumlu olması için bölge müdürlükleri tarafından detaylı kontroller yapılmaktadır. Eğer eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir” şeklinde konuştu. “Belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” Genel Müdürlük incelemesi ise sürecin en kapsamlı noktasını oluşturduğunu söyleyen Barış Çakır, “Ek-2 soru formu ve diğer yazılı beyanların uyumluluğu Genel Müdürlük tarafından titizlikle incelenir. Eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan eksikliklerin giderilmesi talep edilir ve süreç bu şekilde devam eder. Son olarak, saha denetimi aşamasında müfettişler tarafından fiziki şartların incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, yazılı beyanlarla fiziki şartların uyumlu olup olmadığı kontrol edilir ve sürecin sonlandırılmasına karar verilir. Ticarette kolaylaştırma ve hızlanma adına büyük öneme sahip olan YYS statüsü için süreçlerin profesyonellerce yönetilmesi ve belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Münevver Karabulut’un babası, Cem Garipoğlu’nun otopsi fotoğraflarını yorumladı Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, 10 yıl sonra ortaya çıkan otopsi fotoğrafları hakkında ilk kez konuştu. Sunuculuğunu Nur Tuğba Namlı ve Hakan Ural’ın yaptığı, Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”nın bugünkü son bölümünde çok konuşulacak bir telefon bağlantısı gerçekleştirildi. “Fotoğraflara inanmıyorum” Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Dava sürecinde adli tıp kurumunda yapılan şaibeli işlemlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Fotoğraflarla bu iş olur mu? Fotoğraflarla bu iş olmaz. Dublörünü yapar yollarlar. Geçmişte adli tıp kurumunda uğradığım haksızlıktan sonra, ben nasıl odur diyeyim yani. İnanmıyorum. Kumpasın içindeyim.“ “Mezarın açılmasını istiyorum” Fotoğraflarla şüphelerinin giderilmediğini söyleyen Süreyya Karabulut, mezarın açılması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “İşi ört bas etmek isteyen güçlü bir aile var karşımda. Ben nasıl inanayım, nasıl güveneyim? Bir an önce mezarın açılmasını talep ediyorum. Ben fotoğraflardan tatmin olmadım. Mezarın açılmama kararındaki ısrar, beni daha da şüpheye düşürüyor. İlahi adalet diye bir şey var. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Mezarın açılması için mücadele etmeye devam edeceğim.“