YEREL HABERLER - 22 Mart 2017 Çarşamba 17:18

Eğitim Bir Sen, MCBÜ üyeleriyle buluştu

A
A
A
Eğitim Bir Sen, MCBÜ üyeleriyle buluştu

Eğitim-Bir-Sen Manisa Şubesi Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) akademisyen ve çalışanları ile bir araya geldi.

Eğitim-Bir-Sen Manisa Şubesi Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) akademisyen ve çalışanları ile bir araya geldi.


Manisa Polisevi Lokalinde gerçekleştirilen toplantıya Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, Yönetim Kurulu, Celal Bayar Üniversitesi Eğitim-Bir-Sen Temsilcisi Bilal Erbil ve Yönetim Kurulu, Celal Bayar Üniversitesi Akademisyen ve çalışanları katıldı.


Konuşmasına, toplantıya katılan davetlilere teşekkür ederek başlayan Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, “Eğitim-Bir-Sen demek, yasal haklarla helal haklar arasındaki makası birleştirmek demektir. Eğitim-Bir-Sen demek, sendikacılıkta yeni bir sayfa açmak demektir. Eğitim-Bir-Sen demek, sendikacılığı köhne bir zihniyetin sopası, korsan gemilerin limanı olarak gören; sendikacılığı illegal olanın, anarşinin, vandalizmin merkezine dönüştüren anlayışlardan ayırmak demektir. Eğitim-Bir-Sen demek, emeği ve hakkı ’Ya oradansın ya buradansın’ diyerek ayırmaya karşı durmak ve emekçiyi kim olursa olsun savunmak demektir” dedi.



“İyi yetişmiş nesillerimiz olmalı”


İyi yetişmiş nesilleri olmayan milletlerin kalıcı zaferlerinin olmayacağına dikkat çeken Öner şunları söyledi: “Ülkenin birliği, beraberliği, kardeşliği ve daha fazla zenginliği için çaba sarf etmesi gerekenler, kendi seçkin kimliklerini ve elde ettikleri imtiyazları daha fazla koruyabilmek adına, gerekirse vatana ihanet edebileceklerini ve genç dimağları da bu işe alet edebileceklerini bize göstermiştir. Bundan sonra, eğitim yöneticilerinin görevlerini bu hassasiyetle, hüsnü niyetle vatan ve büyük bir sadakatle bulundukları mahalli ve mevkiyi bu uğurda inisiyatif alarak, sorumluluk üstlenerek, ‘iyi yetişmiş nesilleri olmayan milletlerin asla kalıcı zaferleri olmaz’ bilinciyle daha dikkatli ve özverili çalışacaklarına gönülden inanıyoruz.”



“İstikrara, özgürlüklere, adil paylaşıma ‘Evet’ diyoruz”


Sadece sayısal olarak büyümeyi, hacimsel olarak yenilenmeyi büyük bir sendikacılık olarak görmediklerini kaydeden Öner, “Üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük sendikası olsak da, nitelikli işlere imza atmazsak iri bir sendika oluruz ama asla büyük bir sendika olamayız. Onun için bulunduğumuz konumla, elde ettiğimiz başarılarla yetinemeyiz. İnsanların gönlüne dokunmaya, çalışanların haklarını savunmaya, emeğin değer ve karşılık bulması için daha fazla gayret etmeye, ‘helal ikinin haram dörtten büyük’ olduğunun daha iyi anlaşılması yönünde mücadele vermeye devam etmeliyiz. Sendika olarak bu anlayışla hareket ediyoruz. Bu bağlamda, sadece üyelerimizin özlük ve özgürlük haklarını savunmakla kalmıyor, aynı zamanda gençlerimizin yetişmesi için de projeler üretiyor, üyelerimizin mesleki gelişimleri konusunda mesafe kaydetmeleri için kurslar, seminerler organize ediyor, kitaplar hazırlıyoruz. İstikrara, özgürlüklere, adil paylaşıma, aydınlık bir geleceğe ‘Evet’ diyor ve bunun için çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.



“Elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz”


Eğitim-Bir-Sen Celal Bayar Üniversite Temsilcisi Bilal Elbir katılımlarından dolayı Şube Başkanı Mesut Öner’e, Yönetim Kurulu Üyelerine ve katılımcılara teşekkür etti. İstikrarsızlığın, baskının ve adaletsizliğin olduğu bir yerde geleceğe emin adımlarla yürümenin mümkün olmadığını ifade eden Elbir, “Hak ve özgürlük için mücadele veren, bu uğurda birçok bedel ödeyen bir sendika olarak, kazanımlarımızın heba olmaması, daha sivil, özgür ve demokratik bir Türkiye’nin inşası için dün olduğu gibi, bugün de, yarın da elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz. Ülkemizin gelişmesi, milletimizin refaha kavuşması, kamu görevlilerinin emeklerinin karşılığını alması için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.