SAĞLIK - 24 Ekim 2017 Salı 13:33

Manisa’da ilk defa bir kamu hastanesinde bypass ameliyatı yapıldı

A
A
A
Manisa’da ilk defa bir kamu hastanesinde bypass ameliyatı yapıldı

Manisa’da ilk defa bir kamu hastanesinde bypass ameliyatı yapılmasının heyecanı yaşandı.

Manisa’da ilk defa bir kamu hastanesinde bypass ameliyatı yapılmasının heyecanı yaşandı. Merkez Efendi Devlet Hastanesinde 2 hastaya yapılan bypass ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi.


Geçtiğimiz yıl anjiyo ünitesini açan Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi, gerekli altyapısını tamamlamasının ardından bu yıl da tarihinde ilk defa bypass ameliyatı gerçekleştirdi. Kalp ve Damar Cerrahisi Op. Dr. Alper Bakkaloğlu ve ekibi tarafından Faysal Araç (55) ve Misili Karakuş (76) isimli hastalara ilk açık kalp ameliyatı (bypass) başarıyla yapıldı. Manisa’da bir ilk özelliğini taşıyan ameliyatlar sonrası Merkez Efendi Devlet Hastanesinde bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Manisa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzman Doktor Ayhan Korkmaz, “Manisa’da daha önceden anjiyo ünitemiz ve kalp damar cerrahisi merkezimiz yoktu. Bu nedenle de yılda 4 bin ile 5 bin arasında değişen hastayı özel hastane veya il dışına sevk etme durumunda kalıyorduk.1 Aralık 2016 tarihi itibariyle Anjiyo ünitemizi açtık ve o günden bugüne 2 bin 500’ün üzerinde anjiyo grafik tetkiki yaptık ve tedavi uyguladık. Geçen hafta itibariyle Manisa’da ilk defa devlet hastanesinde açık kalp ameliyatlarını yapmaya başladık. Bunun mutluluğunu paylaşmak istedik. 2018 yılı itibariyle yeni hastanelerimizin de hizmete başlamasıyla beraber Manisa’da gerek onkolojik problemler gerekse kalp damar cerrahisi problemleri konusunda çok ciddi yol alacağımızı düşünüyorum. Artık sevk veren bir Manisa’dan hasta sevki kabul eden Manisa’ya doğru bir ivme yaşayacağız” dedi.


Geçen hafta Manisa’da ilk defa kamu hastanesi olan Merkez Efendi Devlet Hastanesinde açık kalp ameliyatı yapmış olmalarının mutluluğunu yaşadıklarını aktaran Merkez Efendi Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor Habil Yücel, “Aktif olarak yaklaşık 10 ay önce açtığımız anjiyo ünitesi çok kısa zamanda Manisa’nın en fazla hasta potansiyeline sahip anjiyo ünitesi oldu. Yaklaşık 2 bin 500 hasta anjiyo oldu. Yılda ortalama 3 bin hastaya tekabül edecek bir rakamla karşı karşıyayız.Biz burada devlet eliyle Manisa’da ilk defa biz yapıyoruz. Devletin gücü arkamızda. Hastalardan herhangi bir fark almadan, geniş imkanlarla, nitelikli personel ile birlikte yapıyoruz. Merkezimizde 10 tane kardiyoloji uzmanı, 4 tane kalp damar cerrahi uzmanı, 9 tane anestezi uzmanı görev yapıyor. Bu bölgede çok nitelikli doktor sayısına sahip tek hastaneyiz. Açık kalp cerrahisi her hastanede olmuyor. Eğitim araştırma hastanesi unvanına yakın hastanelerde oluyor. Merkez Efendi Devlet Hastanesi olarak bizler de Manisa’da bir ilki gerçekleştirmiş bulunmaktayız” diye konuştu.


Bypass ameliyatlarını gerçekleştiren Kalp ve Damar Cerrahisi Op. Dr. Alper Bakkaloğlu ise “Geçen hafta itibariyle Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi bünyesinde 2 tane açık kalp ameliyatını yapmış bulunuyoruz. Hastalarımızın bir tanesi 76 yaşında erkek hasta diğeri ise 55 yaşında yine erkek hasta. 55 yaşındaki hastamıza 4 damar bypass operasyonu uygulandı. 76 yaşındaki hastamıza ise 3 damar bypass operasyonu uygulandı. Burada anestezi ekibimiz, diğer ekiplerimiz ve hemşire arkadaşlarımızın bize çok desteği oldu. Türkiye’de sayılı devlet hastanelerinde yapılan bir ameliyatı gerçekleştirdik. Oldukça zorlu bir süreç. Her iki hastamız da başarılı bir şekilde geçirdikleri ameliyat sonrası servislere alındı” ifadelerini kullandı.


Bypass ameliyatı olan Faysal Araç da ameliyatının çok güzel geçtiği belirterek, doktorlarına teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.