SAĞLIK - 31 Mart 2020 Salı 11:56

Uzmanından korona ile mücadelede uzak durulacak besinler

A
A
A
Uzmanından korona ile mücadelede uzak durulacak besinler

Beslenme ve Diyet Uzmanı Betül Çelebi, tüm dünyada etkisini gösteren korona virüs (Covid-19) salgınından korunmak için özellikle bu dönemde kan şekerini hızla yükselten şekerli yiyecek ve içeceklerden, işlenmiş et ürünlerinden, aşırı tuz içeren besin ve enerji içeriği yüksek alkollü içeceklerin tüketiminin sınırlandırılması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Betül Çelebi, tüm dünyada etkisini gösteren korona virüs (Covid-19) salgınından korunmak için özellikle bu dönemde kan şekerini hızla yükselten şekerli yiyecek ve içeceklerden, işlenmiş et ürünlerinden, aşırı tuz içeren besin ve enerji içeriği yüksek alkollü içeceklerin tüketiminin sınırlandırılması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.


Beslenme ve Diyet Uzmanı Betül Çelebi, dünyayı sarsan ve Türkiye’yi etkisi altına alan korona virüse karşı beslenme yöntemlerine ilişkin açıklama yaptı. Hastalıktan korunmak için bağışıklık sisteminin önemine dikkat çeken Çelebi, “Dünya Sağlık Örgütü’nün artık bir pandemi olarak kabul ettiği korona virüs salgını ülkemizde de önemli bir halk sağlığı tehdidi oluşturmaktadır. Korona virüsün bulaşmasını tek başına engelleyebilecek veya tedavi edebilecek herhangi bir gıda olmasa da, sağlıklı ve dengeli beslenmenin, fiziksel aktivite ve düzenli uyku ile beraber bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır. Bu dönemde alınacak gıdaların olabildiğince besleyici, raf ömrü uzun ve dayanıklı olması uygun olacaktır. Bu zor dönemi olabildiğince rahat atlatmak için seçilecek gıdaların protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olması dengeli beslenme yönünden büyük önem taşımaktadır. Akla hemen gelmese de, aslında günlük yeterli sebze ve meyve tüketimi her gün ve her öğün sağlanmalıdır. Özellikle karnabahar, lahana, kabak, brokoli, biber, turp, havuç, patates; meyvelere ise elma, portakal, greyfurt, mandalina, olgun olmayan muz gibi mevsime uygun ve dayanıklı sebze ve meyveler satın alınmalıdır. Özellikle narenciye grubu meyveler bağışıklık sistemini destekleyici C vitamininden zengin olduğu için bu meyvelerin tüketimine ağırlık verilmeli, mümkünse yemeklere taze limon sıkılmalıdır. Dayanıklı sebzelerin raf ömrünü uzatmak için yıkanmadan ve kesilmeden buzdolabında saklanmaları gerekmektedir. Bunlara ek olarak kuru meyve, kuru bamya, patlıcan, biber, domates gibi gıdalar da raf ömrü uzun; lif ve mineral kaynağı gıdalar olduğu için evde bulundurulmak faydalı olacaktır” diye konuştu.


Hastalıklara neden olan virüs ve bakterilere karşı vücudun önemli savunma mekanizmalarından olan antikorların görevlerini yerine getirebilmeleri için her gün yeterli protein alınması gerektiğine dikkat çeken Çelebi, “Oldukça dayanıklı ve besin değeri yüksek bir başka protein kaynağı alternatifi ise kuru baklagillerdir. Yeşil, kırmızı mercimek, nohut, fasulye çeşitleri, barbunya ve benzeri gıdalar her gün tüketilebilirler. Haftada en az iki defa tüketilmesi önerilen balığın tazesinin bulunamadığı durumlarda donmuş veya konserve ton balığı alternatiflerinin karantina durumlarına karşı evde bulundurulması önerilebilir. Zengin protein kaynakları olan kırmızı et ve kümes hayvanlarının etlerine kıyasla balık, daha fazla yağ içerebilmesine rağmen genel olarak aynı miktardaki kırmızı ve beyaz etlerden daha az enerjiye sahip olduğu için de tüketiminin artırılması gereken yiyeceklerdendir. Yumurta ve peynir çeşitleri de uygun koşullarda saklandığında uzun süre dayanabilen kaliteli hayvansal protein içeren gıdalardır” şeklinde konuştu.


Yemek hazırlarken temizlik ve iyi pişirmenin önemine de değinen Çelebi, şöyle devam etti: “Bu dönemde tüketilmesi sınırlandırılması gereken yiyecek ve içecekler var. Özellikle kan şekerini hızla yükselten şeker ve şekerli yiyecek ve içecekler, beyaz ekmek de dahil hamur işi ürünler, işlenmiş et ürünleri, aşırı tuz içeren hazır soslar, cips, patlamış mısır ve tuzlu kurabiyeler gibi besinlerin tüketimini sınırlandırmamız gerekir. Bunun yanı sıra enerji içeriği yüksek alkollü içeceklerin de vitamin, mineral emilimini olumsuz etkileyebildiği ve uyku problemlerine yola açabildiği için tüketimi mümkün olduğunca sınırlı olmalıdır. Alkol tüketiminin korona virüs enfeksiyonunu önlediğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığı gibi, içinde etil alkol yerine metil alkol bulunan sahte içkiler de çok ciddi zehirlenmelere yol açabilmektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.