EKONOMİ - 04 Haziran 2020 Perşembe 18:09

Manisa TSO’da ’Sınai Mülkiyet Hakları’ eğitimi düzenlendi

A
A
A
Manisa TSO’da ’Sınai Mülkiyet Hakları’ eğitimi düzenlendi

Manisa Ticaret ve Sanayi Odası, üyelerinin fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak, patent, faydalı model, marka, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaret; başvuru ve tescil sonrası işlemleri hakkında bilgilendirmek amacıyla Türk Patent ve Marka Kurumu ile Manisa TSO iş birliğiyle online olarak ‘Sınai Mülkiyet Hakları’ eğitimi düzenlendi.

Manisa Ticaret ve Sanayi Odası, üyelerinin fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak, patent, faydalı model, marka, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaret; başvuru ve tescil sonrası işlemleri hakkında bilgilendirmek amacıyla Türk Patent ve Marka Kurumu ile Manisa TSO iş birliğiyle online olarak ‘Sınai Mülkiyet Hakları’ eğitimi düzenlendi.


Online olarak düzenlenen eğitim; Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Manisa ile ilgili sınai mülkiyet verilerini paylaşan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “2019 yılında Manisa ilinden, bin 35 marka, 206 patent, 50 faydalı model ve 392 tasarım başvurusu yapılmıştır. Ayrıca, Salihli Kirazı, Sultani Çekirdeksiz Üzümü, Akhisar Domat Zeytini, ’Manisa Taban Simidi’, ’Akhisar Uslu Zeytini’, ’Akhisar Köfte’, ’Salihli Odun Köfte’, ’Manisa Mesir Macunu’, ’Yuntdağı El Halısı’, ’Kula El Halısı’, ’Gördes El Halısı, ’Kırkağaç Kavunu’ olmak üzere Manisa’ya ait 12 adet tescilli coğrafi işaret bulunmaktadır. Manisa’nın kapasitesinin bu sayılardan çok daha fazla olduğunu biliyor ve Manisa’da daha yukarılara çıkarmak için Türk Patent ve Marka Kurumu Bilgi ve Doküman Birimi Manisa Ticaret ve Sanayi Odası bünyesinde hizmete başladı. Ben ileri ki süreçte bu birimizin katkısı ile birlikte rakamların daha yukarıya çıkacağını düşünüyorum” dedi.



Başkan Yılmaz: "Manisa hak ettiği yerde değil”


Sözlerine Manisa’nın marka, patent, coğrafi işaret başvurularında istenilen yerde olmadığını belirterek başlayan Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, “Tarihte pek çok antik uygarlığa ev sahipliği yapmış medeniyetlerin beşiği Manisa, zengin kültürel ve tarihi varlıklarıyla, nesilden nesile aktardığı büyüleyici mirasıyla geçmişin izlerini geleceğe taşımaktadır. Manisa, ilçelerinin de taşıdığı potansiyel ve ekonomik büyüklük ile birlikte; hemen hemen her ürünün yetiştiği bereketli toprakları, jeopolitik konumu itibariyle sahip olduğu lojistik avantajları ve ham maddeye erişim kolaylığı, cazip yatırım teşvikleri, tabii ve beşeri kaynakları ile önemli bir yatırım merkezidir. Manisa, üretimini gerçekleştirdiği pek çok stratejik ürünüyle sanayisiyle olduğu kadar tarımıyla da Türkiye ekonomisinin, temel taşlarından birisi olmaya devam etmektedir. Bu kadim topraklardaki tarımın ve sanayinin başkenti Manisa’nın, sahip olduğu değerleri tam anlamıyla yansıtamaması nedeniyle marka, patent, coğrafi işaret başvurularında istenilen yerde olmadığı düşüncesini de belirtmek isterim. Manisa’nın kapasitesinin bu sayılardan çok daha fazla olduğunu biliyor ve Manisa’yı sıralamada daha yukarılara çıkarmak için Manisa Ticaret ve Sanayi Odası olarak her türlü katkıda bulunacağımızı, Türk Patent ve Marka Kurumu ile her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum” dedi.


2021 yılında Manisa’nın verilerinin ez iki üç katı fazlasına çıkacağını belirten ve bunun için ne gerekiyorsa yapacaklarını ifade eden Başkan Yılmaz, “Türk Patent ve Marka Kurumunun işbirliği ile odamız bünyesinde yeni kurulan bilgi ve doküman birimi sayesinde üyelerimizin fikri ve sınai mülkiyet konusunda bilgilendirilmelerini, ar-ge faaliyetleri neticesinde ortaya çıkacak olan patent, faydalı model ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin ulusal ve uluslararası mevzuat ile her türlü bilgi ve dokümana kolaylıkla erişebilmesi ve gerekli durumlarda uzman desteğinin verilebilmesi amacıyla bilginin yayılımını ve işlerin yerelleşmesini, hizmetlerin doğrudan sınai mülkiyet ilgililerine ulaştırılmasını sağlayacağız. Ben bir kez daha sizlerin huzurunda bilgi ve doküman biriminin açılması noktasında bizlerden desteğini esirgemeyen Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan’a bir kez daha huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum. Kendilerinin de katkılarıyla Manisa’nın marka, patent, coğrafi işaret ve faydalı model başvurularında daha üst seviyelere çıkması için çalışacağız. 2021 yılında Manisa’mızın verilerinin ez iki üç katı fazlasına çıkacaktır. Bunun sözünü burada sizlere veriyorum. Bunun için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Elimizi hatta gövdemizi taşın altına sokacağız. Birazdan Türk Patent ve Marka kurumu eğitmenleri tarafından, ‘Patent, faydalı model, marka, tasarım, coğrafi işaret’ kavramları ile tescili ve tescil sonrası işlemleri hakkında çok değerli bilgiler aktarılacak.


Eğitimin hepimiz açısından verimli ve faydalı geçeceğine olan inancımla, tekrar hepinize hoş geldiniz diyor, sizleri şahsım ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odaları yönetim kurulu başkanları adına saygı ile selamlıyorum” dedi.


Ayşe Demirbaş’ın sunduğu ve oldukça verimli geçen eğitimde Türk Patent ve Marka Kurumu uzmanları Semih Saraç, Mete Kıvanç Ünaltekin, Müge Münire Şahin, Özden İlhan hazırladığı sunumlar ile Manisa iş dünyasına patent, faydalı model, marka, tasarım ve coğrafi işaret; başvuru ve tescil sonrası işlemleri içeren konular anlatıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: "Çalışma Meclisi’ni önemsiyoruz" Büro Memurları Sendikası (Büro Memur-Sen) Genel Başkanı Yusuf Yazgan, "Çalışma Meclisi’nin Bakanımız Vedat Işıkhan’ın gayretleriyle yeniden toplanması ve tarafların bir araya gelerek konuları müzakere etmesi önemli ve değerlidir. Ancak bundan daha değerlisi, hükümetin bu çalıştaya önem verdiğini göstermesidir" dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca 13.’sü gerçekleştirilen Çalışma Meclisi Toplantısı’nı önemsediklerini ve sorunların çözümünde önemli bir aşama olarak gördüklerini söyledi. Yazgan, Çalışma Meclisi Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımcıları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlamasını ise Çalışma Meclisi’ne en üst makamın desteği olarak gördüklerini ifade etti. Çalışma Meclisi’nin ’Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ başlığıyla toplandığını hatırlatan Yazgan, “Çalışma Meclisi’nin uzun bir aradan sonra Sayın Bakanımız Vedat Işıkhan’ın gayretleriyle yeniden toplanması ve tarafların bir araya gelerek konuları müzakere etmesi, çözüm yolları üzerine kafa yorması önemli ve değerlidir. Ancak bundan daha değerlisi, hükümetin bu çalıştaya önem verdiğini göstermesidir. Bu ise, çalıştayda ele alınan ve dile getirilen konular üzerine bakanlığın çalışma başlatması, gerekirse komisyonlar bazında çalışma grupları oluşturmasıdır” ifadelerini kullandı. Çalışma Meclisi’ne katılan tarafların dile getirdiği her konuya yönelik adım atılmasının, çalıştayın gerçekleşmesinden fayda umulduğunun bir göstergesi olacağına dikkat çeken Yazgan, Bakan Işıkhan’dan somut sonuçlar çıkarmak için süreci devam ettirmesini istedi. Çalışma Meclisi’nde ele alınan konularla istek ve önerilerin kamu görevlilerinin ve çalışma hayatının gerçek sorun ve talepleri olduğunu da belirten Yazgan, “Çalışma Meclisi’nin toplanmasını önemsiyoruz. Tarafların katılımını önemsiyoruz. Her konunun ele alınmasını ve dile getirilmesini önemsiyoruz. Bundan sonra önemsemek istediğimiz şey ise, orada konuşulan konuların çözüm aşamasına geçirilmesidir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, katılımcı heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etmesi ve ağırlamasının, Çalışma Meclisi ve katılan taraflara verilen önemin bir göstergesi olduğunu belirten Yazgan, bu kadar önem atfedilen bu programın çalışma hayatının sorunlarının çözümüne vesile olmasını beklediklerini kaydetti.
Gümüşhane Prof. Dr. Nafiz Maden: “Rize Çayeli’nde günlük 1 ton petrol denize sızmaya devam ediyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Sinop, Trabzon ve Rize’de petrol bulunabilecek alanlarda çalışma yapılması için takvim hazırlandığına dair açıklamalarını değerlendiren Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, “Petrol sızıntısını seçim vaadi olarak görenler yanıldı, Rize’de günde 1 ton petrol denize sızıyor” dedi. Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar tarafından Sinop, Trabzon ve Rize açıklarında petrol olduğu düşünülen alanlarda çalışma yapılması için bir takvim oluşturulduğu açıklamalarının ardından değerlendirmelerde bulundu. Bölgede yaptıkları çalışmalarda bu sızıntıları ve bölgenin potansiyel petrol ve doğalgaz rezervlerini ortaya koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Maden, bu haberleri seçim vaadi olarak değerlendirenlerin yanıldıklarını söyledi. Bölgede yapılacak çalışmaları olumlu ama geç kalınmış bir işlem olduğunu ifade eden Prof. Dr. Maden, bölgede 1900’lü yılların başından itibaren çalışmaların yürütüldüğünü belirtti. Ayrıca Rize’nin Çayeli açıklarındaki petrol sızıntısının günlük 1 tona ulaştığının altını çizen Prof. Dr. Maden, sondaj yapılacak alanlardan petrol çıkacağına inancının tam olduğunu kaydetti. "Petrol haberlerini herkes seçim yatırımı olarak gördü, seçim bitti ama petrol denize sızmaya devam ediyor" Prof. Dr. Nafiz Maden, “Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Karadeniz’de 3 noktada sondaja başlanacağını duyurdu. Biz bunu destekliyoruz ancak geç kalınmış bir adım olarak görüyoruz. Çünkü geçtiğimiz yıllarda Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi Trabzon’a gelmişti ve çıkan haberlerde petrol aranacağına dair beyanlarda bulunmuştu. 2024 yılında ise gemi Sinop açıklarında sismik araştırma yapmış ve bu da Rize halkında bir umutsuzluğa neden olmuştu. Ancak kendilerine tavsiyem şudur ki hiç umutsuzluğa kapılmasınlar, TPAO Genel Müdürü Rize Çayeli’ne gelecektir. Ardından bakanımız Rize Çayeli’ne gelecektir hiç endişeniz olmasın. Kendilerinin yaptığı bu çalışmayı çok olumlu buluyorum. Geçtiğimiz yıllarda hem batı hem doğu Karadeniz’de yaptığımız çalışmalarda Karadeniz’in özellikle zengin doğalgaz ve petrol rezervlerinin olduğunu ortaya koymuştuk. Bunu uydu verileriyle ortaya koyduk. Rize Çayeli açıklarındaki petrol sızıntısının günde 1 ton Rize’ye sızdığından bahsetmiştik. Bizim bu söylemimize kimse inanmadı, hatta bazı Rizeliler de bana inanmamıştı, bunun bir seçim yatırımı olarak seçim öncesinde sızdığını söylemişlerdi ancak seçim oldu bitti herkes aldı alacağını şimdi o petrol sızıntısı hala devam ediyor” diye konuştu. “Karadeniz artık hamsi ve balığın olduğu bir yer değil, petrolün de çıktığı bir deniz olsun” Bölgede 1900’lü yılların başından bu yana petrol ve doğalgaz ile ilgili çalışmaların yürütüldüğünü dile getiren Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Sadece Rize Çayeli’nde günde 1 ton sızmıyor, ayrıca Ünye açıklarındaki petrol sızıntısı da sızmaya devam ediyor, burada seçimlerle alakalı bir durum yok. Bunlar sadece bizim söylemimiz değil geçmişte de bu tür araştırmaların olduğuna yönelik elimizde gazete arşivleri var. Bu sızıntıların doğal kökenli olduğu biliniyor. Bu nedenle Barbaros Hayrettin Paşa Gemisinin Doğu Karadeniz’e gelerek daha önce yapılan sismik çalışmaların yeni bir anlayışla birlikte değerlendirilerek, petrolün bulunduğu rezervin tespit edilip sondajlarla çıkarılması gerekiyor. Geçmişte yapılan yine bir haber var Ali ve Hüseyin Karahan isimli Rize Çayeli’ndeki vatandaşlarımızın söylediği şöyle bir söylem var. Karadeniz artık hamsi ve balığın olduğu bir yer değil petrolün de çıktığı bir deniz olsun diye söylemleri var biz bu söylemi tekrar ediyoruz. Bakanımıza, TPAO Genel Müdürüne ve Cumhurbaşkanımıza buradan sesleniyoruz. Rize Çayeli’nde petrol sızıntısı var hatta Sürmene’den Hopa’ya kadar olan bölge petrol açısından uygun rezervlere sahip bu bölgelerin araştırılıp uygun alana sondaj yapılırsa petrol çıkacağına gönülden inanıyorum.”
İstanbul Sultangazi’de oyun konsolu hırsızlığı kamerada: "Arabamı çekip geleceğim" diyerek kaçtı Sultangazi’de bir oyun salonuna müşteri kılığında giren şüpheli, işyeri sahibinin dalgınlığından yararlanıp 3 bin 500 lira değerindeki oyun konsolunu çaldı. Telefon ile konuşuyor gibi yapan hırsız, daha sonra ise "aracımı çekip geleceğim" diyerek hızla işyerinden uzaklaştı. Olay anı ise işyerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Olay dün saat 12.00 sıralarında Cebeci Mahallesi’nde yaşandı. İddiaya göre, müşteri kılığında oyun salonuna gelen şüpheli, önce içeride dolanmaya başladı. Ardından ise işyeri sahibinin misafiri ile ilgilenmesini fırsat bilerek, farklı bir masada bulunan oyun konsolunu çalıp, montunun cebine sakladı. Daha sonra ise telefonla görüşüyormuş gibi yapan şüpheli, "aracımı çekip geleceğim" diyerek hızla kaçtı. Yaşanan olayı anlatan işyeri sahibi İsmail Çarkı, "Sabah dükkanımı açtım ve temizlik yaptım. Misafirim gelmişti mutfakta ona kahve yapıyordum. O sırada arkadaş geldi ve oyun oynamak istediğini söyledi. Masayı açtım daha sonra lavaboyu sordu gösterdim. Ben tekrar mutfağa misafirim ile ilgilenmek için geçtiğimde lavabodan çıkıyor, kolonun arkasından bana bakıyor. Daha sonra ise oyun oynamaya oturur gibi yapıp koşarak geliyor ve buradan konsolu alıyor montunun cebine koyuyor. Sonra telefon ile görüşüyor gibi yapıyor, daha sonra ise aracını olduğu yerden çekmesi gerektiğini ve tekrar geri geleceğini söyleyip çıktı ve gitti. Bende o ara fark etmedim misafirim olduğu için. Sonradan fark ettim ve kameraya baktım. 3 bin 500 TL civarında maddi değeri var" dedi. Olay anı kamerada Oyun salonuna müşteri kılığında giren şahıs 3 bin 500 TL değerindeki oyun konsolunu çalarken, o anlar işyerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde oyun salonuna gelen hırsızın, işyeri sahibinin dalgınlığından yararlanıp konsolu alıp montunun cebine sakladığı, ardından ise telefonla görüşüyormuş gibi yaparak, aracını çekme bahanesi ile hızla işyerinden ayrıldığı görülüyor.
Sivas İlk yerli ve milli motor bloğu bu müzede sergileniyor Sivas’ın tarihî mirasını ve endüstriyel geçmişini keşfetmek isteyenler için TÜRASAŞ Müzesi, bir zaman makinesi gibi işlev görüyor. 1939 yılında kurulan TÜRASAŞ, günümüze kadar uzanan zengin tarihini, ziyaretçilerine görsel bir şölenle sunuyor. Sivas kent merkezinde bulunan Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi (TÜRASAŞ), buharlı lokomotiflerin ve yük vagonlarının bakım ve onarım işlerinin yapılması amacıyla kuruldu. 1939 yılında Cer Atölyesi ismiyle kurulan fabrika bugün TÜRASAŞ ismiyle hizmet veriyor. Fabrika içerisinde kurulan müze ise demiryolu geçmişine adeta ışık tutuyor. Kurulduğu günden bugüne kadar üretilen yaklaşık 3 bin parça müzede sergileniyor. Devrim otomobilin motor kalıbı olmak üzere vagon prototip maketlerden en küçük vagon parçalarına kadar yaklaşık 3 bin antika parça ziyaretçilerini geçmişe götürüyor. “Devrim otomobilin motor kalıbı da sergileniyor” TÜRASAŞ Sivas Bölge Müdürü Atanur Karadağ, müzenin halka açık olduğunu söyleyerek, “Eğitim kısmında çırak okulunun kullandığı bando takımı var burada. Eskişehir’de üretilen devrim arabasının motor blok modeline varana kadar burada parçaları sergilemekteyiz. Müzemiz halka açık. Mesai saatleri içerisinde talep eden herkes gezebilir. Bu parçaları görebilir. En değerli parça bence devrim arabasının motoru. Çünkü bir tarihe tanıklık ediyor. O zaman çekilen filmde de bahsediyorlar. Devrim arabasının motor bloku defalarca dökülüyor çatlıyor, sorun çıkıyor. En son orada deniyor ki Sivas’ta cer atölyesi dökümhanesinde bir usta var ancak o usta bunu yapar diyorlar. Sivas cer atölyesi dökümhanesinde döktürülen parçayla devrim arabasının motorunda muvaffak oluyorlar. Bu çok önemli bizim için. Bunun dışında aslında bana sorarsanız her bir parçası önemli. Ben 1985 yılında çırak okuluna girdim. Baktığınız zaman aslında ben de müzenin bir parçasıyım. Çeşitli ürünler, yaptığımız vagonların maketleri burada sergileniyor. Açılışa dair fotoğraflar, anı defteri. Her şey burada mevcut. Sinemamızın film makinesi hepsini burada sergiliyoruz” dedi.