GENEL - 13 Ağustos 2020 Perşembe 23:02

Kahveciler oyunlara yeniden izin verilmesini istiyor

A
A
A
Kahveciler oyunlara yeniden izin verilmesini istiyor

Manisa Kahveciler Odası Başkanı Mehmet Çetin, kahvehanelerin aylarca kapalı kalması nedeniyle zor günler geçiren esnafın ayakta durabilmesi için yasaklanan kahvehane oyunlarına acilen yeniden izin verilmesini istedi.

Manisa Kahveciler Odası Başkanı Mehmet Çetin, kahvehanelerin aylarca kapalı kalması nedeniyle zor günler geçiren esnafın ayakta durabilmesi için yasaklanan kahvehane oyunlarına acilen yeniden izin verilmesini istedi.


Tüm ülkede alınan karar sonrası 16 Mart tarihinde faaliyetlerine ara verilen ve 1 Temmuz itibariyle oyun oynatılmaması kaydıyla yeniden açılan kahvehane, kıraathane, kafe, çay bahçesi gibi iş yeri sahipleri adına bir açıklama yapan Manisa Kahveciler Odası Başkanı Mehmet Çetin, “Kahvehanelerimiz yaklaşık 500 yıllık bir kültürden gelmektedir. Vatandaşlarımız stres atmak, arkadaşlarıyla beraber hoşça zaman geçirmek için okey, tavla, oyun kağıdı gibi oyun oynamak için iş yerlerimize gelmektedir. Normalleşme adımları kapsamında açılan kahvehanelerimizde oyun oynatılmaması nedeniyle müşterilerimiz iş yerlerimize gelmemekte bu nedenle açılan kahvehanelerimizde esnafımız günlük masraflarını dahi karşılayamamaktadır. Öte yandan bu zorlu süreçte iş yerlerimizin kiraları, vergilerimiz, SGK primlerimiz, elektrik, su, personel, doğalgaz giderlerimiz devam etmekte olup, mevcut koşullar altında bu giderlerin ödenmesi mümkün bulunmamaktadır. Anayasamızın 173. Maddesine göre devlet, esnaf ve sanatkarları koruyucu ve kollayıcı tedbirleri almakla yükümlüdür. Türkiye genelinde 100 binden fazla esnafımız sadece günlük kazancıyla yaşamını idame ettirmekte, yanında çalışanlarının ücretlerini de günlük yevmiye olarak ödemektedir. Mevcut koşullar altında esnafımız bu haliyle işçisinin yevmiyesini dahi ödeyemez ve neredeyse tamamen kepenk kapatma noktasına gelmiştir.” dedi.



Devletten istekleri


Kahveci esnafı olarak devletten beklentileri olduğunu kaydeden Çetin isteklerini şöyle sıraladı: “Covid-19 salgınından şüphesiz en fazla mağdur olan esnafımız kahvehane işletmecileridir. Bu nedenle ekonomik olarak zarar gören ve maddi olarak çok zor duruma düşen esnafımızın mağduriyetleri en kısa sürede giderilmelidir. Bu durumdan etkilenen esnafımıza acilen kira yardımı yapılması, esnafımızın yanında çalışanlarının ekonomik olarak mağduriyetlerinin giderilmesi, birikmiş olan elektrik, su, doğalgaz faturalarının yıl sonuna kadar ertelenmesi, esnafımıza faizsiz kredi verilmesi ve KOSGEB desteklerinden yararlandırılması, bu yıla ait Manisa Büyükşehir, Şehzadeler ve Yunusemre Belediyelerine ödenen katı atık toplama bedelleri, çevre temizlik vergisi, ilan ve reklam vergisi, işgaliye bedeli ve diğer vergilerin alınmaması. 2020 yılı bedeli olan 4 bin 590 TL ödenmesine rağmen halen kısıtlaması devam eden nargile satış hizmetinin satışı için izin verilmesini, esnafımızın kapalı kaldığı süre boyunca ödemekle yükümlü olduğu SGK Primleri ve vergilerin devletimizce ödenmesini ve tüm kredi borçlarının yıl sonuna kadar faizsiz olarak ertelenmesini talep ediyoruz.”



"Sorunlarımıza bir an önce çare bulunmasını istiyoruz


Kahvehanelerde hijyen koşulları ve sosyal mesafe kurallarına önemli ölçüde riayet edildiğini anlatan Çetin, “Bu konuda esnafımızca tüm önlemler alınmıştır ve alınmaya da devam edilmektedir. Kahvehanelerimizde oyun oynatılmasına izin verilmesi halinde devletimizde öngörülecek olan tüm tedbirleri de eksiksiz olarak alacağımızı da ayrıca belirtmek isteriz. Yeni normalleşme sürecinde Türkiye genelinde bütün iş yerleri normalleşmişken sadece kahvehanelerimizde okey, tavla, oyun kağıdı, bilardo gibi oyunların halen oynatılmamasını kahvehane esnafı olarak anlamakta güçlük çekmekteyiz. Gerekli tedbirler alınmak suretiyle kahvehanelerimizin tamamen normalleşmesi, yukarıda bahsi geçen ekonomik taleplerimizin karşılanmasını, başta cumhurbaşkanımız olmak üzere, ilgili bakanlıklarımızdan talep ediyor, bir an önce bu sorunlarımıza çare bulunmasını bekliyoruz.” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Okuma yazmayı öğrendi, ilk mektubunu Ağrı İl Emniyet Müdürüne yazdı Nevşehir Necip Fazıl Kısakürek İlkokulu’nda 1. sınıfta öğrenim gören Sevde Oğul, ilk mektubunu Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar’a yolladı. Nevşehir Necip Fazıl Kısakürek İlkokulu 1. sınıf öğrencisi olan ve okuma-yazmayı öğrenen Sevde Oğul; ilk mektubunu Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar’a yazarak, 10 Nisan Polis Haftasını kutladı. Nevşehir’den kendisine gelen mektubu okuyan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar da, Sevde Oğul’un mektubuna kayıtsız kalmadı. Emniyet Müdürü İpar, aynı şekilde Sevde Oğul’a mektupla karşılık verdi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğü personelince okulunda ziyaret edilen minik öğrenci Sevde’ye Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar tarafından gönderilen mektup ve hediyeler takdim edildi. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 1. sınıf öğrencisi Sevde Oğul’a gönderdiği mektubunda, "Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü olarak, şehrimizin huzurunu ve güvenliğini sağlamak için gece gündüz çalışıyoruz. Suçlularla mücadele ediyor, kazaları önlüyor ve ihtiyaç duyan herkese yardımcı olmaya çalışıyoruz. Görevimizi yerine getirirken, minik kalplerden gelen sevgi ve destek bizim için çok büyük bir güç kaynağıdır" ifadelerine yer verdi. Kendisini "Kapadokya’nın başkenti" Nevşehir’e davet eden minik öğrenci Sevde Oğul da, İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar’dan gelen mektubu sınıfında açarak heyecanla okudu. Minik öğrence Sevde Oğul yaptığı açıklamada, “Okuma-yazmayı yeni öğrendim. Öğretmenimin tavsiyesi ile ilk mektubumu yazdım. Yazarken çok heyecanlandım. Mektubumda tüm polislerin polis bayramını ve Ramazan bayramlarını kutladım” dedi.
İstanbul Aslan: "‘Bütüncül Eğitim’ yaklaşımının esas alınması önemli" Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat değişiklikleri hakkında değerlendirme yapan Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Özge Aslan, “Bütüncül Eğitim Yaklaşımı”, okuryazarlık becerilerinin kazandırılması, sadeleşmiş eğitim programı uygulamaları, farklılaştırılmış eğitim, huzurlu aile ve toplum hedeflerinin önemli olduğunu söyledi. Millî Eğitim Bakanlığı 2024-2025 Eğitim - Öğretim Dönemi’nde okul öncesi, ilkokul birinci, ortaokul beşinci ve lise dokuzuncu sınıflardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak yeni öğretim programını kamuoyuyla paylaşılmak üzere askıya çıkardı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adını taşıyan yeni öğretim programlarını değerlendiren, Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Özge Aslan, yeni programın öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açıdan çok yönlü gelişimini esas alan “Bütüncül Eğitim” Yaklaşımı” esas alınmasının önemine dikkat çekti. Sadeleşmiş öğretim programı Öğrencilerin bireysel ihtiyaçları karşılandığında en iyi şekilde öğrendiklerini kabul eden bu yaklaşımla konu içeriklerinin, değerlerin, eğilimlerin ve okuryazarlık becerilerinin kazandırılmasının bağlam olarak kabul edildiğini belirten Aslan, şunları söyledi: “Bu anlamda öğretim programlarının içerik alanında konu alanları ile ilgili genellemelere, ilkelere ve anahtar kavramlara yer verilmektedir. Bu yaklaşım, öğrencilerin merak duygusunun beslenmesi ve disiplinler arası bir anlayışla derinlemesine öğrenmeleri ve ayrıca öğretmenlerin yoğun müfredatı yetiştirme kaygısı taşımadan sadeleşmiş bir öğretim programını uygulamaları açısından çok değerlidir” dedi. Yeni öğretim programlarında dijital yetkinliğe ve hayat boyu öğrenme kültürüne sahip fertler yetiştirmeyi hedeflendiğini belirten Aslan, öğrencilerin disiplinler üstü ve disiplinler ötesi deneyimler ile ilgi alanlarını keşfetmeleri, yeteneklerini geliştirmeleri, toplum bilincine sahip aktif vatandaşlar olmaları için okul dışı öğrenme deneyimleri sunan etkinliklere yer verildiğini belirtti. Uluslararası değerlendirmeler için olumlu bir adım Okul öncesinden lise sonuna kadar okuryazarlık becerilerinin kazandırılmasının hedeflendiğini vurgulayan Özge Aslan, şöyle konuştu: “Bu beceriler, bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, finansal okuryazarlık, görsel okuryazarlık, kültür okuryazarlığı, vatandaşlık okuryazarlığı ve veri okuryazarlığı becerileridir. Okuryazarlık becerilerinin öğretim programlarında yer alması, öğrencilere 21’inci yüzyıl yaşam becerilerini kazandırmak ve ayrıca PISA, TIMSS gibi uluslararası değerlendirmelerde ön plana çıkan okuryazarlık becerilerinde öğrencilerimizin daha iyi noktalara gelebilmeleri açısından çok olumlu bir adımdır.” Erdem, adalet, sorumluluk, saygı Öğretim programlarında değerler eğitimine temel oluşturacak “Erdem-Değer-Eylem” modeline dikkat çeken Aslan, burada hedefin “Huzurlu Aile ve Toplum” ile “Yaşanabilir Çevrede Huzurlu İnsan” yetiştirmek olduğunu söyledi. Aslan, “Modelin merkezinde erdemler bulunmakta; erdemden sonraki halkayı adalet, sorumluluk ve saygı değerleri oluşturmaktadır. Bu üç ortak değerden sonra alanlara göre sınıflandırılmış değerler gelmektedir. Modelin son halkasında erdem temelli değerler eğitiminin ana hedefleri olan ‘Huzurlu İnsan’, ‘Huzurlu Aile ve Toplum’ ile ‘Yaşanabilir Çevre’ bulunmaktadır” şeklinde konuştu. Öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate alınıyor Programların uygulanmasında temel alınan öğrenme yaklaşımlarının yaşantısal öğrenme, proje temelli öğrenme, bağlamsal öğrenme, sorgulamaya dayalı öğrenme ve iş birlikli öğrenme olarak belirlendiğini belirten Aslan, öğretim programlarında farklı öğrenme yaklaşımlarına yer verilmesi ile öğrencilerin bireysel farklılıklarına duyarlı bir öğretme-öğrenme sürecinin sağlanması yönünde önemli bir adım atıldığı düşünüldüğünü söyledi. Aslan, “Farklılaştırılmış öğretim, yeni öğretim programlarının ön plana çıkan bir diğer özelliğidir. Öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alan bu yaklaşım, yeni öğretim programlarının en güçlü yanlarından biri olup Bahçeşehir Koleji olarak uyguladığımız ve her öğrencinin kendi öğrenme hızı, ilgisi ve öğrenme profili doğrultusunda öğrenmesine olanak sağlamayı amaçlayan “Kişiye Özgü Öğretim Modeli” ile örtüşmektedir” dedi. Sürekli değerlendirme anlayışı Aslan, eğitim programında ölçme ve değerlendirme faaliyetlerinin öğrencilerin, bilgi, beceri, eğilim ve değerlerdeki düzeylerini belirlemenin yanı sıra öğrenme eksiklerinin ve bunların nedenlerinin tespit edilmesi amacıyla yapıldığının belirtildiğini, beceri tabanlı olacak şekilde planlandığının vurgulandığını söyledi. Bütüncül programda, öğrencilerin öğrenmesini iyileştirmek için sürekli değerlendirme anlayışı üzerinde durulduğunu belirten Aslan, “Programda, öğrencilerin kazandırılması hedeflenen bilgi, beceri, eğilim ve değerler konusunda ne durumda olduklarını ve öğrenmelerini geliştirmeye yönelik yapılabilecekleri belirlemek için kullanılacak farklı ölçme ve değerlendirme araçlarından elde edilen sonuçlar için “Öğrenme Kanıtları” kavramı kullanılmıştır. Bu kapsamda portfolyolar, ödevler, projeler, performans görevleri, sunumlar, kontrol listeleri, sınavlar, gözlem ve görüşme formları, öz/akran/grup değerlendirmeleri, sınıf içi tartışmalar, yansıtma yazıları gibi kanıtların öğrenci performansını ölçmek ve geliştirmek amacıyla kullanılabileceğinden bahsedilmiştir. Ayrıca ön değerlendirme / hazırbulunuşluk uygulamalarına vurgu yapılmış; öğrencilerin hangi konularda bilgi sahibi olduklarının ve neleri öğrenmek istediklerinin belirlenerek değerlendirme sonuçlarının eğitimin içeriğinin farklılaştırılması, zenginleştirilmesi ve öğrenci gereksinimlerine uygun hale getirilmesi için kullanılmasına değinilmiştir” şeklinde konuştu.