GENEL - 19 Kasım 2020 Perşembe 13:45

Covid-19’a yakalanan Manisalı doktor sosyal medyadan yalvardı

A
A
A
Covid-19’a yakalanan Manisalı doktor sosyal medyadan yalvardı

Manisa Şehir Hastanesinde göğüs hastalıkları uzmanı olarak görev yapan Uzm.

Manisa Şehir Hastanesinde göğüs hastalıkları uzmanı olarak görev yapan Uzm. Dr. Osman Altıparmak, yakalandığı Covid-19 virüsü nedeniyle çalıştığı hastanede tedavi altına alındı. İyileşip yeniden nöbetlerini tutmaya çalışacağını kaydeden Dr. Altıparmak, yattığı hastane odasından vatandaşlara çağrıda bulundu. Uzm. Dr. Altıparmak, “Bugün yüz küsur insan öldü ve giderek artıyor da, artacakta. Lütfen çocuklarınızı babasız bırakmayın. Çocuklarınıza dikkat edin. Gençler de çok ölüyor. Evlat acısı yaşamayın” dedi.


Manisa Şehir Hastanesinde görev yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman Altıparmak, yakalandığı Covid-19 nedeniyle ı tedavi gördüğü hastane odasından sosyal medya hesabı üzerinden çektiği video ile seslenerek vatandaşları uyardı. Uzm. Dr. Osman Altıparmak, sosyal medya hesabından sokaklarda maskesiz dolaşanlara seslenerek, “İyi akşamlar ben Osman Altıparmak, Manisa Şehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanıyım. Bugün Covid-19 nedeniyle akciğerlerimin tutulması nedeniyle yattım. Tabii insan bir takım şeyleri değerlendiriyor. İki tane çocuğum var. Onların gelecekleri, ayrıca çok sevdiğim dostum Selim ile birlikte Manisalılara göğüs hastalıkları polikliniklerinde birlikte hizmeti verecektik. O bugün yalnız kaldı. Onu yalnız bırakmanın üzüntüsü, sizlere hizmet verememenin üzüntüsü, bir de bir şey olursa çocuklarım tüm babaların düşündüğü gibi. Biz sağlık çalışanları son dönemde Covid-19 nedeniyle çok yoğun nöbet hizmeti vermek zorundayız. Bundan kaçmak gibi hiçbir şeyi düşünmedim, biraz önce nöbet grubuna yazmışlar ‘Osman abinin 20 ve 26 nöbeti var. Ne olacak?’ Ben dedim ki onlara ’Osman abiniz turp gibi. İyileşecek ve o nöbetleri tutacak. Size nöbet bırakmaz abiniz.’ Gerçekten iyileşip 26’sındaki nöbeti tutacağım. Ama sizlerden bir ricamız var. Biz böyle çalışıyorken, hemşire kardeşlerim sucuk gibi terliyor o beyazlarla. Burası Covid servisi olduğu için çok daha özenle çalışıyorlar. Bizler nöbetlerde sizlere hizmet verirken bacaklarımız çaprazlıyor. On iki, birde artık ayaklarımız yürümüyor. Ve o kadar zor durumdayız ki ama cephede savaşan asker yorulmaz. Bizde memleketimiz gerçekten sağlıkçılarına bu kadar ilk kez bir savaş gibi, bir Kurutuluş Savaşı gibi edasında çalışmamız gerekiyor ve hizmeti bizden böyle bekliyor. Arkadaşlarımız da böyle çalışıyor” dedi.



“Lütfen çocuklarınızı babasız bırakmayın”


Doktor Altıparmak sözlerini şöyle tamamladı:


“Sizden ricam bu kafelere gitmeseniz, yan yana dip dibe çayları içmeseniz, sokakta kol kola gezmeseniz, dikkat etseniz. Bugün yüz küsur insan öldü ve giderek artıyor da, artacakta. Lütfen çocuklarınızı babasız bırakmayın. Çocuklarınıza dikkat edin. Gençler de çok ölüyor. Evlat acısı yaşamayın. Kaygı duyuyorum, çünkü ölmekten korkmuyorum ama kaygım benim de iki tane çocuğum var. Onları düşünüyorum. Lütfen kendinize dikkat edin iyi akşamlar.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.