ASAYİŞ - 06 Nisan 2021 Salı 14:49

Hem öldürdü, hem de başsağlığı diledi

A
A
A
Hem öldürdü, hem de başsağlığı diledi

Manisa’da çalıştığı fabrikaya gitmek için evinden çıkan 22 yaşındaki Gülnur Kocabaş’ı pompalı tüfekle öldüren Yusuf Akbulut ikinci kez hakim karşısına çıktı.

Manisa’da çalıştığı fabrikaya gitmek için evinden çıkan 22 yaşındaki Gülnur Kocabaş’ı pompalı tüfekle öldüren Yusuf Akbulut ikinci kez hakim karşısına çıktı. Tasarlayarak kasten öldürme suçundan yargılanan Akbulut’un “Çok pişmanım, acılı aileye başsağlığı diliyorum” sözleri Kocabaş ailesini üzdü. Dava tanıkların dinlenmesi üzerine 27 Nisan’a ertelenirken baba Eyüp Kocabaş, “Başsağlığı dilemesi bizi daha da üzdü. Bir insanın evladını öldürüp sonra başsağlığı dilemek kadar acı bir şey yok” dedi.


Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki elektronik malzeme üretilen fabrikada çalışan Gülnur Kocabaş, 28 Mayıs 2020 sabahı saat 06.00 sıralarında işe gitmek için Alaybey Mahallesi’ndeki evinden çıktı. Kocabaş, 813 Sokak’a geldiğinde, arkasından ayrıldığı eski erkek arkadaşı Yusuf Akbulut seslendi. Sesin geldiği yöne dönen Kocabaş, Akbulut’un pompalı tüfekli saldırısına uğradı. Akbulut’un peş peşe 3 el ateşlediği tüfekten çıkan saçmalar, genç kadının göğsüne isabet etti. Gülnur Kocabaş olay yerinde hayatını kaybederken olayın ardından yakalanan Yusuf Akbulut hakkında “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan dava açıldı. Manisa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasında öldürülen Gülnur Kocabaş’ın babası Eyüp Kocabaş, kız kardeşi Neşe Kocabaş ve kadın derneklerinin temsilcileri katılırken sanık Yusuf Akbulut ise duruşmaya SEGBİS yöntemiyle katıldı. Duruşmada öldürülen Gülnur Kocabaş’ın iş yerindeki iki arkadaşı tanık olarak dinlendi. Ayrıca Gülnur Kocabaş’ın komşusu da davayla ilgili tanıklık yaptı.



“Çok pişmanım, acılı aileye başsağlığı diliyorum”


Gülnur Kocabaş ile 3 yıldır sevgili olduklarını ve kendisini aldattığı yönünde ifadeler veren Yusuf Akbulut, duruşmada çok pişman olduğunu söyledi. Sanık Yusuf Akbulut, “Pişmanım, acılı aileye başsağlığı diliyorum. Çok pişmanım” dedi. Tanıkların ve sanık Yusuf Akbulut’un dinlenmesinin ardından diğer tanıkların da dinlenebilmesi için dava 27 Nisan’a ertelendi.



“Tüm savunması indirim almak üzerinedir”


Duruşmanın ardından kızını kaybeden baba Eyüp Kocabaş ve kız kardeşi Neşe Kocabaş, adliye önünde açıklama yaptı. İndirim alabilmek için sanığın yalan söylediğini dile getiren baba Eyüp Kocabaş, sanık Yusuf Akbulut’un kendisine başsağlığı dilemesine çok üzüldüğünü anlattı. Baba Eyüp Kocabaş, “Olayı tamamen planladığı halde şu andaki tüm savunması indirim almak üzerinedir. Kanunlarımızdaki indirim boşlukları, tahrik boşlukları sanığın işini kolaylaştırıyor. Planlı olarak cinayeti işlediği belli olduğu halde başsağlığı dileyebilecek kadar kendini küçültmüştür. İndirim alabilmek için ‘duacıyım’ diyebilmektedir. Yoksa suçu işlediği sabittir. Biz sadece çocuğumuzu kaybettiğimizle kalıyoruz. Hakimlerin bizim için iyi yönde takdirini kullanmasını canı gönülden istiyoruz” dedi.



“Bize başsağlığı dilemesi bizi daha da üzdü”


Davada sanık Yusuf Akbulut’un Kocabaş ailesine başsağlığı dilemesi acılı aileyi derinden üzdü. Baba Kocabaş, “Bize başsağlığı dilemesi bizi daha da üzdü. Bir insanın evladını öldürüp sonra başsağlığı dilemek kadar acı bir şey yok. O sadece benim kızımı öldürmedi, bizi de vurdu. 313 gündür biz yaralı bir haldeyiz. Benim çocuğum artık nefes almıyor ama o hala yaşayabiliyor. İndirim alabilmek için de her türlü iftirayı atabiliyor, konuşabiliyor. Ama karşısında ‘sen yalan söylüyorsun’ diyebilecek bir Gülnur yok. O yüzden rastgele ifade verebiliyor. İstediği iftirayı atabiliyor. Karşısında sen yalan söylüyorsun diyebilecek bir Gülnur yok” dedi.



“Hala ona iftira atmaya, yalan söylemeye devam ediyor”


Sanık Yusuf Akbulut’un ifadelerine tepki gösteren kız kardeş Neşe Kocabaş, “Kazayla vurduğunu söylüyor, Gülnur’un hakaret ettiğini söylüyor. Ama ben kardeşimi bildiğim için Gülnur sokak ortasında tartışacak, birine bağıracak konumda değil. Zaten ona fırsat bile vermemiş, direk gelir gelmez vurmuş. Hala ona iftira atmaya, yalan söylemeye devam ediyor. Vurdum ben yatayım demiyor. Hala çıkabilme umudu var. Benim kardeşim toprağın altında konuşamıyor. Hele o son gün ben engel olamadığım için ben kendimi suçluyorum. Uyanamadığım için kendimi suçluyorum. Uyansam belki böyle olmazdı. Akşamları servise ben götürüyordum, bir şey olmasın diye hep ben götürdüm. Hala yalan söyleyip kardeşimi yattığı yerde rahatsız ediyor. Bari orada huzurlu bıraksın” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.