SPOR - 05 Aralık 2025 Cuma 14:21

Manisa Oryantiringde fırtına gibi esti

A
A
A
Manisa Oryantiringde fırtına gibi esti

Mardin’de düzenlenen Türkiye Oryantiring Şampiyonası 2. Kademe yarışmalarında Manisa’dan katılan sporcular, bireysel ve takım kategorilerinde elde ettikleri 9 madalya ve 5 kupayla şampiyonanın en başarılı illeri arasında yer aldı.


Mardin’de gerçekleştirilen Türkiye Oryantiring Şampiyonası 2. Kademe yarışmalarında Manisa, topladığı 9 madalya ve 5 kupa ile organizasyona damga vurdu. Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen sporcularla zorlu etaplarda mücadele eden Manisalı sporcular, hem bireysel hem de takım kategorilerinde elde ettikleri derecelerle dikkat çekti.


Demirci, Soma ve Akhisar’dan yarışan sporcular, parkurlardaki yüksek tempoları, yön bulma becerileri ve motivasyonlarıyla Manisa’nın oryantiringdeki başarı geleneğini sürdürdü. Organizasyonda 5 farklı takım derecesi elde eden Manisa kafilesi, toplamda 9 madalya kazanarak şampiyonanın öne çıkan ili oldu.


Bireysel derecelerde: Kadınlar 18 kategorisinde Sena Eraydın Türkiye ikincisi olurken, Erkekler 18 kategorisinde Yiğit Berk Kurular ve Hamza Güngör Türkiye ikinciliği elde etti. Erkekler 16 kategorisinde Tevfik Kerem Şenyurt ve Nazmi Mert Üner Türkiye ikincisi olurken, Kadınlar 18 kategorisinde Medinenur Gökcan Türkiye üçüncüsü olarak Manisa’ya önemli puanlar kazandırdı.


Takım kategorilerinde ise: Demirci Kadınlar 18 Takımı Türkiye birincisi olmayı başarırken, Demirci Kadınlar 16 Takımı Türkiye ikincisi oldu. Soma Kadınlar 45 Takımı Türkiye ikinciliği elde ederken, Demirci Erkekler 18 Takımı Türkiye üçüncüsü, Akhisar Kadınlar 20 Takımı ise Türkiye üçüncüsü olarak organizasyondan kupayla ayrıldı.


Manisa kafilesi, elde edilen başarıların ardından bir sonraki kademe yarışmalarına daha güçlü bir motivasyonla hazırlanacaklarını ifade etti.



Manisa Oryantiringde fırtına gibi esti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Kurum: "En büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Bugün Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor. Daha da önemlisi ‘En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz" dedi. Bakan Kurum, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı’nca düzenlenen Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nde konuştu. Deprem bölgesinde inşa seferberliğinin tamamlanma aşamasına geldiğini vurgulayan Bakan Kurum, AK Parti’nin 2002’den bu yana büyümeye ve vatandaşlara hizmet etmeye devam ettiğini belirtti. Bu anlayışla çeyrek asırdır yılmadan çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Kurum, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ‘bu sorun çözülmez, bu engel aşılmaz’ denilen ne varsa aştık, vatandaşlarımızın ne ihtiyacı varsa karşılamaya devam ettik. Milletimize huzurlu yuvalar yapmayı daima eser siyasetimizin baş tacı yaptık" dedi. "Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor" Bakan Kurum, Türkiye’nin şehircilik vizyonu ve konut politikalarına ilişkin, "Yabancı misafirlerimiz de kendi ülkelerinde mutlaka şahit olmuştur. Çünkü bugün Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor. Daha da önemlisi ‘En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz. Bu gücümüzü sahada da etkin bir şekilde kullanıyoruz. Bugüne kadar her afette devletimiz yaraları sarmak için gereken her şeyi yapmış, milletimizle el ele afete uğrayan şehirlerimizi ayağa kaldırmıştır. Ama belki de asrın en büyük dayanışmasını ve seferberliğini asrın felaketi sonrasında göstermiştir. 11 ilde 3 bin 481 ayrı şantiyede 200 bin mimar, mühendis, işçi ve emekçi kardeşimiz arı gibi çalışıyor. Bu seferberliğin yaşandığı alan nüfus bakımından Litvanya, yüzölçümü açısından Bulgaristan ve İzlanda kadar bir alandır. Bugün Türkiye, deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 konut inşa eden adeta bir Avrupa ülkesi büyüklüğündeki alanı yeniden kuran bir ülkedir. Elde ettiğimiz bu hızla 2 hafta önce Adıyaman’da 350 bininci konut ve iş yerlerimizi tüm sosyal donatılarıyla, parkları, bahçeleriyle birlikte afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. Afetzede kardeşlerimizin neredeyse yüzde 80’ine yakınını evlerine kavuşturduk. İnşallah yıl bitmeden 453 bin konuttan daha da fazlasını teslim edeceğiz. Artık gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki Türkiye asrın felaketini asrın inşa seferberliğine dönüştüren ve asrın dayanışmasıyla ayağa kalkan bir ülkedir. Bugün dünyaya baktığınızda birçok gelişmiş ülkede bile bir afet olduğunda vatandaşını sigorta şirketinin insafına bırakan bir anlayış varken, Türkiye artık afet sonrası hızlı ve kaliteli, aynı zamanda donatılarıyla örnek şehirler kuran anlayışla tüm dünyada bir numaradır" dedi. "Deprem bölgesindeki bu seferberlik, vatanımızın geleceğini inşa etmiştir" 11 ilde yürütülen çalışmaları öncesi ve sonrası görselleriyle birlikte anlatan Bakan Kurum, "Küresel platformlarda görüştüğümüz herkesin, uluslararası kuruluşların, dost ve kardeş ülke liderlerinin de şahitliğiyle söylüyorum ki deprem bölgesinde; tarihin en kapsamlı konut hareketi başarıyla tamamlanmıştır. Deprem bölgesindeki bu seferberlik, sadece bir ülkenin, bölgenin değil, büyük ve güçlü Türkiye’nin teminatı olmuş, cennet vatanımızın geleceğini inşa etmiştir. Bu süreçten en çok da kadınlarımız ve aileler etkilendi. İlk gün de ailelerimizin yanındaydık, en büyük desteği ve duaları da annelerimizden, ailelerimizden aldık. O acı günlerde konteynerlerde, çadırlarda beraberdik, şimdi de yeni yuvalarında ziyaret ediyor, mutlulukla bir ve beraber oluyoruz. O gün birlikte ağlıyorduk, bugün birlikte gülüyoruz. İnanın bu mutluluğu anlatabilmenin imkanı yok, çünkü mutluluğun bir tarifi yok. Dünyada belki de eşi benzeri görülmeyen, ayakları yere basan ve geleceği öngören en büyük konut politikasını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye başlatmıştır. Devletimizin konut politikalarının merkezinde, vatandaşımızın ev sahibi olma isteği, yeni yuvasına kavuşma hayali vardır; yani doğrudan doğruya sosyal devlet anlayışı vardır. Aileyi koruma bakışı vardır. Bu kapsamda şimdiye kadar TOKİ eliyle 1 milyon 750 bin sosyal konutu milletimizin hizmetine sunduk. Şimdi de Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Yüzyılın Konut Projesi 500 bin sosyal konutla, sosyal devlet alanında bir devrim yapıyoruz. Deprem riski olan İstanbul’umuza ise 100 bin konut inşa ediyoruz. Buna ilave olarak 15 bin kiralık konut uygulaması yapacağız. Evlerimizi yatay mimari, geleneksel dokuya uygun şekilde inşa edeceğiz. Hepsinde sosyal donatı alanları mahalle de olacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye Yüzyılı’nı güvenli evlerin, mutlu ailelerin ve güçlü şehirlerin yüzyılı yapacağız" Bakan Kurum, 500 bin sosyal konut projesinin tüm kriterleriyle ihtiyaç sahibi aileleri gözeten sosyal devlet anlayışının önemli bir adımı olduğunu dile getirerek, "Biz bu projeyle şehit ailelerimizi, gençlerimizi, yaşlılarımızı, emeklilerimizi, engelli vatandaşlarımızı projenin merkezine alarak tüm dünyada gerileyen sosyal devlet anlayışına, Türkiye olarak yeniden soluk veriyoruz. Yüzyılın Konut Projesi’yle 300 sektörü harekete geçirerek istihdamı da büyütüyor; konut arzını artırarak haksız kira artışlarına mani olacağız. İnanıyorum ki asrın inşasında yazdığımız başarı öyküsünü Yüzyılın Konut Projesi’yle zirveye taşıyacağız. Türkiye Yüzyılı’nı güvenli evlerin, mutlu ailelerin ve güçlü şehirlerin yüzyılı yapacağız" dedi. Bakan Kurum, oturumun ardından 81 ilden geleneksel el sanatları ürünleri ve yöresel tatların sergilendiği stantları gezdi.
Aydın Başkan Tetik: "Nazilli Belediyesi’nin Nazillispor A.Ş. ile geçmişte de bugün de herhangi bir bağı bulunmamaktadır" Nazilli Belediye Başkanı Ertuğrul Tetik, "Nazilli Belediyespor Başkanı gözaltına alındı" haberlerinin ardından yaptığı açıklamada, "Nazilli Belediyesi’nin Nazillispor A.Ş. ile geçmişte de bugün de herhangi bir bağı bulunmamaktadır" açıklamasında bulundu. Başkan Tetik yaptığı açıklamada, "Bugün bazı basın organlarında "Nazilli Belediye Spor Başkanı gözaltına alındı" şeklinde yer alan haberlerde, belediyemizin adı yanlış ve gerçeğe aykırı bir biçimde kullanılmaktadır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunlu hale gelmiştir. Nazillispor A.Ş., kuruluşundan itibaren belediyemize bağlı olmayan, tamamen özel bir anonim şirket olarak yapılandırılmış bir kulüptür. Bu nedenle, geçmişte de bugün de Nazilli Belediyesi ile hiçbir idari, mali, hukuki veya kurumsal bağı bulunmamaktadır. Bahis soruşturması kapsamında gözaltına alınan kişi, Nazilli Belediyesi ile hiçbir ilişkisi olmayan, yalnızca Nazillispor A.Ş.’nin yöneticisi konumundadır. Belediyemizin bu kişi veya bu özel şirketin faaliyetleri üzerinde herhangi bir yetkisi veya sorumluluğu yoktur. Bazı basın kuruluşlarında belediyemizin adının "Nazilli Belediye Spor" başlığıyla anılması tamamen hatalıdır, kamuoyunu yanıltıcıdır ve belediyemizin kurumsal itibarını zedelemektedir. Bu nedenle, ilgili ifadelerin acilen düzeltilmesini önemle talep ediyoruz. Nazilli Belediyesi, Nazilli halkının güveni, doğruluk ve şeffaflık ilkesi doğrultusunda çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir" dedi.
Bursa 5 yaşındaki Deniz’in ölümünde sorumluluk tartışması Bursa’da özel bir diş kliniğinde sedasyon altında gerçekleştirilen işlem sonrası fenalaşarak hayatını kaybeden 5 yaşındaki Deniz Sönmez’in ölümüyle ilgili davada tutuksuz sanıklar Diş Hekimi Aleyna S.G. ve Anestezi Uzmanı Levent O. savunma yaptı. Savcı, iki sanık için ’bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçundan 3 yıldan 9’ar yıla kadar hapis cezası talep etti. Bursa 44’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Deniz Sönmez’in anne ve babası ile tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olay 2 yıl önce, kliniğinde sedasyon altında bir diş çekilen, bir dişi kanal tedavisi yapılan ve dört dişine dolgu uygulanan Deniz’in işlem sonrası rahatsızlanıp kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesiyle ortaya çıkmıştı. Anestezi Uzmanı Levent O., sedasyon işlemine ilişkin yasağın yürürlüğe girdiğini bilmediğini öne sürerek, "Daha önce de aynı işlem Deniz’e yapılmıştı. Devlet hastanelerinde uzun randevu süreleri olması nedeniyle işlem zorunlu hale geldi. Kusurum yoktur, beraatimi talep ediyorum" dedi. Diş Hekimi Aleyna S.G. ise kliniğe yeni başladığını ve sedasyon uygulamasının klinikte zaten rutin olduğunu belirterek, "Sedasyonun yasak olduğunu düşünmedim, sorgulamadım. Bana bilgilendirme yapılmadı. Bir düzen içerisine düştüm, kendimi kullanılmış hissediyorum" ifadelerini kullandı. Duruşmada söz alan baba Aydın Sönmez, "2 yıldır mücadele ediyoruz, artık yargılamanın uzamasını istemiyoruz" dedi. Anne Elena Sönmez ise sedasyon önerisinin Aleyna S.G. tarafından yapıldığını belirterek sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Savcı, mütalaasında işletme ortakları M.Ç.G., M.Ö.A. ve M.E.K.’nin beraatini isterken, Diş Hekimi Aleyna G. ve Anestezi Uzmanı Levent O.’nun ’bilinçli taksirle ölüme neden olma’, mesul müdür Kerem G.Y.’nin ise ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, karar için duruşmayı erteledi.