ÇEVRE - 18 Eylül 2024 Çarşamba 10:33

Manisa’dan su sorununa ortak çözüm

A
A
A
Manisa’dan su sorununa ortak çözüm

Bir Damla Su, Geleceğin Umudu’ sloganıyla Manisa’da ilk kez yapılan ‘Manisa Su Çalıştayı’ sona erdi. 10 başlık altında çözüm önerilerinin sunulduğu çalıştayın sonuç bildirgesini Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek açıkladı. Başkan Zeyrek, “Su konusunda toplumsal yeni bir sözleşmeye ihtiyaç duyulduğu çok net anlaşılıyor. Bugünden tezi yok yola çıkıyoruz. Biz üstümüze düşen görevleri, sorumlulukları, ödevleri hızlıca yerine getireceğiz. Diğer kurumların, paydaşlarının da bu sorumlulukta olmasını önemle rica ediyoruz” dedi.


Manisa Büyükşehir Belediyesi ve MASKİ Genel Müdürlüğü birlikteliğinde ‘Bir Damla Su, Geleceğin Umudu’ sloganıyla Manisa’da ilk kez yapılan ‘Manisa Su Çalıştayı’ sona erdi. 2 gün süren çalıştayda yurt çapından 300’e yakın bilim insanı, kurum temsilcileri ve uzmanlar, Manisa ve Gediz Havzasının su sorunlarını masaya yatırdı. Çalıştayın ikinci gününde takım çalışma sunumları gerçekleştirildi. Çalıştaya Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Gölmarmara Belediye Başkanı Cem Aykan, MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Pınar Mine Hacıalibeyoğlu ve Oğuz Murat Pınar, Manisa Eski Milletvekili Muzaffer Yurttaş, daire başkanları, başkan danışmanları ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.



Başkan Zeyrek: “Su sorunları masaya yatırıldı, çözüm önerileri geliştirildi”


Hayati derecede önemli olan su sorununa ve suyun geleceğine değinilen çalıştayın tamamlandığını belirten Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çalıştay burada bitmiyor. Hem, yıl içinde su sorunu ve bu sorunun etkilerini konuşacağız, hem uyarılarda bulunacağız. Farkındalık oluşturmak için kampanyalar başlatacağız, hem de önlemler alacağız. Bu çalıştaya katkı sunan başta değerli bilim insanlarına, katılımcılara, kurum ve kuruluşlara çok teşekkür ediyorum. Diler ve isterdim ki, bugün burada olmayan ilgili kurum temsilcileri de katılım sağlasalardı. Birlikte, ortak akılla hayata geçireceğimiz bu çalışmalara dahil olsalardı. ‘Bir Damla Su, Geleceğin Umudu’ sloganı ile gerçekleştirdiğimiz ‘Manisa Su Çalıştayı’na, 300’e yakın seçkin bilim insanı, ilgili kurum temsilcileri ve bu konuda çalışan uzmanlarımız katıldı. Oluşturduğumuz yuvarlak masalarda Manisa ilinin ve Gediz Havzasının su sorunları masaya yatırıldı ve çözüm önerileri geliştirildi.”



Çalıştayın sonuç bildirgesini okudu


Başkan Ferdi Zeyrek, 2 gün süren çalıştayda 10 başlık altında çözüm önerilerinin sunulduğu sonuç bildirgesini okudu. Başkan Zeyrek tarafından 10 başlık altında açıklanan sonuç bildirgesinde şunlar yer aldı: “1-) Sanayide Su Yönetimi: Sanayi bölgelerinde su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir yönetimi, Çalıştay kapsamında öncelikli tartışma konularından biri olmuştur. Görüşmeler neticesinde, izleme, kontrol ve denetim faaliyetlerinin tek bir otorite tarafından yürütülmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sanayicilere kontrollü su temininin sağlanması ve kaçak kuyuların tespit edilmesi önem arz etmektedir. Arıtma çamurlarının alternatif yakıt ve hammadde olarak kullanılması teşvik edilmelidir. Ayrıca gri su ve yağmur suyu hasadı gibi yeni teknolojilerin sanayi tesislerinde yaygınlaştırılması, bu tür projelere destek verilmesi önerilmiştir. Sanayide su fiyatlandırmasının "kirleten öder" prensibine göre düzenlenmesi ve su kaynaklarının korunmasına yönelik stratejik adımlar atılması gerektiği ifade edilmiştir. Gri su ve atıksulardan geri kazanılmış su kullanımının yaygınlaştırılması önerilmiştir. Su kullanımında endüstriyel simbiyoz yaklaşımı ile su tasarrufunun sağlanması çalışmalarının yürütülmesi, projelendirilmesi, bu çalışmaları gerçekleştiren firmalara teşvik verilmesi önerilmektedir. 2-) İçme ve Kullanma Su Yönetimi: Manisa’da içme ve kullanma suyu yönetimi konusunda yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri Çalıştay’da tartışılmıştır. Kaçak kuyu kullanımı, su kayıpları, kirlilik ve israf gibi sorunların çözümü için hidrojeolojik karakterizasyon çalışmaları ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi önerilmiştir. Su yönetiminde dijitalleşmeye geçilerek, altyapının yenilenmesi, SCADA otomasyon sistemlerinin devreye alınması, Coğrafi Bilgi Sistemleri temelli bir yönetim uygulanması önerilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması su yönetimi açısından önemlidir. Tarımsal sulamada verimliliği artırmak için çiftçilere eğitim verilmesi ve modern sulama tekniklerinin teşvik edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sulak alanların korunması, yağmur suyu hasadı ve gri su kullanımının teşvik edilmesi de çözüm önerileri arasında yer almıştır. AB Fonları, IFC, EBRD, AFD gibi uluslararası finans kuruluşları ve ‘Yeşil Dönüşüm’e uygun finans sağlayan ulusal bankalarla irtibat kurularak proje hibeleri ve yatırım finans desteklerine ilişkin imkanlar zorlanabilir. 3-) Atıksu ve Arıtma Çamurları Yönetimi: Atıksu ve arıtma çamurlarının yönetimi üzerine yapılan tartışmalarda; Mevcut yöntemlerin geliştirilmesi ve yeni alternatiflerin araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Çamurların yakıt olarak kullanılması, özellikle çimento fabrikalarında yaygınlaşmaktadır, ancak termal kurutma maliyetlerinin yüksekliği bu yöntemi sınırlı kılmaktadır. Arıtma tesislerinde suyun tekrar kullanımı teşvik edilmeli, çamur nem oranının düşürülmesi için gerekli teşvikler artırılmalıdır. Yeniden kullanım konusunda merkezi yönetim tarafından enerji teşvik oranının arttırılması yönünde yapılan düzenlemeler olumlu olarak değerlendirmekle birlikte tesislerde kurulacak ileri arıtma ünitelerinin ilk yatırım maliyetlerini karşılama konusunda da teşvik, hibe, uygun kredi gibi finansal desteklemeler süreçleri hızlandıracaktır. Ayrıca, tarımsal kullanım için ileri arıtmanın gerekliliği ve teknik açıdan sınırlamalar getiren maliyetlerin çözülmesi gerektiği vurgulanmıştır. 4-) Tarımda Su Yönetimi: Manisa’da tarımsal su yönetiminin iyileştirilmesi için çeşitli öneriler geliştirilmiştir. Mevcut su kaynaklarının etkin kullanımı için kapalı sistemlere geçiş yapılmalı ve sulama programlaması için gerekli veriler toplanmalıdır. Çiftçilere su kullanımı konusunda farkındalık kazandırılması amacıyla eğitim programları düzenlenmeli, ürün deseni planlaması su kaynaklarının verimliliğine göre yapılmalıdır. Alternatif üretim sistemlerinin teşvik edilmesi ve dijital teknolojilerin sulama yönetiminde kullanılması, tarımsal su yönetimi açısından stratejik adımlar olarak öne çıkmıştır. 5-) Yeraltı ve Yerüstü Suların Yönetimi: Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı, Gediz Havzası Eylem Planı ve Gediz Havzası Nehir Havza Yönetim Planı’nda belirtilen tedbirlerin uygulanmasıyla ve Manisa’nın su kaynakları potansiyelinin hidrojeolojik kavramsal modelle değerlendirilmesiyle sağlanabilir. Gediz Havzası Hidrolojik Etüd Projesi’nin güncellenmesi ve iklim değişikliği senaryoları altında su kaynaklarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Fazla suların depolanması, buharlaşmayı azaltıcı önlemler alınması ve alternatif planlarla su kaynaklarının afet durumlarına karşı güvence altına alınması önemli adımlar olarak belirlenmiştir. 6-) Tüketim Alışkanlıkları ve Su Yönetimi: Su tüketim alışkanlıklarının su yönetimi üzerindeki etkileri tartışılarak, mevcut kullanımın izlenmesi ve buna göre politikaların geliştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Suyun tam maliyet esaslı fiyatlandırılması sağlanmalıdır. Su israfının önlenmesi için farkındalık kampanyaları ve eğitim programları düzenlenmeli, sanayide atık suyun yeniden kullanımı teşvik edilmelidir. Mekânsal planlamalar su çevrimini gözeterek yapılmalı ve yeşil alanlar artırılarak suyun daha etkin kullanılması sağlanmalıdır. Su kıtlığına karşı sektörel su haklarının düzenlenmesi ve acil durum planlarının oluşturulması da öneriler arasındadır. 7-) Gediz Nehir Havzası Entegre Yönetimi: Gediz Havzası Eylem Planı ve Gediz Havzası Nehir Havza Yönetim Planı’nda belirtilen tedbirlerin uygulanması sağlanmalıdır. Bu planlar periyodik olarak güncellenmelidir. Gediz Nehri ve Marmara Gölü’nün korunması amacıyla entegre yönetim stratejileri geliştirilmiştir. Kaçak sulamaların önlenmesi, denetimlerin artırılması ve cezaların caydırıcı olması gerektiği vurgulanmıştır. Yeraltı su kaynaklarının korunması için yüzeysel suların tarımsal sulamada kullanılması ve yeni barajlar inşa edilerek bu suların depolanması önerilmiştir. İzleme ve gözlem sistemlerinin kurulması, sürdürülebilir bir su yönetimi açısından önemlidir. 8-) Geleneksel Olmayan Su Kaynakları: Geleneksel olmayan su kaynaklarının, özellikle yağmur suyu ve arıtılmış atık suların, tarım, sanayi ve peyzaj alanlarında kullanımının teşvik edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. OSB’lerde firmalar arasında atık su paylaşımı sağlanarak su verimliliği artırılabilir. Belediyelerin ruhsat süreçlerinde yağmur suyu hasadını zorunlu kılması ve bu konuda cezai yaptırımlar uygulaması önerilmiştir. Küçük ölçekli projelerde yağmur suyu hasadının teşvik edilmesi de önemli bir çözüm olarak sunulmuştur. 9-) Su Verimliliği: Su israfı ve su kıtlığına karşı alınması gereken tedbirler arasında, su kullanımının izlenmesi ve buna göre politikalar geliştirilmesi yer almaktadır. Sanayide atık suyun geri kazanımı her türlü, su tüketiminin ücretlendirilmesi ve atık su bedellerinin artırılması önerilmiştir. İklim projeksiyonlarına dayalı bölgesel planlamaların yapılması, su güvenliği için sektörel su haklarının düzenlenmesi ve acil durum planlarının oluşturulması gerektiği vurgulanmıştır. Suyun kaynağından kullanıcıya ulaşmasına kadar geçen tüm süreçlerde risk yönetimi planlarının yapılması ve su güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Değişen iklime uyum çerçevesinde su verimliliği strateji belgesi ve eylem planı (2023 - 2033) uyulmalıdır. 10-) Manisa’nın Su Kaynakları ve Su Yönetimi: Manisa’nın su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için eğitim ve farkındalık çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Kaçak kuyuların tespiti için uzaktan algılama teknolojilerinin kullanılması ve su barışının sağlanması önerilmiştir. Yağmur suyu hasadının zorunlu hale getirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi önerilmektedir. Kayıp-kaçakla mücadelede yerel yönetimlerin sürekli finans kaynağı ayırması gerekmektedir.”



Başkan Zeyrek: “Söz veren kişi olarak beni de takip edin”


Çalıştayla çok değerli çözüm önerilerinin sunulduğunu vurgulayan Başkan Zeyrek, “Bu önerilerin bir kısmı bize düşen ödevleri içeriyor. Ama asıl olarak, su konusunda toplumsal yeni bir sözleşmeye ihtiyaç duyulduğu çok net anlaşılıyor. Bugünden tezi yok yola çıkıyoruz. Biz üstümüze düşen görevleri, sorumlulukları, ödevleri hızlıca yerine getireceğiz. Diğer kurumların, paydaşların da bu sorumlulukta olmasını önemli rica ediyoruz. Sadece ricacı olmayacağız elbette; takipçisi de olacağız. Siz değerli katılımcılardan ricam; Manisa Büyükşehir Belediyesi’ni, söz veren kişi olarak beni de takip edin. Eksiğimiz, yanlışımız olursa lütfen çekinmeden uyarılarınızı yapın” şeklinde konuştu.


Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, çalıştaya moderatör olarak katkı sağlayan isimlere teşekkür belgesi takdim etti.



Manisa’dan su sorununa ortak çözüm

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Tersine göç: Metropolden köyüne döndü, kurduğu fabrika ile gençlerin istihdam umudu oldu Metropoldeki yaşamını bırakarak Muş’un Kırköy beldesine dönen genç girişimci İsmail Baçaru, tarafından kurulan tekstil fabrikası, üç aydır sürdürdüğü üretimle başta gençler olmak üzere belde halkına istihdam umudu oldu. Metropollerden kırsala dönüşü ifade eden tersine göçün örneklerinden biri Muş’un Kırköy beldesinde hayata geçirildi. Büyükşehirdeki yaşamını geride bırakarak memleketine dönen genç girişimci İsmail Baçaru, Kırköy beldesinde kurduğu tekstil fabrikasıyla bölge gençlerine istihdam kapısı oldu. Belediyeye ait ek binada yaklaşık üç ay önce faaliyete başlayan tekstil fabrikasında, çeşitli markalar için üretim yapılıyor. Özellikle gençlerin ve kadınların istihdam edildiği tesiste, düzenli üretimle birlikte ekonomik hareketlilik de sağlanıyor. Fabrikanın faaliyete geçmesiyle birlikte beldede iş imkanlarının artmaya başlaması ile gençler, büyükşehirlere göç etmek yerine kendi memleketlerinde çalışma fırsatı buluyor. Bu tür yatırımların tersine göçü teşvik ederek kırsal bölgelerin kalkınmasına katkı sağlaması hedefleniyor. Beldede işsiz genç sayısının yüksek olduğunu belirten Kırköy Belediye Başkanı Rahmetullah Yaktı, her gün atölyeye geldiklerinde makinelerin çalıştığını, gençlerin cıvıl cıvıl iş başında olduğunu ve işletme sahiplerinin de üretim alanında gençlerin başında durduğunu görmenin kendilerini gururlandırdığını söyledi. Başkan Yaktı, "Gençlerimizin her gün Muş merkeze gidip gelerek çalışmaları hem ulaşım açısından zor oluyor hem de özellikle genç kızlar için aileler tarafından pek tercih edilmiyor. Bu nedenle gençlerimizin kendi beldelerinde çalışma imkânına kavuşması çok daha iyi oldu. İşletmeci kardeşlerimiz ihtiyaç duydukları sürece binanın tüm katlarını kullanabiliyor. Şu anda birinci ve ikinci kat aktif olarak kullanılıyor, üçüncü kat da tamamen kendilerine tahsis edilmiş durumda. Amacımız; köydeki ve beldedeki gençlerimize, kız-erkek ayrımı olmadan iş imkânı sunmak ve aile ekonomilerine katkı sağlamaktır. Bugün burada 35 civarında gencimiz çalışıyor. Gençlerimiz hem iş sahibi oluyor, hem ailelerine destek oluyor hem de meslek öğreniyor. Overlokçu, makineci, usta olarak işe başlayan gençlerimiz zamanla kendilerini geliştirerek ileride devlet desteklerinden faydalanıp kendi iş yerlerini açabilecek seviyeye gelebilecekler. Belediye olarak, belediye başkanı ve eğitimci kimliğimizle gençlere yönelik böyle bir projeyi uzun zamandır hayal ediyorduk. Bu yıl hayata geçirmek nasip oldu. Hayırlı, uğurlu olmasını diliyor; tüm gençlerimize başarılar temenni ediyoruz" şeklinde konuştu. İstanbul’dan göç ederek beldesine dönen İsmail Baçaru, teksil işini küçük yaşlarda öğrendiğini ve kendi evinde, tek bir makineyle pantolon ve gömlek dikerek işe koyulduğunu belirtti. Baçaru, "Kardeşlerimle birlikte kendi iş yerimizi Kırköy Belediyesinin ek binasında açarak iş başı yaptık. Kırköy Belediye Başkanı Rahmetullah Yaktı bize bu yeri tahsis edip bize destekte bulundu. Bu süreçte bizlere kolaylıklar nasip oldu. Yaklaşık 3 aydır burada üretim yapıyoruz. Şuanda 35 personelimizle faaliyet gösteriyoruz. Gençlerimiz işlerinin başında, çalışıyor ve ailelerine ekonomik olarak katkı sağlıyor. Biz de burada çalışmaktan son derece mutluyuz. Bu vesileyle tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hepsi işini severek, disiplinle yapan arkadaşlarımızdır. Burada çalışan gençlerimiz merkeze gitmek zorunda kalmıyor. Sabah-akşam yolda geçen birer saatlerini kazanmış oldular. İş yerimiz evlerine çok yakın, neredeyse kapılarının önünde. Özellikle kızlarımız güvenli bir ortamda çalışıyor, aileleri de bu durumdan memnun. Ben buradaki tüm gençlerimize şunu tavsiye ediyorum. Çalışın, çalışarak ve öğrenerek bir yerlere gelirsiniz. Buraya sadece zaman geçirmek için gelmeyin. Masanın başına her geçtiğinizde, yaptığınız işten bir güç alın. Zamanın ve emeğin değerini bilin. Çünkü bugün öğrendikleriniz, yarın size çok lazım olacak. Ben çocukluğumdan beri bu işi yaparak bugünlere geldim. Sizler de aynı azim ve emekle bu seviyelere gelebilirsiniz" dedi.
Eskişehir Eskişehir cezaevlerinde 5 bin 742 hükümlü ve tutuklu bulunuyor Adli Kolluk Değerlendirme Toplantısı’nda, 24 Aralık 2025 tarihi itibariyle Eskişehir Ceza İnfaz Kurumları’nda 5 bin 26 hükümlü ve 716 tutuklu olmak üzere toplam 5 bin 742 kişi bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Eskişehir Adliyesi Yunus Emre Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. "Güçlü bir adli kolluk yapısı, güçlü bir hukuk devleti anlayışının en önemli teminatlarındandır" Ardından, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah tarafından açılış konuşması yapıldı. Karakülah, adli kolluğun, ceza adalet sisteminin temel unsurlarından biri olduğunu belirtti. Başsavcısı Üzeyir Karakülah, "Suçun aydınlatılması, delillerin hukuka uygun şekilde toplanması, mağdurun korunması ve şüphelinin haklarının gözetilmesi noktasında gösterilen her titiz çalışma, adaletin doğru ve zamanında tecellisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede, soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan kararlar, ancak sizlerin titizlikle yürüttüğünüz çalışmalar ile verilebilir. Unutulmamalıdır ki; güçlü bir adli kolluk yapısı, güçlü bir hukuk devleti anlayışının en önemli teminatlarındandır. Bu noktada, kurumlarımız arasındaki koordinasyonun artırılması, suçla mücadelede daha etkin olma yolunda büyük önem taşımaktadır. Adli kolluk ile Cumhuriyet Başsavcılığımız arasındaki koordinasyonun güçlenmesi, hem soruşturmaların hızını hem de hukuki güvenliği artırmaktadır. Elbette değerlendirme toplantıları, yalnızca başarıların konuşulduğu değil; eksikliklerin, yaşanan sorunların ve geliştirilmesi gereken alanların da samimiyetle ele alındığı toplantılardır. Gerçekleştirdiğimiz bu toplantıyla da yargı hizmetlerinin daha etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesini amaçlamaktayız" şeklinde konuştu. Adli kolluk birimlerinin bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmalar hakkında istatistikler paylaşılması sonrası basına kapalı şekilde devam eden programda, karşılaşılan sorunlar ve gelecek döneme ilişkin hedeflerle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Programa; Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah’ın yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, Gümrük Müdürü Muhammet Uçar, Orman Bölge Müdürü İsmail Çetin, Uludağ Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürü Vekili Mustafa Aşıcı, Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri, Cumhuriyet Savcıları ve kolluk amirleri katıldı.
Erzurum ETÜ’de "Erzurum’daki kütüphaneleri tanımak ve tanıtmak" söyleşisi düzenlendi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Merkez Kütüphanesi ev sahipliğinde "Erzurum’daki Kütüphaneleri Tanımak ve Tanıtmak" başlıklı söyleşi programı gerçekleştirildi. Erzurum’daki kütüphanelerin mevcut durumu, sundukları imkânlar ve kütüphanelerin kültürel hayattaki yerini konuşmak amacıyla düzenlenen programa ETÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naim Ürkmez, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Moderatörlüğünü ETÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Süleyman Yıldız’ın üstlendiği programda, Atatürk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkan Vekili Murat Üstündağ, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Mustafa Keleş ile İsmail Saib Sencer İl Halk Kütüphanesi Müdür Vekili Hatice Doğulu konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacılar kendi kurumlarında yürütülen kütüphane hizmetleri, kullanıcı odaklı uygulamalar ve kütüphanelerin sosyal yaşam içindeki rolüne ilişkin görüş ve deneyimlerini paylaştı. Programda konuşan ETÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Yıldız ise Erzurum’un tarih boyunca ilim ve irfanın önemli merkezlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, kütüphanelerin yalnızca kitapların saklandığı mekânlar olmadığını, aynı zamanda geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran, bireyin kendini ve dünyayı anlamasına katkı sağlayan canlı kültür merkezleri olduğunu vurguladı. 2025 Yılı YÖK Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda Erzurum Teknik Üniversitesi’nin, kütüphane hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranında yüzde 80,86 ile Türkiye genelinde zirvede yer aldığını hatırlatan Yıldız, bu sonucun nitelikli hizmet anlayışı ve kullanıcı odaklı çalışmaların önemli bir göstergesi olduğunu ifade etti. Programı, kütüphanelerin dijital çağda nasıl daha etkin kullanılabileceği, gençlerin kütüphanelere ilgisinin artırılmasına yönelik çalışmalar ve kurumlar arası iş birliğinin önemi gibi konular çerçevesinde gerçekleştirilen değerlendirmelerin ardından soru cevap bölümü ile sona erdi.
Denizli Denizli için kapsamlı turizm yol haritası belirlendi Denizli’nin 2026-2030 turizm vizyonu dijitalleşme, gastronomi, kültür, sürdürülebilirlik ve deneyim odaklı projelerle şekilleniyor. Denizli Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serkan Bertan, kentin sahip olduğu güçlü turizm potansiyelini daha etkin ve sürdürülebilir biçimde değerlendirmek amacıyla Denizli Turizm Yol Haritası’nı kamuoyuyla paylaştı. 2026-2030 yıllarını kapsayan yol haritası; dijital turizm, gastronomi, kültürel miras, doğa turizmi ve ulaşım başlıkları altında çok sayıda somut öneri içeriyor. Prof. Dr. Bertan, Denizli’nin Pamukkale ve antik kentler başta olmak üzere önemli değerlere sahip olmasına rağmen, bu potansiyelin bütüncül bir planlama ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Hazırlanan yol haritasının temel yaklaşımının sürdürülebilirlik, dijital entegrasyon ve deneyim odaklı turizm olduğu ifade edildi. Hop-On Hop-Off ve dijital rehber ön planda Yol haritasında, Denizli Sesli Rehber Mobil Uygulaması temel alınarak şehir merkezini ve ören yerlerini kapsayan Hop-on Hop-off tur sistemi önerildi. Pamukkale, Karahayıt, Hierapolis, Laodikya ve şehir merkezini kapsayan bu tur kapsamında DenizliCard ile müze, teleferik ve alışverişte indirimli kombine bilet uygulamaları öngörüldü. Turizm noktalarına 118 adet karekodlu dijital levha, antik kent girişlerine ve toplu taşıma alanlarına karekodlu bilgilendirme panoları yerleştirilmesi planlandı. Havalimanı, Pamukkale ve Hierapolis girişlerinde dijital tanıtım merkezleri kurulması da öneriler arasında yer aldı. Gastronomi, doğa ve kültür rotaları Denizli mutfağının turizmle daha güçlü entegrasyonu için Gastronomi Yolu, Yöresel Lezzetler Yolu, Coğrafi İşaretli Ürünler Yolu, Karanlık Gökyüzü Park Yolu ve Sakin Şehir Rotaları gibi tematik turizm yolları planlandı. Elmalı Köyü’nün Gastroköy olarak konumlandırılması, Karataş Mesireliği’nin Gastropark haline getirilmesi ve Yeryüzü Pazarları’nın yaygınlaştırılması hedeflendi. Ayrıca, Denizli mutfağının korunması ve tanıtımı amacıyla Gastronomi Müzesi/Evi kurulması, kadın kooperatifleri aracılığıyla yöresel yemeklerin sunulması ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerin yeniden canlandırılması önerildi. Yaşayan müzeler, çarşılar ve deneyim alanları Yol haritasında; tarihi konakların ve yapıların deneyim odaklı yaşayan müzeler haline getirilmesi, el sanatları ve somut olmayan kültürel mirasın ziyaretçilerle buluşturulması da önemli yer tuttu. Kaleiçi Çarşısı, Peynirciler Çarşısı ve Babadağlılar Çarşısı’nın yaşayan kültür alanları olarak yeniden düzenlenmesi önerildi. Ulaşım, sürdürülebilirlik ve termal turizm Ulaşım başlığında; uluslararası uçuşların artırılması, charter seferler, hızlı tren hattı, şehir merkezi-Pamukkale arasında nostaljik tren projesi gibi öneriler yer aldı. Termal turizm için ise Termal Turizm Master Planı hazırlanması, "Termal Kent Denizli" markasının güçlendirilmesi ve wellness odaklı tesislerin desteklenmesi gerektiği belirtildi. Denizli için ortak turizm vizyonu Prof. Dr. Serkan Bertan tarafından hazırlanan Denizli Turizm Yol Haritası; kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün ortak hareket etmesini hedefliyor. Yol haritasının hayata geçirilmesiyle Denizli’nin yalnızca günübirlik ziyaret edilen bir destinasyon olmaktan çıkarak, konaklama süresi uzun, marka değeri yüksek bir turizm kenti haline gelmesi amaçlanıyor.