EKONOMİ - 08 Mayıs 2025 Perşembe 08:21

Sarıgöl’de Unlubit zararlısına karşı feromon tuzakları dağıtıldı

A
A
A
Sarıgöl’de Unlubit zararlısına karşı feromon tuzakları dağıtıldı

Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde bağlarda büyük zarara yol açan unlubite (Planococcus ficus) karşı biyoteknik mücadele kapsamında üreticilere feromon tuzakları dağıtıldı.


Sarıgöl İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen "Sarıgöl Bölgesinde Bağlarda Unlubit (Planococcus ficus) ile Biyoteknik Mücadele Projesi" çerçevesinde toplam 600 dekar alanda biyoteknik uygulama başlatıldı. Proje kapsamında 18 bin adet feromon tuzağı üreticilere teslim edildi.


Sarıgöl İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Akar, modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması ve desteklenmesi amacıyla çalışmaların kararlılıkla sürdüğünü belirterek, "Bağ alanlarında unlubit zararlısına karşı biyoteknik mücadele yöntemlerini devreye aldık. Bu sayede kimyasal kullanımını azaltarak daha sürdürülebilir ve çevreci bir üretim hedefliyoruz." dedi.


Feromon tuzaklarının dağıtımı için düzenlenen programa yüklenici firma yetkilileri, Sarıgöl İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Akar, konu sorumlusu teknik personeller ile çok sayıda üretici katıldı.



Sarıgöl’de Unlubit zararlısına karşı feromon tuzakları dağıtıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Doç. Dr. Erden: "Dünyada her yıl yaklaşık 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır" Akciğer kanserinin en önemli risk faktörünün sigara kullanımı olduğunu vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, "Dünyada yaklaşık her yıl 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Akciğer kanseri teşhisi koyulan insanların her yıl 2 milyonu hayatını kaybetmektedir" dedi. Elazığ Medilines Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, akciğer kanseri farkındalık ayı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin gerek dünyada gerekse de Türkiye’de giderek sayısı artan ve yüksek ölüm oranlarına sahip çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ersin Şükrü Erden, "Dünyada yaklaşık her yıl 2 buçuk milyon insana akciğer kanseri teşhisi konulmaktadır. Akciğer kanseri teşhisi koyulan insanların her yıl 2 milyonu hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde duruma bakacak olursak her yıl yaklaşık 40 bin yeni akciğer kanseri vakası tespit edilmektedir. Akciğer kanserleri, hücre tipine bağlı olarak 2 ana gruba ayrılmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücre dışı akciğer kanserleridir. Küçük hücreli akciğer kanseri, yaklaşık vakaların yüzde 10-15’ini oluşturmaktadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserleri ise vakaların yüzde 85-90’ını oluşturmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanserleri oldukça hızla seyirli ve kötü promozlu türü oluşturmaktadır. Küçük hücre dışı akciğer kanserleri ise küçük hücreli akciğer kanserine göre daha yavaş gelişim göstermektedir" diye konuştu. Çoğu vakanın erken dönemde sessiz olduğunu aktaran Erden, "Herhangi bir şikayete sebep olmaz. Akciğer kanseri; 3 haftadan fazla süren öksürük, daha önceden var olan öksürüğün karakter değiştirmesi, balgam çıkarma, kanlı balgam çıkarma, öksürükle ağızdan kan gelmesi, nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, omuz ağrısı ve sırt ağrısı gibi birçok şikayete sebebiyet vermektedir. Akciğer kanserinin teşhisinde öncelikli olarak hastanın ilgili hekime başvurması gerekmektedir. Hekim tarafından hastanın başlangıçta muayenesi yapılmakta, kan tahlilleri alınmakta ve akciğer grafisi çekilmektedir. Akciğer grafisinde herhangi bir şüphe tespit edilen hastalarda akciğer tomografisi çekilmektedir. Gerekli vakalarda pet-ct kullanılabilmektedir. Akciğer kanserinin en önemli risk faktörü sigara kullanımıdır. Vakaların yüzde 90’ında etken sigara olmaktadır. Sigara dışında yine kansere sebep olacak risk faktörleri, pasif sigara içimi, radon gazı, asbest maruziyeti, arsenik maruziyeti ve herhangi bir sebeple göğüs bölgesine daha önceden radyoterapi görmesi ve verem gibi hastalıkların bıraktığı izler akciğer kanseri açısından risk faktörlerini oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.
Hatay Yılların ustasının deprem anında canından önce fırın küreğini düşündüğü anlar kamerada Hatay’da depreme fırında çalışırken yakalanan Erol Gezginci’nin lavaşları fırına attıktan sonra küreğini yanmaktan kurtararak ustalıkla kaçtığı anlar kameraya yansıdı. AFAD verilerine göre, geçtiğimiz günlerde Defne ilçesi kent merkezinde yerin 13.22 kilometre derinliğinde 3.9 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Depremin etkisiyle panik yaşayan vatandaşlar soluğu sokakta aldılar. Defne ilçesi Çekmece Mahallesi’nde bulunan çarşıda fırıncılık yapan Erol Gezginci, fırında çalıştığı esnada depreme yakalandı. Pişirmek için 3 lavaş ekmeği küreğe koyan Gezginci; lavaşları fırına koyup, küreğini kurtardıktan sonra kaçmaya başladı. Meslek ustalığıyla küreğini yanmaktan kurtaran Gezginci’nin kaçış anı gülümsetti. Görüntülerde; fırında çalışan personelerin panik yaşadığı görüldü. "Deprem olduğu esnada fırının içinde 3 lavaş ekmeği vardı, onları bırakıp kaçtım, sonra içeride bıraktığım lavaşlar yandı" Daha önce hiçbir depreme fırında yakalanmadığını dile getiren Erol Gezginci, "Ben fırındayken lavaş ekmeği yapıyordum. Lavaş ekmeğini içeri attıktan sonra küreğim içeride kaldı. Kürek içerideyken deprem oldu ve güm diye ses geldi. Deprem olduğu anda küreği çektim ve emniyet açısından dışarıya kaçtım. Depremin ardında kaçtıktan sonra elim ayağım hala titriyordu. Bu yüzden 20 dakika sonra içeriye girdim. Depremden kaçtığımız görüntüleri izlerken bayağı güldüm. Deprem olduğu esnada fırının içinde 3 lavaş ekmeği kaldı, içeride bıraktığım lavaşlar yandı. Ben 40 yıllık fırıncıyım. Yıllardır fırıncılık yaparım küçük depremlere yakalandık ama böylesine şiddetlisine yakalanmadım" ifadelerini kullandı.