ASAYİŞ - 31 Aralık 2025 Çarşamba 16:39

Seramiksan’daki 2 milyon Avro’luk soygun kamerada: Çelik kasayı metrelerce sürüklediler

A
A
A
Seramiksan’daki 2 milyon Avro’luk soygun kamerada: Çelik kasayı metrelerce sürüklediler

Manisa’nın Turgutlu ilçesinde Organize Sanayi Bölgesi’nde bir iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayıyla ilgili adım adım iz takip eden Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri 7 şüpheliden 3’ünü İstanbul’da yakalarken şüphelilerden 2’sinin farklı suçlardan cezaevinde oldukları öğrenildi. Mahkemeye çıkarılan 5 kişi tutuklanırken, 2 şüpheliyi yakalama çalışmaları devam ediyor. Öte yandan fabrikadaki kasalardan 2 milyon Avro çaldıkları belirlenen hırsızlık olayı güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi.


Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, 13 Ekim 2025’i 14 Ekim 2025’e bağlayan gece saatlerinde Turgutlu ilçesi Selvilitepe Mahallesi Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Seramiksan’a ait fabrikada yaşanan iş yeri hırsızlığı olayıyla ilgili geniş çaplı çalışma başlatıldı. Asayiş Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalarda, iş yeri ve çevresinde bulunan çok sayıda güvenlik kamerası görüntüsü incelendi.


Yapılan incelemelerde, yüzleri maskeli 4 şüphelinin iş yerine girdikleri, iş yerinde bulunan çelik kasayı keserek içerisindeki paraları aldıkları ve olayın ardından ara yolları kullanarak Manisa’dan ayrıldıkları belirlendi. Şüphelilerin yakalanmasına yönelik olarak 13-14 Ekim tarihlerinde kente giriş ve çıkış yapan yaklaşık 3 bin 500 araç incelemeye alındı. Yapılan çalışmalar sonucunda şüphelilerin İstanbul’dan Turgutlu’ya geldikleri tespit edilirken, olaya karıştığı belirlenen toplam 7 şüpheli şahıs belirlendi.


Şüphelilerden H.K. (31) ve M.T. (25), İstanbul’da yakalanarak gözaltına alındı. 26 Aralık 2025 tarihinde Manisa’ya getirilen 2 şüpheli, sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. D.Ç. (27) ve M.K. (24) isimli şüphelilerin ise farklı suçlardan cezaevinde bulundukları tespit edildi. Söz konusu 2 şüpheli, 29 Aralık 2025 tarihinde dosya kapsamında SEGBİS yöntemiyle sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Z.S. (27) isimli şüpheli ise İstanbul’da yakalanarak gözaltına alındı. 30 Aralık 2025 tarihinde Manisa’ya getirilen şüpheli, çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı.


Olayla bağlantılı 2 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü belirtilirken, soruşturma kapsamında şu ana kadar toplam 5 şüpheli tutuklandı.


2 milyon Avro’luk hırsızlık güvenlik kamerasında


Öte yandan Seramiksan’a ait fabrikanın idari binasındaki kasalardan yaklaşık 2 milyon avro çalındığı belirlendi. Fabrikanın güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde maskeli şüphelilerin içinde para bulunan kasaları sürükleyerek götürmeye çalıştığı görülüyor. Şüphelilerin su kullanarak kestikleri kasalardan birini tuvalete götürdükleri anlar güvenlik kamerasında yer aldı. Görüntülerin detaylı incelemesinde, soygun sırasında dışarıda gözcülük yapan şüphelilerden birinin kasalardan çıkarılan paraların bir kısmını arkadaşlarının bilgisi dışında poşetlerden alarak kıyafetinin içine sakladığı da belirlendi.


(ST-AY-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sadettin Saran: "Sezon sonunda kulübümüzü genel kurula götüreceğiz" Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, sezon sonuna kadar görevine devam edeceğini ve sonrasında olağanüstü genel kurula gidileceğini açıkladı. Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, gündeme dair kulüp televizyonunda açıklamalarda bulundu. Şahsıyla ilgili geçtiğimiz günlerde yaşadığı hukuki sürece değinen Saran, "Hayatımda belki de ilk kez kelimeleri bu kadar tartarak seçiyorum. Görev sürem boyunca sizler de çok iyi gördünüz ki ben konuşmayı seven bir başkan olmadım. Zaman zaman bu nedenle eleştiriler de aldım. Özellikle şahsımı ilgilendiren başlıklarda Fenerbahçe’yi bu gündemlerin içine çekmemek için sessiz kalmayı, geri planda durmayı ve Fenerbahçe’yi her şeyin önünde tutmayı tercih ettim. Ancak gelinen noktada hem sizlere hem kamuoyuna kendimi ve durduğum yeri sakinlikle anlatmanın zamanının geldiğine inanıyorum. Benim bu göreve talip olurken tek bir hayalim vardı; Fenerbahçe’yi en büyük olduğu yere yani sahaya döndürmek. Tartışmaların değil sporun, polemiklerin değil kupaların konuşulduğu bir kulüp hayaliyle yola çıktım. Son dönemde hepinizin yakından takip ettiği bir süreç yaşandı. Şahsım üzerinden söylenenler, yazılanlar, ima edilenler oldu. Kimi zaman gerçekle ilgisi olmayan iddialar, kimi zaman hukukun kararından önce manşetlerde verilen hükümler gördük. Ben hayatım boyunca hukukun ve masumiyet ilkesinin herkes için gerekli olduğuna inanan bir insan oldum. Hukuki ve yasal bir süreç olması nedeniyle bu konuyla ilgili her bir adımın adli makamlar tarafından en iyi şekilde yürütüleceğine olan inancım ilk günden beri tamdır. Ancak yine ilk günden beri bir takım medya organları ve sosyal medyada imalatını yaptığımdan, evimde uyuşturucu madde bulunduğu gibi asılsız iddialardan, evimin üzerinde dron uçurulmasına kadar itibarsızlaştırma girişimiyle ilgili olarak suç duyurusunda bulunduğumuzu ve bu sürecin hukuk önünde sonuna kadar takip edileceğinin bilinmesini önemle rica ediyorum" ifadelerini kullandı. "Bu süreçte tüm odağım üstlendiğim sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirmek" Devam eden davanın kulübü yeniden bir hukuki sürecin için çekmesini istemediğini belirten Saran, "Kulübümüzün göreve geldiğimizden bu yana mevcut durumunu düşündüğümüzde Fenerbahçe’mizin finansal özgürlüğe bu kadar yakın oluşu, Avrupa ve ligde oynanacak maçlarımızın programı, şampiyonluğa olan inancımız, ilk yarıyı namağlup bitirmiş oluşumuz ve hedefe her gün daha da yaklaşmamız, tüm branşlarda yeni yönetim olarak başlattığımız ve bitirilmesi gereken dünya çapında transferler, projeler ve yapılacak işlerin tümü nedeniyle başkanlık görevimi sezon sonuna kadar sürdürecek ve sonrasında da kulübümüzü olağanüstü genel kurula götüreceğiz. Bu süreçte tüm odağım sezon sonuna kadar üstlendiğim sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirmek ve kulübümüzü hiçbir kişisel gündemin gölgesi olmadan genel kurul iradesine hazırlamaktır. Sezon sonu aldığım bu karar, belki de bugün için almam gereken bir karar. Çünkü şahsımla ilgili devam eden bir davanın kulübümüzü yeniden bir hukuki sürecin içine çekmesini istemiyorum. Ancak bir yandan da başarmamız gereken ve başlattığımız şeylerin olduğu da açık. Türk sporuna hizmet etmek adına önümüzdeki takvimde yapılması gereken oldukça fazla konu var. Fenerbahçe’nin önceliklerini düşünmek, bu makamda oturan herkesin temel zorunluluğudur. Bu kararı alırken düşündüğüm tek bir şey vardı; bu süreç bir noktadan sonra hukuki bir tartışmanın ötesine geçerek Fenerbahçe’mizin etrafında bir gündeme dönüşmeye başladı ve beni asıl düşündüren, asıl zorlayan da bu oldu. Bu bir geri adımın değil, Fenerbahçe’nin yolunu berraklaştırma iradesinin sonucudur" diye konuştu. "Sezon sonunda kulübümüzü genel kurula götüreceğiz" Sadettin Saran, Fenerbahçe’yi hak ettiği yere taşımak için bundan sonra da her zaman çalışmaya devam edeğini ifade ederek şunları söyledi: "Ben bundan 61 yıl önce ABD’li bir anne ile Kırıkkaleli bir babanın evladı olarak dünyaya geldim. Farklı kültürlerin içinde büyüdüm. Ama vatan denildiğinde nerede durulacağını bilen, bu toprakların değerleriyle yetişmiş bir insan oldum. Hayatta iki şeyi çok sevdim; Fenerbahçe’yi ve sporu. Sporu yalnızca bir rekabet alanı değil, çocukları hayata bağlayan, gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutan bir güç olarak gördüm. Bu inançla yıllar boyunca ülkemin dört bir yanında imkanı olmayan çocukların sporla buluşabilmesi için tesisler kurdum, okullar açtım. Bunu bugün anlatmak için değil, zaten böyle yaşadığım için yaptım. Son haftalarda hakkımda ortaya atılan iddialarla şunu açıkça ifade etmek isterim; hayatım boyunca sağlıklı yaşamı savunmuş, sporla iç içe hayat sürmüş biriyim. Ben raporda belirtilen maddeyi hayatımda ne kullandım ne de gördüm. Hakkımda yürüyen sürecin de hukuk içinde ilgili tüm kurumla nezdinde ve olması gerektiği gibi sonuçlanacağına dair inancım tamdır. Ben ne adaletten kaçtım ne de kaçıyorum. Söylenecek her sözün, cevaplanacak her iddianın yeri hukuktur. Ben bu göre şampiyonluk hayaliyle geldim ve bu hayali yarım bırakmak istemiyorum. Bu camia tarih boyunca en zor anlarını omuz omuza vererek aşmıştır. Bu vesileyle sürecin ilk gününden bu yana büyük bir sağduyu ile yanımda duran, desteğini esirgemeyen kıymetli taraftarlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Aynı zamanda gazetecilik mesleğini sorumlulukla ve etik ilkeler çerçevesinde icra eden, hüküm vermek yerine gerçeğin peşinde duran basın mensuplarına teşekkür etmeyi de bir borç biliyorum. Bu başladığım yolu Fenerbahçe yakışır şekilde tamamlama iradesidir. Bunun böyle olacağına da kimsenin şüphesi olmasın. Bu Fenerbahçe’yi yeniden sahada konuşulan, hedefleriyle anılan, kupalarla buluşan bir getirmek idealidir. Sezon sonuna kadar sizlere verdiğim sözü tutmak ve bu sorumluluğu layıkıyla taşımak benim en temek görevimdir. Fenerbahçe’yi hak ettiği yere taşımak için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her zaman çalışmaya devam edeceğim."
İstanbul Ayşe Tokyaz cinayeti davasında ara karar açıklandı Küçükçekmece’de eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi bavulla yol kenarına bırakılan üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayeti davasının 3. gününde mahkeme ara kararını açıkladı. Heyet, tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi. Küçükçekmece’de 11 Temmuz tarihinde eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi bavula konularak Eyüpsultan’da yol kenarına bırakılan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayetine ilişkin zanlı Cemil Koç’un (38) da aralarında bulunduğu 9 sanığın ilk kez hakim karşısına çıktığı davanın görülmesine, 3’üncü gününde devam ediliyor. Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Cemil Koç’un da bulunduğu 9 tutuklu sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, müşteki ikiz kardeş Esra, anne ve baba Halime Tokyaz hazır bulundu. Bugün görülen davada, müşteki Esra Tokyaz beyanda bulundu. Tutukluluk halinin devamı talebi Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, Cemil Koç’un da aralarında bulunduğu tüm sanıkların adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle, tutukluluk halinin devamını ve dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesini talep etti. Beyanda bulunan müşteki avukatları, sanığın en üst hadden cezalandırılmasını, savunma yapan sanık avukatları ise, eksik hususların giderilmesini istedi. Cemil Koç’un evine giderek tutanak tutan 1 polis hakkında ‘zorla getirme’ kararı Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Cemil Koç’un da aralarında bulunduğu tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti. Mahkeme, 3 kişi hakkında bir sonraki celse ‘tanık’ sıfatıyla dinlenilmesini ve Cemil Koç’un evine giderek tutanak tutan 1 polis hakkında ‘zorla getirme’ kararı çıkarılmasına ayrıca sanık Cemil Koç’un banka hesaplarının incelenmesine karar verdi. Heyet, Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nden Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen Esra Tokyaz’ın ifadesini zanlı Cemil Koç ile paylaşan polis memurları Z.B. ve N.Ç.’nin dosyalarının akıbetlerinin sorulmasına hükmederek, duruşmayı 24 Mart 2026 tarihine erteledi. "Sanki valiz havada uçmuş gibi kimse suçu üzerine alınmıyor" Öte yandan duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan müşteki Esra Tokyaz, "İçeride, 3 gün boyunca kendimi bugün savunabildim. Uyumaya bile fırsatım olmadı. Cemil Koç, ilk günkü gibi, ne bir pişmanlık ne bir vicdan azabı, hiçbir şey çekmedi. Yanında yargılanan arkadaşları da kendi gibiydi. Üzerime de yürüdü, ben de üzerine yürüdüm. Bana sürekli bakıp bakıp gülüyordu, gözünü benden asla çekmedi. Her bana baktığında ben zaten sinir krizi geçiriyordum. Bende kendisi gibi gülmeye çalışıyorum ama olmuyor. Sonuçta, kardeşinizin katilini görüyorsunuz, her ellerine, gözlerine baktığında, o ellerle ve o gözlerine bakarak yaptığını görüyorsunuz. Cemil üzerime yürüyor, jandarma tutuyor. Kendisine o kadar çok güveniyor ki, yeri geliyor Oğuz Kula, bilerek mafya isimlerini sayabiliyor. Göz korkutmak, gözdağı vermeye çalışıyor. Kimin ne yaptığı asla belli değil. Sanki valiz havada uçmuş gibi kimse suçu üzerine alınmıyor. Kardeşimin fotoğrafını Cemil Koç’un telefonundan gizlice çektim. Onu bilerek dosyaya sunmadım ki, onu görmesin diye. Hala merdivenlerden düştü, Ayşe’yi ben darp etmedim diyor. Elindeki her şeyi reddediyor. Hala, ‘ben sizi sevindireceğim, ben size göstereceğim, daha bu hiçbir şey’ diyor. Gelsin ve sevindirsin. Kendisi cezaevinde çok güzel seviniyordur" şeklinde konuştu.