EKONOMİ - 05 Eylül 2025 Cuma 17:01

Soma Termik Santralinin işletmecisi değişecek

A
A
A
Soma Termik Santralinin işletmecisi değişecek

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Manisa’nın Soma ilçesinde ziyaret ettiği açık maden ocağında yaptığı açıklamada, "Soma’daki santralin işletmecisi maalesef iyi bir işletmecilik performansı ortaya koymadı. Santralde yapması gereken yatırımları yapmadı. Dolayısıyla bu santrali daha iyi işletecek, daha profesyonelce işletecek bir oyuncuyla inşallah bundan sonra yoluna devam edecek." dedi.


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Manisa’nın Soma ilçesi Dereköy Mevkisindeki Türkiye Kömür İşletmelerine ait açık maden sahasında maden işçileri ile buluştu. Bakan Bayraktar’a Manisa Valisi Vahdettin Özkan, AK Parti Manisa Milletvekilleri Murat Baybatur, Tamer Akkal, AK Parti Manisa İl Başkanı Süleyman Turgut, Soma Belediye Başkanı Sercan Okur ve sayıda bürokrat katıldı.


Bakan Bayraktar burada yaptığı açıklamada, "Yerli kömür Türkiye’nin enerji arz güvenliği için çok önemli bir yakıt ve üzerinde uzunca bir süredir çalıştığımız yerli kömürden elektrik üretimi ile alakalı bir teşvik programı var. Bununla alakalı bu programı artık oluşturmuş durumdayız ve bununla ilgili açıklamamızı da inşallah bu ay içerisinde hayata geçireceğimiz bu programın açıklamasını da tabii Soma’dan yapmak yakışır dedik. Zira burada işçi kardeşlerimizle beraber buradaki çalışmaları da hem yerinde görmek, buradaki faaliyetleri yerinde görmek için bu bugün buradayız. Tabii Soma bizim için çok önemli. Türkiye’nin enerjisi için çok önemli bir yer. Türkiye bugün yerli kömürden elektrik üretiminde yaklaşık 7.500 MW’lık bir kurulu güce sahip.


Biz bu santrallerimizde hem çalışan işçilerimiz, hem madenlerde çalışan toplam 27 bin kişilik doğrudan istihdama katkı sağlayan önemli bir alandan bahsediyoruz. Elbette bunun kolları ile beraber on binlerce insana ve onların aileleriyle yüzbinlere hitap eden çok önemli bir alandayız. Burada bu açıklamamızı yaparken kısa hatlarıyla 2030 yılına kadarlık bir alım programından bahsediyorum. Türkiye’de bu santrallerde üretilen elektriğin yaklaşık yüzde 60’ını 7,5 dolar sentlik bir alım garantisi üzerinde çalışıyoruz. Programımızın son aşamasına geldik. Ve bu sayede inanıyorum ki bu uzun bir süre daha çalışmaya devam edecek. O santraller çalışınca buradaki kardeşlerimizin madenlerde kömür üretmesi devam edecek. Dolayısıyla çok geniş kapsamlı bir teşvik programı bunu son haline getirdik." dedi.


"Yeni kurulacak santraller teşvik edilecek"


Programdan bahseden Bakan Bayraktar, "Bu programımızın içerisinde aynı zamanda yeni kurulacak kömür santrallerini de teşvik ediyoruz ve bunlarla alakalı 2045 yılına kadarlık bir alım garantisi üzerinde çalışıyoruz. Dolayısıyla aynı zamanda mevcut gücümüze katkı yapacak ve özellikle devreden çıkacak eski santraller artık ömrünü tamamlamaya yüz tutmuş santrallerin yerine yenilerini koymak suretiyle bizim ülke olarak yerli kömürden enerji üretimimizi arttıracağız. Yerli kömür üretimimizi arttıracağız ve bu sayede arz güvenliğimize katkı yapacağız. Dışa bağımlılığımızı da azaltmış olacağız. Yani yerli kömür Türkiye’nin enerjisinin olmazsa olmaz bir parçasıdır. Elbette biraz önce ifade ettiğim gibi işin istihdam boyutu fevkalade önemli. Biraz önce de söyledim. Binlerce insanın, on binlerce insanımızın çalıştığı bir sektör. Dolayısıyla bunun da yüzde 50’si neredeyse Soma havzasında, burada çalışıyor. Burada aynı zamanda biz şunu da söylemek istiyorum. Özellikle sanayide de yerli kömürün kullanılmasıyla alakalı bir teşvik programı üzerinde çalışıyoruz. Bunu da teşvik etmek istiyoruz. Yani çimento sektörümüzde sanayinin diğer alanlarında kullanılabilecek sektörlerde yerli kömürümüz kullanılsın istiyoruz. İthal kömür santrallerinin teknik kabiliyetleri olanlara yerli kömürü harmanlayarak dolayısıyla buradan Zonguldak’taki kardeşlerimize oradaki madencilerimize de selamlarımı göndermek istiyorum. Dolayısıyla biz meclisimizde bu teşvik paketi ile alakalı teşvik kanunumuz çıktı. Biliyorsunuz temmuz ayının sonunda meclis kapanmadan çok önemli bir reform yasasını da hayata geçirdik. Bu yasayla beraber de özellikle Yeniköy, Kemerköy santrallerimizdeki çalışma Yine bir soluklandırıcı, oraya destek sağlayıcı kanuni düzenlemeler yapıldı. Ben bu anlamda Gazi meclisimize bu konuya katkı sağlayan bütün milletvekillerimize tekrar teşekkür ediyorum. Biz de şimdi bunu buradaki kanuni düzenlemelerin sahadaki çalışmalarını yapıyoruz ve inşallah bunlarla beraber yerli kömür santrallerimiz, kömür madenimiz, madenlerimiz, burada çalışan kardeşlerimiz inşallah daha yoğun bir şekilde ve uzun bir süre bu çalışmalara devam edecekler. Dolayısıyla bu teşvik programımızı ben ana hatlarıyla burada sizin vesilenizle kamuoyumuzla paylaşmış oluyorum. Bunun son şeklini Sayın Cumhurbaşkanımızın son değerlendirmelerini alıp inşallah bu ay içerisinde ilan edeceğiz." şeklinde konuştu.


Soma termik santralinde oyuncu değişikliğine gidiliyor


Soma Termik Santralini son durumu hakkında da açıklama yapan Bakan Bayraktar, "Soma’da olmak demek Soma santrali demek. Burada da bazı sıkıntılar var. Onun için de buradaki görüşmelerimizi, değerlendirmelerimizi yaptık. İnşallah buradan Soma santraline de geçeceğiz. Soma santrali ile alakalı da şunu söyleyeyim. Çok kısa buradaki kamuoyu özellikle Soma halkı bunu bizlerden bekliyor. Şunu ifade etmem lazım. Bu santral gerek arz güvenliği açısından, gerek Türkiye’nin yine dışa bağımlılığını düşürmemiz açısından fevkalade önemli. Ama Soma için çok çok hayati. Buradaki birçok insan, yaklaşık 13 bin insan burada doğrudan istihdam altında. Onun dışında işte efendim burada taşıyıcı kooperatifleri var. Birçok alan var. Bütün bu iş kollarında, bütün paydaşların şu anda bu santralin hayatiyetinin devamına odaklandığını biliyoruz. Şunu söyleyeyim. Biz inşallah Soma santral bacasını tekrar tüttüreceğiz. Ama gözüken şu Soma’da bir oyuncu değişikliğine gideceğiz. Soma’daki santralin işletmecisi maalesef iyi bir işletmecililik performansı ortaya koymadı. Santralde yapması gereken yatırımları yapmadı. Dolayısıyla bu santrali daha burayı işletecek, daha profesyonelce işletecek bir oyuncuyla inşallah bundan sonra yoluna devam edecek. Bunun da kararını ve uygulamasını inşallah önümüzdeki gün bu ay içerisinde hayata geçirmiş oluruz ve yeni oyuncuyla yeni işleticiyle bir anlamda Soma yoluna devam edecek. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Biz yerli kömür ile alakalı biraz önce ifade ettiğim o teşvik programıyla aslında AK Parti olarak duruşumuzu ortaya net bir şekilde koyuyoruz. Bu biraz önce ifade ettiğim teşvik paketinde üç tane istisna var. Onları da ifade etmem lazım.


O istisnalardan bir tanesi şu. Çevre yatırımı yapmamış Santraller bu teşvik paketinden istifade edemeyecekler. İki madencimizin çalışanımızın ücretini ödemeyen santraller bundan istifade edemeyecekler. Yani öyle elektrik üretirim ben bunu satarım. Ondan sonra da işçiye bunun parasını 3 ay 5 ay gecikmeli veririm diyen işletmeciye bu teşvikten istifade imkanı vermeyeceğiz. Bir de kamuya borcu olan özellikle bizim kömür işletmelerimiz olsun, enerji kitlerimize borcu olan şirketler de o borçlarını ödedikten sonra bu teşvik programına dahil olacaklar. İşin böyle bir hassasiyeti de var. Dolayısıyla ümit ediyorum bu teşvik paketi ile beraber önemli bir bu sektörümüz soluk alacak. Uzun yıllardır aslında beklenen bir programdı bu ve bununla beraber buradaki kardeşlerimiz işlerine devam edecekler. Ben Türkiye’nin yerli kaynağının ekonomiye doğru bir şekilde katılması, çevre ile uyumlu bir şekilde katılması noktasında çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Son olarak da tabii şunu söylemem lazım. Burası Soma, hakikaten hepimizin yüreğimizi dağlayan, şehitlerimizin olduğu bir yer. Dolayısıyla şimdi buradan çıktıktan sonra o şehitlerimizi de bir şekilde anacağız, oraya ziyarette bulunacağız hep beraber." dedi.


Bakan Bayraktar açıklamasını şöyle tamamladı: "Şunu da söylemem lazım. İşin özünde çevre duyarlılığını dikkate alan bir madencilik ama en önemlisi de insanı, iş sağlığı ve güvenliğini dikkate alan bir madencilik anlayışıyla yürüyelim diyoruz. Ben buradaki işçi kardeşlerimize, Türkiye’nin her yerinde çalışan madencilerimize, sadece kömür madenlerinde değil, diğer madenlerde inşallah onlara herhangi bir zarar gelmeden mesailerini, çalışmalarını, sürdürmelerini diliyorum. Onlardan da bunu özellikle istirham ediyorum. Emniyet şartlarına, iş sağlığı, güvenliği kurallarına son derece riayet ederek bu çalışmalarımızı sağlıkla hep beraber inşallah yapacağız."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.