GÜNDEM - 13 Aralık 2024 Cuma 12:03

Suriye’deki hapishaneden kurtarılan gencin ailesinden duygu dolu teşekkür

A
A
A

Manisa Valisi Vahdettin Özkan, İsrail’in zulmü altındaki Gazze’ye savaşmaya gitmek için çıktığı yolda Suriye’de tutuklanan ve 14 ay cezaevinde kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Manisalı gencin ailesini ziyaret etti. Vali Özkan’a oğlunun kurtarılma sürecini anlatan baba Metin Arslan, duygu dolu anlar yaşadı.

İsrail’in zulmü altındaki Gazze’deki savaşa katılmak üzere geçen yıl ekim ayında Manisa’nın Saruhanlı ilçesinden yola çıkan ve Suriye’den geçerken Esed Rejimi tarafından tutuklanarak 14 aydır Şam Adra Hapishanesinde tutulan Engin Arslan (30), Dışişleri Bakanlığı ve AK Parti Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu’nun girişimleriyle memleketine dönerek ailesine kavuştu. Vali Vahdettin Özkan, 14 ay sonra özgürlüğüne kavuşarak evine dönen Arslan ve ailesini ziyaret etti. Engin Arslan ve ailesine geçmiş olsun dileklerini ileten Vali Özkan, 14 aylık bu zorlu süreçte Arslan’ın ve ailesinin yaşadıklarını dinledi.

Vali Vahdettin Özkan’a oğlunun kurtulma sürecini anlatan Baba Metin Arslan, televizyon ekranlarında onu kalabalığın içinde fark ettiğini belirterek, "Bir anda saldılar dışarıya, o an o kalabalığın içinde çıktı. Şöyle bir sağa sola baktı, gördüm. O kalabalığın içerisinden çıkarken televizyonda gördüm. Hemen Bahadır Yenişehirlioğlu’na telefon açtım” diye konuştu.

“Ellerinden gelen her imkanı kullandılar”

Manisa Milletvekili Yenişehirlioğlu’nun gerekli yerleri arayıp kendisine döneceğini söylediğini belirten Metin Arslan, telefon trafiği sırasında oğlu Engin’in misafir edildiği ev sahibinin telefonundan kendisine ulaştığını söyledi. Oğlunun "Baba, biz bir evdeyiz," dediğini aktaran Metin Arslan, o an yaşadığı duygusal anları şöyle anlattı: "Tabii heyecan daha fazla, o zaman kalbim küt küt atıyor." Oğlundan aldığı konumu Manisa Milletvekili Yenişehirlioğlu ile paylaştıktan 15-20 dakika içerisinde oğlunun alındığını söyleyen Arslan, “Allah onlardan razı olsun, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından da razı olsun. Yardımcı oldular, ellerinden gelen her imkanı kullandılar" dedi.

“Engin kardeşimizin özgürlüğüne kavuşması bizleri ve memleketini çok mutlu etti”

Özgürlüğüne kavuşan Engin ve ailesine geçmiş olsun dileklerini ileten Vali Özkan ise “Engin kardeşimizin özgürlüğüne kavuşarak memleketine gelmesi ailesini, bizleri ve tüm şehrimizi çok mutlu etti. Engin’in özgürlüğünden mahrum kalması, hele ki zalim bir rejimde hukuksuzca cezaevine düşmesi sebebiyle ailesinde ve şehrimizde büyük bir huzursuzluk vardı. Manisa’da göreve başladıktan hemen sonra Engin’le ilgili durumu öğrendim. Şehrimizin vekili Bahadır Bey, Dışişleri Bakanlığı nezdinde konuyu hassasiyetle takip etti. Daha sonraki süreçte yaşanan gelişmeler; Engin’in özgürlüğüne kavuşmasına vesile oldu. Dünyanın dört bir yanındaki zulme maruz kalmış insanların kurtuluşu, zalimlerin kendi zulümlerinden boğulması ve bütün dünya insanlarının barış içinde yaşamasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“Ülkemiz şu an onlara da çok yardımcı oluyor”

Daha önceki çabasından ve cezaevinden çıktıktan sonra kendisini oradan alınmasına katkıları nedeniyle AK Parti Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu’na teşekkür eden Engin Arslan da “Güzel bir duygu ülkeye geri dönmek. Zulüm iyi bir şey değil, yani oradaki Suriyelilerin neden buraya kaçtığını, geldiğini oraya gittikten sonra anladım. Allah onların da yardımcı olsun. Ülkemiz şu an onlara da çok yardımcı oluyor. Sayın Cumhurbaşkanımızdan Allah çok razı olsun, Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarımızdan ve tüm yetkililerden razı olsun” diye konuştu.

Ziyarette Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş ve Saruhanlı Kaymakamı Murat Acar da hazır bulundu.

Önder Aydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.