EKONOMİ - 15 Ekim 2017 Pazar 11:22

Çiftçi ithal ürün istemiyor

A
A
A
Çiftçi ithal ürün istemiyor

Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, Türkiye ekonomisini canlandıracak üretim ve çiftçi gücünün Güneydoğu’da olduğunu ve hububat üretimi konusunda dünya birincileri arasında bulunduklarını belirterek, Türkiye’nin ithal ürünün karşısında durması gerektiğini söyledi.

Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, Türkiye ekonomisini canlandıracak üretim ve çiftçi gücünün Güneydoğu’da olduğunu ve hububat üretimi konusunda dünya birincileri arasında bulunduklarını belirterek, Türkiye’nin ithal ürünün karşısında durması gerektiğini söyledi.


Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, hububat ithalatına ilişkin açıklamalarda bulundu. Çiftçinin ithalata karşı olduğunu ifade eden Öter, başta Mardin olmak üzere Güneydoğu Anadolu çiftçisinin tüm Türkiye’ye yetecek ve dış ülkelere ihracat yapacak kapasitesinin olduğunu belirtti. Üretime ağırlık verilmesi gerektiğine dikkat çeken Öter, “Şu anda üretimin önünde en büyük engel ithalattır. Mardin bulgur, mercimek, mısır ve buğday üretiminde dünya sıralamasında. Bugün ülkemizin temel geçim kaynağı, ekonomik potansiyeli tarımdır. Sanayimizde 200’e yakın fabrika var. Bunların büyük çoğunluğu tarıma dayalı. Son üç yıldır üretilen buğdaylar un olarak Irak’a gönderiliyor. 3 yıldır üst üste ihracatta birincilik alıyor” dedi.



“Üretimde dünya sıralamasındayız”


Bölgeden 800 ton ile 1 milyona yakın un ihracatının yapıldığına dikkat çeken Öter, “Üreticiler zor durumda. Özellikle de çiftçiler mazot ve gübre zamlarından olumsuz etkileniyor. Son 2-3 yıldır bölgede yaşanan acılar, sorunlar, sıkıntılar yatırımlarda duraklamalara neden oldu. Ülkeyi besleyen çiftçimiz bu durumdan olumsuz etkilenmektedir. Sürekli meydana gelen mazot ve gübre zamlarına karşın çiftçilere verilen destek çok az. Bugün en kaliteli kırmızı mercimek Mardin ovamızda yetiştiriliyor. Kırmızı mercimek atalarımızın milli ürünüdür. Kırmızı etten sonra en çok kalori ve besin değeri olan üründür. Üretimi tekrar canlandırmak için 100 kuruştan 400-420 kuruş destek veriliyor. Ama ithalat lobisi kalitesiz ürünlerini getirip yeni ürünmüş gibi marketlerimizde üreticiye sunuyor. Bu üreticimizi olumsuz etkiliyor. Türkiye ithalatın karşısında durmalı ve ihracat arttırılmalı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.