GENEL - 18 Kasım 2017 Cumartesi 10:26

Mardin terör değil, turizmle anılmak istiyor

A
A
A
Mardin terör değil, turizmle anılmak istiyor

Mardin’de 2 yıl önce yaşanan terör olaylarının güvenlik güçleri ve halkın desteği ile bitirilmesinin ardından oluşan huzur turizmcilerin tükenen umutlarını yeniden yeşertti.

Mardin’de 2 yıl önce yaşanan terör olaylarının güvenlik güçleri ve halkın desteği ile bitirilmesinin ardından oluşan huzur turizmcilerin tükenen umutlarını yeniden yeşertti. Terörün yerini huzura bırakması ile umutlanan turizmciler, adeta açık hava müzesi konumundaki Mardin’in terörle değil, turizm ile anılmasını istiyor.


Marka şehir olarak UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine aday olan tarihi kent Mardin’de 2 yıldır yaşanan terör olayları nedeniyle sarsılan turizm yeniden canlanıyor. Tarihi kentin boş sokaklarında artık turistlerin gezileri dikkat çekerken kapatılan otellerin yerine yenileri açılarak 12 ay için turizm hazırlıkları sürüyor.



Turizmciler 2018 yılında kış turizminden de umutlu


Mardin’de Kobani ve hendek olayları yüzünden 2 yıldır can çekişen turizm, halkın terör örgütüne karşı devletle el ele vermesi sonucu tarihi kentte yeniden canlanıyor. Asırlık konakları, kervansarayları, camileri, medreseleri ve kiliseleri ile adeta açık hava müzesi görünümündeki şehirde bu yıl yaşanan turizm hareketliliği kepenk kapatma noktasına gelen turizmcilerin umudu oldu. Mardin Turizm Otelciler Derneği Başkanı Özgür Azad Gürgör, bu yıl 3 yeni otelin Mardin’de hizmete girdiğini kaydederek 2018 yılında kış turizminden de beklentilerinin yüksek olduğunu dile getirdi.


2017 yılı ilk 9 ayını geçtiğimiz yıllara nazaran yüzde 95 doluluk oranı ile gerçekleştiren turizmciler Mardin’de kış aylarında da turizm hareketliliği için yeni projeler ile uluslararası fuarlarda yer almayı hedefliyor. Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na (İHA) konuşan Mardin Turizm Otelciler Derneği Başkanı Özgür Azad Gürgör, bölgede terörün bitmesi ile yeni turizm yatırımlarının önünün açıldığını kaydetti. 2017 sezonunu Eylül ve Ekim ayını oldukça yoğun geçirdiklerini belirten Gürgör, "2015-2016 yıllarına nazaran ciddi bir yükseliş söz konusu. Özellikle referandum sonrası Mardin’de ciddi bir turist artışı oldu. Kasım ayında olmamıza rağmen ciddi bir talep var. Özellikle yakın iller, İstanbul, İzmir, Ankara’dan ciddi bir talep söz konusu. Önümüzdeki sene daha da iyi olacağını düşünüyorum" dedi.



"Burası terör değil, turizm şehri"


2015-2016 yıllarında bölgede yaşanan terör olayları nedeniyle ciddi bir sıkıntı yaşadıklarını belirten Başkan Gürgör, "Şuanda Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Yaman’a teşekkür etmek istiyorum. Mardin bu yıl büyük organizasyonlara ev sahipliği yaptı. Mardin’in aslında terör şehri değil, turizm şehri olduğunu bütün organizasyonlarda dile getirerek bu algıyı kırmış olduk. İnsanlar artık Mardin’e geldiğinde Mardin’in bir antik şehir olduğunu, herhangi bir olayın olmadığını görünce mutlu oluyor ve bu da gün geçtikçe turist sayısını arttırıyor" diye konuştu.



"Kapanan otellerin yerine yenileri açıldı"


Mardin’de 46 tane aktif otellerinin olduğunu belirten Güngör, bunlardan bazılarının 2014-2015 yılındaki terör olayları dolayısıyla kapandığını söyledi. Gürgör,"Kapanan otellerimiz yerine bu yıl 3 yeni otel açıldı. Yatırımcıların bölgemize gelmesini istiyoruz. Çünkü turizmde artış oldukça, kapasiteleri büyütmek gerekiyor. Bölgemizde güvenliğin sağlanması ile turizmde artış oldu. Kasım, Aralık ayı için talep alıyoruz. Şuan hiçbir ilimizde sıkıntı yaşamıyoruz" dedi.



"Mardin demek, Türkiye demek"


Mardin’in turizm ve kardeşlik şehri olduğunu duyurmak istediklerini dile getiren Güngör,"Türklerin, Kürtlerin, Süryanilerin kardeşçe yaşadığı bir şehir. Mardin demek Türkiye demek. Mardin’e gelen herkes kendinden bir parça buluyor. Açık bir antik şehir. Gelen hangi dine mensup olursa olsun, kendinden bir parça görüyor. Gelen insanlarımız medreseleri, kiliseleri, konakları görme imkanı buluyor. En genç konaklar 300-400 yıllıktır. Mardin’de kışın yoğun bir sezon yok ama kış sezonu için organizasyonlar düzenleyip kışın da turizmin olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mardin Valiliğinin de destekleri ile Mardin’de 4 mevsim turizm için projelerimizi hayata geçireceğiz" diye konuştu.



"Mardin’de turizm 12 aya yayılıyor"


Tarihi Mardin’de Artukbey kahvelerinin işletmecilerinden olan Mehmet Yertüm, 5 yıl önce yaşanan terör olaylarından dolayı turizmin baltalandığını söyledi. Yertüm, "Mardin’de 5 yıl önce yaşadığımız terörle ilgili nedenlerden dolayı turizm baltalandı, bakanlık ve valilik tarafından yapılan çalışmalarla turizmde ciddi bir akış sağlandı. Mardin’de turizm 12 aya yayılıyor. Gelecekten ümitliyiz. Burada bir terör olayı olmadığını şimdi gelip gören turistler keşke daha önce gelseydik diye hayıflanıyorlar. Mardin’in taşı toprağı, kahvesi, cevizliği sucuğu, üzümü, pestili kente özgü ürünler turistler tarafından rağbet görmektedir" ifadelerini kullandı.



"Türk bayrağı göremediğimiz şehirde her yerde şanlı bayrağımız dalgalanıyor"


Oğlunun görevi gereği 1 yıldır Mardin’e geldiklerini söyleyen Hasan Cantürk, eskiden sokaklarında hiç Türk bayrağını göremedikleri kentte şimdi ise bütün sokaklarında şanlı bayrağın dalgalandığını dile getirdi. Cantürk, "Gerçekten çok mutluyuz. Çok sevindirici, Mardin hepimizin. Çok eski bir medeniyet. Pırlanta gibi bir şehir, gece gerdanlık, gündüz seyranlık olarak yorumlanabilecek bir şehir" dedi.



"Terör’den arınmış bir şehir"


Turist olarak Afyonkarahisar’dan Mardin’e gelen Ali Bayar, huzur içinde Mardin’i ve ilçelerini gezdiklerini ifade etti. Bayar, "İnsanlar huzur ve güven istiyor. Biz de bu ortamı gördük. Bakırcılar çarşısı, Sabuncular, tarihi çarşılarını gezdik. Burası hem inanç turizmi hem de tarih olarak çok güzel bir şehir. Terör kelime olarak ürkütücü. Şuan böyle bir şey görmedik. Mardin turistlik bir şehir, huzur var güven var. Mardin’in gezilip görülmesi gereken bir şehir olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana ’Yeşil Cami’ sarmaşıklarına kavuştu Adana’da baharın gelmesiyle birlikte duvarları, kubbesi ve minaresini saran sarmaşıklar nedeniyle ’Yeşil Cami’ olarak anılan Köprüköy Camii, bu sene de yeşil haline kavuştu. Merkez Yüreğir ilçesi Köprülü Mahallesi Seyhan Nehri kıyısında 1930 yılında ibadete açılan Köprüköy Camii’ne, yaklaşık 55 yıl önce Gülek Boğazı’ndan getirilen bir kök sarmaşık dikildi. Aradan geçen yıllar içinde o sarmaşık yeni kökler saldı. Sarmaşık, caminin duvarları, kubbesi ve minaresini sardı. Cami yeşile bürününce, adı da ’Yeşil Cami’ olarak anılmaya başlandı. Caminin avlusu da begonya ve gül türlerinin yanı sıra lavanta, nar, nergis, defne ve gelin duvağı gibi çok sayıda bitki türüyle botanik bahçesine döndü. Hava sıcaklığının yükselmeye başladığı kentte vatandaşlar namaz saatleri dışında da camide vakit geçiriyor. Vatandaşlara huzur veren cami, birçok dizi ve filmde de yer alarak ismini duyurmaya devam ediyor. "Gül ve çiçek eksik olmuyor" İhlas Haber Ajansı’na konuşan cami müezzini İbrahim Aydın, "Bu sene de sarmaşıklarımız açtı. Sarmaşıkların yanı sıra güllerimiz ve birçok çiçek türü de var. Yerli ve yabancı turistler sık sık buraya geliyorlar. Çok uzaklardan gelip fotoğraf çekiyorlar. Gelen kişiler caminin içerisini de geziyorlar. Böyle ziyaretçileri gördüğümüz zaman çok mutlu oluyoruz. Burada zaman zaman 20’ye yakın çiçek türü oluyor. Burada hiçbir zaman gül ve çiçek eksik olmuyor" ifadelerini kullandı. "İnsanımız ve camimiz çok güzel" Cami cemaatinden Mustafa Durur ise herkesi camiye davet ederek, "Sarmaşıklar kuruyor ama her sene tekrar kavuşuyoruz. Burada oturanlar mahallemizin yerlisi ve bu güzellik ondan kaynaklanıyor. Burada çok güzel bir atmosfer var. Bir dönem muhtarlık yapmıştım, internetten numarayı bulup beni arayan çok oldu. Buranın adresini soranlar oldu ve birçoğuna fotoğraflarını yolladım. Burayı gelip görsünler mahallemiz, insanımız ve camimiz çok güzel" diye konuştu.
Bursa Hıdrellez geleneği 900 yıldır sürüyor Bursa’da Kozluören Köyü’nde yapılan 900 yıllık hıdrellez adeti bu yıl da yerine getirildi. Köyün kadınları sabah saatlerinde yapılan kahvaltı sonrası kazanları ateşleyerek akşam saatlerinde yapılacak ziyafet için hazırlıklara başladı. Köyün 9 noktasında kazanların başına geçen kadınlar akşam saatlerinde de kadınlar matinesinde doyasıya eğlendi. Bursa’da kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanan Kozluören köylüleri, 900 yıllık hıdrellez geleneklerini bu yıl da yerine getirdi. Sabahın erken saatlerinde uyanan köylü kadınlar kahvaltının ardından köyün 9 noktasında kurulan kazanların başına geçti. Henüz coğrafi işaret sürecinde olan Selçuklu mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan Dede Çorbası ve Çullama’yı gelecek nesillere aktarmak istediğini belirten kadınlar, yemek tariflerinin de kuşaktan kuşağa aktarıldığını kaydetti. Odun ateşiyle kaynayan kazanlarda çeşitli yemekleri pişiren kadınlar öğlen saatlerine kadar akşam yapılacak ziyafet için hazırlık yaptı. Akşam saatlerinde ise sabah yapılan yemeklerle ziyafet çeken köy halkı, daha sonra köy meydanında kurulan alanda kadınlar matinesi düzenleyerek doyasıya eğlendi. Yüzlerce yıllık gelenek nesilden nesile aktarılıyor 900 yıllık geleneğe sahip çıktıklarını ifade eden Kozluören Kadınlar Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ruhsel Demirtaş, “Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. İmece usulü yapıyoruz köyümüzün hıdrellezi deriz. Geleneğimiz eskiye dayanıyor 900 yıllık. Köyde 9 mahalle var pilav pişirip gelen misafirlere ikram ediyoruz. Akşamüstü de kadınlara eğlencemiz var. Eskiye dayanan büyüklerimizin yaptığı bir gelenek. Bizde onu devam ettiriyoruz. Pilav ve zerde tatlımız var. Bütün köy halkı aynı şeyi yapar. Komşularımız ve arkadaşlarımız yardımcı oluyor. Piştikten sonra herkese dağıtırız” şeklinde konuştu. Kozluören hıdrellezi ziyafetle kutluyor Kozluören Köyü Muhtarı Mehmet Çalışkan, “Köyümüzün kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanıyor. Yüzyıllardır adetlerimiz köyde devam ediyor. Geleneğimiz Kozluören Mahallesi’nin 9 ayrı sokağında imece usulü herkesin katkısıyla gerçekleşiyor. Köy halkımız pilav, zerde tatlısı ve dede çorbası yaparak adeti sürdürüyor. Sabah hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra yemeklere başlarız. Hıdrellez tarihine denk geliyor. Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. Yemek dağıtılarak evlerde yeniyor. İş bittiğinde akşam kadınlar kendi aralarında eğlence düzenliyor. Desteği olan emeği geçen herkese teşekkür ederiz” dedi.