YEREL HABERLER - 23 Ocak 2012 Pazartesi 13:57

YEŞİLLİ İLÇESİNDE YEŞİL VADİ PROJESİ`NİN TEMELİ ATILDI

A
A
A
YEŞİLLİ İLÇESİNDE YEŞİL VADİ PROJESİ`NİN TEMELİ ATILDI

Mardin’in Yeşilli ilçesinde 42 yıllık Yeşil Vadi projesi hayata geçirildi. Yaklaşık 2 milyon TL’ye mal olacak olan proje kapsamında ilçenin ortasında geçen 3 kilometre uzunlukta olan dere ıslah edilecek. Etrafında park ve dinlenme tesisleri kurulacak olan Yeşil Vadi projesinin bir yıl içinde tamamlanacağı belirtildi.
AK Parti Belediye Başkanı Enver Sağlam’ın çılgın proje olarak nitelendirdiği Yeşil Vadi projesinin ilk temeli atıldı. Yeşilli ilçesinde düzenlenen temel atma törenine Yeşilli Kaymakamı Ediz Sürücü, Yeşilli Belediye Başkanı Enver Sağlam, Meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Törende bir konuşma yapan AK Parti Belediye Başkanı Enver Sağlam, Yeşilli ilçesinin 42 yıllık Yeşil Vadi projesi AK parti iktidarında gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, Yaklaşık 2 milyon TL’ye mal olacak olan
projeyi 11 ayda tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.
Yeşilli ilçesinin ortasında geçen dere ıslahı tamamlanması ardından yapılacak olan dinlenme tesisleri ve parklar ilçeye ayrı bir güzellik kazandıracağını belirten Başkan Sağlam, " İlk defa Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Bu proje için kadastro yenilemesi yaptık. 786 parsel araziyi 800 bin TL’ye kamulaştırdık. Yeşilli ilçesi için çılgın projeyi hayata geçirdik. Proje tamamlandığında Beyaz su ve Sultan Şehmus Hz ziyaret etmek isteyen vatandaşlar Yeşilli ilçesinde gelip burada da kiraz ağaçları altında
çay bahçelerinde parklarda ve dinlenme imkanı bulacaklar. Ak Parti belediyesi olarak biz halkın hizmetinde olduğumu her zaman söyledik. Şimdi söz verdiğimiz hizmetleri yerine getirme zamanı geldi. Bundan sonra halkımızın huzuru ve refahı için hizmet etmeye devam edeceğiz"dedi Yeşilli İlçe Kaymakamı Ediz Sürücü ise, Yeşil Vadi projesi Yeşilli İlçesine hayat vereceğini söyledi. Sürücü, " 42 yıldır bir türlü hayata geçirilemeyen Yeşil Vadi Projesi belediye başkanı Enver Sağlam’ın girişimleri sonucu bugün
temelini hep birlikte atıyoruz. 3 kilometre dere ıslahı 11 ayda tamamlanacak. Devlet her zaman vatandaşına en iyi hizmeti yapmak için çaba sarf eder. Burada yapılacak olan park, çay bahçeleri ve dinlenme tesisleri sadece ilçe halkına değil Mardin halkına da hizmet sunacaktır" diye konuştu.
Daha sonra okunan dualar ve kesilen kurban ardından Yeşil Vadi Projesi için ilk kazma vuruldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.