EĞİTİM - 25 Eylül 2019 Çarşamba 16:23

Artuklu Üniversitesi Mardin’in geleceğine yatırım yapacak

A
A
A
Artuklu Üniversitesi Mardin’in geleceğine yatırım yapacak

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü olarak atanan Prof.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü olarak atanan Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, yeni yönetim kadrosu ile birlikte kente görev yapan yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya geldi.


Üniversitenin Sosyal Tesisi ve Uygulama Oteli’nde düzenlenen programa, Rektör Özcoşar’ın yanı sıra, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vahap Özpolat, Genel Sekreter Doç. Dr. Mustafa Öztürk, Genel Sekreter Yardımcısı öğretim görevlisi Muhammed İkbal Saylık, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Canan Eren Dağlı ve Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aynur Özfırat ve Mardinde görev yapan yerel ve ulusal basın temsilcileri katıldı.


Üniversitenin yeni bir sayfa açtığı bu dönemde basının desteğini çok önemsediklerini belirten Rektör Özcoşar, bu doğrultuda sağlanacak işbirliğinden tüm şehrin fayda göreceğini ifade etti. Basının, üniversitenin en önemli paydaşlarından birisi olması gerektiğinin altını çizen Özcoşar; her türlü katkı, eleştiri ve öneriye açık olacaklarını belirtti.



"Uluslararası alanda tanınan üniversite"


Artuklu Üniversitesi’nde fakülte yaptıran Mardinli eğitim gönüllülerin isimlerinin yeniden fakültelerin üzerindeki yerlerine yerleştirileceklerini kaydeden Rektör Özcoşar, Derik’e zeytincilik ve zeytin yetiştiriciliği, Kızıltepe’ye ziraat fakültesi, Nusaybin’e ve Midyat’a da birer fakülte kurdurma çalışmalarının olacağını ifade etti. Üniversite yönetiminin önümüzdeki süreçte öncelikli olarak kendi içinde barışık ve dayanışma içerisinde olan bir üniversite haline getirmeyi amaçladıklarını ardından da şehirle barışık, kadim şehrin insanlarının üniversitelerine ait aidiyetlerini en güçlü şekilde hissedecekleri bir üniversite haline getireceklerinin altını çizen Prof. Dr. Özcoşar, mümkün olan en kısa sürede hinterlandı bölgedeki şehirlerde bulunan üniversitelerden çok uluslararası alanda adı başarılarla anılan bilinen ve saygı duyulan bir üniversite oluşturmanın hedefini gerçekleştireceklerine inandığını söyledi.



Turizm İhtisas Üniversitesi üst yapısı oluşturulacak


Üniversitenin Sosyal Bilimler Üniversitesi olarak kurulduğunu, süreç içinde yeniliklerden uzak kalındığına vurgu yapan Rektör Özcoşar “Üniversitenin Sosyal Bilimler Üniversitesi olarak kurulması doğru ve isabetli bir karar idi. Geçen zaman içinde, kendini yenilemeyen, gelişen şartlara ayak uyduramayan bir üniversite görüntüsüne bürünmesi benimsemediğiniz taraf. Mimarlık Fakültesi Türkiye’nin en iyi fakültelerinden biriydi. Doktora ve yüksek lisans programları vardı. Ne yazık ki, programlar doktora ve yüksek lisansları kapatıldı, akademik kadro küstürüldü, fakülte çok kötü durumda. Oysa Mardin ve bölge için önem arz eden bir fakülte. Küsüp giden kadroyu tekrar geri getirme çabamız olacak. Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde 4 tıp profesörü var. Sağlık Bilimleri Fakültemiz çok iyi durumda. İleride Tıp Fakültesi’nin temelinin atılmasında aktif rol alacak bir fakülte. Edebiyat Fakültesi de çok iyi yerde. Turizm fakültesini daha iyi getirmemiz, ön plana çıkarmamız lazım. Turizm Fakültesinde güzel çalışmalar var, yeteri kadar desteklenmediğini görüyoruz. Üst Birim Turizm İhtisas ve Sosyal Bilimler Üniversitesi’ni oluşturmayı hedefliyoruz" dedi.



"Bölge Üniversitesi hedefimiz var"


Sağlık ve sosyal bilimler alanın bölge üniversitesi hedeflerinin bulunduğunu kaydeden Rektör Özcoşar, "Şırnak, Suriye ve Irak’ı da içine alan, sağlık, sosyal bilimler ve turizm üniversitesi olmayı hedefliyoruz. Geniş bir yelpazede sağlık turizmini hedefe oturtacağız. Mezopotamya ovasındaki çiftlere destek verecek butik bir ziraat fakültesi, Midyat ve Kızıltepe ilçelerinde birer fakülte kurmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.