YEREL HABERLER - 21 Aralık 2011 Çarşamba 13:00

MERSİN LİMANI OECD LİMAN KENTLERİ PROJESİ’NE SEÇİLDİ

A
A
A
MERSİN LİMANI OECD LİMAN KENTLERİ PROJESİ’NE SEÇİLDİ

Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, OECD’nin, dünyanın çok önemli limanlarını dahil ettiği ‘Liman Şehirleri Programı’na Türkiye’den Mersin Limanı’nın seçildiğini bildirdi. Güzeloğlu, projenin hem Mersin kenti ve limanının uluslararası alanda tanıtımını sağlayacağını hem de elde edilecek çıktıların önemli politika belgeleri haline getirilebileceğini söyledi.
Mersin Valisi Güzeloğlu, Çukurova Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Veysel Parlak ve Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği AŞ (MIP) Genel Müdür Yardımcısı Kürşat Tezkan ile birlikte basın toplantısı düzenledi. HiltonSA Oteli’nde gerçekleştirilen toplantıda, Mersin Limanı ile ilgili önemli bir gelişme ve başarıyı paylaşan Vali Güzeloğlu, bunun heyecanını yaşadıklarını vurguladı.
Mersin’in, 2023 hedefine dönük uluslararası ticaret adına belirgin ve başat bir rolü ve önemi bulunduğuna işaret eden Güzeloğlu, Çin, Hindistan ve Rusya gibi çok önemli üretim merkezlerinin, lojistik anlamında Asya, Amerika ve Avrupa bağlantısında Mersin Limanı ve Mersin’in stratejik konumuyla çok yakından ilgili olduklarını ifade etti. Mersin Limanı’nın, bugün Doğu Akdeniz’in en önemli geliştirilebilir, en değerli ve en stratejik konumdaki limanı olduğunun altını çizen Güzeloğlu, “Gittikçe öne çıkan bu anlamdaki hizmet ve mal ticareti özellikle dış ticaret açısından açık bir merkez olan Mersin’in önemini de limanla birlikte her geçen gün artırmaktadır. Mersin Limanı, her yıl dünya limanlarının ortalama büyümesinin çok üzerinde bir büyüme sergilemekte ve limandan 3. ülkelere mal ve hizmet akışı giderek artmaktadır. Mersin, artık uluslararası ilişkiler ağında önemi çok artan bir konuma ulaşmıştır. Mersin Limanı, geçtiğimiz aylarda uluslararası taşıma ve nakliye yapan deniz şirketlerinin hem mal ve hizmet potasında hem de dünyanın ilk büyük 100 limanı arasında yer almıştır” dedi.
Mersin Limanı’nın, uluslararası anlamda tanınmasına dönük çalışmalar çerçevesinde çok önemli bir gelişme ve başarı elde ettiklerini belirten Güzeloğlu, OECD Bölgesel Gelişme Politikaları Komitesi’nin, dünyadaki küresel limanlar ve bulunduğu kentlerin gelişmesiyle olan ilişkileri kapsamında yaptığı bir çalışmaya, Türkiye’den de bir limanın dahil edilmesini talep ettiğini anlattı. “Liman Şehirleri Programı” adını taşıyan bu çalışma çerçevesinde, Kalkınma Bakanlığı tarafından ön aşamada Mersin, İzmir ve Samsun kentleri ile limanlarının önerildiğini aktaran Güzeloğlu, “Bu üç kent OECD’nin liman kentleri projesine Türkiye’den seçilebilmek için yarıştılar ve ipi göğüsleyerek seçimi kazanan kent Mersin oldu. Bugün Mersin Limanı ile birlikte dünyadan seçilmiş kentler ve limanlar, OECD’nin vaka çalışmasının konusudur. Türkiye’den Mersin Limanı olarak biz, OECD’nin değerlendirmeye konu aldığı limanlarda Türkiye’yi temsil etmenin haklı gururunu yaşamaktayız. Bu sadece bir seçim değildir, OECD’nin karar organları, gelecek yönelimli en önemli potansiyel ve gelecek gördükleri liman üzerinde çalışmalarını ve kararlarını vermişlerdir. Sadece duygusal ve öznel nedenler değil, objektif gerekler ve gerçekler karşısında gelecek yönelimli 21. yüzyıl hem dünya ticareti hem de ulaşım ağı zinciri çerçevesinde yapılmış bir seçimdir. Seçilen limanlar arasında Hollanda’dan Rotterdam-Amsterdam, Almanya’dan Hamburg, Fransa’dan Le Havre, Finlandiya’dan Helsinki, ABD’den Long Beach, Brezilya’dan Santos, Güney Afrika’dan Durban, Çin’den Dalian gibi limanlar da yer almaktadır. Hem Avrupa hem Aysa hem de Amerika dahil olmak üzere gelecek dönemin ticaretine, karşılıklı mal ve hizmet akışına ve bağlantılarına yönelik bir büyük projenin ve sürecin içinde bugün Mersin Limanı yer almaktadır” diye konuştu.
“MERSİN VE LİMANIN ULUSLARARASI TANITIMI SAĞLANACAK”
Kalkınma Bakanlığı ve Çukurova Kalkınma Ajansı’nın ortak girişimleri sonucu projeye dahil edilen Mersin Limanı’nın bu çalışmasının, limanlardaki gelişmenin bulundukları kentleri nasıl etkileyeceklerinin de hem araştırılması hem de buna dönük katkı konulmasını içerdiğini dile getiren Güzeloğlu, şöyle devam etti: “OECD’nin bu çalışması, sosyal, ekonomik, toplumsal, çevresel ve diğer bütün bileşenler açısından Mersin’i uluslararası alanda değerlendirmeye konu alan kentin imarından altyapısına, sosyal ilişkiler ağından ulaşımına tüm boyutlarıyla değerlendiren bir bütünlük olarak süreci başlatmış bulunuyoruz. Önümüzdeki ay ve sonrasında OECD uzman ve teknik heyetleri Mersin’e gelecekler. Mersin’de ilgili kamu kurumları, yerel yönetimler, sosyal kurumlar ve liman yönetimleriyle görüşmeler yapacaklar. Bunun sonucunda Çukurova Kalkınma Ajansı’nda son değerlendirmeleri yapacaklar. Bu değerlendirmeler, gelecek yönelimli bir liman kentinin bütünselliğini oluşturacak bir yol haritası hazırlayacak. Uygulanabilir, sürdürülebilir ve daha fazla nasıl zenginleştirilebilir sorusunu bu buluşmalarda sorgulayacağız. Çalışmaların sonucunda ortaya konulacak nihai değerlendirme raporu, uluslararası bir rapor olarak Mersin, Türkiye ve dünya kamuoyuna sunulacak. Bizim için en önemlisi, Mersin Limanı’nın uluslararası ülkeler ve limanlar kategorisine gelmesi ve gelecekte iddia ediyoruz ki, bunları geçecek bir potansiyeli içermesidir.”
Mersin Limanı’nın mevcut kapasitesinin büyütülmesi ve genişletilmesinin yanı sıra yeni bir büyük liman yapılmasının da hükümetin hedefleri arasında yer aldığına dikkat çeken Güzeloğlu, bu projenin hem Mersin kenti ve limanının uluslararası alanda tanıtımını sağlayacağını hem de elde edilecek çıktıların önemli politika belgeleri haline getirilebileceğini vurguladı.
“HEDEFİMİZ DÜNYADAKİ EN BÜYÜK LİMANLAR ARASINA GİRMEK”
Toplantıda, MIP Genel Müdür Yardımcısı Kürşat Tezkan da limanla ilgili teknik bilgiler verdi. Limanda tüm altyapı çalışmalarının tamamlandığını belirten Tezkan, şimdi makine ve ekipmanlarının alımlarına başladıklarını kaydetti. Geçen yıl verdikleri sipariş kapsamında makine ve ekipmanın 24 Aralık 2011’de Mersin Limanı’na ulaşacağı bilgisini veren Tezkan, böylece limanın kapasitesinin çok daha büyük noktalara taşınacağını dile getirdi. Gelecek iki makinenin 20 milyon dolar civarında olduğunu ve Ocak ayından itibaren de hizmet vermeye başlayacağını ifade eden Tezkan, yapacakları çalışmaları da şöyle aktardı: “Suriye’deki geçişlerde sıkıntılar olduğu için Mersin Limanı’nı özellikle Mısır’a bağlamak amacıyla ro-ro servisleri artacağı düşüncesiyle hazır hale getirme çalışmalarımızı tamamladık. Böylece Mısır seferleri başlayacak. Ayrıca siparişini verdiğimiz 9 adet makine de 2012 Kasım ayında gelecek. Mersin Limanı, bu yıl 1 milyon 130 bin TEU ile yılı kapatacak. Geçen yıla oranla limanda yüzde 10 büyüme gerçekleştirdik. Irak bölgesine transit giden birçok araç, daha önce başka limanlardan giderken, limanımızın güvenli liman olarak tescil edilmesi ve lojistik merkezlerinin burada oluşması ve firmaların desteğiyle Mersin Limanı üzerinden geçmeye başladı. En önemli başarımız, bu yıl dünyadaki en büyük 100 konteynır limanı arasına girmek oldu.”
“Lojistik merkezi olarak dünyada önemli bir noktaya sahip olan Türkiye, çok önemli bir coğrafi konuma sahip olduğu için stratejik önemini kullanarak, lojistik merkezi anlamında bir Singapur gibi gerekli çalışmaları yaptığı takdirde bölgenin aktarma merkezi olacaktır” diyen Tezkan, Mersin’in, bu stratejik konum içerisinde Türkiye’de daha önemli bir noktada bulunduğuna işaret ederek, “Bunun bilincinde olarak biz gerekli çalışmaları tamamladık, Mersin Limanı olarak hazırız” dedi.
Mersin Limanı’nda yatırımların gelecek yıl da devam edeceğini, uzun vadeli çalışmalar için tüm izinleri aldıklarını anlatan Tezkan, ihtiyaç olması halinde limanın kapasitesini 4,8 milyon TEU’ya kadar rahatlıkla çıkartacak şekilde ithalatçının, ihracatçının taleplerini beklediklerini kaydetti. Vali Güzeloğlu’nun talimatları doğrultusunda bir kruvaziyer çalışması da başlattıklarını, firmalarla görüşmelerinin devam ettiğini aktaran Tezkan, ilk hedeflerinin 2013 yılında Mersin’e bir kruvaziyer gemisini getirtmek olduğunun altını çizdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, sokak köpeğini yağmurdan koruyan çocuğu makamında ağırladı Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde yaşanan sağanak yağış sırasında yanındaki sokak köpeğini yağmurdan ıslanmaması için tahta parçası ile koruyan 10 yaşındaki Ayaz Güney ve ailesini makamında ağırladı. Duyarlı davranışından dolayı küçük Ayaz’a teşekkür eden Başkan Özer, “Hayvan sever, köpeği yağmurdan koruyan güzel, koca yürekli adam” diye konuştu. Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde etkili olan sağanak yağışta,10 yaşındaki Ayaz Güney’in bir köpeği ıslanmaması için tahta parçasıyla koruduğu görüntüler medyada geniş yer bulmuştu. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hem küçük Ayaz ile tanışmak hem de duyarlı davranışından dolayı teşekkür etmek ailesiyle birlikte makamında ağırladı. Ayaz ve kardeşleriyle bir araya gelen Başkan Özer, onlara çeşitli hediyeler vererek sokak hayvanlarına gösterdikleri şefkatten dolayı teşekkür etti. “Bu güzel davranış herkese örnek olmalı” Konu ile ilgili konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Hayvan sever, köpeği yağmurdan koruyan güzel, koca yürekli adam. Tebrik ederim seni. Bugün aslında toplumda bir farkındalığı oluşturmak ve büyütmek adına sevgili Ayaz’ı kabul ettim. Bunun da özellikle bilinmesini istedim. İnsanlar ve doğa, İnsanlar ve hayvanlar, bir arada yaşamak zorundadırlar. Bu anlamda hayvanların da insanlar gibi bir takım hakları vardır. Doğanın da aslında sürdürülebilir olması için bir hakka, hukuka tabi olması gerekir. Biz olmasak da doğa ve hayvanlar kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilirler. Ama doğa olmazsa biz yaşamımızı kendi başımıza sürdüremeyiz. Hayvanlar aynı zamanda insanların dostlarıdır. Bizim sosyopsikolojik yapımızın daha kuvvetli olması için ihtiyaç duyduğumuz bir çeşit yaşam arkadaşlarımızdır. Bu nedenle onları korumak, kollamak da bizim insani görevimizdir. Hayvanlara karşı işlenen suçlarında bir hukuka bağlanması gerekir. Bu işin bir yanı ama diğer yanı bizim hayvanları sevmemiz, korumamız ve kollamamız gerekir. 10 yaşında bir çocuk olarak yürümüş olduğu sokaktaki bir köpeğin yağmurda ıslandığını görünce onun koca yüreği devreye girer ve bulduğu bir tahta parçasıyla o hayvanı yağmurdan korumaya çalışır. Ben de bunu duyduğumda bu farkındalığı büyütmek adına kendisini tebrik etmek, kucaklamak ve koca yüreğinden öperek ödüllendirmek için buraya davet ettim. Sevgili Ayaz’ın bu güzel davranışının toplumda herkese örnek olmasını diliyorum. Senin yolunun aydınlık ve açık olmasını diliyorum” dedi. “Onu mahallemizde besliyoruz” Kendisini makamında ağırlayan Başkan Özer’e teşekkür eden Ayaz Güney, “Eve giderken yağmur yağıyordu. Köpek çok titriyordu ben de üzüldüm ve tahta parçası koydum köpek üşümesin, ıslanmasın diye. Şimdi onu mahallemize aldık. Besliyoruz” dedi.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “Evliliklerin 500 milyar liralık ekonomi oluşturması bekleniyor” Bu yıl havaların erken ısınmasıyla birlikte düğün sezonunun da açılmaya başladığını söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Havaların erken ısınmasıyla birlikte fotoğrafçı, kuaför, berber, gelinlikçi, çiçekçi, pastacı, çeyizci gibi onlarca farklı sektörde esnafımız düğün sezonuna hazır. Bu yıl yapılacak düğünlerle birlikte evliliklerin 500 milyar TL’lik ekonomi oluşturması bekleniyor” dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken düğün sezonunun başlamasıyla birlikte evliliklerin ekonomiye olan yansımasını değerlendirdi. Piyasanın canlanmak için düğün sezonunu beklediğini belirten Palandöken, ortalama düşün yapmanın maliyetini anlattı. Beyaz eşyadan oturma grubuna, düğün salonundan ziynet eşyalarına kadar yapılan harcamaların 500 bin liradan başladığını kaydeden Palandöken, "Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak tüm ürün ve hizmetlerde çok ciddi fiyat artışları var. Düğünlerin vazgeçilmezi altının fiyatı son 1 yılda yüzde 100’e yakın arttı. Eskiden gelin damada gelen altınlar düğün maliyetini önemli ölçüde karşılardı şimdi o da hayal oldu. Öte yandan düğün salonu kiralarındaki astronomik artış, beyaz eşya ve elektronik eşyalardaki fiyat artışları hesaba katıldığında gençlerimiz işsizlik ve ekonomik nedenler yüzünden evliliği geciktirebiliyor. Devletimiz gençleri evliliğe teşvik etmek için elinden geleni yapıyor. Birtakım teşvik ve destekler var ancak tüm çiftler için sıfır faizli destek kredilerinden yararlanma imkanlarının sağlanması çok önemli. Bu hem çiftlerin düğün masraflarına katkı hem de kuracakları yuvalarla ekonomiye katkıları bakımından çok önemli olacak” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl düğünler piyasaya 300 milyar lira katkı sağladı” Gençlerin dünya evine girmesi ve piyasaların canlanmasında düğünlerin önemli bir yeri olduğuna değinen Palandöken, “Geçtiğimiz yılın TÜİK verilerine göre düğün sektörü piyasaya 300 milyar TL’lik ekonomik katkı sağladı. İğneden ipliğe yapılan düğün alışverişleri ise emlakçıdan taksiciye, matbaacıdan organizasyoncuya kadar çok sayıda sektöre doğrudan kazanç kapısı oluyor. Bu yıl dünya evine girecek gençlerimizin mağdur olmaması için firmalar elini taşın altına koyarak yeni evlenecek çiftlere özel kampanya ve indirimler yapmalı. Öte yandan bu düğün sezonunda alışveriş yapacak vatandaşlarımız güven, memnuniyet, garanti ve kayıt dışılığı önlemek adına bir sıkıntı yaşamamak için bildiği ve güvendiği esnafı tercih etmeli” şeklinde konuştu.
Bursa Tarihi Gölyazı’da 100 yıllık balık mezadı Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı köyünde yapılan balık mezadı 100 yıldır aynı yerde düzenleniyor. Uluabat Gölü’nde yakalanan balıklar mezatta en çok parayı verenin oluyor. Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı köyünde her sabah 12.00’de başlayan balık mezadında renkli görüntüler yaşanıyor. Uluabat Gölü’nde balıkçıların tuttuğu taze balıklar 100 yıldır aynı yere dökülerek açık artırmada satılıyor. Yakalanan balıklar sırasıyla yere dökülerek mezatta satışa sunuluyor. Herkesin katılabildiği açık artırmada en yüksek fiyatı veren balıkların sahibi oluyor. Tüccarlar yeni yakalanan balıkları almak için birbirleriyle yarışıyor. Keyifli anların yaşandığı açık artırma her gün aynı saatinde tekrarlanıyor. Her vatandaşın tuttuğu balığı kooperatifin müzayedesinden geçirmesi söyleyen Kooperatif üyesi Hüseyin Aydın, "Su Ürünleri Kooperatifi 1966 yılında kuruldu. 1986 yılına kadar kerevit vardı. Hastalıklar geldi kerevitler öldü. Kerevitler ölünce hepimiz balığa yöneldik. Her vatandaş tutmuş olduğu balığı kooperatifin müzayedesinden geçirmek zorunda. Rüzgar olduğu zaman balıkçılar avlanamıyor. Şu anda sazan balığı yasak diğer balıklar serbest. Günde bazen 1 ton, bazen ise 100 kilo çıkıyor. Balık piyasası da aynı olmaz. Az olduğu zaman daha pahalı, bol olduğu zaman biraz daha uygun olur. Böyle bir düzenimiz var. Müzayede dedelerimizden kalma. Daha önceden kooperatif yoktu balıklar muhtarlık nezdinde satılıyordu. Muhtarlığa rüsum kesiliyordu geri kalanı balıkçıya veriliyor” dedi. Bu sene balık fiyatlarının yüksek olduğunu belirten Hasan Dikmeoğlu, “Doğduğumdan beri balıkçıyım. Şimdi de esnaflık yapıyorum. Balığı köyde ve pazarda satıyorum. Turna, sazan, İsrail balığı ve arada yayın balığı çıkıyor. Uluabat Gölü’nde çok güzel balıklarımız var. Turnalar bu yıl ortalama 200 TL’den satılıyor” şeklinde konuştu.