EKONOMİ - 07 Aralık 2016 Çarşamba 16:08

Ağaç ve orman ürünleri sektörü hükümetten destek bekliyor

A
A
A
Ağaç ve orman ürünleri sektörü hükümetten destek bekliyor

Mersinli ağaç ve orman ürünleri sektör temsilcileri, hükümetten diğer sektörlere sağlanan desteklerin kendilerine de sağlanmasını istiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı Tarık Ciğer, fonların kaldırılmasından uzak yol navlun primi ve hammadde fiyatlarının indirilmesine kadar bir dizi destek beklediklerini söyledi.
MTSO 34 No’lu Ağaç ve Orman Ürünleri Meslek Komitesi Başkanı Tarık Ciğer, yaptığı açıklamada sektörde yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Özellikle hammadde fonlarının kaldırılmasına yönelik verilen taahhütlerin yerine getirilmemesinin sıkıntılarını yaşadıklarını ifade eden Ciğer, “Sektör olarak 10 Ağustos’ta Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın fonlar konusundaki açıklamalarıyla sevinmiş ve umutlanmıştık. Neydi bu açıklama? Orman ve Su İşleri Bakanlığı Ağaçlandırma Fonu, Tellaliye Fonu ve benzeri fonların kaldırılacağı müjdesi verilmişti. Ancak Orman Genel Müdürlüğü, bu konuya ilişkin kendilerine herhangi bir talimat gelmemesi nedeniyle fonları almaya devam ediyor ve sıkıntı yaşıyoruz” dedi.

“Fonların kaldırılmasını bekliyoruz”
Fonların bahsedildiği gibi kaldırılması halinde maliyetlerinin yüzde 8 ile 10 arasında azalacağına dikkat çeken Ciğer, “Hammadde fiyatlarımız uluslararası boyutta değerlendirilecek olursa zaten oldukça yüksek. Ukrayna’ya göre 3 kat, Rusya’ya göre 2 kat, Bulgaristan’a göre 2,5 kat daha fazla rakamlarla hammadde alıyoruz. Bu nedenle yapılacak en küçük bir indirim dahi sektör adına önemli. Fonlar konusunda yapılan açıklamanın vakit kaybedilmeden hayata geçirilmesini bekliyoruz” diye konuştu.

“Hammadde fiyatlarında indirim istiyoruz”
Dış ticarette zor bir süreçten geçildiğini vurgulayan Ciğer, fonların kaldırılması yanında rekabetçi yapının güçlenmesi için gerekirse devletten hammadde fiyatlarında indirime gidilmesini beklediklerini kaydetti. Bu sayede uluslararası alanda Türk firmalarının elinin daha da güçlenebileceğini belirten Ciğer, Türkiye’nin komşu ülkelere dahi ağaç ve orman ürünleri satışında zorlandığına işaret ederek, kilometrelerce uzaktaki ülkelerin dahi daha rekabetçi fiyatlarla Türkiye’nin komşularına ürün satışı gerçekleştirebildiğini, Türk firmalarının fiyat rekabeti sağlayamadığını dile getirdi.

“Uzak yol navlun primi istiyoruz”
Ahşap ve kereste ihraç eden firmaların yeni çıkan desteklerden yoksun bırakılmasından şikayetçi olan Ciğer, yaş meyve sebze, kanatlı ürün ihracatçıları ya da tekstilcilerin Eylül ayında onaylanan ‘uzun yol navlun primi’ desteğinden yararlanabildiğini anımsatarak, “Mobilya ve ağaç orman ürünleri sektörü, kağıt üretim sektörü ise yararlanamadı. Bunun gerekçesini de maalesef bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bu konudaki talebi Ekonomi Bakanlığına sektör olarak kendileri götürmelerine rağmen dışarıda kalmış olmalarına anlam veremediklerini belirten Ciğer, “Bu uygulamaya biz de dahil olmak istiyoruz. 2023 yılı ihracat hedeflerindeki yerimizi alabilmemiz ancak diğer sektörlere sağlanan imkanların sektörümüze de sağlanmasıyla mümkün olabilecektir. Ambalaj sektörü hafife alınacak bir sektör değildir. Mutlak surette hak ettiği değeri görmelidir” şeklinde konuştu.
Geçmişte yerli hammadde bulunması noktasında yaşanan sıkıntıların yapılan düzenlemelerle bir ölçüde aşıldığını aktaran Ciğer, taleplerinin karşılık gördüğünü ve levha sektörünün odun ithalatına getirilen kısıtlamaların kaldırıldığını kaydetti. Bu sayede iç piyasadaki tomrukların talaş edilmesinin önüne geçildiğini ve kereste firmalarının tomruk bulabilmeye başladığını ifade eden Ciğer, ürünü yurt içinden sağlayabildikleri için döviz kurundaki artıştan da çok fazla etkilenmediklerini bildirdi. Ciğer, şöyle devam etti:
“Geçmişteki kadar sıkıntılı olmasa da halen tomrukta talep, arzın oldukça üzerinde. Arz ne kadar artarsa fiyatlar o kadar makul seviyelere çekilecektir. Bu nedenle mutlaka üretim artırılmalıdır. Devletin imkanlarının bu artışı sağlamaya müsait olduğunu düşünüyorum. Ancak imkanlar uygun değilse de orman kesiminin özelleştirilmesini talep ediyorum. Bunun dünyada da önemli örnekleri var. Amerika’dan Almanya’ya, Avustralya’ya kadar birçok ülkede örnekleri var. Türkiye de fiyat rekabeti için bu konuya eğilmeli.”

“Firmaları birebir ziyaret edip bilgilendiriyoruz”
Komite olarak yaptıkları çalışmaları da anlatan Ciğer, özellikle ihracatçıları en çok etkileyen Isıl İşlem konusundaki faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi. Konuyla ilgili düzenlenen tüm bilgilendirme toplantılarına rağmen istenilen sonuçların alınamadığına işaret eden Ciğer, halen Amerika ve Avrupa ülkelerinden geri dönüşler yaşandığını kaydetti. Bunun önüne geçebilmek için üyeleri birebir ziyaret ederek konuyla ilgili bilgilendirme çalışmalarına başladıklarını dile getiren Ciğer, sonuç alana kadar bu yöndeki faaliyetlerin devam edeceğini vurguladı. Uzun zamandır üzerinde durdukları bir diğer konunun ise sigorta olduğunu belirten Ciğer, halen sektörde faaliyet gösteren imalatçı firmaların iş yeri sigortası yaptıramadığını dile getirdi. Bu konuyu yaklaşık 6 yıldır her platformda anlattıklarını hatırlatan Ciğer, konunun acil ve önemli olduğunu ve ele alınması gerektiğini söyledi. Son yıllarda sektörün artıklarının bioenerji olarak kullanılmaya başlandığına da değinen Ciğer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kağıt, levha sektöründeki firmalar bizim atıklarımızı, kabuklarımızı kullanarak kendi elektriklerini üretiyorlar. Bu sayede atıklarımız da ekonomik değere dönüşmeye başladı. Elektrik enerjisi olarak dönüşümü sağlanıyor. Bu uygulama 4-5 senedir başladı ve artarak sürüyor. Mersin’de de yapılıyor.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da hatalı park kavgasında canından oluyordu: Sopayla ve bıçakla saldırdılar Eyüpsultan’da hatalı park nedeniyle tartıştığı şahsın ve yakınlarının bıçaklı ve sopalı saldırısına uğrayan minibüs sürücüsü, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkeli kalabalık taşla ve sopayla minibüse de zarar verirken, o anlar cep telefonu ve güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, dün 16.30 sıralarında Eyüpsultan Girne Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Halil İbrahim Odabaşı minibüsünü evinin önüne park etmek istediği sırada başka bir ticari aracın hatalı park ederek, alanı kapattığını gördü. Bunun üzerine otomobilin üzerinde bulunan telefon numarasını arayan Odabaşı, hatalı park eden sürücüden aracını düzeltmesini istedi. Hatalı park eden kişi aracının park yerini değiştirdikten sonra iki sürücü arasında bir tartışma çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından şüpheli olay yerinden ayrıldı. Ancak şahıs, bir süre sonra aralarında kadınların da olduğu akrabalarından oluşan bir grupla olay yerine geri geldi. Bıçaklı saldırgandan tekme ile kurtuldu Sürücü ile birlikte gelen gruptakiler, Odabaşı’na bıçakla ve sopayla saldırdı. Odabaşı, gruptan bir kişinin bıçaklı saldırısından kurtulmak için tekme atıp ardından markete sığındı. Odabaşı, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkesini atamayan grup, bu sefer de Odabaşı’nın minibüsüne taşlarla ve sopalarla saldırdı. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle sakinleşen gruptakiler dağıldı. Aracı zarar gören Halil İbrahim Odabaşı, emniyete giderek şikayetçi oldu. Şüphelilerin Odabaşı’nın minibüsüne saldırı anları ise cep telefonu ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. “Bu bildiğiniz canavarlık” Yaşanan olayın bir canavarlık olduğunu söyleyen Halil İbrahim Odabaşı, “Saat 4 buçuk 5 arası kapıma geldim. Arabayı park ettim. İsimlerini bilmiyorum, plakayı da tanımıyorum. Arabayı ortaya park ettiği için aradım ve arabayı biraz ileri almasını rica ettim. Ortaya park ettiği için iki tarafa da yanaşamıyordum. Sonra bu arkadaş, 20 dakika sonra geldi. Ani bir çıkış yaptı. Sonra geri geri gelip, yanımda durdu. Benimle tartışmaya girdi. ‘Ben 20 senedir burada oturuyorum. Sen beni arayamazsın’ dedi. Ben de bir ricada bulundum, ’Arabanı çek, ben de yanaşayım’ dedim. Kendi aramızda böyle bir tartışma oldu. ’2 dakika sonra görüşeceğiz seninle’ dedi. Bizde burada arkadaşla muhabbet ederken, arkadaşım bana ‘Koş geliyorlar’ dedi. Ellerinde bıçakla geliyorlardı. Zaten kamera kayıtlarında belli. Ben o anda zaten bakkala doğru koşmaya başladım. Genç arkadaşlardan biri ben o anda arabanın etrafında dönerken bıçakla saldıracaktı. O arada çelme taktı, yere düştüm ben. O anda bıçağı sallarken ben onun karnına vurdum. Kendini geri attı. Mahalledeki genç arkadaşlar bunu tutunca ben de can havliyle bakkalın içine kendimi attım. Kapısını kilitledim bir anda. O anda kapıya vurarak ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Mahalledeki eş dost araya girince olay sakinleşti. Arabama geldiğimde çok hasar vardı. Kamera kayıtlarını izlediğimde, hanımı çoluğu çocuğu toplayıp katliama gelmiş resmen. Ben arabamın başına gelince şok oldum zaten. Bu bildiğiniz canavarlık. Ben belki orada ayağımla tepki vermeseydin bugün yaşamıyor olabilirdim” şeklinde konuştu.