YEREL HABERLER - 17 Nisan 2017 Pazartesi 16:08

Aşut: “Önümüzde yeni bir fırsat ve yeni bir yapılanma modeli var. Bu yeni rüzgarı kaçırmamalıyız”

A
A
A
Aşut: “Önümüzde yeni bir fırsat ve yeni bir yapılanma modeli var. Bu yeni rüzgarı kaçırmamalıyız”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, dünyada önümüzdeki yılların değişimini, 2000’li yılların başında ortaya çıkan değişen güç dengeleri, bilgi ve iletişim teknolojilerinde gençlerin gücü ve sürecin son ayağı olan Endüstri 4.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, dünyada önümüzdeki yılların değişimini, 2000’li yılların başında ortaya çıkan değişen güç dengeleri, bilgi ve iletişim teknolojilerinde gençlerin gücü ve sürecin son ayağı olan Endüstri 4.0’ın belirleyeceğini kaydetti. Türkiye’nin önünde yeni bir fırsat ve yeni bir yapılanma modeli olduğunu belirten Aşut, “’Talih hazır olana güler’ derler. Son yılların tecrübesi ile bu sefer bu yeni rüzgarı kaçırmamalıyız” dedi.


MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, dünyanın yeni gerçeklerini ve Türkiye’nin bu gerçekler noktasında yapması gerekenleri değerlendirdi. Her 5-10 yılda bir iktisat bilimciler, ekonomistler ve gelecek bilimcilerin yeni bir kavramı gündeme getirdiklerini, bu kavramlar üzerine siyasi ve ekonomik politikalar oluşturulduğunu dile getiren Aşut, dünyada son 15-20 yılın en önemli kavramının küreselleşme olduğuna işaret etti. “Bu kavramların özünü erken tespit edenler, erken karar verenler, oluşturdukları doğru politikalarla pastadan daha büyük pay almayı başardılar” diyen Aşut, Türkiye’nin, küreselleşme kavramını kısmen de olsa yakalayabildiği için ekonomisini büyüttüğünü, dünyanın 17’inci, Avrupa’nın 6’ıncı büyük ekonomisi haline geldiğini vurguladı.


“Önümüzde yeni bir fırsat ve yeni bir yapılanma modeli var. Bu yeni rüzgarı kaçırmamalıyız”


Bu kavramlar sadece ekonomi değil, sosyal ve siyasi tüm alanlarda bir bütün olarak algılandığında gerçek başarıya ulaşıldığının altını çizen Aşut, “Bundan dolayı, ülke olarak gerçek potansiyelimize paralel bütüncül bir gelişme içerisinde olduğumuz söylenemez. İstihdam sıkıntısı, üretimdeki sıkıntı, ileri teknoloji ve Ar-Ge konusundaki düzeyimiz, eğitim seviyemiz ve içeriği, ihracat-ithalat dengemiz, ihracatta ithal ara malı bağımlılığımız bir bütün olarak değerlendirilmesi gereken konular olarak önümüze çıkmaktadır. İşte önümüzde yeni bir fırsat ve yeni bir yapılanma modeli. ‘Talih hazır olana güler’ derler. Son yılların tecrübesi ile bu sefer bu yeni rüzgarı kaçırmamalıyız” dedi.


“Önümüzdeki yılların değişimini yeni gerçekler belirleyecek”


Önümüzdeki yılların değişimini, 2000’li yılların başında ortaya çıkan ‘yeni gerçekler’in belirleyeceğine dikkat çeken Aşut, “Yeni gerçekler, dünyada değişen güç dengeleridir; ortaya çıkan doğu ve batı ayrışması, AB’nin belirsiz durumu, hatta ABD’nin ve İngiltere’nin AB’ye uzaklaşması gibi. 2008 küresel finans krizinin bir sosyal ve siyasal değişimi doğurmaması düşünülemezdi. Her büyük ekonomik kriz gibi 2008 krizi de Arap Baharı’nı doğurdu. Diğer yeni gerçeklerden birisi de özellikle gençlerin ve daha fazla demokrasinin dünyada söz sahibi olacağının işaretiydi. Dünyayı dönüştüren bilgi ve iletişim teknolojilerini icat eden ve en iyi kullanan kesim olan gençlerin yükselişidir yeni gerçekler. Bunu okuyamayanlar, gençlerin bu gücünü kullanamayanlar, bu yeni dünyada var olamayacaklardır. Analog değil, dijital ekonomilerin geleceği belirlemesidir yeni gerçekler” ifadelerini kullandı.


“Endüstri 4.0, endüstrinin çok ötesinde bir kavram”


Endüstri 4.0’ın bu sürecin şimdilik son ayağı olduğunu belirten Aşut, Endüstri 4.0’ın endüstrinin, sanayinin çok çok ötesinde bir kavram olduğunu kaydetti. Endüstri 4.0’ın etki alanının hayal edilemeyecek kadar geniş olacağına vurgu yapan Aşut, şöyle devam etti: “Endüstri 4.0 üretim anlamında robotik teknolojileri, insan-robot iletişimini, hatta robotlar arası iletişimi içeren, bulut teknolojileri ile siber teknolojileri içinde barındıran, nesnelerin interneti ile gündelik hayatımızın her alanına dokunan bir gelişmedir. İçinde yazılımın olduğu, kod yazmanın yeni bir dünya dili olarak ortaya çıktığı bir gelişmedir.”


Tüm bunların temeli olması gereken eğitim sisteminin de buna uygun olması gerektiğini ifade eden Aşut, üretimde Endüstri 4.0’ın yanında Eğitim 4.0’ın da ihmal edilmemesi gerektiğini dile getirdi. Aşut, “Geleneksel, dört duvar arasında geçen, ders anlatan bir öğretmen ve onu pasif olarak tek taraflı dinleyen ezberci bir öğrenci manzarası ile Endüstri 4.0’a ulaşamayız. Analitik düşünen, sanat ve tasarım eğitimleri ile yaratıcı güce odaklanan, dil bilen, kod yazmayı küçük yaşlarda öğrenen, merak duygusu gelişmiş yeni bir öğrenci profili yaratmak zorundayız. Yani Eğitim 4.0’ı tasarlamalıyız” dedi.


“Üniversitelerimiz Endüstri 4.0 yüksek lisans ve doktora programlarını başlatmalıdır”


Türkiye’nin ticaret ve hizmet alanlarında da Endüstri 4.0’ı kullanması gerektiğini vurgulayan Aşut, turizm alanında birkaç gencin hazırladığı bir rezervasyon yazılımının, geçmişi yüzlerce yıla dayanan ve dünyanın her ülkesinde yüzlerce oteli, acentesi olan bir firmadan daha çok para kazandığına dikkat çekti. Aşut, bir yazılım, kod yazan birkaç genç, biraz yaratıcılık ve hayal ile Ticaret 4.0, Pazarlama 4.0, Lojistik 4.0 ve İhracat 4.0’ın düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi. Temelinde internet ve bilgi iletişim teknolojileri olan yeni gerçeklerin, sıradan insanlara üretici olma fırsatı verdiğini belirten Aşut, şunları kaydetti: “Temelinde yazılım olan yeni gerçekler, sıradan insanlara girişimci olma fırsatı veriyor. Temelinde Endüstri 4.0’ın parçaları olan yeni gerçekler, küçük firmalara küresel oyuncu olma fırsatı veriyor. Artık hepimiz her an üreticiyiz, girişimciyiz, her an ihracatçı olabiliriz, her an küresel bir ekonominin parçası olabiliriz. Bu anlamda üniversitelerimiz Endüstri 4.0 yüksek lisans ve doktora programlarını başlatmalıdır. Daha çok farkındalık yaratmak zorundayız. Buna uygun inter-disiplin eğitimler almış yeni bir mühendis ve insan kaynağı yetiştirmek zorundayız. Elbette tüm bu vizyonun bir devlet politikası haline gelebilmesi ve kamu desteği alabilmesi için siyasetin de Endüstri 4.0’ı yakalaması gerekiyor. Yani, siyasette de bir Siyaset 4.0 elzemdir.”


Türkiye’nin girişimci sayısını artırması ve küresel rekabette onlara destek vermesi gerektiğini ifade eden Aşut, açıklamasında şunlara yer verdi: “Eğitim sistemimizi sürekli yenilemeliyiz çünkü bilgiye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Markalaşmalı, yüksek teknolojiye, Ar-Ge ve inovasyona, yani yenilikçiliğe önem vermeli ve diğer sektörlerimizi ihmal etmeden yüksek teknolojili üretime geçmeliyiz. Siyasi istikrarımızı, demokrasimizi, hukukun üstünlüğünü insanımızı güvende kılacak düzeye getirmeliyiz. Tüm bunları bütüncül düşünmeden, sadece birkaç KOBİ’mizi Endüstri 4.0’a entegre etmek çözüm olmayacaktır. Üretimde de ticarette de ihracatta da hizmet alanında da eğitimde de siyasette de Endüstri 4.0’ın felsefe ve uygulamalarını anlamak zorundayız. Bu, verimliliğin ve verimliliğe bağlı büyümenin de temelidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, sokak köpeğini yağmurdan koruyan çocuğu makamında ağırladı Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde yaşanan sağanak yağış sırasında yanındaki sokak köpeğini yağmurdan ıslanmaması için tahta parçası ile koruyan 10 yaşındaki Ayaz Güney ve ailesini makamında ağırladı. Duyarlı davranışından dolayı küçük Ayaz’a teşekkür eden Başkan Özer, “Hayvan sever, köpeği yağmurdan koruyan güzel, koca yürekli adam” diye konuştu. Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde etkili olan sağanak yağışta,10 yaşındaki Ayaz Güney’in bir köpeği ıslanmaması için tahta parçasıyla koruduğu görüntüler medyada geniş yer bulmuştu. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hem küçük Ayaz ile tanışmak hem de duyarlı davranışından dolayı teşekkür etmek ailesiyle birlikte makamında ağırladı. Ayaz ve kardeşleriyle bir araya gelen Başkan Özer, onlara çeşitli hediyeler vererek sokak hayvanlarına gösterdikleri şefkatten dolayı teşekkür etti. “Bu güzel davranış herkese örnek olmalı” Konu ile ilgili konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Hayvan sever, köpeği yağmurdan koruyan güzel, koca yürekli adam. Tebrik ederim seni. Bugün aslında toplumda bir farkındalığı oluşturmak ve büyütmek adına sevgili Ayaz’ı kabul ettim. Bunun da özellikle bilinmesini istedim. İnsanlar ve doğa, İnsanlar ve hayvanlar, bir arada yaşamak zorundadırlar. Bu anlamda hayvanların da insanlar gibi bir takım hakları vardır. Doğanın da aslında sürdürülebilir olması için bir hakka, hukuka tabi olması gerekir. Biz olmasak da doğa ve hayvanlar kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilirler. Ama doğa olmazsa biz yaşamımızı kendi başımıza sürdüremeyiz. Hayvanlar aynı zamanda insanların dostlarıdır. Bizim sosyopsikolojik yapımızın daha kuvvetli olması için ihtiyaç duyduğumuz bir çeşit yaşam arkadaşlarımızdır. Bu nedenle onları korumak, kollamak da bizim insani görevimizdir. Hayvanlara karşı işlenen suçlarında bir hukuka bağlanması gerekir. Bu işin bir yanı ama diğer yanı bizim hayvanları sevmemiz, korumamız ve kollamamız gerekir. 10 yaşında bir çocuk olarak yürümüş olduğu sokaktaki bir köpeğin yağmurda ıslandığını görünce onun koca yüreği devreye girer ve bulduğu bir tahta parçasıyla o hayvanı yağmurdan korumaya çalışır. Ben de bunu duyduğumda bu farkındalığı büyütmek adına kendisini tebrik etmek, kucaklamak ve koca yüreğinden öperek ödüllendirmek için buraya davet ettim. Sevgili Ayaz’ın bu güzel davranışının toplumda herkese örnek olmasını diliyorum. Senin yolunun aydınlık ve açık olmasını diliyorum” dedi. “Onu mahallemizde besliyoruz” Kendisini makamında ağırlayan Başkan Özer’e teşekkür eden Ayaz Güney, “Eve giderken yağmur yağıyordu. Köpek çok titriyordu ben de üzüldüm ve tahta parçası koydum köpek üşümesin, ıslanmasın diye. Şimdi onu mahallemize aldık. Besliyoruz” dedi.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “Evliliklerin 500 milyar liralık ekonomi oluşturması bekleniyor” Bu yıl havaların erken ısınmasıyla birlikte düğün sezonunun da açılmaya başladığını söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Havaların erken ısınmasıyla birlikte fotoğrafçı, kuaför, berber, gelinlikçi, çiçekçi, pastacı, çeyizci gibi onlarca farklı sektörde esnafımız düğün sezonuna hazır. Bu yıl yapılacak düğünlerle birlikte evliliklerin 500 milyar TL’lik ekonomi oluşturması bekleniyor” dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken düğün sezonunun başlamasıyla birlikte evliliklerin ekonomiye olan yansımasını değerlendirdi. Piyasanın canlanmak için düğün sezonunu beklediğini belirten Palandöken, ortalama düşün yapmanın maliyetini anlattı. Beyaz eşyadan oturma grubuna, düğün salonundan ziynet eşyalarına kadar yapılan harcamaların 500 bin liradan başladığını kaydeden Palandöken, "Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak tüm ürün ve hizmetlerde çok ciddi fiyat artışları var. Düğünlerin vazgeçilmezi altının fiyatı son 1 yılda yüzde 100’e yakın arttı. Eskiden gelin damada gelen altınlar düğün maliyetini önemli ölçüde karşılardı şimdi o da hayal oldu. Öte yandan düğün salonu kiralarındaki astronomik artış, beyaz eşya ve elektronik eşyalardaki fiyat artışları hesaba katıldığında gençlerimiz işsizlik ve ekonomik nedenler yüzünden evliliği geciktirebiliyor. Devletimiz gençleri evliliğe teşvik etmek için elinden geleni yapıyor. Birtakım teşvik ve destekler var ancak tüm çiftler için sıfır faizli destek kredilerinden yararlanma imkanlarının sağlanması çok önemli. Bu hem çiftlerin düğün masraflarına katkı hem de kuracakları yuvalarla ekonomiye katkıları bakımından çok önemli olacak” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl düğünler piyasaya 300 milyar lira katkı sağladı” Gençlerin dünya evine girmesi ve piyasaların canlanmasında düğünlerin önemli bir yeri olduğuna değinen Palandöken, “Geçtiğimiz yılın TÜİK verilerine göre düğün sektörü piyasaya 300 milyar TL’lik ekonomik katkı sağladı. İğneden ipliğe yapılan düğün alışverişleri ise emlakçıdan taksiciye, matbaacıdan organizasyoncuya kadar çok sayıda sektöre doğrudan kazanç kapısı oluyor. Bu yıl dünya evine girecek gençlerimizin mağdur olmaması için firmalar elini taşın altına koyarak yeni evlenecek çiftlere özel kampanya ve indirimler yapmalı. Öte yandan bu düğün sezonunda alışveriş yapacak vatandaşlarımız güven, memnuniyet, garanti ve kayıt dışılığı önlemek adına bir sıkıntı yaşamamak için bildiği ve güvendiği esnafı tercih etmeli” şeklinde konuştu.
Bursa Tarihi Gölyazı’da 100 yıllık balık mezadı Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı köyünde yapılan balık mezadı 100 yıldır aynı yerde düzenleniyor. Uluabat Gölü’nde yakalanan balıklar mezatta en çok parayı verenin oluyor. Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı köyünde her sabah 12.00’de başlayan balık mezadında renkli görüntüler yaşanıyor. Uluabat Gölü’nde balıkçıların tuttuğu taze balıklar 100 yıldır aynı yere dökülerek açık artırmada satılıyor. Yakalanan balıklar sırasıyla yere dökülerek mezatta satışa sunuluyor. Herkesin katılabildiği açık artırmada en yüksek fiyatı veren balıkların sahibi oluyor. Tüccarlar yeni yakalanan balıkları almak için birbirleriyle yarışıyor. Keyifli anların yaşandığı açık artırma her gün aynı saatinde tekrarlanıyor. Her vatandaşın tuttuğu balığı kooperatifin müzayedesinden geçirmesi söyleyen Kooperatif üyesi Hüseyin Aydın, "Su Ürünleri Kooperatifi 1966 yılında kuruldu. 1986 yılına kadar kerevit vardı. Hastalıklar geldi kerevitler öldü. Kerevitler ölünce hepimiz balığa yöneldik. Her vatandaş tutmuş olduğu balığı kooperatifin müzayedesinden geçirmek zorunda. Rüzgar olduğu zaman balıkçılar avlanamıyor. Şu anda sazan balığı yasak diğer balıklar serbest. Günde bazen 1 ton, bazen ise 100 kilo çıkıyor. Balık piyasası da aynı olmaz. Az olduğu zaman daha pahalı, bol olduğu zaman biraz daha uygun olur. Böyle bir düzenimiz var. Müzayede dedelerimizden kalma. Daha önceden kooperatif yoktu balıklar muhtarlık nezdinde satılıyordu. Muhtarlığa rüsum kesiliyordu geri kalanı balıkçıya veriliyor” dedi. Bu sene balık fiyatlarının yüksek olduğunu belirten Hasan Dikmeoğlu, “Doğduğumdan beri balıkçıyım. Şimdi de esnaflık yapıyorum. Balığı köyde ve pazarda satıyorum. Turna, sazan, İsrail balığı ve arada yayın balığı çıkıyor. Uluabat Gölü’nde çok güzel balıklarımız var. Turnalar bu yıl ortalama 200 TL’den satılıyor” şeklinde konuştu.