ASAYİŞ - 12 Ekim 2017 Perşembe 22:39

Mersin’deki darbe girişimi davasında tanıklar dinlendi

A
A
A
Mersin’deki darbe girişimi davasında tanıklar dinlendi

Mersin’de Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin davanın ikinci duruşmasında Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın da aralarında bulunduğu tanıklar dinlendi.

Mersin’de Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin davanın ikinci duruşmasında Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın da aralarında bulunduğu tanıklar dinlendi.


Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, aralarında eski tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ile eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen’in de bulunduğu, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in bir numaralı sanık olduğu, 22’si tutuklu, ikisi firari 35 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması, üçüncü oturumla devam etti. Bugünkü oturumda Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz ile 15 Temmuz darbe girişimi günü emekli olmak için ilişiğini kesen eski Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı Merkez Komutanı Albay Ekrem Özer ve aynı tarihte Üs Savunma Birlikleri Komutanı olarak albay rütbesiyle görev yapan Albay Süha Söylem, tanık olarak hakim karşısına çıktı.



“Demirhan, ‘Ben sıkıyönetim komutanıyım. Vali ve kaymakamlar görevden alındı’ dedi”


Sabah saatlerinde tanık olarak ilk ifadeyi veren Başkan Kocamaz, 15 Temmuz akşamı Kızkalesi’nde belediye tarafından düzenlenen festivalden dönerken, İstanbul’da yaşanan olayları internet üzerinden öğrendiğini, eve döndüğünde de televizyondan yaşananları izlediğini söyledi. Televizyon izlerken saat 23.40 sıralarında Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan’ın kendisini cep telefonundan aradığını belirten Kocamaz, “Atilla Bey bana, “Başkanım şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu. Sıkıyönetim ilan edildi. Ben de sıkıyönetim komutanıyım. Vali ve kaymakamlara görevden el çektirildi. Bugüne kadar sizinle herhangi bir problemimiz olmadı. İnşallah bundan sonra da olmaz. Televizyondaki yayınlara itibar etmeyin. Az sonra TRT’de bildiri okunacak’ dedi. Mersin’de de şu anda yetkili benim. Ben de İstanbul’da kan döküldüğünü televizyondan öğrendiğim için ‘inşallah Mersin’de kan dökülmez’ dedim” diye konuştu.


Daha sonra televizyonda bildirinin okunduğunu, kendisinin de namaz kıldığını aktaran Kocamaz, o esnada komutanın kendisini bir kez daha aradığını görerek geri dönüş yaptığını anlatarak, “Telefon açıldı ama herhalde orada bir tartışma vardı. Odada bulunan komutanların bir kısmı yazılı emirden söz ediyordu. Sesinden tanıdığım kadarıyla Demirhan da ‘Bu bir emir, uygulamak zorundayız’ diyordu. Konuşmalar devam ederken ben telefonu kapattım” dedi.


Bunun üzerine hemen dönemin Mersin Valisi Özdemir Çakacak’ı aradığını, Emniyet Müdürlüğüne gitmek üzere yolda olduğunu öğrenince kendisinin de oraya gittiğini ifade eden Kocamaz, Vali’ye Demirhan’ın kendisini aradığını söylediğini, Vali’nin de kendisine, ‘Beni görevden aldığını söyledi mi?’ diye sorduğunu, kendisinin de olanları anlattığını belirtti. Kocamaz, sabaha kadar orada bulunduğunu kaydederek, gece boyunca yaşanan süreci anlattı.



“Amirali gözaltına alarak Emniyet Müdürlüğüne teslim ettim”


O gün emekli olmak üzere Garnizondan ilişiğini kesen ve Demirhan’ı gözaltına alan kişi olan eski Merkez Komutanı Albay Ekrem Özer ise, darbe girişimi gecesi saat 23.10 sıralarında MİT Bölge Başkanının kendisini telefonla arayarak görevinin başına geçmesinin iyi olacağını söylemesi üzerine birkaç kez Birliği arayarak telefon görüşmesi yaptığını anlattı. Gece saat 02.00 sıralarında Valiyi aradığını ve kriz merkezine gelebileceğini söylediğini, Valinin de ‘gelsen iyi olur’ dediğini kaydeden Özer, bir süre sonra Güney Deniz Saha Komutanı Hasan Uşaklıoğlu’nun kendisini aradığını ifade ederek, “Bana ‘Görevimin başındayım. Nejat Atilla Demirhan’a itaat etmeyin, benim emirlerime itaat edin’ dedi. Bu arada kriz merkezinde Başsavcılık tarafından Demirhan hakkında gözaltı kararı çıkarıldığını öğrendim. Bunun üzerine kriz merkezine gittim. Burada, Demirhan’ın kendisini sıkıyönetim komutanı ilan ettiğini de öğrendim. Emniyetin operasyon yapacağı netleşince Vali Bey’e, ‘Ben orada 8 yıldır görev yapıyorum. İçeride 500-600 kişi var. Askerle polisi karşı karşıya getirmeyelim, bir çatışma olmasın. İzin verirseniz etrafındaki insanları ikna edip uzaklaştırayım. En son da amirali ikna edebilirim’ dedim. Talebim uygun görüldü” şeklinde konuştu.


Daha sonra Başsavcının Demirhan hakkında çıkardığı yakalama ve gözaltı kararını yazılı olarak aldığını, Valinin onayının ardından Uşaklıoğlu’nu arayıp bilgi verdiğini ve ardından Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı’na gittiğini ve saat 04.00 civarında orada olduğunu dile getiren Özer, burada bir ekip oluşturduğunu söyledi. Özer, “O esnada telefonum çaldı Demirhan aradı ama ben açmadım. Karargaha girdiğimde koridorda Demirhan ile karşı karşıya geldim. Bu beklenmedik bir şeydi, planlanmamıştı. Birbirimize doğru yürürken, Demirhan bana, ‘Defol git. Emekli ettiğim adamsın. Ne işin var burada?’ diye bağırmaya başladı. Sağ kolunu tuttum ve kendisine, hakkında yakalama kararı olduğunu, benimle gelmesini söyledim. Yanındakilerle birlikte horoz dövüşü bir durum oldu. Bunun üzerine binadan çıktım” dedi.


Bu sürede bazı personeli ikna etmek için yanına çağırarak konuştuğunu, bir kısmının ikna olduğunu aktaran Özer, amirale operasyon yapmaya karar verdiklerini ve ikinci kez binaya girdiklerini söyleyerek, şöyle devam etti:


“Odada itiş kakış ve kargaşa oldu. Amirale bu işin bittiğini, hakkında yakalama kararı olduğunu, teslim olması gerektiğini söyleyerek kolunu arkaya doğru çevirdim. Demirhan sonunda teslim olmaya ikna oldu ve üzerini değiştirmek istedi. Binadan çıktığımızda, bana ‘Suç işliyorsunuz, Genelkurmay’ın ve Deniz Kuvvetleri Komutanının emrine riayet etmiyorsunuz’ dedi. Minibüse binmek istemeyince sivil bir arabaya bindirdim. Arabada da bana, yaptıklarımdan dolayı tek tek hesap vereceğimi söyledi. Demirhan’a Devlet Hastanesine götürdüm, sağlık raporunu aldıktan sonra da Emniyet Müdürlüğüne geçip kendisini teslim ettim.”



“Amiralin verdiği hiçbir emre uymadım”


Darbe girişimi gecesinde Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı’nda Üs Savunma Birlikleri Komutanı olarak albay rütbesiyle görev yapan tanık Süha Söylem de ifadesinde, o gece Demirhan’ın emriyle saat 23.00 sıralarında birliğe gittiğini ve sabaha kadar orada olduğunu belirtti. Kendisinin ardından Demirhan’ın da karargaha geldiğini ve Genelkurmay’dan gelen emri isteyerek, sıkıyönetim ilan edildiğini, askerin yönetime el koyduğunu, kendisinin de sıkıyönetim komutanı olduğunu söylediğini anlattı. Bazı komutanların buna tepki göstermeleri üzerine Demirhan’ın sinirlendiğini belirten Söylem, şunları söyledi:


“Demirhan, ‘Ben sıkıyönetim komutanıyım. Emrimi dinlemeyecek olan varsa derhal bu odayı terk etsin. Hakkında Sıkıyönetim Kanununu uygulatacağım’ dedi. Bir süre sonra Emniyet Müdür Vekili Yakup Usta’yı arattı ve ona da aynı cümleleri kurdu, fakat telefon karşıdan kapatılınca ‘Yarın biz bunu alacağız’ dedi.”


Demirhan’ın, kendisine de birliğe bitişik Mersin Uluslararası Liman İşletmesi kapısı ile A, B, C, D kapılarına silahlı asker gönderme talimatını verdiğini, Kırmızı Güvenlik Alarmı ilan edildiği için olayın şaşkınlığıyla bu emri yerine getirdiğini ifade eden Söylem, daha sonra bu askerleri kapılardan çekmek için mücadele ettiğini, Demirhan’ın ise ‘O askerler oradan çekilmeyecek, gerekirse silah kullanacak’ dediğini dile getirdi. Çabalar sonucu amiralin ikna edildiğini ve askerleri kapılardan çektiğini belirten Söylem, kıyıdaki silahlı birliklerin tamamının kendisine bağlı olduğunu, bu kuvvetleri kontrol altında tutmak için çaba harcadığını söyledi. Gece saat 03.00 sıralarında orada bulunan tüm personeli toplayarak Demirhan’ın emirlerine uymamaları, birliğe emniyet güçleri gelirse mukavemet etmemeleri, sadece kendisinin emirlerini dinlemeleri talimatını verdiğini de aktaran Söylem, “Kulelerdeki silahlı personelin oralardan indirilerek mermilerinin alınmasını da sağladım. Demirhan, polislerin operasyon hazırlıklarını kameradan görmüş. Telsizle ‘polise müdahale edilsin, gerekirse ateş açılsın’ emrini verdi ama hiçbirimiz cevap vermedik. Yine telsizle Sahil Güvenlik botuna müdahale edilmesi, Sahil Güvenlik Komutanı Fatih Erhan’ın tutuklanması, saat 04.00’te birliğe gelen Merkez Komutanı Ekrem Özer’in tutuklanması emirlerini verdi ama bu emirlerin hiçbirine uymadık. Hazır kıtayı da telsizle çağırıp merkez komutanının tutuklanmasını istedi ama onlar da bu emre uymadı” dedi.


Tanık ifadelerinin ardından üçüncü oturumu sona erdiren mahkeme heyeti, yarın da tanıkları dinledikten sonra savcı mütalaasının ardından ara kararını verecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uluslararası Turan Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra 77 ülkeden bin 57 başvurunun yapıldığı ‘Kızılelma’ temalı festivalde; ülkemizden 158, Azerbaycan’dan 47, Kırgızistan’dan 31, Kazakistan’dan 21, Özbekistan’dan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film yarıştı. Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen “Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Türk Dünyası sinemasının tüm paydaşlarını bir araya getirdi. Törene, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, EÜ üst yönetimi, yurt içinden ve dışından sanatçılar, yönetmenler, senaristler, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı. Fotoğraf ve resim sergileri törene renk kattı Ödül töreni öncesi Atatürk Kültür Merkezi Fuaye Alanında; Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığının “Sessiz Tanıklar Türk Boylarına Yolculuk” sergisi ile TÜRKSOY’un “Türk Dünyası Resim Sergisi” ve “Türk Dünyası Kültür Başkentleri Fotoğraf Sergisi” sanatseverle buluştu. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Sanatsal faaliyetler üretmek, sanatın gelişimine katkı sağlamak, sanatı ve sanatçıyı sanatseverlerle bir araya getirmek, tam akredite öğrenci odaklı araştırma üniversitemizin toplumsal görevleri arasındadır. Bu bilinçten hareketle Türk dünyasının ortak değerlerini ve kültürel bağlarını vurgulayarak, bu bağların güçlenmesine katkıda bulunmak, Türk devletleri ve topluluklarının kültürel çeşitliliğine ve zenginliğine katkıda bulunmak hedefiyle yola çıktığımız bu önemli organizasyonun henüz fikir aşamasında iş birliği talebinde bulunduğumuz bütün çevreler tarafından heyecanla karşılanarak sağlanan desteklerle bugünlere gelmesi sağlanmıştır” diye konuştu. “Festivalimizin geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” Bu tür bir festivale ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Prof. Dr. Budak, “Uluslararası Turan Film Festivali, uzun süren hazırlık aşamasının ardından iki gündür Üniversitemiz ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında uluslararası film yarışması, 3 Söyleşi, 2 Fotoğraf Sergisi, 7 Gösterim Seçkisi, 1 Resim Sergisi, 1 Konser, 1 Dans Gösterisi gerçekleştirildi. Festivale 77 ülkeden bin 55 başvuru yapıldı. Türkiye’den 158 Film, Azerbaycan 47 Film, Kırgızistan 31, Kazakistan 21, Özbekistan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film katılım gösterdi. Yapılan tüm başvurular alanlarında duayen jüri üyelerinden oluşan seçili kurullar tarafından incelendikten sonra dereceye girenleri belirlendi. Bugünkü ödül töreninde dereceye giren filmlere verilecek ödüllerin yanı sıra Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Sinema Sanatına Katkı Ödülü, İnsani Değerlere Katkı Ödülü gibi 13 ayrı kategoride özel ödüller de verilecek. Ödül alacak olan sanatçılarımızı şimdiden tebrik ediyorum. Ayrıca bu büyük organizasyonda bizlerle birlikte olan ve büyük desteklerini gördüğümüz Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğüne, TÜRKSOY’a, çok kıymetli sergilerini bizlere açan Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına ve festivalimize destek veren gerek ülkemizdeki gerekse Türk Dünyasındaki değerli kurumlarına şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Festivalimizin ileriki yıllarda da Türk Dünyasında genişleyerek geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” dedi. “Türk dünyasının zenginliğini arşivlerle ortaya koyuyoruz” Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, “Bu etkinliğin, kültürün birleştiriciliği adına çok önemli bir program olduğunu ifade etmek istiyorum. Türk kültürü ve sanatının paylaşımı ve gelişimi adına düzenlenen bu festival son derece anlamlıdır. Bu programın bir paydaşı olarak Türk dünyasının zenginliğini çeşitli arşiv belgeleriyle ortaya koymaktan son derece bahtiyarız. Türkiye olarak dünyanın en büyük arşivlerine sahip olduğumuzu bilmenizi isterim. Festivalimize ev sahipliği yapan Ege Üniversitesine ve Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’a, hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” dedi. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, “Sinema ortak kültür mirasımızı gelecek nesillere taşıma noktasında en önemli araçlardan biridir. Bu etkinlik, Türk sinemasının çeşitliliğini yansıtmasının yanı sıra birliğimizi ve kardeşliğimizi bir kez daha tüm dünyaya gösterme fırsatı verdi. Festivalin gerçekleşmesine katkı sunan kurumlarımıza teşekkür ediyor, yarışan tüm sanatçılarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ise, “Sinema, dertli insanın işidir. Sinema yapan insan derdini paylaşmak, yarasını göstermek ister. Filmini çektikten sonra da dertleşmek ister. Bu bakımdan festivaller de sinemacıların dertleştikleri yerlerdir. Özellikle uluslararası festivaller bizim için çok önemli. Turan Film Festivali de ilk yılından büyük bir başlangıç yaptı. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. Ödüller sahiplerini buldu Turan Film Festivali kapsamında ilk olarak prestij ödülleri verildi. İnsani Değerlere Katkı Ödülü Yönetmen Derviş Zaim ile Gönül Dağı dizi yapımcısı Ferhat Eşsiz’e, Kültürel Çeşitliliğe Katkı Ödülü TRT AVAZ kurumu adına TRT İzmir Bölge Müdürü Mevlüt Şahbaz’a, İnsan Haklarına Katkı Ödülü Karabağ-Azerbaycan Göç ve Mülteciler Bakanlığı Bakan Müşaviri Nesimi Nerimanov’a Toplumsal Duyarlılık Ödülü Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven’e verildi. Sinema Sanatına Katkı Ödülünü sırasıyla; Azerbaycan Sinema Ajansı, Kazakfilm, Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Bilgi, Spor ve Gençlik Politikaları Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü adına Talant Osmanov, Özbekistan Kültür Bakanlığı Sinematografi Ajans Uluslararası İlişkiler Daire Koordinatörü Gofurjon Musaev, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ve Oğuzhan Türkmen Film Stüdyosu adına Salisalih Bayramov aldı. Ege Üniversitesi 2024 Yılı Vefa Özel Ödülünü Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin ve TRT Belgesel Kanal Koordinatörlüğü adına Koordinatör Ahmet Canbaz alırken, Genç Yetenek Ödülü Ruslan İbrahimli’ye, Teknoloji ve Sinema İlişkisi Ödülü 1453 Filmi ile Hamit Keleş’e, Medya Özel Ödülü Anadolu Ajansı adına İzmir Bölge Müdürü Ahmet Caner Baysal’a, Kültürel Hafıza Ödülü Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Yasin Yıldız’a, Kültürel Miras Ödülü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal’a, TÜRKSOY Özel Ödülü ise Rejisör Alovov’a verildi. Festivalde yarışan filmlerde ise; Azerbaycan birinciliğini “Voice” filmi ile Zamin Mammadov, Kazakistan birinciliğini “Lullaby” filmi ile Dilshat Rakhmatullin, Kırgızistan birinciliğini “Hope” filmi ile Saule Mukanbetova, Özbekistan birinciliğini “Taste of Grapes” filmi ile Dmitriy Lebedev, Türkiye birinciliğini “Tradition” filmi ile Ali Rıza Bayazıt, Türkmenistan birinciliğini “Ümit” filmi ile İskender Muhammet Annamuhammedov, Uluslararası kategori birinciliğini ise “Goli’s Greatest Adventure/Iran” filmi ile Elika Mehranpoor aldı. Yöresel danslar ve şarkılar katılımcıları coşturdu Ödüllerin verilmesinin ardından festivale destek veren kurum ve sponsorların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Ekin Dans Topluluğunun “Zeybek Gösterisi”, Azerbaycan Sema Halk Dansları Topluluğunun “Azerbaycan Halk Müziğinden Potpuri”, “Göçebeler Kırgız Halk Dansı”, Kazakistan “Süyünbay Sazı” Folklor Topluluğu Dansçıları, Özbekistan Namangan Filartmonisi Müzik ve Dans Sanatçıları sahne aldı. Daha sonra tüm ülkelerin sanatçıları sahneye çıkarak Rektör Prof. Dr. Necdet Budak eşliğinde “Anayurdum” parçasını seslendirdiler. Festival tanıtım filminin de gösterildiği törenin sonunda, ödül alanlar, jüri ve katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.