GENEL - 20 Kasım 2017 Pazartesi 11:42

Mersin Kızılay 68 bin hedefine emin adımlarla gidiyor

A
A
A
Mersin Kızılay 68 bin hedefine emin adımlarla gidiyor

Mersin Kızılay Kan Merkezi Müdürü Dr.

Mersin Kızılay Kan Merkezi Müdürü Dr. Saltuk Buğra Özcanlı, ’Bağışlanan Her Kan Kurtarılan 3 Can’ sloganıyla kan bağışı almaya devam ettiklerini belirterek, "Kızılay olarak Mersin’deki özel ve devlet tüm hastanelerin kan ihtiyacını karşılıyoruz. Bu yıl 68 bin ünite kan almayı hedefledik. Şükürler olsun 10 aylık süre, bizim hedeflerimiz doğrultusunda geçti. Bundan sonra da vatandaşlarımız yapacağı kan bağışlarıyla, yıl sonuna 68 bin ünite kan alacağımıza inanıyorum" dedi.


Kan bağışlarıyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Özcanlı, Türk Kızılay’ı olarak tüm Türkiye’de olduğu gibi Mersin’de de bütün hastanelerin kan ihtiyacını karşıladıklarını söyledi. Anamur ilçesinden Tarsus’a kadar bütün hastanelerin kan ihtiyacını Kızılay’ın karşıladığını vurgulayan Özcanlı, "’Bağışlanan Her Kan Kurtarılan 3 Can’ sloganıyla devam ettiğimiz bu yolda emin adımlarla ilerlemekteyiz. Yaz aylarında sıcakların artmasıyla beraber, insanların yaylalara, yazlıklara gitmesinden dolayı kan bağışında minimum da olsa bir düşüş izlenmektedir. Ancak biz insanların gittikleri yaylalara, yazlıklara ekipler göndererek, bu kan bağışındaki düşüşü önlemeye çalışıyoruz. Bu konuda da başarılı olmaktayız. Halkımız hiçbir zaman bizi yalnız bırakmıyor ve kan bağışı konusunda bizlere desteğini esirgemiyor. Yine sabit olan kan bağış noktalarımızda kan alma faaliyetlerimiz devam ediyor" şeklinde konuştu.



"İlk 10 ay hedeflerimiz doğrultusunda geçti"


Yılın ilk 10 ayını Mersin Kan Merkezi olarak başarıyla kapattıklarını kaydeden Özcanlı, "İnşallah bundan sonraki süreçte de bu böyle devam edecek. Mersin’in tüm kan ihtiyacı Türk Kızılayı tarafından karşılanacak. Hasta ve hasta yakınları mağdur olmadan, birilerini bulmaya çalışmadan, gönüllü bağışçılarla bunu yapacağız, zaten yapıyoruz. Bu yüzden 18-65 yaş arası sağlıklı her bireyimizi kan bağış noktalarımıza davet ediyoruz. Aklında soru işaretleri olanlar olabilir, ön yargılı olanlar olabilir veya ben şu sebepten dolayı kan bağışı yapamam deyip, aslında o sebebin kan bağışı için engel olmadığını bilmeyebilir. O yüzden halkımızın kan bağış noktalarımızı ziyaret etmelerini, buradaki uzman hekimlerimiz ve uzman sağlık ekiplerimizden doğru bilgiyi onlardan almalarını istiyoruz" diye konuştu.



"Hedefimiz yıl sonuna 68 bin ünite kan almaktır"


2017 yılı için 68 bin ünite kan almayı hedeflediklerinin altını çizen Özcanlı, "Hedefimiz doğrultusunda ilk 10 ayı güzel bir şekilde kapattık. İnşallah son 5 ayıda alnımızın akıyla kapatacağız. Yanlış bir inanış var. Soğuk havalarda kanım azalır, kanım çekilir, üşürüm kan bağışı yapamam deniliyor. Yaz aylarında da bu sıcakta kan verilmez, sakıncalı gibi insanların belli başlı yanlış bilgileri var. Zaten bizim her kan bağış ekibimizde doktorlarımız olduğu için bizim ilk önce kan aldığımız insanlara zarar vermemek olduğu için, doğru bilgiyi o doktorlarımızdan alabilirler. Eğer uygun olmasa zaten o hekimlerimiz, o kişilerden kan bağışını kabul etmezler. Bizim için uygun kriterleri karşılıyorsa, kan değerleri yerindeyse, tansiyonu normalse zaten hava şartları çok fazla etkilemeden biz kan bağışını alırız. Kişi nasıl bize sağlıklı bir şekilde kan bağışı için geldiyse, yine aynı şekilde sağlık bir şekilde evine yolluyoruz" ifadelerini kullandı.



"Özellikle negatif grubu kanlar zor bulunuyor"


Toplumda A ve 0 pozitif kan gruplarının fazla bulunduğunu ifade eden Özcanlı, "Ancak negatif gruplar daha az bulunuyor. Şöyle bir inanış var, ’benim kan grubumdan çok insan var, o kadar kişi kan veriyor benim vermeme gerek yok’, bu yanlış bir durumdur. Çünkü arz talep meselesi vardır. Bir toplumda ne kadar kan grubu fazlaysa, o kadar da ihtiyaç olur. Bizim için en değerli kan her türlü kandır. Ancak bazen A-B negatif gibi, 0 negatif, B negatif gibi çok çok az bulunan kan grupları vardır. Büyük cerrahi operasyonlarda çok fazla kan tüketimi gerebilir. Özellikle bu gruplarda bazen sıkıntıya düşebiliyoruz. O yüzden her kan grubundan vatandaşımızın mutlaka bizi ziyaret etmesini, kan bağışında bulunmasını istiyoruz ancak çok çok az bulunan negatif grubuna sahip olan vatandaşlarımızın mutlaka düzenli olarak kan vermesini istiyoruz. Tabi erkekler 3 ayda bir, kadınlarımız ise 4 ayda bir düzenli olarak kan verebilirler" dedi.



"Lösemili ve kanserli hastalar için ’beyaz kan’ da bağışlayalım"


Halkın kan bağışı denildi mi aklına hep kırmızı kanın geldiğini söyleyen Özcanlı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında bir de halk arasında ’beyaz kan’ olarak bilinen aferez trombosit kanı vardır. Biz sloganımızda bağışlanan her kan kurtarılan 3 can dediğimiz olay aslında alınan kanın 3 ayrı bölüme ayrılıp, 3 farklı hastaya verilmesinden geliyor. Kan dediğimizde aklımıza gelen ilk şey kanın kırmızı kısmıdır. Ancak biz bağışçımızdan aldığımız bir ünite kanın kırmızı kısmını, taze donmuş plazma kısmını ve pıhtılaşma hücrelerinin bulunduğu kısım diye 3’e ayırıyoruz. Bunlar da 3 farklı insana veriliyor. O yüzden bağışlanan her kan kurtarılan 3 can diyoruz. Tabi kırmızı kanın yanında birde lösemili ve kanserli hastaların kullandığı halk diliyle ’beyaz kan’ olarak bilinen aferez trombosit kanı vardır. Bu bulunması zor bir kandır ve totel de ömrü 4 ile 5 gün olan, saklama ömrü çok fazla olmayan bir kandır. Bu kan sadece kanserli ve lösemili hastalarımızda kullanılır. Bu kanın alımı ortalama 40 ile 50 dakika sürer. Kan bağış merkezimizde bu kanı almaktayız ve uygun kriterlerde, uygun şartlardaysa uzman hekimlerimiz tarafından değerlendirildikten sonra bu aferez trombosit kanı da alınmaktadır. O yüzden normal kanla beraber halkımızdan beyaz kan konusunda da bağış yapmalarını bekliyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak ZBEÜ’den Uluslararası Alanda büyük başarı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, 2024 yılı SCIMAGO Institutions Rankings (SIR) verilerine göre Mühendislik ve Fen alanlarında Türkiye’nin en iyileri arasında yer aldı. SCImago Institutions Rankings 2024 yılı dünya üniversiteler sıralamasını yayımladı. Dünya çapında araştırma kurumlarını derecelendiren kuruluşlarından biri olan SCImago’nun, kuruluşun araştırma performansı, inovasyon çıktıları ve web görünürlükleriyle ölçülen toplumsal etkiye dayalı üç farklı gösterge üzerinden yaptığı derecelendirmeye göre belirlediği Üniversite gelişim endeksinde, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) büyük başarı gösterdi. OECD ülkeleri, Orta Doğu ve Türkiye olarak da üniversitelerin bulundukları bölgelere göre kategorize edildiği sıralamada Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi özellikle Makine Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Enerji, Matematik, Bilgisayar Mühendisliği, Fizik ve Astronomi ile Mühendislik bölümlerinde büyük başarı sağlayarak Türkiye ve dünya çapında ciddi yükseliş yaşadı. Sıralamaya göre ZBEÜ Makine Mühendisliği Türkiye’de 91 bölüm arasından birinci, Orta Doğu’da 306 bölüm arasından sekizinci, OECD ülkeleri arasında 1121 bölüm arasından 174’üncü, dünyada ise 2511 bölüm arasından 274’üncü oldu. İnşaat Mühendisliği Türkiye’de 68 bölüm arasından dördüncü, Orta Doğu’da 264 bölüm arasından 15’inci, OECD ülkeleri içinde 822 bölüm arasından 176’ncı ve dünya çapında ise 1747 bölüm arasından 296’ncı oldu. Enerji kategorisinde Türkiye çapında 88 bölümden yedinci, Orta Doğu’da 338 bölümden 29’uncu, OECD ülkeleri içinde 1259 bölüm arasından 325’inci, dünya çapında ise 2905 bölümden 541’inci oldu. Matematik bölümü, Türkiye çapında 107 bölüm arasından dokuzuncu, Orta Doğu’da 368 bölüm arasından 34’üncü, OECD ülkeleri içinde 1439 bölüm arasından 421’inci ve dünya çapında ise 3110 bölüm arasından 616’ncı oldu. Bilgisayar mühendisliği Türkiye’de 69 bölüm arasından 11., Orta Doğu’da 322 bölüm arasından 60’ıncı, OECD ülkeleri arasında 1458 bölümden 737’nci ve dünya çapında ise 3183 bölüm arasından 1072’nci oldu. Fizik ve Astronomi kategorisinde Türkiye’de 86 bölüm arasında 22’nci, Orta Doğu’da 299 bölüm arasından 97’nci, OECD ülkeleri arasında 1227 bölüm arasından 826’ncı ve dünya çapında ise 2734 bölüm arasından 1338’inci oldu. Son olarak Mühendislik kategorisinde ise Türkiye’de 108 bölüm arasından 33’üncü, Orta Doğu’da 362 bölüm arasından 119’uncu, OECD ülkeleri içinde 1401 bölüm arasından 991’inci ve dünya çapında ise 3125 bölüm arasından 1581’inci oldu. Ayrıca ZBEÜ, 2024 Araştırma Endeksi sıralamasında Türkiye’deki 140 Üniversiteden 45’inci sırada yer aldı. ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, SCImago Institutions Rankings 2024 yılı sıralaması ile ilgili yaptığı açıklamada, ZBEÜ olarak her geçen gün akademinin her alanında gösterdikleri çalışmaların karşılığını aldıklarını ve gerek ulusal gerek uluslararası sıralamalarda en üst noktalara ulaşabilme çabasıyla çalışmaların daha da artırılacağına vurgu yaparak bu başarıda payı olan tüm akademik ve idari personele teşekkürlerini sundu.
Bartın Üniversite öğrencilerinden Filistin ve Doğu Türkistan’a sessiz destek Bartın Üniversitesi (BARÜ) öğrencileri, düzenledikleri sessiz yürüyüşle Filistin ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Öğrenci Konseyi ile öğrenci toplulukları tarafından ’’Sessiz Yürüyüş’’ organize edildi. Yürüyüşe üniversitenin akademik ve idari insan kaynağı da destek verdi. BARÜ Kutlubey Yerleşkesi Eğitim Fakültesi önünde toplanan kalabalık, ellerinde Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Gölet alanına kadar yürüdü. Grup, ellerinde Türkçe ve İngilizce, “Bu Zulme Sessiz Kalma”, “Filistin ve Doğu Türkistan’da Yaşanan Katliamları Kınıyoruz”, “Soykırıma Hayır”, “İnsanlık Ölmesin” ve “Nehirden Denize Özgür Filistin” yazılı dövizler taşıdı. Öğrenciler ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarına tepki göstermek için ABD’de Filistin dayanışma gösterisi düzenleyen öğrenciler ve akademisyenlere de destek verdi. Filistinli öğrencilerin de yer aldığı yürüyüşte açıklama yapan BARÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ömer Faruk Çalap, “Bartın Üniversitesi öğrencileri olarak Doğu Türkistan ve Filistin’de yaşanan zulme karşı birlik oluyoruz. Bu coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulmü kınıyor ve bu zulme karşı sesimizi yükseltiyoruz” dedi. İnsan haklarına saygı gösterilmesi için uluslararası toplumun acil adımlar atması gerektiğini de dile getiren Çalap, "Doğu Türkistan ve Filistin’deki insan hakları savunucularına yönelik baskılar sona erdirilmelidir. İfade özgürlüğünün garanti altına alınması için uluslararası toplum sözde değil, özde harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı. Yoğun bir kalabalık eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş İsrail sorununun bir sonucu olarak Filistin’de yaşanan savaşa ait 2 dakikalık ses kaydının dinlenmesinin ardından son buldu.