- 18 Aralık 2017 Pazartesi 09:37

(Özel haber) Tek eliyle ‘iğneyle kuyu kazıyor’

A
A
A
(Özel haber) Tek eliyle ‘iğneyle kuyu kazıyor’

Mersinli Zeynep Şimşek, kendi deyimiyle ‘iğneyle kuyu kazarak’ tek eliyle yaptığı iğne oyası ile geçimini sağlıyor.

Mersinli Zeynep Şimşek, kendi deyimiyle ‘iğneyle kuyu kazarak’ tek eliyle yaptığı iğne oyası ile geçimini sağlıyor. Henüz 6 yaşındayken bir kolunu yitiren 65 yaşındaki Zeynep Şimşek, dağlarda koyun güderken azmederek öğrendiği iğne oyasını 58 yıldır tek eliyle işliyor.


Mersin’in Tarsus ilçesinde yaşayan Zeynep Şimşek, tek eliyle yaptığı iğne oyalarıyla herkesi kendine hayran bırakıyor. Çok zor bir uğraş olan ve dikiş iğnesi ile yapılan iğne oyasını, tek kolu olmadığı için tek eliyle ilmik ilmik işleyen Zeynep Şimşek, ustalığıyla muhteşem ürünler ortaya çıkarıyor. Renk renk ipliklerle yazmadan havlu kenarına, kolyeden küpeye, bileklikten yaka süsü ve taca kadar çeşit çeşit iğne oyası yapan Zeynep Şimşek, el emeği, göz nuru ürünlerini pazarda satarak para kazanıyor.


Emeği ve ürünleri Mersin sınırlarını aşarak Türkiye geneline yayılan Zeynep Şimşek’in bu azmi ve başarısı da karşılıksız kalmıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından birçok fuara davet edilen Zeynep Şimşek, Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğince gerçekleştirilen bu yılki Ahilik Kültürü Haftası kutlamalarında ‘yılın en iyi ustalarından’ biri seçilerek ödüllendirildi. Şimşek, yıllar önce de dönemin Bakanı İstemihan Talay tarafından ödüllendirildi.



“İğneyle kuyu kazıyoruz. Bunu bana kimse öğretmedi, kendim azmimle öğrendim”


Kış aylarında Tarsus’ta, yaz aylarında ise Çamlıyayla ilçesinde yaşayan Zeynep Şimşek, Tarsus’taki evinin kapılarını İHA’ya açarak, azmini ve başarısını anlattı. Henüz 6 yaşında annesini kaybeden, bundan iki ay sonra da tetanos olan kolunun omzundan kesilmesiyle sağ kolunu kaybeden Zeynep Şimşek, 7 yaşındayken Çamlıyayla’nın dağlarında koyun güttüğü sırada, kendi çabasıyla iğne oyası yapmayı öğrendiği söyledi. Yaptığı işi, ‘iğneyle kuyu kazıyoruz’ diye tarif eden Şimşek, tek eliyle ipliği iğneyle ilmik ilmik işleyerek birçok ürün yaptığını belirterek, “Ben 6 yaşındayken annem ölmüş. Ondan iki ay sonra da kolum tetanos oldu ve doktor kesti. Ben çocukken koyunlarımız vardı, onları güderken iğneyi ipliği elime aldım ve oya yapmaya başladım. Bunu bana kimse öğretmedi, kendim azmimle öğrendim. Daha sonra devamlı yapmaya başladım. Sattığım iğne oyalarından kazandığım parayla kendi ihtiyaçlarımı karşılıyordum. Şu an 65 yaşındayım ve iğne oyasını 7 yaşımdan beri yapıyorum” dedi.



“Kendi ayağımın üzerinde durmak için yılmadan, azimle oya yapıyorum”


Yaptığı iğne oyalarını daha önce komisyoncuya sattığını, ancak çok az para kazandığını dile getiren Şimşek, “İhtiyacımızı bir şekilde karşılıyorduk ama artık iki senedir Çamlıyayla’da pazarda satıyorum. Kültür Bakanlığı da beni bazen fuarlara çağırıyor, onlara katılıyorum. İki defa İstanbul’a, bir defa Kırşehir’e, geçen sene de Ordu’ya gittim. Oralardaki fuarlarda da iğne oyalarımı sattım” diye konuştu.


İğne oyasının çok zor bir iş olduğunu, hem gözü hem de eli yorduğunu vurgulayan Şimşek, “İlk başlarda iğneyi çok batırırdım, kanardı. Şimdi de biraz dikkat etmezsem kanıyor. Ama yine de yılmıyorum, yapıyorum. Kendi ayağımın üzerinde durmak için uğraşıyorum. Benim tek elim olduğu için diğerleri kadar hızlı yapamıyorum ama yine de azimle modeline göre bir hafta ile bir ay arasında bir oya yapıyorum” şeklinde konuştu.



“Kendimle gurur duyuyorum”


Kolunu küçükken kaybettiği için varlığını, yokluğunu bilmediğini belirterek, engellilerin de yılmamasını isteyen Zeynep Şimşek, şunları söyledi:


“Tek yaşıyorum ve her şeyi tek elimle yapmaya çalışıyorum. Azimle her şeyi yapmak gerekiyor. Ben bazen görüyorum, Allah’a binlerce hamdolsun, kendimle de gurur duyuyorum. 7 yaşımdan bu yana devamlı iğne oyası yaptığım için bugüne kadar kaç tane yaptığımı bile bilmiyorum. Yıllar önce İstemihan Talay’dan ödül almıştım. Bu sene de esnaf odasından ödül aldım. Ödül almak çok hoşuma gitti. İsmim söylenince gururlandım, bu halimle yaptım, çabaladım dedim.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kadınlar domates kasası yarışmasında erkeklere taş çıkarttı Antalya’nın Kumluca ilçesi ve çevre ilçelerdeki seralarda çalışan vatandaşların katılımıyla domates kasası taşıma, domates çekme ve halat yarışları düzenlendi. Kumluca Belediyesi tarafından Kumluca Şehir Stadı’nda düzenlenen yarışmalarda, Kumluca ve çevre ilçelerden katılan kadınlar kıyasıya mücadele etti. Domates kasası taşıma yarışmasında 3 dakikada 24 domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi birinci, 21 domates kasası taşıyan Hatice Işık ikinci, 17 domates kasası taşıyan Hörü Alkan üçüncü oldu. Domates yeme yarışmasında da 3 dakikada 1 kilo 362 gram domates yiyen Ayşegül Aydın birinci, 1 kilo 216 gram domates yiyen Ayşe Akyürek ikinci, 1 kilo 178 gram domates yiyen Mefaret Ünal ise üçüncü sırada yer aldı. Sekiz takımın katıldığı halat çekme yarışmasında ise finalde Kumluca Belediyesi takımıyla karşılaşan Kaşlılar takımı, zorlu mücadeleyi kazanarak şampiyon oldu. Yarışmalar, renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmada en fazla domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi, sera işçisi olduğunu ve her gün sayısız domates kasası taşıdığını söyledi. Yarışmayı birinci olarak bitirdiği için mutlu olduğunu dile getiren Keyikçi, festival dolayısıyla neşeli bir hafta geçirdiklerini kaydetti. Kaşlılar takımı halat çekme şampiyonu oldu Halat çekme yarışmasında birinci olan Kaşlılar takımının kaptanı Saliha Güçlü de serada çalışan kadınların hünerlerini sergilediğini belirtti. Takımıyla gurur duyduğunu ifade eden Güçlü, geçen yıl aynı yarışmada ikinci olduklarını belirterek, “Bu yıl birinciliği kaptırmadık” dedi. Etkinlikte Kumluca Belediyesi tiyatrocuları Uğur Duran ve Mehmet Karakaya kısa bir oyun sergilerken, müzisyen Tuğba Karakuş konser verdi. Yarışma sonunda başarılı olan kadınlara protokol üyelerinin eşleri tarafından çeşitli ödül ve hediyeler verildi.
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden ‘HUBİTSEM’ sempozyumu Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi (Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi) tarafından, akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu (HUBİTSEM) gerçekleştirildi. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliği ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu hukuk bilişim ve teknoloji sempozyumu gerçekleştirildi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı sempozyumda atölye çalışmaları hayata geçirildi. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, İHA muhabirine, gerçekleştirilecek sempozyumun amaçları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Bilişim Hukuku, Hukuk, Yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu.” Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi bir araya gelerek konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM’ de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile İş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen Dünya’nın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım. Hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yapmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 Barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bu gün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile ağ kumasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların bulunduğu sempozyum, 4 ile 5 Mayıs tarihleri arasında sürecek.