KÜLTÜR SANAT - 23 Şubat 2018 Cuma 17:22

"Altınçağda Bilim" görenleri büyüledi

A
A
A
"Altınçağda Bilim" görenleri büyüledi

Mersin Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan “İslam Bilim Medeniyetinin Hazineleri, Altınçağ’da Bilim” sergisinin açılışı yapıldı.

Mersin Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan “İslam Bilim Medeniyetinin Hazineleri, Altınçağ’da Bilim” sergisinin açılışı yapıldı. İslam coğrafyasında yaşamış ve günümüz bilim ve teknolojisine katkıda bulunmuş bilim insanlarının 7-16. yüzyıllar arasında yaptığı icatlar ve keşiflerin yer aldığı sergi 24 Mart’ta kadar açık kalacak.


Mersin’de tıp alanında önde gelen bilim insanı El Zehravi, gök bilimci Takiyüddin ve El Biruni, iki kıta arasında planörle uçmayı başaran ilk insan olan Hezarfen Ahmed Çelebi, eserleri ile Avrupalı birçok mimara ilham kaynağı olan Mimar Sinan, tarım endüstrisi ve bitkiler konusunda önemli makineler ve mekanizmalar geliştiren mühendislik dehası El-Cezeri gibi birçok önemli bilim adamının buluşları sergilenecek. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen serginin açılışına, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Önder Gürbüz, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca ile öğrenciler katıldı. Burada konuşan Vali Su, serginin önemini vurgulayarak, "Özellikle 7 ve 17. yüzyıllar arasında İslam coğrafyasında bilim insanlarının yaptığı çalışmaları, yaptığı buluşları, icatlarını görme imkanına kavuşacağız. Tarihimizi ne kadar iyi bilirsek, geçmişimizi ne kadar iyi anlarsak, geleceğe o kadar güvenle bakarız, emin adımlarla ilerleriz. Biz aslında bilimin her zaman içinde olmuşuz, olmaya da devam edeceğiz. Çünkü bizim inancımızda şu vardır; İslam’ın, Müslümanlığın ilk emri okudur. Peygamberimiz Efendimiz hadislerinde ’ilim öğrenmek erkek ve kadın her Müslüman’a farzdır’ buyuruyor. Aslında bilimle uğraşmak, ilim öğrenmek aynı zamanda bizim inancımızın bir gereğidir. Buradan hareketle İslam coğrafyasında bilim insanları birçok konuda araştırmalar yapmış, birçok buluşlara imzalarını atmışlardır. Tarihimizi, geçmişimizi ne kadar iyi bilirsek, ne kadar iyi anlarsak geleceğe o kadar güvenle bakacağız. Geçmişten ibret, ilham, güç alarak geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğiz. Bugün bunu devlet olarak gerçekleştiriyoruz. Bugün kendi SİHA’larımızı, İHA’larımızı yapıyoruz. İnşallah daha nice konularda bilim alanında çok etkin çalışmalar yürütüyoruz, bundan sonra da yürütüyoruz. Kendimize, milletimize güveneceğiz. Bu güvenle, bu inançla yapamayacağımız, başaramayacağımız hiçbir şey yoktur” dedi.



"Türkler olarak tarihin hiçbir döneminde kuru cihangirlik davası gütmedik"


Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise millet ve medeniyetlerin köklerinin maziye salınmış ulu ağaçlar gibi olduğunu söyledi. Bir medeniyetin kökü ne kadar derinleşirse gölgesinin de o kadar uzayacağını, ufkunun da sonsuz uzanacağını ifade eden Kocamaz, "3 bin yıldır devletsiz yaşamayan ve dünyanın en kahraman kavmi olan Türkler, Müslüman olduktan sonra dünyanın en büyük ruh ve ahlakını yaşatan büyük bir millet haline geldiler. Türkler olarak tarihin hiçbir döneminde kuru cihangirlik davası gütmedik. Öldürmeyi değil yaşatmayı, köleleştirmeyi değil özgürleştirmeyi seçtik. İstanbul’un fethi de sonuçları itibariyle bu anlamda büyük bir başarı hikayesidir. Hiçbir başarı tesadüfi değildir. Büyük zaferler, büyük fikirlerin ve yoğun gayretlerin hediyesidir. İstanbul’u merkez alan ecdadımız, üç kıta ve yedi iklimde asırlar boyu kalabilmişse, biz bin yıldır Anadolu’da, 565 yıl sonra hala İstanbul’daysak, bunun sırrını iyi anlamamız gerekiyor. Bu emsalsiz başarının sırrı, her alanda büyük insanlar yetiştiren, kanun, nizam ve hedeflerini cihan devleti esaslarına göre koyan ecdadımızın kurduğu, bugün dahi özlemle anılan Osmanlı hoşgörü ve barış düzenidir" ifadelerini kullandı.


Serginin kendilerine maziyi hatırlattığını söyleyen Kocamaz, "Orta Çağ, Batı için karanlık, bizim içinse en aydınlık çağdır. Karanlığın en yoğun olduğu an güneşin doğmaya en yakın olduğu andır. Batı’nın karanlık Orta Çağı’nın ufuklarında doğan güneş Türk-İslam medeniyetidir. Kainatın güneşi Peygamber Efendimizin saçtığı ışığın bütün dünyayı aydınlığa kavuşturmasıdır. İstanbul’un fethinin gerçek anlamı budur. Sağlam binalar, sağlam temeller üzerinde yükselirler. Son ikiyüz yıldır ve halen yaşadığımız badirelere bir başka millet inanın dayanamazdı. Eğer sizler azmederseniz, Selçuklu ve Osmanlı’nın bu topraklarda attığı sağlam temeller üzerinde Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın en güçlü devleti haline getirebilirsiniz. Eğer sizler azmederseniz, bin 400 yıllık İslam medeniyetinin yeni altın çağını, yeni Asr-ı Saadet devrini kurabilirsiniz. Çağlar değişir, nesiller değişir ama Türk’ün davası değişmez. Bizim davamız Allah yolunda vatan, millet, hürriyet ve insanlık davasıdır ve sonsuza kadar da böyle kalacaktır. Unutmayın hiçbir şey vatan bütünlüğünden daha aziz, bağımsızlıktan daha değerli değildir. Huzurun, güvenin, kalkınmanın anahtarı bir davaya inanmak, durmaksızın çalışmak, üretmek ve güçlü olmaktır" diye konuştu.


Konuşmaların ardından serginin açılışı yapıldı. Açılışın ardından protokol üyeleri sergiyi gezerek, yetkililerden bilgi aldı. Sergi 24 Mart’a kadar açık kalacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Konya Ali Çamdalı: “Fenerbahçe’ye karşı çok değerli bir puan aldık” Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, Fenerbahçe karşısında golsüz beraberlikle sonuçlanan maçın ardından yaptığı açıklamada, “Fenerbahçe’ye karşı bence inanılmaz bir mücadele, çok değerli bir puan aldık ama sadece başlangıç bu” dedi. Konyaspor, Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında evinde karşılaştığı Fenerbahçe ile golsüz berabere kaldı. Maç sonu basın toplantısında açıklamalarda bulunan Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, “Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, taraftarın destek olduğunu belirterek, "Gönül ister ki üç puanla onları bugün eve gönderelim, ama maalesef olmadı. Bugün biraz şans bizim yanımızda olsaydı, belki daha farklı olabilirdi. Oyuncu arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem az. Bu hafta aslında, böyle bir maç olacağını, böyle bir mücadele gücünün ortada olacağının sinyalini aslında antrenmanda vermişlerdi. Ekiple beraber bizde onlara sufle vermeye çalıştık. Onlarda fazlasıyla bunu uyguladılar. Fenerbahçe’ye karşı, bence inanılmaz bir mücadele, çok değerli bir puan ama sadece başlangıç bu. Bize daha fazlası lazım. Bizim için önemli olan bu maçtan kazançlar elde etmek, puandan ziyade. İyi oyun, enerji, mücadele gücü. Bence bunları kazandık. Puan da artı oldu. İnşallah Samsun maçına bunu taşır ve orada da istediğimiz galibiyeti alırız” şeklinde konuştu.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.