SAĞLIK - 04 Haziran 2018 Pazartesi 12:51

Türkiye’de kalp yetersizliği sıklığının iki kat artması bekleniyor

A
A
A
Türkiye’de kalp yetersizliği sıklığının iki kat artması bekleniyor

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Avrupa Kardiyoloji Derneği Uzmanı Doç.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Avrupa Kardiyoloji Derneği Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Çelik, Türkiye’de 35 yaş üstünde tahmini kalp yetersizliği görülme sıklığının yüzde 6-8 civarında olduğunu belirterek, önümüzdeki 10 yıl içinde bu oranın iki kat artmasının beklendiğini söyledi.


Çelik, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kalp yetersizliği gelişiminde iskemik kalp hastalıkları başta olmak üzere birçok faktörün rol oynadığını belirterek, altta yatan nedenlere bağlı olarak bazen önlenebilir, bazen geri döndürülebilir, bazen de geri döndürülemez şekillerde ortaya çıktığını ifade etti.



"10 yıl içinde Türkiye’de kalp yetersizliği sıklığının iki kat artması bekleniyor"


Hastalığa dair Türkiye ve dünya verilerini paylaşan Çelik, "Türkiye’de 35 yaş üstünde tahmini kalp yetersizliği görülme sıklığı yüzde 6-8 civarındadır ve gelişmiş ülkelere göre bu oranın oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Önümüzdeki 10 yıl içinde de bu oranın iki kat artması beklenmektedir. Gelişmiş ülkelerde kalp yetersizliği görülme sıklığı, yetişkin popülasyonun yüzde 1-2’si civarındadır. Avrupa ve Amerika’da kalp yetersizliği görülme yaş ortalaması 70 iken, ülkemizde kalp yetersizliği görülme yaş ortalaması 62’dir. Ülkemizde yaklaşık 1 milyon kalp yetersizliği hastasının olduğu tahmin edilmektedir. Dünyada kardiyoloji alanında hem medikal tedavilerin hem de girişimsel cihaz ve cerrahi tedavi seçeneklerinin artması sonucu hastaların yaşam süresi uzamakta, bununla beraber kalp yetersizliği görülme sıklığı da giderek artmaktadır. Kalp yetersizliği gerçeği, giderek büyüyen bir oranda ön plana çıkmıştır ve gelecekte daha da fazla insanda görülmesi beklenmektedir" dedi.


Kalp yetersizliği hastalarında zatürre gibi enfeksiyonların daha ciddi seyrettiğine işaret eden Çelik, "Kalp yetersizliği olan hastaların seyri maalesef bilinenin aksine çoğu kanserden kötüdür. En önemli risk, kalp yetersizliğinin kötüleşmesinden dolayı yaşam kalitesinin ciddi bir şekilde bozulması, hastaneye sık yatış gereksinimi ve ölümdür. Bu hastalarda başta zatürre olmak üzere birçok enfeksiyona karşı bağışıklık düşmektedir. Bu enfeksiyonlar hem kalp yetersizliğinde kötüleşmeye ve hemo-dinamik bozulmalara hem de kalp yetersizliğinden ötürü ölümlerin artmasına neden olabilmektedir. Zatürre ve diğer enfeksiyonlar bu hastalarda görüldüğünde, kalp yetersizliği olmayan kişilere göre daha gürültülü bir seyir göstermektedir. Bu hastalarda basit diye düşünülen enfeksiyonlar, hastaneye yatmaya neden olmakta ve ölümle sonuçlanabilmektedir” diye konuştu.



“Enfeksiyonlarla mücadelenin en önemli yolu, enfeksiyon henüz gelişmeden engelleyebilmektir"


Kalp yetersizliği hastalarında enfeksiyonlarla mücadelede en önemli yolun, enfeksiyon henüz gelişmeden engelleyebilmek olduğuna dikkat çeken Çelik, “Bunun en önemli yolu da aşılama yapmaktır. Kalp yetersizliği olan hastaların hemen tamamına yakını aşılamaya oldukça olumlu yaklaşmakta ve gönüllü olmaktadır. Çünkü yaşam kalitesinin ne denli önemli olduğunu bu hastalar çok iyi bilmektedirler. Yaşam kalitesini bozacak, kalp yetersizliğini kötüleştirecek her zararlı olay kendilerine hekimler tarafından açıklandığında veya bu olayları yaşadıklarında hekim tavsiyelerine uyma oranları çok yükselmektedir. Kalp yetersizliğinin doğal seyrinde sıkça görülebilen nefes darlığı, halsizlik, uykusuzluk, çabuk yorulma ve vücudun çeşitli yerlerinde ödem oluşumu gibi semptom ve bulguları bu hastalar çok iyi tanımaktadırlar. Tedaviye uyumun en üst düzeyde olduğu zamanlarda bu şikayetlerinin azaldığı ve yaşam kalitelerinin arttığını fark edebilmektedirler. Kalp yetersizliği hastaları, yaşam kalitelerini tamamen bozabilecek ve hastalığın seyrini geri dönüşümsüz bir şekilde bile bozma ihtimali bulunan enfeksiyonlardan korunmaya azami özen gösterecek bir hasta popülasyonudur" şeklinde konuştu.



"Kalp yetersizliği hastaları hem pnömokokal hem de influenza enfeksiyonlarına karşı aşılanmalı"


Türk Kardiyoloji Derneği ve Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu’nun her zaman aşılamayı desteklediğini, Avrupa Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Kılavuzlarında da aşılamanın öneminden bahsedildiğini ifade eden Çelik, pnömokok ve influenza aşılamalarına ilişkin şu önerilerde bulundu:


"Kalp yetersizliği olan bireylerin mutlaka hem pnömokokal hem de influenza enfeksiyonlarına karşı aşılanması, bu hastalığın tedavisinde oldukça önemli bir yer tutar. Bu kırılgan hastalarda önlenebilir enfeksiyonların başında zatürre ve grip gelmektedir. Ülkemizde her iki enfeksiyona karşı aşının bulunması ve bu aşıları teminde Sağlık Bakanlığının desteği ve SGK’nın geri ödeme olanağının olması çok büyük bir şans. Hastalar devlet desteğiyle ücretsiz olarak bu aşıları yaptırabilmektedir. Bütün kalp yetersizliği olan hastalara ve yakınlarına çağrım, kardiyoloji hekimlerine giderek bu aşıları yaptırmaları ve ölümcül olabilen bu enfeksiyonlara karşı en önemli silah olan aşı yaptırabilme şansını kaçırmamalarıdır. Bir hastalığı önlemenin en önemli yolunun henüz gelişmeden önlem almak olduğunu hatırlatmak isterim."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.