GENEL - 12 Ekim 2018 Cuma 11:12

(Özel) Burnuyla kitabını yazdı, ikincisine başladı

A
A
A
(Özel) Burnuyla kitabını yazdı, ikincisine başladı

Aydın’da ’serebral palsi’ hastalığı nedeniyle ellerini ve ayaklarını kullanamayan Mustafa Erol, burnuyla yazdığı ilk kitabının ardından, ikinci kitabına da başladı.

Aydın’da ’serebral palsi’ hastalığı nedeniyle ellerini ve ayaklarını kullanamayan Mustafa Erol, burnuyla yazdığı ilk kitabının ardından, ikinci kitabına da başladı. Engelli olmasına rağmen bütün okulları dışarıdan bitiren, 2 üniversite okuyan ve şu anda yüksek lisans yapan Erol, Mersin Uluslararası Engelsiz Sanat Festivali’nde de ilgi odağı oldu.


Mersin’de bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Engelsiz Sanat Festivali başladı. Türkiye dahil 17 ülkeden 172 sanatçı festivale katılırken, Aydın’dan gelen Mustafa Erol da festivalin ilgi odağı oldu. Rahatsızlığı nedeniyle ellerini ve ayaklarını kullanamayan Mustafa Erol, 2009 yılında burnuyla kullandığı bilgisayarda yazmaya başladığı ve "Herkes beni engelli sanıyor" ismini verdiği kitabı 7 yılda bitirdi. Şimdi engelli olan bir arkadaşının hayatını anlatacak olan ve ’Kemal’in hayatı’ ismini verdiği kitabı yazmaya başlayan Erol, ayrıca Adnan Menderes Üniversitesi’nde de yüksek lisans yapıyor.



"Mustafa hayata hiçbir zaman negatif bakmadı"


Oğluyla ilgili İHA muhabirine konuşan baba Emin Erol, Mustafa’nın 1981 yılında spastik engelli olarak dünyaya geldiğini söyledi. Oğlunun okulları hep dışarıdan bitirdiğini belirten Erol, “2 tane de üniversite bitti. Şimdi Aydın’da Adnan Menderes Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyat Bölümünde yüksek lisans yapıyor. Şu an tezini yazıyor. Birinci kitabını yazdı, ikinci kitabına başladı. Şu anda tezinden dolayı ara verdi ama devam edecek. Mustafa çok başarılı, azimli bir çocuk. Hayata hiçbir zaman negatif bakmadı, devamlı pozitif bakıyor. Mustafa devamlı kitap okur. Şu ana kadar 500’ün üzerinde kitap okumuştur. Boş zamanlarını hep kitap okuyarak değerlendirir. Mustafa ellerini kullanamıyor, kitaplarını da bilgisayardan klavye ile burnuyla yazıyor. İlk kitabını 7 yılda yazdı ama o zaman dersleri olduğu için bu kadar sürdü” dedi.



"Birinci kitabını çıraklık eseri olarak görüyor"


Mustafa’nın yüksek lisansı bitirip, doktorasını yapmak istediğini kaydeden Erol, “Önce Halkla İlişkileri bitirdi. Ardından İşletme Fakültesi’ni bitirdi. Sonra Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavına (ALES) girdi ve başarılı oldu. Yüksek lisans için üniversiteye başvurduk ve yüksek lisansa başladı. Dersleri bitti şimdi tezini yazıyor. Mustafa kitabında kendi hayatını yazdı. Birinci kitabı bitince bize hep şunu söylüyor. Bu benim acemilik eserim diyor. Şimdi ikinci kitabını yazıyor, bu benim kalfalık eserim olacak diyor. 3. kitabım ise artık ustalık eserim olacak ve roman yazacağım diyor” şeklinde konuştu.



"Başaracağım dedi ve başardı"


Anne Hatice Erol ise Mustafa’nın yaşamayı çok sevdiğini vurguladı. Oğlunun çok azimli olduğunu ve bütün okulları da dışarıdan bitirdiğinin altını çizen Erol, “Şimdi yüksek lisansını yapıyor. Derslerini bitirdi, tezini yazıyor. Mustafa hayata hep olumlu bakan, yaşamayı çok seven, normal insanlara örnek olan bir çocuk. Mustafa’nın buralara geleceğine hiçbirimiz tahmin bile edemezdik. Ancak Mustafa burnuyla bilgisayar kullanmaya başladı, ondan sonra dedi ’ben hayatımı yazacağım’ ve biz de ’yaz oğlum başarabilir misin’ dedik. O da ’başaracağım’ dedi ve başardı. Çok mutluyuz, onunla gurur duyuyoruz. O bizim her şeyimiz, gurur kaynağımız. Engelsiz vatandaşlara da bir çağrım var. Mustafa gibi hayata hep pozitif bakan, azimli olan engellilere bir baksınlar ve onlardan örnek alsınlar. Mustafa hiçbir zaman hayata küsmedi, hep kendisiyle barışık bir çocuktu. Halende bu böyle devam ediyor. İnşallah Mustafa’nın ikinci kitabı da çıkacak. Onu da başaracak ve o kitabı da göreceğiz inşallah” diye konuştu.


Mustafa Erol da kitap yazdığı için çok mutlu olduğunu ifade ederek, “Benim gibi engelliler hayata küsmesinler. Hayata hep olumlu baksınlar. İşte ben burnumla kitap yazdım” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Kazada şehit olan polisin cenazesi törenle memleketine uğurlandı Isparta’da görevi başında otomobilin çarpması sonucu şehit olan polis memuru Yonuz Turan’ın cenazesi, düzenlenen törenin ardından memleketi Afyonkarahisar’a gönderildi. Isparta-Eğirdir karayolunun 3. kilometresinde meydana gelen kazada, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda görevli askeri personel İlker A. idaresindeki 17 UY 843 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolda radar uygulaması hazırlığı yapan Trafik Denetleme Müdürlüğünde görevli polis memuru Yonuz Turan’a ve ardından 32 A 5953 plakalı trafik aracına çarpmıştı. Çarpışmanın şiddeti ile polis aracı ve polis memuru şarampole savrulmuştu. Kazada yaralanan Yonuz Turan, sürücü İlker A. ve otomobilde yolcu olarak bulunan Ali K., Yunus Y. ve Murat E., Isparta Şehir Hastanesine kaldırılmıştı. Turan, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Şehit polis memuru Yonuz Turan’ın cenazesi, Isparta İl Emniyet Müdürlüğünde düzenlenen törenin ardından memleketi Afyonkarahisar’a gönderildi. Törende şehit polisin eşi Aynur Turan ve çocukları güçlükle ayakta durdu. Anne babası ise sağlık ekipleri tarafından sakinleştirildi. Şehidin cenazesi cenaze aracına konulurken mesai arkadaşları gözyaşlarına hakim olamadı. Törene Isparta Valisi Aydın Baruş, Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Kahraman, Isparta Cumhuriyet Başsavcısı Doç Dr. Aydın Turhan, Eğirdir Dağ Komando Okulu Komutanı Tuğgenaral Ahmet Aşık, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay İlker Şimşek, şehidin ailesi, akrabaları ve mesai arkadaşları katıldı. Şehit polis Turan’ın Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesindeki Alacamii’nde kılınacak cenaze namazının ardından defnedileceği öğrenildi.
Muğla Bodrum’da kedi ve köpek katliamı Muğla’nın Bodrum ilçesinde 5 köpek ve 2 kedi zehirlendi. Hayvanlardan 3’ü yapılan müdahale ile kurtulurken, 4’ü telef oldu. Yalıçiftlik Mahallesi’nde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce bırakılan zehir, mahalleye bir ay önce taşınan Gizem Sümer’in köpeğinin zehirlenmesine neden oldu. Köpeğini ölü bulan Sümer, evinin çevresinde ölü halde başka bir köpek ile bir kedi de buldu. Bölgede yapılan aramada Sümer’in komşunun 3 köpeği de zehirlenmiş halde bulundu. 3 köpek ise, sahiplerinin erken fark etmesiyle müdahale edilerek kurtarıldı. Aynı bölgede inşaat işçileri tarafından da bir kedinin zehirlenmesi sonucu telef olduğu belirlendi. 6 aylık Yoda isimli köpeği telef olan Gizem Sümer, "Ben Yalıçiftlik’e yeni taşındım. Bir ay oldu. Dün maalesef köpeğimi ölü buldum, zehirlenmiş. Dün akşam da bir tane ölü kedi buldum. Bu sabah evimin bahçesinin yukarısında bir ölü köpek daha buldum. Bir komşumun 3 tane köpeğini zehirlemişler. Onlar fark edip zeytinyağı içirmişler. Kusunca iyileşmişler, bir tanesi pek iyi değilmiş. Onlara köylülerden birisi köpeklerini öldüreceğini söylemiş fakat kim yaptı, nasıl oldu hiç bilmiyorum. Kameralara bakacağım ama ben başka hayvanların da başka bu şekilde ölmesini istemiyorum. Elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum. Bodrum Belediyesi Veterinerlik İşleri Müdürlüğü’nden gelip ölü köpekleri aldılar" diyerek hayvanların zehirlenmesine tepki gösterdi.