GENEL - 22 Mart 2019 Cuma 21:23

Başkan Kocamaz, 10. Yıl Marşı ile veda etti

A
A
A
Başkan Kocamaz, 10. Yıl Marşı ile veda etti

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, 5 yılda hayata geçirdiği projelerini Hizmette 5.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, 5 yılda hayata geçirdiği projelerini Hizmette 5. Yıl Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısında anlattı. Toplantı sonunda 5’inci yıl pastasını kesen Kocamaz, bir anlamda Büyükşehir Belediye Başkanlığına 10. Yıl Marşı’nı söyleyerek veda etti. Kocamaz, “Son 6 aylık yaşadığım dönemi ömrüm boyunca hiç unutmayacağım” dedi.


Başkan Kocamaz, Kongre ve Sergi Sarayı’nda Hizmette 5. Yıl Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısı düzenledi. Toplantıya, Demokrat Parti (DP) Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayfer Yılmaz ile oda ve meslek örgütlerinin başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı.



“Mersin’e bir gün değil, bir ömür bağladık”


Toplantıda, 2014 yılında Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiğini anımsatarak konuşmasına başlayan Kocamaz, “Herkesin bilmesini isterim ki; bizler, başkalarının yolunu değil, halkımıza ve Mersin’imize çıkan yolu seçtik. Yeniliklere açık, geçmişten gelen kadim değerlerimize her daim bağlı olduk. Biz gücümüzü Torosların heybetinden, cesaretimizi insanımızdan, azmimizi ise bitmek bilmeyen vatan sevdamızdan aldık. Biz Mersin’e bir gün değil, bir ömür bağladık. Göreve geldiğimizden günden bu yana, halkımıza yakışır sosyal belediyecilik anlayışıyla ulaşımdan altyapıya, çevreden bilgi teknolojilerine, eğitimden kültür-sanata, spordan sosyal hizmetlere kadar tüm alanlarda hizmet üreterek ‘daha modern, daha güçlü, daha yaşanabilir bir Mersin’ için çalıştık. Biz inandığımız, planladığımız ve yaptığımız tüm işlerde yüreğimizi ortaya koyduk. Mersin’e hak ettiği değeri kazandırarak siz Mersinlilere güzel bir gelecek sunma ilkesiyle verdiğimiz tüm sözleri gönül bağıyla Mersin aşkıyla yerine getirdik, yatırımlarımıza ve hizmetlerimize aralıksız devam ettik” diye konuştu.


Aday olamama sürecine de değinen Kocamaz, 2019 yılında Mersin’i inanılmaz bir demokrasi mücadelesi içinde bulduklarını söyledi. “Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığım, çeşitli komplo ve kumpaslarla engellenmiştir” diyen Kocamaz, şöyle devam etti: “Barış, huzur ve kardeşliğin rol modeli olma yolunda önemli mesafeler kat etmiş bir şehrin, böylesi anti-demokratik ve çağ dışı yöntemlere mahkum edilmesi, büyük bir haksızlık ve demokrasi ayıbıdır. Tarihe not düşmek istiyorum ki; bu duruma sebep olanlar ne Mersinlilerin gönlünde ne de mahşeri vicdanda hesap verecektir.”


Bir saati aşkın süre gerçekleştirdiği hizmetleri anlatan Kocamaz, 5 yıl önce Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiği dönemde, Türkiye’de yönetim sisteminde çok önemli yapısal değişiklikler getiren 6360 sayılı yasanın da yürürlüğe girdiğini anımsattı. Yasayla birlikte Mersin Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluk alanında muazzam bir genişleme olduğuna işaret eden Kocamaz, sorumlu oldukları hizmet alanının 22 kat arttığına dikkat çekti. Artan yetki ve sorumluluklar neticesinde ortaya çıkan kaynak ihtiyacını karşılamak üzere genel bütçe vergi gelirlerinden, yerel yönetimlere yapılan transferlerin yeniden düzenlenmekle birlikte yeterli olmadığına işaret eden Kocamaz, özellikle Mersin açısından, belediye hizmet alanı 22 kat artarken, genel bütçe gelirlerinden alınan payların, ancak yüzde 50 dolayında arttığını dile getirdi.



“Şehrin imar anayasasını ve hiyerarşisini hazırlayıp, uygulamaya koyduk”


Bir kentin dengeli bir ekonomik ve sosyal kalkınma hedeflerine ulaşabilmesinin, o kentin doğrudan yatırım ve yeni istihdam alanlarının oluşturulması ve cazibe merkezi haline getirilmesi ile mümkün olabileceğini vurgulayan Kocamaz, “Bunun bilincinde olarak göreve geldiğimizde, kentimizdeki ekonomik ve sosyal alandaki tıkanmışlığın önünü açmak için şehrin imar anayasasını ve hiyerarşisini hazırlayıp, uygulamaya koyduk. Bu amaçla 1/100.000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planı’nı hazırlayıp bakanlık onayını aldık. Yine 1/5.000’lik imar planlarının 1. etabını 4 merkez ilçede tamamladık. Yaşanılabilir bir kent olma yolunda Türkiye Tarihi Kentler Birliği Kentsel Tasarım ve Yenileme Ödülü alan Tarihi Kent Merkezi Düzenleme ve Tasarım Projesi ile Yoğurt Pazarı, Ulu Cami Meydanı, Atatürk Caddesi, Atatürk Evi Çevresi, Silifke Caddesi ve Taş Bina çevresini geçmişe sadık kalarak modern çizgilerle buluşturup kentimize yakışır bir görünüm kazandırdık. Yeni meydanlar ve bölge parkları ile kentsel bütünlüğü sağladık. Mezitli ve Yenişehir Sahil Alanı Kentsel Tasarım Projesi ile Mersin’e yakışır, yeşille mavinin buluştuğu, modern, temiz ve çevre dostu sahiller oluşturduk. Projemizle Altın Kentler Platformunca gerçekleştirilen ve kentlerin gelişmişlik göstergelerinden biri olan ‘Golden City Awards 2017’ yarışmasında ‘En Başarılı Kentsel Tasarım Projesi’ ödülüne layık görüldük. Bu projedeki gecikme tamamıyla söz konusu alanların Milli Emlak’tan belediyeye tahsis işlemlerinin çok uzun süre almasından kaynaklanmıştır. Dahası Adnan Menderes Bulvarı’nı toplu taşımaya açarak, bu güzellikten daha fazla vatandaşımızın yararlanmasını sağladık” ifadelerini kullandı.


Karaduvar Sahil Bandı Projesi ile Müftü Deresi Çevresi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanları ile Yaşam Vadisi Projesi hazırladıklarını kaydeden Kocamaz, Mersin Ulaşım Master Planını hayata geçirdiklerini, Mersin Metrosu Projesi’ni Ulaştırma Bakanlığı’nın onayıyla ihale aşamasına getirdiklerini söyledi.



“Her son yeni başlangıçlar içindir”


Kocamaz, ulaşımdan altyapıya, spordan kültür sanata, eğitimden sağlığa, çevreden teknolojiye ve tarımdan sosyal yaşama kadar birçok alanda hayata geçirdikleri hizmetleri de ayrıntı şekilde anlattı. “Kurumsal dönüşüm çalışmalarımız, Mersin halkının hak ettiği hizmetleri alabilmesi için bir ihtiyaç değil, bir zorunluluktu. Yılmadık, yaptık” diyen Kocamaz, şunları söyledi: “Her son yeni başlangıçlar içindir. Huzur-u kalple tamamladığım 5 yıllık büyükşehir belediye başkanlığı görevimde hiçbir ayrımcılık yapmadan, ötelemeden, örselemeden; din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeden, adil, şeffaf, hesap verebilir bir anlayıştan bir an bile ayrılmadan hizmet etmeye çalıştım. İçinde büyüdüğüm kentin, kadimden gelen tüm değerlerine bağlı ve saygılı kalarak Mersin’e hizmeti bir ibadet bildim. Ülkemizin ve bölgemizin dünyaya açılan yüzü Mersin’in, yeniliklere açık, kentin ve kentlinin menfaatlerini koruyan, hizmetin erişilebilirliğini kolaylaştıran, koruyan, esirgeyen politika ve uygulamalara sadık kalarak beytülmalı namus bildim. Türk yönetim felsefesinin zirvesi Kutadgu Bilig’de de belirtildiği gibi adaleti devletin temeli saydım. Adil olmayan hiçbir hizmetin arkasında durmadım. Büyük devlet adamı ve büyük Türk Mareşali Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Mersinliler, Mersin’e Sahip Çıkınız’ şiarından ayrılmadım, kalan ömrümde de ayrılmayacağım.”



“Son 6 aylık yaşadığım dönemi ömrüm boyunca hiç unutmayacağım”


“Bu son 6 aylık yaşadığım dönemi de ömrüm boyunca hiç unutmayacağım” diye Kocamaz, bu süreçte yaşadıklarına değinerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Ömrü mücadeleyle geçmiş bir Türk milliyetçisi olarak, bu ülkeyi canından daha fazla aziz bilen, bu bayrağa, bu devlete gönülden bağlı bir kardeşiniz olarak bu son 6 ayda yaşadığım hadiseleri kabul etmem mümkün değildir. Ancak şunu herkes bilsin ki, bu millete, bu devlete, bu bayrağa hizmet etmek için illaki belediye başkanı olmaya da gerek yoktur. Maalesef bizim her aşamada adeta engelli bir yarış gibi önümüzü kesenler, seçime girmemizi engelleyenler, Ayfer Yılmaz’ın davetimiz üzerine demokrasi bayrağını düşürmeden kapıp daha ileriye götürmek, daha da yüceltmek, Mersin’in hizmetlerinin önünü kesmek isteyenlere inat, bu hizmetleri kesintisiz olarak devam ettirmek üzere buraya gelip, bizim de onunla birlikte bu demokrasi mücadelemizi vermemizden rahatsız olanlar oldu. Ama biz bu mücadeleyi kendimiz için değil, bizden sonraki nesiller için ve bu bayrak altında, bu asil topraklarda yaşamak isteyen, ülkenin birliğinden, bütünlüğünden yana tavır koyan bütün vatandaşlarımız için yapıyoruz. Biz ne yaptığımızı da biliyoruz. Biz, bu demokrasi mücadelesinde inşallah halkımızın teveccühüyle zaferle çıkacağız ve bu hizmetler yarım kalmayacak. Biz sadece milletin gönlüyle ittifak yaptık. Onun için halkımıza güveniyoruz, bugüne kadar hep güvendik. Onlar bizi hiç mahcup etmedi, biz de bize güvenenlerin başını yere eğdirmedik. İnşallah gelecek günler Mersinimiz için çok daha güzel, çok daha iyi olacak.”


Kocamaz, konuşmasının ardından Ayfer Yılmaz ve protokol üyeleri ile birlikte 5. yıl pastasını keserek, 10. Yıl Marşı ile veda etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize İlhan Palut: “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Çaykur Rizespor’un teknik direktörü İlhan Palut, “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında yarın deplasmanda Beşiktaş ile karşılaşacak Çaykur Rizespor’da Teknik Direktör İlhan Palut, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Gerekli transferlerle ve takımdaki oyuncularla bu sezona başlayarak kemik bir kadro yapılanması oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Palut, “Bir alt ligden çıkarken bu takıma 25 transfer yaparak takımı değiştirelim. Yeni bir takım kuralım stratejisi ile yola asla çıkmadık. Var olan oyuncularımızın bir kısmı ile yola devam ettik. Amacımız gençlerden oluşan ve gelecekte de kemik bir kadro oluşturmaktı. Bunu sürdürülebilir hale getirmek istedik. Bunun belli başlı riskleri vardı. Dönem dönem çok güzel periyotlar yaşadık, dönem dönem istemediğimiz sonuçlar oldu. Rizespor takımı her sezon yapboz gibi yeni kadro oluşumundan daha istikrarlı bir yapıya gitmekti amacımız. Bugün itibariyle daha iyi olabilirdik ama kabul edilebilir bir sezon geçiriyoruz. Hala en iyisi için savaşmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “Ankaragücü maçını kazanmalıydık” Beşiktaş maçının kendileri için zor geçeceğini belirten İlhan Palut, “İki hafta önce daha avantajlı bir durumdaydık. Bugün son 4 maç var. Bir adım dezavantajlı duruma düştük. Bundan iki hafta sonra ne hale geleceğini bilemeyiz. Herkes puan olarak çok yakın durumda. Ankaragücü maçını kazanmalıydık. Bizim için iki puan çok önemliydi. Yeni duruma konsantre olacağız. Geri kalan maçlarda hata yapma olasılığımız az. Beşiktaş maçı da bunlardan bir tanesi. Doğal olarak zor bir maç oynayacağız. Beşiktaş’ın tekrar üzerinde bulunan negatif havayı dağıtmak adına reaksiyon gösterecek. Biz de her zaman ki gibi futbol oynamaya çalışacağız. Oradan güzel bir sonuçla ayrılmak isteyeceğiz. Kendi kredimizi biraz tükettik” ifadelerini kullandı. “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Rizespor ile ligi en iyi yerde bitirmek istediklerini söyleyen Palut, “Beşiktaş ile bir maçımız var. Ona hazırlanıyoruz. Sadece Rizespor’un Beşiktaş deplasmanında en başarılı nasıl olunur günün konusu bu. Bu iş yükseldikçe zor. Baskı arttıkça daha da zor. Hiçbir göreve talip değilim. Ben talip olmam. En zor görev hangisi ise ben ona hazırım. Beni acaba şurası ister mi gibi bir telaşım yok. Bugün Rize’de üretebiliyorum. Bugün tüm konsantremle Rizespor’u yönetiyorum. Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi.
Kayseri Erciyes Üniversitesi ’gelengi’leri besledi Erciyes Üniversitesi ekosisteminin simgesi haline gelen gelengiler için beslenme etkinliği düzenlendi. Erciyes Üniversitesi akademisyenleri, personeli ve öğrencileri baharın gelmesiyle; ’geleni’, ’gelengi’, ’Anadolu sincabı’ veya ’tarla sincabı’ olarak da bilinen minik ve sevimli canlıların beslenmesi için yaşam alanlarına yem bıraktı. Düzenlenen etkinlikte konuşan ERÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan, gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve muhafazasıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini aktararak; "Erciyes Üniversitesi biliyorsunuz sürdürülebilirlik çevre konularında, ekolojik denge anlamındaki çalışmalarda Türkiye’de öncü üniversitelerden biri. Şu anda birçok konularda ciddi başarılar elde ediyoruz. Yine sürdürülebilirliğin birçok alanında farklı derecelerimizi var. Bu anlamda da kampüs içerisindeki ekolojik dengeyi korumak, bu konudaki hassasiyetlerimizi de ortaya koymak adına birçok çalışma yürütüyoruz. Yine Veterinerlik Fakültesi ile ilgili de gelengiler konusunda hassasiyetimiz var. Geçen sene itibariyle izleme komitesi oluşturmuştuk. Bu izleme komitesi gelengilerin kampüs içerisindeki yaşama alanlarının oluşturulması, bu alanların muhafazası ve özellikle popülasyon artışı konusunda birtakım raporlar hazırladı. Biz de bu anlamda destek verdik. Bugün de yine bu alan içerisinde gelengilerle ilgili bir yaşam alanı oluşturulması, onların erken dönemdeki sıkıntısı olan beslenme ile ilgili katkıyı sağlamak için burada bulunuyoruz. Bu anlamda da üniversitenin çok farklı yerlerinde gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve bunların muhafazasıyla ilgili çalışmalar hem bizim hem kulüp vasıtasıyla devam etmektedir. Bu konuda bize desteklerinden dolayı öğrenci arkadaşlarımıza ve hocalarımıza teşekkür ediyoruz. İnşallah bu konuda çalışmalarımız devam edecek" dedi. Üniversite olarak farklı projeler de hayata geçireceklerini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özkan, "Farkı projelerimiz var. Özellikle güvercinler için bir alan oluşturuyoruz. Üniversitemizin farklı alanlarına yaymakla ilgili çalışmalar var. Yine kedi besleme ile ilgili güzel çalışmalarımız var. Sürdürülebilir bir üniversite kavramı açısından yapılması gereken her şeyi yapacağız" diye konuştu. Etkinliğe katılan akademisyen ve öğrenciler, kampüs içerisindeki gelengilerin yaşam alanlarına yem bıraktı.
Yozgat Boşanma aşamasındaki eşini öldüren kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis Yozgat’ta boşanma aşamasında olduğu eşini bıçaklayarak öldürüp, kayınvalidesini de ağır yaralamaktan yargılanan şahıs, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kadına ve eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan sanık M.T.’nin karar duruşması, Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanık M.T., maktul Rabia Temel’in annesi müşteki mağdur Güler Güler, maktul yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Savcı mütalaasının okunmasının ardından sanık M.T. savunmasında daha önceki ifadelerini tekrar ederek, beratını ve tahliyesini talep etti. Maktulün annesi Güler Güler ve babası A.G. ise sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Duruşmada tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanık M.T.’ye eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçundan ise 19 yıl hapis cezası verdi. Cezada herhangi bir indirim uygulanmadı. “Bu ceza umarım başka kadınların yaşamasına vesile olur” Karar duruşması sonrası açıklamalarda bulunan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin avukatı Arzu Sena Topuz, geçen yıl boşanmak üzere olan Rabia Temel’in eşi tarafından öldürüldüğünü belirterek, "Rabia öldürülürken annesi de yaralandı. Bugün karar duruşması görüldü ve mahkeme heyeti Rabia için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Annesine yönelik eylem için de öldürmeye teşebbüsten 19 yıl hapis cezası verdi. Umarız bu ceza başka kadınların yaşamasına vesile olur” dedi. “Kızımın katili cezasız kalmadı” Rabia Temel’in annesi Güler Güler, "Ben bugün adalet olduğunu söyleyeceğim. Çok şükür. Yavrum geri gelmeyecek ama katil de cezasız kalmasın" diye konuştu. "Adalet yerini buldu" Rabia Temel’in ablası Sibel Eğilmez ise mahkeme heyetine ve avukatlara teşekkür ederek, "Başka Rabialar yanmasın, biz çok yandık. Katil cezasını buldu, çok şükür adalet yerini buldu" ifadelerini kullandı. Yozgat’ta 28 Mart 2023 tarihinde M.T., boşanma aşamasındaki karısını bıçaklayarak öldürmüş, kayınvalidesini ise çeşitli yerlerinden bıçaklayarak ağır yaralamıştı. Olay sonrası gözaltına alınan M.T., çıkarıldığı mahmekece tutuklanmıştı.
Ankara Ortaokullu bilimseverler çevreci projeleriyle dikkat çekti Ankara Şehitlik Ortaokulu öğrencileri, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında tasarladıkları projeleri sergiledi. Öğrencilerden Eren Nadir Bostancı ve Anıl Yıldız, süt kutularında kullanılan dikdörtgen şeklin yerine altıgen kullanmanın hem maliyeti hem de kullanılan malzemeyi azalttığını savundu. Ankara’nın Mamak ilçesinde bulunan Şehitlik Ortaokulunun öğrencileri, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında 17 öğretmen ve 37 öğrenci, oyun oyunlaştırma, doğal afetler ve afet yönetimi ve STEAM temalarının yer aldığı 18 projeyi okul içerisinde kurulan stantlarda sergiledi. Neme duyarlı seramik saksıdan, yağmur ve kar suyunu depolayan sistemlere kadar birçok projenin sergilendiği stantları Mamak Kaymakamı Ali Sırmalı ziyaret etti. “Gençlerimizi bilime teşvik etmek adına büyük bir fırsatın kapılarını aralıyor” Okulda Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan ve projenin yürütücülüğünü üstlenen Ayten Gören, proje ve fuar hakkında bilgi vererek, “Oyun oyunlaştırma, doğal afetler ve afet yönetimi ve STEAM temalarını kapsayan 18 projeyle dolu bir TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarı’nda sizlerle bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Etkinliğimiz, bilimin ve keşiflerin önemini vurgulamak, gençlerimizi cesaretlendirmek ve onları bilime teşvik etmek adına büyük bir fırsatın kapılarını aralıyor. Bugün izleyeceğiniz her bir proje; öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin birlikte yürüttüğü uzun ve titiz bir hazırlık sürecinin ürünüdür. 17 öğretmen ve 37 öğrenci, bu projeleri hayata geçirmek için özverili çalışmaları bu etkinliğin başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağladı. Bu fuarda sergilemen projeler, toplumsal sorunlara çözüm arayışlarının bir yansımasıdır. Gençlerimizin, doğal afetlerle mücadele, oyunlaştırma ile eğitim ve STEAM alanındaki yeniliklerle dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirme konusundaki farkındalığı, kararlılığı geleceğe dair umutlarımızı artırıyor” ifadelerini kullandı. Süt kutularını dikdörtgen yerine altıgen yapmak maliyeti azaltıyor Eren Nadir Bostancı ve Anıl Yıldız hocalarıyla birlikte süt kutularında kullanılan malzemelerin maliyetini azaltacak ve çevreye daha az zarar verecek çevreci bir proje yaptıklarını kaydederek, “Günümüzde kullanılan 1 litrelik dikdörtgen süt kutularını inceledik. Aynı miktarda süt alabilecek fakat daha az malzeme kullanabileceğimiz bir süt şişesi yapabilir miyiz diye düşündük. Bu projeyi yaparken doğadan yola çıktık. Arıların bal peteklerini neden altıgen şeklinde yaptıklarını inceledik. Eğer biz de bu şekilde yaparsak maliyeti artıracak mı azaltacak mı diye hesaplama yaptık. Hesaplamalarımız şu şekilde oldu. Dikdörtgen prizmada 1 litrelik bir süt için 700 santimetrekare bir alana ihtiyaç duyuyorken, altıgen prizmada bu sayı 562 santimetrekare bir alana ihtiyaç duyuluyor. İkisini karşılaştırdığımızda yüzde 20’lik bir tasarruf elde etmiş oluyoruz. Bunu günlük hayata geçirdiğimizde hem doğaya hem çevreye hem geri dönüşüme hem de maliyete katkı sağlamış oluyoruz” şeklinde konuştular.