GENEL - 22 Mayıs 2019 Çarşamba 12:46

Çerkesler, sürgünün 155’inci yılında atalarını andı

A
A
A
Çerkesler, sürgünün 155’inci yılında atalarını andı

Mersin’de yaşayan Çerkesler, 21 Mayıs 1864’te Çarlık Rusya’sı tarafından yaklaşık 1,5 milyon Çerkes’in anavatanları Kafkasya’dan koparılarak sürgün edilmelerinin yıl dönümünde ağıtlar yakarak, denize siyah çelenk bıraktılar.

Mersin’de yaşayan Çerkesler, 21 Mayıs 1864’te Çarlık Rusya’sı tarafından yaklaşık 1,5 milyon Çerkes’in anavatanları Kafkasya’dan koparılarak sürgün edilmelerinin yıl dönümünde ağıtlar yakarak, denize siyah çelenk bıraktılar. Sürgünde yaklaşık 500 bin Çerkes’in hayatını kaybettiğini belirten Mersin Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Güner Savrun, “21 Mayıs soykırımdır, sürgündür” dedi.


Çerkeslerin Kafkasya’dan sürgün edilmeleri, her yıl 21 Mayıs tarihinde düzenlenen çeşitli ekinliklerle anılarak hafızalarda korunmaya çalışılıyor. Yaşananların soykırım olduğunu savunan Çerkesler, dünyanın bu acıyı tanımasını ve Rusya’dan da resmi bir özür bekliyor.


1864 yılında Çarlık Rusya’sı tarafından gerçekleştirilen Çerkes sürgününün 155’inci yılında, Mersin’de yaşayan Çerkesler de düzenledikleri tören ile ağıtlar yakarak atalarını andılar. Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından Özgecan Arslan Barış Meydanı’nda düzenlenen anma töreni, sürgün tarihine dikkat çekmek amacıyla saat 21.00’de gerçekleştirildi. Geleneksel kıyafetleri ile çok sayıda Çerkes’in katıldığı törende, sürgün yolunda hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunularak, Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı.



“Sürgünde 500 bin Çerkes hayatını kaybetti”


Daha sonra günün önemine ilişkin konuşan Dernek Başkanı Güner Savrun, 21 Mayıs’ın, milyonlarca Çerkes’in anayurtlarından sökülüp dağıtılışı, yüz binlerce Çerkes’in sürgün yollarında kırılışı, Karadeniz’in soğuk ve karanlık sularına gömülüşleri olduğunu vurgulayarak, “21 Mayıs soykırımdır, sürgündür” ifadesini kullandı.


1763-1864 yılları arasında 101 yıl süren Rus-Kafkas Savaşlarında 500 binden fazla Çerkes’in hayatını kaybettiğini belirten Savrun, Çerkeslerin mağlubiyetiyle sonuçlanan savaş sonrasında, 21 Mayıs 1864 tarihinde Çarlık Rusya’sının kolonyalist (sömürgeci) politikaları çerçevesinde yaklaşık 1,5 milyon Çerkes’in, başta Osmanlı toprakları olmak üzere değişik ülkelere sürgün edildiğini söyledi. Ancak sürgün sırasındaki yol şartları, salgın hastalıklar ve açlık gibi nedenlerden resmi olmayan rakamlara göre 500 bin Çerkes’in hayatını kaybettiğini aktaran Savrun, “Bugün, yaşanan tüm bu acılara ve dağılmışlığa karşın Çerkesler, varlıklarını ve kimliklerini koruyor, yaşatıyorlar. Üzerinde yaşadıkları tüm ülkeleri vatan bilip içeride hainlere, dışarıda düşmanlara karşı savunuyor, birlikte yaşadıkları halkları kardeş sayıp barış ve huzur içerisinde yaşıyorlar. Bu nedenle 21 Mayıslar direniştir, başkaldırıdır, diriliştir ve varoluş mücadelesidir. Bu inanç ve kararlılıkla soykırımda ve sürgün yollarında kaybettiğimiz atalarımızı saygıyla anıyoruz” diye konuştu.


Tiyatral gösterilerin de yer aldığı törende, konuşmanın ardından soykırımın unutulmaması için ant içen Çerkesler, sürgün yollarında yaşamını yitirenler için ağıt yakarak, denize siyah çelenk bıraktılar.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Balıkçılar ‘vatandaş uygun fiyata balık yesin’ diyerek ihracata kısıtlama istedi Akdeniz’de balık avının sona ermesinin ardından denizde kurulu olan çiftliklerde yetiştirilen balıkların fiyatlarında yapılan artışların diğer balıkların da fiyatını yükselttiğini söyleyen balıkçılar, ihracata kısıtlama istedi. Akdeniz’de 15 Nisan’da başlayan av yasağı 15 Eylül’e kadar devam edecek. Av yasağının başlamasından 3 hafta sonra özellikle denizde kurulu olan çiftliklerde yetiştirilen ve balıkların fiyatının belirlenmesinde etkin olarak kabul edilen levrek ve çipura türlerine yüzde 30 civarında zam geldi. Ortada balık fiyatlarının artmasına neden olacak bir gelişme olmadığına değinen balıkçılar, artışa tepki gösterdi ve tavukta olduğu gibi balıkta da ihracatın kısıtlanmasını istedi. 15 Nisan itibarıyla av yasağının başladığını hatırlatan Mersin Balıkçılar Derneği Başkanı Adnan Polat, "Uluslararası avcılık dediğimiz 12 milden sonra avcılığımız serbest, yine balık çeşitliliğimiz sürüyor" dedi. "Şu anda 250 TL’ye satmak zorunda kalıyoruz" Balık çeşitlerinde azalma olduğuna da dikkat çeken Polat, "30-40 çeşit balığımız varken şu an 10-15 çeşide düştü. Tazelik devam ediyor, çipura, levrek özellikle bu kültür balığına halkımız kılçıksız olması sebebiyle çok alıştı. Ancak sabah itibarıyla yüzde 30-40 zam yedik. Normalde 150 liraya aldığımız balık 200 liraya çıktı, 40-50 lira zam getirdiler. Bir hafta öncesine kadar 170 liraya 180 liraya çipura, levrek satıyorduk, şu an 250 liraya satmak zorunda kalıyoruz. Fiyatları duyan müşterilerimizin çoğu geri çekiliyor. ’Ben bir hafta önce 50 liraya aldım, birden 50 lira zam olur mu’ diyorlar" şeklinde konuştu. Polat, çipura ve levrek fiyatlarının diğer balık fiyatlarını belirlemede etken olduğunu, sardalyanın kasasını 300-400 TL’ye aldıklarını ancak onların da 700 TL’ye çıktığını kaydederek ihracatın kısıtlanmasını istedi.
Bursa Başkan Dalgıç: "Mudanyalılar deprem korkusuyla yaşamamalı" Bursa’nın Mudanya ilçesinde muhtemel bir deprem felaketine hazırlıklı olmak amacıyla üç farklı yöntemle çalışma başlattıklarını açıklayan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Öncelikle depreme karşı Mudanyalıların can güvenliğini sağlamak istiyoruz” dedi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve BGC Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde açıklamalarda bulunan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, deprem riskine karşı ilk olarak Mudanya’nın yapı envanterinin çıkarılacağını söyledi. Halkın can güvenliğini sağlamanın kamunun öncelikli görevi olduğunu ve bu amaçla Mudanya’yı depreme karşı hazırlamak için projeler üretildiğini ifade eden Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, binaların güçlendirilmesi için üç farklı yöntem uygulanacağını kaydetti. Başkan Dalgıç konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı; “İlk iş olarak Mudanya’daki yapıların envanterini çıkaracağız. Dönüşümde uygulayacağımız üç farklı yöntemin birincisi, çürük olduğu belirlenen yapıların yıkılarak yerlerine yeşil alan yapılması ve hak sahiplerinin daha güvenli bölgelere taşınması. Yani bir anlamda hem yapı stoğunda seyreltme yapılacak hem de Mudanya’ya yeni yeşil alanlar kazandırılacak. İkinci yöntemimiz yerinde dönüşüm çalışmaları olacak. 8 - 10 katlı yüksek binalara izin vermeden, çürük yapıların yerinde dönüşümünü sağlayacağız. Bir diğer yöntemimiz ise yatırımcı bularak ada bazında gerçek anlamda kentsel dönüşüm çalışmaları yapmak olacak.” Depreme hazırlık çalışmaları kapsamında Güzelyalı mahallesinin daha sorunlu bir bölge olduğunu söyleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Bilindiği gibi Alüvyon, akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl taşı gibi parçaların, suyun akış hızının azalması sonucu birikmesiyle meydana gelen tortulardır. Ne yazık ki Güzelyalı’nın zemini Alüvyon. Bu nedenle Güzelyalı’da zemin çok sıkıntılı. Burada Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle mahalle bazında bir kentsel dönüşüm başlatabiliriz” dedi. Mudanya Belediyesi’nin mali durumuna ve kurumsal yapısına ilişkin de bilgi veren Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Mali açıdan zor durumdayız ama gerekli dokunuşları yaparak belediye hizmetlerinin aksamadan devamını sağlayacağız. Personel sayımız çok fazla. İller Bankası’ndan ayda 14 milyon TL gelirken, sadece personel maaşı ödemelerimiz 38 milyon TL düzeyinde. 110 bin nüfusa yaklaşık 750 personelle hizmet veriyoruz. Bu sayıyı azaltacağız ve mülk satışlarıyla mali disiplini sağlayacağız. Mudanya Belediyesi’nin 110 milyon SGK, 20 milyon TL de vergi borcu var. Yaklaşık son 25 yıldır gelir getirici hiçbir çalışma yapılmamış. Belediyeye gelir getirici projeler üreteceğiz. Belediyemizin insan kaynakları ve finans departmanları yetersiz. Bunları düzenlerken Mudanya Belediyesi’nde kurumsallaşmayı da sağlayacağız.” Mudanya’nın doğal ve tarihi değerlerinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini sözlerine ekleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Çok önemli değerlerimiz var. Sahilleri kullanma hakkının Mudanya Belediye’sine verilmesi için Büyükşehir Belediyesi’nden yetki devri isteyeceğiz. Toplam 45 kilometrelik sahil bandının temizlik, bakım ve işletme hakkını aldığımızda gelir getirici projeler üretebiliriz” dedi. Ziyarette Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ne ve Bursa basınına ilişkin bilgi veren BGC Başkanı Nuri Kolaylı da, Bursa basının, özellikle yerel sorunları gündeme taşıyarak yol gösterici nitelikte yayın yaptığına dikkat çekti. Bursa’nın köklü basın kuruluşlarına sahip olduğunu ve en güçlü yerel medyanın Bursa’da görev yaptığını söyleyen BGC Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin 550 üyesiyle sektöre ve sektörde çalışan basın mensuplarına hizmet ürettiğini, sektörde yaşanan en büyük sorunun ise ’meslek yasası eksikliği’ olduğunu kaydetti. Meslek Yasası eksikliği nedeniyle bilgi birikimine sahip olmayan, basın meslek etik kurallarını bile bilmeyenlerin sektörde istihdam edilebildiğine dikkat çeken BGC Başkanı Kolaylı, "Sektörümüzde ne yazık ki tehdit ve şantaja varan sözde haberlere şahit oluyoruz. Bu kişileri BGC’ye üye almıyoruz, üye ise üyeliklerine son veriyoruz. Başka bir yaptırım uygulayamıyoruz. Rapor halinde detaylarıyla hazırlayarak Ankara’da siyasi parti temsilcilerine sunduğumuz Basın Meslek Yasası TBMM’de görüşülerek kabul edilirse, basının eski saygınlığını kazanması yönünde önemli bir mesafe almış olacağız, tehdit ve şantaja dayalı sözde haberciliği engelleyeceğiz" dedi. Ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra, Başkan Vekili Fuat Kars, Başkan yardımcıları İhsan Altıkardeş, Hakan Işıkkent ve Ahmet Akhan, Genel Sayman Tevfik Fikret Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Ali Ekmekçi, Ersin Yıldıran, Nejat Kırbulut, Musa Öztürk ve Cemal Ekentok ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.