SAĞLIK - 22 Temmuz 2019 Pazartesi 12:09

Ailelere ’rota virüsü’ uyarısı

A
A
A
Ailelere ’rota virüsü’ uyarısı

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Serap Savar, rota virüsünün çoğunlukla bebeklerde ve küçük çocuklarda ishale neden olan bir virüs olduğunu belirterek, "Tüm dünyada her yıl 600 bin çocuğun ölümüne sebep olur ve özellikle bunların yüzde 85’i bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Serap Savar, rota virüsünün çoğunlukla bebeklerde ve küçük çocuklarda ishale neden olan bir virüs olduğunu belirterek, "Tüm dünyada her yıl 600 bin çocuğun ölümüne sebep olur ve özellikle bunların yüzde 85’i bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Ölümler en sık 2 yaş altında görülebilmektedir” dedi.


Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Serap Savar, rota virüsüyle ilgili aileleri uyararak, virüsün belirtilerini ve tedavi yollarını anlattı. “Rota virüsü çoğunlukla bebeklerde ve küçük çocuklarda ishale neden olmaktadır" diyen Savar, “Rota virüsü enfeksiyonu erken çocukluk döneminde ciddi hastalıklara ve hastanede yatışa sebebiyet verdiği için maddi ve manevi zararlar veren bir hastalıktır. Tüm dünyada her yıl 600 bin çocuğun ölümüne sebep olur ve özellikle bunların yüzde 85’i bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Ölümler en sık 2 yaş altında görülebilmektedir” ifadelerini kullandı.


"Virüs el yoluyla da bulaşabiliyor"


Rota virüsünün belirtilerini sıralayan Savar, “Rota virüsünün belirtileri arasında ishal, kusma ve ateş sayılabilir. Bazı hastalarda 4-5 günde atlatılabilen hafif hastalık belirtileri görülebilir. Bazı hastalarda ise süresi uzayan ateş, kusma ve buna bağlı ciddi sıvı kayıpları (dehidratasyon) görülebilmektedir. Hastalık kış aylarında daha sık salgınlara neden olabilmektedir. Dışkı, ağız, solunum veya tükürük damlacıkları ile bireyden bireye bulaşması gerçekleşebilir. Virüs, dış çevre şartlarına oldukça dayanıklıdır o yüzden el yoluyla da bulaşabilmektedir" diye konuştu.


"Aşıyla hastalanan sayısı düştü"


Rota virüsü aşısıyla hastalığa yakalanan kişi sayısının düştüğünü kaydeden Savar, “Rota virüsü aşısından önce hastalık, ülkemizde ve birçok ülkedeki çocuklar için sık görülen ve ciddi bir sağlık problemiydi. Birleşik Devletlerdeki hemen hemen tüm çocuklar 5. yaş günlerinden önce en az bir kez rota virüsü enfeksiyonu geçirirdi. Aşının kullanıma sunulmasından bu yana, rota virüsü nedeniyle hastaneye yatırılma ve acil servis başvuruları önemli ölçüde düşmüştür. Tüm dünyada ve ülkemizde kullanılan iki marka rota virüsü aşısı mevcuttur. Bebeğiniz hangi aşının verildiğine


bağlı olarak 2 veya 3 doz alacaktır. Aşı dozlarının uygulanması şu şekilde önerilir; aşı dozları arasında 2 ay olacak şekilde seçilen markaya bağlı olarak 2 ya da 3 doz olarak tamamlanmalıdır. Çocuğunuz ilk doz aşısını 15 haftalıktan önce, son dozunu 8 aylık olana kadar almalıdır. Rota virüsü aşıları diğer aşılarla aynı zamanda güvenli bir şekilde verilebilir. Rota virüsü aşısı alan neredeyse tüm bebekler şiddetli rota virüsü ishaline karşı korunacaktır. Ayrıca bu bebeklerin çoğunda rota virüsü ishali hiç olmayacaktır. Aşı, diğer mikropların sebep olduğu ishal veya kusmayı engellemeyecektir” şeklinde konuştu.


Aşı kimlere yapılmalıdır?


Rota virüsü aşısında dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Savar, rota virüsü aşışının herhangi bir içeriğine karşı ciddi alerjisi olan bir bebeğe aşı vurulmaması gerektiğini söyledi. Savar, “Bir doz rota virüsü aşısına karşı hayatı tehdit eden bir alerjik reaksiyon göstermiş bir bebek, diğer dozu almamalıdır. Rota virüsü aşısının herhangi bir içeriğine karşı ciddi alerjisi olan bir bebek aşıyı almamalıdır. Bebeğinizin, lateks de dahil olmak üzere, bildiğiniz herhangi bir ciddi alerjisi varsa doktorunuza mutlaka danışmalısınız. Şiddetli kombine immün yetmezlik hastalığı olan bebekler rota virüsü aşısı almamalıdır. ’İntusepsiyon’ olarak adlandırılan bir kısım bağırsağın yanındaki kısmın içine girmesi hastalığını geçirmiş olan bebekler de bu aşıyı almamalıdır. Hafif hasta olan bebekler aşı alabilirler. Orta veya ciddi derecede hasta olan bebekler iyileşene kadar beklemelidir. Buna orta veya şiddetli ishal ya da kusması olan bebekler de dahildir. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlarla kanser tedavisi gibi durumlarda doktorunuzun önerisine göre yapılmalıdır” diye konuştu.


Aşının yan etkileri


Rota virüsü aşısının yan etkileri olabileceğini de söyleyen Savar, konuşmasını şöyle tamamladı; "Aşıya bağlı yan etkiler olabilir. Bunlar genellikle hafiftir ve kendiliğinden kaybolurlar. Ciddi reaksiyonlar da mümkündür ancak nadirdir. Rota virüsü aşısı uygulanan bebeklerin çoğunda herhangi bir sorun yaşanmaz. Rota virüsü aşısı sonrasında bebeklerde huzursuzluk, hafif geçici ishal veya kusma olabilir. Daha nadir olarak ciddi alerjik reaksiyonlar görülebilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın’da turunçgilde unlu bit mücadelesi başladı Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından turunçgil bahçelerinde unlu bit zararlısına mücadele çalışmalarının başladığını duyurarak kültürel, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemlerini açıkladı. Turunçgil ağaçlarının kapladığı 43 bin 889 dekar alan ve 162 bin 172 ton üretimi ile yaş meyve ve sebze ihracatında gelişme potansiyeline sahip illerden olan Aydın’da, turunçgil bahçelerinde kontroller devam ediyor. Bu çerçevede harekete geçen Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, turunçgil alanlarında yürütülen Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi (EKÜY) projesi kapsamında kontrollerini aralıksız sürdürürken, tespit edilen unlu bit zararlısının mücadele gerektirecek düzeyde olduğunu belirledi. Üreticilere çağrıda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, mücadele çalışmalarının başladığını duyurdu. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “İlimiz turunçgil alanlarında yürütülen Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi (EKÜY) projesi kapsamında, yapılan bahçe kontrollerinde unlu bitin ekonomik olarak mücadeleyi gerektirecek düzeyde olduğu görülmüştür. Mücadele zamanı gelen ve yayılma eğiliminde olan Turunçgil Unlu Biti (Planococcus citri) zararlısının tüm üreticiler tarafından tanınıp, yoğunluğunun izlenmesi ve bahçelerde mücadelenin uygulanması ilimiz turunçgil yetiştiriciliği için büyük önem taşımaktadır. Turunçgil unlu bitinin ergin dişileri, uzunca oval biçimde, beyaz ve unlu gibi bir görünümdedir. Ortalama uzunluğu 3,7 mm, eni ise 1.8 mm’dir. Vücudun her tarafı beyaz ince mumlu iplikçiklerden oluşmuş bir örtü ile kaplıdır. Bazen tek başına, çoğunlukla da koloni halinde yumakçıklar şeklinde görülürler. Bir dişi 300-400 adet yumurta bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar yumakçıklar içerisinde kısa bir süre kaldıktan sonra dışarı çıkarlar. Bu dönemde larvalar oldukça hareketlidir. Yıllara ve bölge koşullarına göre değişmekle birlikte yılda 3-4 döl verirler. Turunçgil unlu biti emgi yaparak doğrudan, ballımsı madde salgılayarak fumajine neden olmasıyla da dolaylı yoldan bitkilere zarar verirler. Popülasyon yoğunluğunun yüksek olduğu zamanlarda turunçgillerde aşırı meyve dökümüne ve fumajine neden olurlar. Esas konukçuları turunçgil tür ve çeşitleri olup, incir , asma, nar, sera ve süs bitkilerinde de zarar yaparlar. Kışı çoğunlukla yumurta ve yumurtalı ergin olarak ağacın gövde çatlakları arasında, yumurtasız ergin ve larva olarak da sürgün uçları arasında beslenerek geçirirler. Yumurtalar ilkbahar aylarında havaların ısınması ile birlikte açılır ve çıkan larvalar öncelikle yapraklarda ve sürgünlerde özellikle de iki bitki organının birbirine değdiği yerde beslenir. Yeni meyvelerin teşekkülü ile meyvelerin sapla birleştiği çanak yaprakları ve meyvelerin birbiriyle temas ettiği yerlerde, göbekli portakalların göbek kısmında emgi yaparak meyve kalitesini düşürür ve sap dipleri zayıflayan meyvelerin dökülmesine neden olurlar. Bu zararlının bulunduğu yerlere harnup ve portakal güveleri de yumurta bırakır. Zararlının çıkardığı tatlı maddeler bu güvelerin larvalarının besin kaynağı olur. Orantılı nemi yüksek gölgeli sıcak yerler unlu bitin gelişmesine uygundur. Yaz sonuna doğru bu belirtilen yerlerden gövde ve dallara dağılırlar” ifadeleri yer aldı. “Avcı böcekler salınmalı” Mücadele yöntemlerine ilişkin yapılan açıklamanın devamında ise “Kültürel mücadele çerçevesinde bahçede yabancı ot temizliğine dikkat edilmeli, sürümler tavında yapılmalı, budama yaparken ağaç taçları hiçbir zaman birbirine kavuşmamalıdır. Güneşlenme ve hava akımı sağlanmalıdır. Biyolojik mücadele ise ülkemizde kitle üretimi yapılan ve bahçelere salınan, bölge şartlarında kışı geçiremeyen Cryptolaemus montrouzieri Muls. (Col.:Coccinellidae) avcı böceği ve Leptomastix dactiilopii How. (Hym.:Encyrtidae) parazitoidi en önemli doğal düşmanlarıdır. Bu yararlı böcekler unlu bitle bulaşık bahçelere salınarak başarılı bir şekilde biyolojik mücadele yapılmaktadır. Bu şekilde biyolojik mücadele yapan üreticilerimiz ayrıca Bakanlığımızın biyolojik mücadele destek ödemesinden de yararlanabilmektedirler. Bunlar dışında ülkemizde doğal dengenin bozulmadığı bahçelerde unlu bitin çok sayıda yerli doğal düşmanları da vardır. Bahçe, Nisan ayı ortasından itibaren 15 gün ara ile kontrol edilir. Yeni meyvelerin oluşmasından meyvelerin çanak yapraklarının kapanmasına kadar olan devrede ağacın gövde dal ve sürgün uçları, bu devreden Haziran ayının son yarısına kadar meyve çanak yaprağı arası, Temmuz ayından itibaren ise bitişik meyveler ve yaprağa temas eden meyveler kontrol edilir. Mayıs ayı sonuna kadar yüzde 5 ağaç ve Haziran ayı sonuna kadar yüzde 8 ağaç veya meyve bulaşıklığı saptanırsa ağaç başına 2-3 adet predatör C. montrouzieri ile 10 adet parazitoit L. dactylopii salınması gerekir. Ağustos ayında gerek ağaç ve gerekse meyve bulaşıklığı yüzde 15 olursa ağaç başına 4-5 adet predatör ile 10 adet parazitoit verilir. Bu devrede meyve bulaşıklığı daha yüksek oranda tespit edilir ve koloni teşekkülü görülürse 5-10 adet veya daha çok sayıda predatör ile bu miktarın 2 katı parazitoit salınır. Eylül ayında yüzde 20 ağaç ve meyve bulaşıklığı bulunan bahçeye iklim durumuna göre Kasım sonuna kadar ağaç başına 10 adet predatör ve 20 adet parazitoit salımına devam edilir. Karınca faaliyeti olan bahçelerde yararlı böcek salımlarından önce ağaçların kök boğazları daire şeklinde karınca öldürücü toz bir ilaçla ilaçlanmalıdır. Ayrıca ağaçların toprakla temas eden dal uçları budanarak karınca faaliyeti önlenmelidir. Kimyasal mücadele de unlu bitin olduğu belirlenen bahçelerde biyolojik mücadele yapılmıyor ise meyveler fındık iriliğinde iken ruhsatlı olan ilaçlarla kimyasal mücadele yapılmalıdır. Ancak yüksek popülasyonlu bahçelerde biyolojik mücadele uygulamasından önce popülasyonu düşürmek ve dökümü kısmen önlemek bakımından da yine kimyasal mücadele yapılmaktadır. Arı ölümlerini önlemek için ilaçlamalardan önce çevrenizdeki arıcıları bilgilendiriniz” ifadelerine yer verildi.