GENEL - 03 Mart 2021 Çarşamba 15:05

Sözleşme yapılırken dikkat

A
A
A
Sözleşme yapılırken dikkat

Mersin Barosu avukatlarından Hibe Gökalp, sözleşme yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında önemli bilgiler verdi.

Mersin Barosu avukatlarından Hibe Gökalp, sözleşme yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında önemli bilgiler verdi.


Sözleşme yapılırken belirli kurallara uyulması gerektiğine dikkat çeken Gökalp, “Sözleşme, iki ya da daha fazla kişi arasında yapılan ve koşullarına uyulması yasayla desteklenmiş olan hukuki işlemlere denir. Sözleşmenin birçok çeşidiyle günlük hayatta da karşılaşmak mümkündür. Bir kimsenin estetik yaptırmak amacıyla bir hekime başvurması, eser sözleşmesini veya bir kimsenin marketten alışveriş yapması alım-satım sözleşmesini meydana getirmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak sözleşme yaparken belirli kurallara uyulması, ileride tarafların yapılan bu sözleşmeyle alakalı başlarına gelebilecek hak kayıplarını önleme konusunda faydalı olacaktır. Unutmayalım ki, basit ve doğru önlemler büyük zararları ortadan kaldırır” dedi.


Sözleşme yapılırken dikkat edilmesi gereken noktaları da sıralayan Gökalp, şu konulara değindi; "Sözleşme yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, tarafların karşılıklı olarak isteklerini açık ve net bir şekilde, hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde belirtmeleridir. Öncelikle sözleşmenin bir taslağı oluşturulmalıdır. Sözleşmenin içeriği, belirlenecek hususlar, sözleşmeye konulacak zorunlu unsurlar olup olmadığı belirlenip, sözleşme taslağı oluşturmak işi kolaylaştıracak, sözleşmeyi daha kısa sürede ve doğru hazırlamamız konusunda bize yardımcı olacaktır. Sözleşmeye, sözleşmenin türünü belirten bir başlık konulmalıdır. Sözleşmenin tarafları gerçek kişiyse ad-soyadı, tüzel kişiyse ticaret unvanları açık bir şekilde yazılmalıdır. Kimlik, imza sirküleri ve vekaletnameler mutlaka sözleşmeye eklenmelidir. Sözleşme yapacak tarafların, sözleşme yapma ehliyetlerinin olup olmadığı araştırılmaktadır. Taraflar sözleşme ile yapmak istediklerini açık ve net bir şekilde ortaya koymalıdır ve karşılıklı beyanları birbirine uymalıdır. Sözleşmede kullanılan hiçbir kelime muğlak olmamalıdır, her ifade kesin olmalıdır."


Hukukta genel olarak sözleşmeler için şekil serbestisi ilkesi uygulandığını, ancak kanunun emredici hükümlerinin uygulandığı sözleşmelerin de mevcut olduğunu söyleyen Gökalp, "Yapılan sözleşmeye kanunda uygulanması gereken zorunlu şekil şartlarının uygulanıp uygulanmayacağı doğru bir şekilde tespit edilmelidir. Örneğin resmi şekil şartı konulan sözleşmelerin, resmi memur önünde yapılması gerekmektedir. Bu şekilde geçerlilik şartı konulan sözleşmeler resmi memur önünde yapılmadığı sürece geçersiz sayılmaktadır. Bu sebeple bu husus önem arz etmektedir. Sözleşmenin ifa yeri ve zamanı sözleşmede belirtilmelidir. Sözleşmenin yapıldığı tarih gösterilmelidir. Mevcut yasa ve yönetmeliklere aykırı hükümler konulmamalıdır.


Damga vergisi kanununa göre bazı sözleşmeler için damga vergisi ödenmesi şartı vardır. Sözleşmeleri imzalayanlar damga vergisi ödemekle mükelleftir. Sözleşmeler üzerinden alınacak damga vergisi oranı binde 9.48’dir. Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen sözleşmelerin her nüshası ayrı ayrı aynı miktar veya oranda damga vergisine tabidir. Sözleşmede ihtilaf çıkması halinde hangi mahkemeye başvurulacağı, yetkili mahkeme belirlenip belirlenmediği, hakem ve arabuluculuk tayini gibi hususlar da önceden belirlenip sözleşmeye eklenmelidir. Sözleşme yapılırken dikkat edilmesi gereken son husus ise cezai şartın belirtilmesidir. Taraflar kendilerine yüklenen sorumlulukları ihlal ederlerse, karşılaşacakları cezai şartı bilmelidirler. Böylece taraflar kendilerini teminat altına almış olmaktadırlar. Bu cezai şart genelde para olmakla birlikte kanuna ve ahlaka aykırı olmamak kaydıyla her türlü edim olarak kararlaştırılabilir" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Osman Küncü, minibüsün çığ altında kaldığı günü anlattı Van-Bahçesaray karayolunda yaklaşık 4.5 ay önce çığ altında kalan minibüsün sahibi, yol açılınca yakınları ile bölgeye geldi. Van’da 133 gün önce Bahçesaray yönüne ilerleyen Osman Küncü yönetimindeki minibüs ile Temir Sabırlı yönetimindeki hafif ticari kamyonette bulunan toplam 10 kişi, 3 bin rakımlı Karabet Geçidi inişinde kar ve tipiye yakalandı. Mahsur kalanlar, ekiplerden yardım istedi. Çığ riski nedeniyle ulaşıma kapatılan bölgeye ekipler ulaşamayınca, araçları terk eden 10 kişi, 9 kilometrelik yolu yaya olarak yürüyüp, ilçeye ulaştı. Terk edilen 2 araç ise daha sonra çığ altında kaldı. Bölgeye gelen araç sahipleri, minibüs ve hafif ticareti aracı küreklerle kurtarmaya çalıştı. Temir Sabırlı, beraberindekiler ile birlikte karayolları ekiplerinin yardımı ile çığ altında kalan aracını kurtarırken, Osman Küncü ise çığ minibüsünü şarampole yuvarlandığı için bir şey yapamadı. İlerleyen günlerde hava şartlarının kötüleşmesi sonucu yol tamamen trafiğe kapandı. Yaklaşık 4.5 aydır kapalı bulunan yol, Perşembe akşamı ulaşıma açıldı, araç trafiğine Cuma günü izin verildi. İsmail Küncü ve beraberindeki yakınları yolun açılmasıyla 4.5 aydır çığ altına minibüsünün yanına geldi. İçerisinde bulunan bazı malzemeleri çıkarırken, minibüsün çıkarılması için yetkililerden yardım talebinde bulundu. Aracı çığ altında kalan İsmail Küncü, 4.5 ay önce yaşananları anlattı. Bahçesaray denildiğinde 4-5 Şubat 2020 yılında meydana gelen ve 42 kişinin hayatını kaybettiği çığ faciasının aklına geldiğini ifade eden Küncü, "Olay halen ilk günkü gibi taze. Orada şehit olanlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır diliyorum. 22 Aralık 2023 tarihinde saat 13.20 sularında Van’dan Bahçesaray’a hareket ettik. Karabet Geçidi’ne geldiğimde kar yağışı ve tipi başladı. Bu alana geldiğimizde iki araçtan birinin kara saplandığını gördük ve onu çıkarmaya çalıştık. Onu çıkardığımız sırada önümüze çığ düştü. Çığ düşünce burada mahsur kaldık. Bizde araçlarımızı bırakıp yaya olarak Bahçesaray’a gittik. Bizden sonra gelen çığlar aracımı aşağı sürükledi. Yaklaşık 4.5 aydır aracım kar altında bekliyor" dedi. "Aracımın burada olması uykularımı böldü" Resmi olarak yolun bu gün açıldığını ifade eden Küncü, "Kaymakam beyden izin bekliyorum. İzin veremeden aracımı çıkaramam. Burada halen çığ tehlikesi olduğundan dolayı kaymakam beyin iznini bekliyoruz. Yol açılınca aracımın durumunu merak ettim ve buraya geldim. Acaba yerinde duruyor mu, yoksa daha aşağıya kaymış mı. Aracım çığ altına kaldıktan sonra zaman zaman geldim. Belki 20 seferden fazla geldim. Aracımın burada olması uykularımı böldü, çoğu geceleri uyuyamadım . Aracımı buradan kendi imkanlarımla çıkaramam. Büyük bir masraf ister. İnşallah yetkililer yardımcı olur" diye konuştu.
Samsun Vezirköprü Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde İlkokullarda Fiziksel Etkinlikler(İFET) ve Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği (GÇOŞ) kapsamında düzenlenen yarışmalarda ilçe birincileri belli oldu. 30 Nisan ve 2 Mayıs 2024 tarihlerinde Okul Sporları Faaliyet Programı’nda yer alan İlkokullarda Fiziksel Etkinlikler ve Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği İlçe Birinciliği Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Köprülü Mehmet Paşa Spor Salonunda gerçekleştirildi. Geleneksel oyunları unutmamak adına düzenlenen yarışmalara ilçedeki ilkokullardan yoğun bir katılım oldu. Toplamda bin 100 öğrenci ve 78 sınıfın katıldığı ilçe birinciliği yarışmaları izleyenlere keyifli anlar yaşattı. 1-2-3 ve 4. sınıfların yer aldığı İlkokullarda Fiziksel Etkinler (İFET), her sınıf düzeyi için belirlenen oyunlar ile yapıldı. 1.sınıflar El Değdirerek Bayrak Koşusu, 2.sınıflar Dairesel Bayrak Koşusu, 3.sınıflar Çift Ayak Atlama 4. sınıflar Fasulye Torbası Atma oyununda yarıştılar. 5-6-7 ve 8. Sınıfların yer aldığı Geleneksel Çocuk Oyunları şenliğinde ise 5.sınıflar Yağ Satarım Bal Satarım, 6.Sınıflar Mendil Kapmaca, 7.Sınıflar Kaleli Yakan Top, 8.Sınıflar Halat Çekme oyunlarında yarıştılar. Şenliklere katılarak yarışmaları izleyen ilçe kaymakamı Özgür Kaya ve Belediye Başkanı Av. Murat Gül, yarışmaların sonrasında çocuklarla bir araya gelerek sohbet ettiler. Ödül törenine Vezirköprü Kaymakam Özgür Kaya, Vezirköprü Belediye Başkanı Av. Murat Gül, İlçe Milli Eğitim Müdürü Resul Özata, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri Burak Akça, İbrahim Sezer ve Murat Güven, Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Mehmet Uyar katıldı. Toplamda 240 öğrenciye ve okullara ödülleri dağıtıldı. Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Mehmet Uyar, "Birinci olan okullar Samsun’da düzenlenecek olan İFET ve GÇOŞ yarışmalarında ilçemizi temsil edecekler. Okullarımıza başarılar diler, katılım sağlayan okullarımıza da teşekkür ederiz" dedi.
Gaziantep Baklava yapımını kolaylaştıran makineler talep görüyor Baklava üretiminin kalbi olan Gaziantep’te, baklavacı makinesi tamir ve satışı yapan usta Mehmet Cihan, baklava yapımını kolaylaştıran makinelerine olan ilginin son zamanlarda arttığını belirtti. Geleneksel tatlı baklavanın üretim sürecini hızlandıran ve daha az emek gerektiren bu makineler, hem ev kullanıcıları hem de profesyonel üreticiler tarafından tercih ediliyor. Usta Cihan, Makinelerin, baklava yapımında en zorlu adımlardan biri olan yufka açma işlemini otomatikleştirdiğini ve bu sayede, daha hızlı ve standart kalitede üretim yapmanın mümkün olduğunu ifade etti. Baklava sektöründe yaşanan bu teknolojik gelişme, Gaziantep’teki baklavacıların işlerini büyütme ve daha geniş pazarlara ulaşma şansını artırıyor. “Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu” Baklava makinesi hakkında bilgi veren Cihan, “Çocukluğumdan beri tamir işlerine ilgim vardı. Önce baklavacı ustasıydım. Yanıma gelen baklava makinası yapan ustaların eline bakarak makine tamirciliği mesleğini çözdüm. Türkiye’nin yüzde 50’sine hizmet vermekteyiz. Sahada çalışanlarımız var. Baklavacılıkta makine tamircisi eksikliğini gördüm. En iyi şekilde makine tamirciliği yapmak istedim. Bu makineler tatlı ve baklava yapıyor. Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu. Süre sıkıntısı yaşamadan baklavayı kısa sürede yapmayı kolaylaştırıyor. Ramazan öncesi ve ramazan sonrası baklava makinesine ilgi çok fazlaydı. Bu yoğunluk hala devam ediyor. Çünkü baklavacı ve tatlıcılar için büyük bir avantaj bu makineler” diye konuştu.
Ankara Palandöken: “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur” Enflasyonla mücadeleden randıman alabilmek için Perakende Yasası’nın zaman kaybedilmeden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur. Herkes kendi işini yaparsa rekabet edebilme şansı doğar” dedi. Herkesin kendi işini yaparak rekabet edebilme şansı olması gerektiğinin altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Tedbirin en başta alınması lazım. Yani göç yolda düzelir mantığı bu enflasyonun baskılanmasına, yapılan bu kadar çalışmanın heba olmasına mani olamıyor. Herkes kendi işini yapacak ve rekabet edebilme şansı olacak. Esnafı siz mağazanızda tezgâhtar, çiftçiyi tarlada işçi yaparsanız, enflasyonun önlenmesi ile ilgili tedbirleri yasal zorunluluk haline getirmezseniz her şey heba olur. Yazın deniz malzemesi, ilkbaharda badana, boya, hırdavat malzemesi, sonbaharda okulların açılmasıyla birlikte kırtasiye malzemesi gibi 415 meslek dalını ilgilendiren tüm ürünler tek bir yerde satılırsa fiyatların düşmesini beklemek gerçekçi olmaz. Yapılacak şey belli. Anayasa’nın 173. Maddesinde belirtildiği gibi devletimiz esnaf ve sanatkarı koruyucu tedbirleri vakit kaybetmeden almalıdır” diye konuştu. “Mesleki eğitime önem verilmesi baba ocağında olur” Usta çırak ilişkisinin ve Ahilik kültürünün olmadığı sistemde enflasyonla mücadelenin mümkün olmadığını ifade eden Palandöken, “Esnafın çalıştığı alanlardaki tüm iş kollarında usta çırak ilişkisinin olmadığı yerlerde fiyatları aşağı çekmek mümkün değil. 900 yıldır süregelen Ahilik felsefesinin temel amacında ben siftah ettim komşum etmedi deyip ona iş göndermek, alışveriş için yönlendirmek var. Eğer bunun gibi kaliteli ve vasıflı ticaret olmazsa tekelci zihniyetle fiyatlar her gün biraz daha artar. Çünkü tek bir tuşla tüm vilayetlerdeki fiyatları kontrol edebiliyorlar. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar var ancak mesleki eğitime önem verilmesi baba ocağında olur. Verilen hizmetin Ahilik kültürüne uygun bir şekilde, çırak-kalfa-usta yetişmesine katkı sağlaması hem kültürümüz açısından hem de enflasyonla mücadele açısından çok önemli” şeklinde konuştu.