ÇEVRE - 17 Mayıs 2021 Pazartesi 12:48

(Özel) Dev balina gemi çarpması sonucu ölmüş

A
A
A
(Özel) Dev balina gemi çarpması sonucu ölmüş

Mersin’de geçtiğimiz hafta ölü olarak karaya vuran dev balinanın ölüm sebebi belli oldu.

Mersin’de geçtiğimiz hafta ölü olarak karaya vuran dev balinanın ölüm sebebi belli oldu. Yapılan nekropsi sonuçlarına göre balığa büyük bir geminin çarptığı, sol pektoral yüzgecinde radius ve ulna kemiklerinde ciddi kırıklar oluştuğu, iç bölgelerinde ise kanamalar meydana geldiği tespit edildi. Ayrıca dünyanın en büyük ikinci balinası olan balığın en az 10 gün süreyle denizde ölü kaldığı, boyunun ise 13.5 metre olarak ölçüldüğü bildirildi.


13 Mayıs tarihinde merkez Yenişehir ilçesi Adnan Menderes Bulvarı açıklarında devriye gezen Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı ekiplerince fark edilen ve Kushimoto Sokağı karşısında sahile vuran dev balina, yapılan incelemelerin ardından 4 saatlik çalışma sonrası kumsaldan çıkarılarak otopsisi yapılmak üzere Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesine götürüldü.



"Nesli tükenmekte olan bir balığın ölmesi bizleri üzdü"


Balina ve ölüm nedeniyle ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan MEÜ Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, karaya vuran balığın ’fin’ türü bir balina olduğunu söyledi. Bu türün Doğu Akdeniz’de bulunduğunu belirten Ayas, "Tabi bu türün daha küçük bir bireyi ölü olarak karaya vurdu. Bu çok üzücü bir durum. Çünkü nesli tükenmek üzere olan bir hayvanın, genç bir bireyinin ölmesi bizleri üzdü. Tek tesellimiz bu balığın kemiklerinin müzede sergilenerek, bir eğitim materyaline dönüştürülmesi olacaktır. Tabi bu balık Doğu Akdeniz’de nadir gözükse de bu tarz ölü ele geçmeler ya da balıkçıların nadir görüntülediği bir tür" diye konuştu.



"Gemi ile çarpışma sonucunda ölümün gerçekleştiğini değerlendirdik"


Balıkla ilgili ön nekropsi sonuçlarının çıktığını ifade eden Ayas, "Sol pektoral yüzgecinde radius ve ulna kemiklerinde ciddi kırıklar tespit edildi. Yine iç bölgelerinde yaptığımız incelemelerde kanamalı bölgelerin olduğu görüldü. Bu büyüklükte kemiklerin büyük ölçüde kırılmasına yol açabilecek bir kazanın olduğunu düşünüyoruz. Yani büyük bir gemi ile balığın çarpışması sonucunda bu büyüklükte bir yaralanmanın meydana geldiği, bu yaralanmaya bağlı olarak ölümün gerçekleştiğini değerlendirdik" şeklinde konuştu.



"En az 10 gün denizde kalmış"


Balığın ölü olarak en az 10 gün denizde kaldığının altını çizen Ayas, "Yaptığımız boy ölçümünde 13.5 metre boyunda olduğunu belirledik. Tabi burada insanlar da korkmamalı. Çünkü bu tür balıklar süzerek beslenen canlılardır. Bunlar insan için bir tehdit değildir. Zaten bunlar kıyıda bulunmaz. İnsanların denizi kullandığı alanlarda bu balıkları görmeyiz. Bu balıklar Doğu Akdeniz’in orta kısımlarını kullanırlar. İnsan etkileşimleri neredeyse sıfırdır. Sadece bazen balıkçılar tarafından görülebilir. Bunun dışında fin balinaları tehlikesizdir. Tabi bu kadar kıyaya gelmesi için bazı düşüncelerimiz var. Özellikle bu pandemi zamanında gemi ticaretinin, balıkçılık faaliyetlerinin azalmasından kaynaklı olarak biraz daha kıyıya yanaşmış olabilirler. Zaten gemi yollarında olduklarından bu çarpışma meydana gelmiş diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.


Yapılan incelemelerden sonra balığı MEÜ Yenişehir Kampüsünde ölü hayvanları koydukları yere gömdüklerini kaydeden Ayas, "Yaklaşık 1 yıl çürümesini bekleyeceğiz. Çürüdükten sonra bu kemiklerini çıkartacağız. Kemikleri birleştirilecek ve müze materyaline dönüştürülerek öğrencilerin, Mersin halkının hem eğitim hem de ziyaretlerine açılacak" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Ünverdi, Nisan ayı ihracat rakamlarını değerlendirdi Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, yılın ilk 4 ayında Gaziantep’ten geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,9 oranında artışla 3 milyar 238 milyon 454 bin dolarlık ihracat yapıldığını söyledi. Zorluklarının aşılmasında üretim ve ihracatın ülke ekonomisinin anahtarı olduğunu kaydeden Ünverdi, “Bu sürecin baş aktörleri olan sanayicilere, ihracatçılara ve çalışanlarımıza çabalarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan ihracat rakamlarını değerlendiren Adnan Ünverdi, Ramazan Bayramı tatilinde geçen yıla göre iş günü kaybının fazla olması nedeniyle Gaziantep’in nisan ayı ihracatında yüzde 7,1 oranında düşüş görüldüğünü ve 714 milyon 251 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini belirtti. Ünverdi, Gaziantep’in aylık ve dönem ihracatında 6’ncı sırada yer aldığını ifade etti. Sanayicilerin yaşadığı sorunlara da değinen Ünverdi, kredi maliyetleri sebebiyle nakit akışında sorun yaşandığını ve özellikle öz sermayesi düşük olan firmaların çok zorlandığının altını çizdi. Kapasite kullanım oranlarındaki düşüşe vurgu yapan Ünverdi, iplik ve tekstil sektöründe iç piyasaya çalışan firmaların kapasite kullanımlarında yarı yarıya varan düşüşler yaşandığını söyledi. İhracat yapan firmalarda ise kapasite kullanım oranlarının yüzde 70’ler seviyesinde olduğunu, tam kapasiteyle çalışan gıda sektöründe de kısmi düşüşlerin olduğunu belirtti. Schengen vizesi almakta yaşanan güçlüklerin artarak devam ettiğini dile getiren Ünverdi, tır şoförlerinin Schengen vizesi alamamalarının ise nakliye sektörünün yavaşlamasına, bunun da ihracatçı firmaların ürün teslimatlarında aksamalara neden olduğu değerlendirmesinde bulunarak, süregelen sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğini kaydetti. Ünverdi, ekonomi yönetimi tarafından yürütülen programın sonuçlarının alınmasıyla birlikte piyasada bir rahatlama olmasını beklediklerini ifade ederek, “Hepimizin yaşadığı zorluklar var. Bu zorlukları da daha fazla üretim ve daha fazla ihracat ile aşacağız” dedi. Gaziantep sanayisinin üretim ve ihracatta uluslararası standartlara adaptasyonu ile sürdürülebilirliğini sağlamak hedefiyle çalıştıklarını dile getiren Adnan Ünverdi, işletmelerin bu doğrultuda karbon ayak izi ölçümü ve uluslararası standartlara hazırlanmasında GSO Mesleki Eğitim Merkezi ile iş birliği yapan firma sayısının her geçen gün arttığını belirtti. “Sanayimizin geleceği açısından kritik bir geçiş eşiğinde olduğumuzun farkında olarak firmalarımızı yeşil üretime hazırlıyoruz” diyen Ünverdi, “2026 yılında uygulanmaya başlayacak olan sınırda karbon vergisinden firmaların etkilenmemeleri için yeşil üretim konusunda ülkemize örnek olacak çalışmalar yürütüyoruz. Mesleki Eğitim Merkezimizde 55 firmamızın karbon ayak izi hesaplarını yaptık ve yeşil yol haritalarını hazırladık. Merkezimiz yeşil dönüşüm çözüm ortağı olarak seçildi ve buradan hizmet alan firmalara 190 bin liraya kadar yeşil dönüşüm desteği veriliyor. Bütün firmalarımızı yeşil dönüşümlerini gerçekleştirmeleri için GSOMEM’e bekliyoruz. Gaziantep sanayisi ve ihracat hacmi ile bu konuda hızlı hareket etmek ve hazır olmak zorundadır. Gaziantep Sanayi Odası olarak bizler firmalarımızın yeniliklerden en önce ve en etkin şekilde faydalanabilmeleri için ilgili konularda kurumsallaşma, prosedürlerin yerine getirilmesi ve uygulama aşamalarını bir paket halinde kendilerine sunuyoruz. Türkiye Kalite Derneği (KALDER) Ankara Şubesi de yürütmüş olduğumuz yeşil dönüşüm çalışmalarının başarısını tescilleyerek, Ankara’da düzenlenen programda ‘İlham Veren Kamu Yönetimi Proje Ödülü’ne layık gördü. Biz Gaziantep olarak firmalarımızla bu dönüşümü hep birlikte gerçekleştirmeye devam edecek, bu sayede ihracatımızı daha rekabetçi ve nitelikli hale getireceğiz” diye konuştu.
Gaziantep Op. Dr. Kamacı Gazze’deki vahşeti öğrencilere anlattı Uluslararası bir insanı yardım derneği ve Avrupa Filistinli Hekimler Derneği aracılığıyla Gazze’ye gönüllü olarak giden Op. Dr. Taner Kamacı, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) öğrencileriyle bir araya gelerek, Gazze’de yaşadıklarını öğrencilere aktardı. GAÜN İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen etkinlikte konuşan Op. Dr. Taner Kamacı, Gazze’de yaşanan vahşetin dışarıdan bakıldığından daha ağır olduğunu dile getirerek, acil tıbbi malzemeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Op. Dr. Taner Kamacı, zor şartlar altında çalıştığını ifade ederek, “İsrail uçakları sürekli tepeden bombalar atıp gidiyorlar. Uçağa karşı kendilerini savunma şansları da yok. Şehit olanlar oluyor, enkazların altından canlı çıkarılanlar da ayakta kalan birkaç sağlık kuruluşlarından birisine gönderiliyor. Bizler de elimizden geldiğince yaralıların tedavilerini yapmaya çalıyorduk. Çok zor şartlar altında çalışıyorduk. Bazen bombalar çalıştığımız yerin çok yakınına düşüyordu. O kadar yakındı ki bombanın basınç etkilisiyle hastane bile bazen sallanıyordu. Ayakta kalan hastanelerin hepsi yaralılarla doluydu” dedi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan GAÜN Afrin Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Çınar, Gazze’de katliam ve soykırımın devam ettiğini belirterek, “Bebekler, kadınlar, yaşlılar, masum insanlar hunharca devlet eliyle öldürülüp, sindirilmeye çalışılıyor. Uygar olduğunu iddia eden bir dünyanın gözü önünde bütün bunlar gerçekleşirken sadece vicdan sahibi bir takım gençlerin ve bazı çevrelerin buna ‘hayır’ dediklerini ancak bir yere sesleri ulaşamadıkları için zalim İsrail’i özellikle de Netanyahu’yu durduramadıklarını görüyoruz. İsrail’in yaptığı bu zulmün gündemde tutulması Gazzeli mazlumların hatırlanması adına bu tür programların önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Etkinlik sonunda, GAÜN Genel Sekreteri Dr. Muhammet Musa Budak tarafından konuşmacı Op. Dr. Taner Kamacı’ya günün anısına plaket takdim edildi.