- 16 Mayıs 2023 Salı 12:14

Depremzedelerin yararlandığı Yenişehir Belediyesi giysi evi yeniden açılıyor

A
A
A
Depremzedelerin yararlandığı Yenişehir Belediyesi giysi evi yeniden açılıyor

Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesi, deprem felaketinin ikinci günü hizmete açtığı ve 40 bin afetzedenin yararlandığı giysi evini tekrar açacağı belirtildi.

Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesi, deprem felaketinin ikinci günü hizmete açtığı ve 40 bin afetzedenin yararlandığı giysi evini tekrar açacağı belirtildi.


Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Mersin’e gelen yurttaşlara kapılarını açan Yenişehir Belediyesi, 3 farklı geçici barınma merkezinde yaklaşık bin depremzedeye ev sahipliği yapmaya devam ediyor. 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından Mersin’de giysi evi açan Yenişehir Belediyesinin, o süreçte kayıtlı olarak 40 bin depremzedeye kıyafet desteğinde bulunduğu bildirildi. Yenişehir Belediyesinin, bin 100 metrekareden oluşan giysi evini tekrar hizmete açmak için hazırlıklarını sürdürdüğü kaydedildi.



“Giysi evimizi bahara hazırlıyoruz”


Giysi evini ziyaret ederek, yapılan çalışmaları inceleyen Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Deprem felaketinden sonra açtığımız giysi evimiz ile 40 bin depremzede kardeşimize destek verdik. Yüzlerce gönüllümüzle birlikte burada el birliğiyle yaraları sardık. Her bir gönüllümüze tekrardan teşekkür ediyorum. Şimdi hazırlıklarımıza tekrar başladık. Şu anda Mustafa Baysan Erkek Öğrenci Yurdumuz ve Yenişehir Belediyesi misafirhanemiz ile bir başka geçici barınma merkezimizde yaklaşık bin depremzede yurttaşımızı misafir ediyor ve tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Şimdi de deprem sürecinde büyük bir açığı kapattığımız giysi evimizi bahara hazırlıyoruz. Depremzede kardeşlerimizin ve kentimizde ihtiyaç sahibi hemşehrilerimizin daima yanında olacağız" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Sağlık-Sen’den Dikkat Çeken Gazze Raporu: “Gazze’de 986 sağlık çalışanı öldürüldü” Sağlık-Sen, işgalci İsrail tarafından Gazze’de uygulanan ve bir yıldır devam eden soykırımın birinci yıl dönümünde dikkat çeken bir rapor hazırladı. Gazze’deki 38 hastaneden 23’ünün tamamen hizmet dışı kaldığı belirtilen raporda, 146’sı doktor 260’ı hemşire olmak üzere 986 sağlık çalışanının öldürüldüğü kaydedildi. Sağlık-Sen, Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım savaşının birinci yılında İsrail’in uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğini ortaya koyan bir rapor yayınladı. “Uluslararası Anlaşmalar Çerçevesinde Sağlık Hizmetlerinin Sürekliliği ve Sağlık Çalışanlarının Güvenliği” konulu bir raporu kamuoyu ile paylaşan Sağlık-Sen, bölgedeki sağlık hizmet sunumunun durumuna yönelik önemli verilere de dikkat çekti. “Gazze’de İsrail tarafından uluslararası anlaşmalar ihlal edilmekte ve sağlık çalışanlarının güvenliği ile sağlık hizmetlerinin sürekliliği, insani değerlerin korunması gibi kurallar yok sayılmaktadır” denilen raporda, savaşın özellikle sağlık tesislerinde geniş çaplı yıkıma yol açtığı vurgulandı. “Gazze’de 986 sağlık çalışanı vefat etti” 38 hastaneden 23’ünün tamamen hizmet dışı kaldığını belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi: “Sağlık çalışanları da bu acımasız saldırılardan etkilenmiş olup, 146’sı doktor 260’ı hemşire olmak üzere 986 sağlık çalışanı vefat etmiş ve en az 310’u tutuklanmıştır. Sağlık hizmetlerindeki bu ciddi çöküş, vatandaşlara sunulan tıbbi hizmetlerin büyük ölçüde kısıtlanmasına neden olmuş, kısmen çalışmaya devam eden hastaneler ise yaralılar ve hastalarla dolup taşmaktadır.” Basit yaralanmalar nedeniyle bile, alan ve temel tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle hayatını kaybedenlerinin sayısının giderek arttığı kaydedilen raporda, askeri saldırılar sırasında sağlık personelinin gözaltına alınmasının Gazze’deki sağlık sisteminin felakete yol açan çöküşüne katkıda bulunduğu vurgulandı. Sudan’a da dikkat çekildi Öte yandan Sudan’a da dikkat çekilen raporda, Sudan’da devam eden silahlı çatışmaların sağlık hizmet sunumunda önemli güçlüklere sebep olduğuna değinildi. Raporda, “Sudan’da hastane ve sağlık kurumlarına yapılan doğrudan saldırılar uluslararası raporlara yansımıştır. Sağlık tesislerinin yüzde 70’inin kullanılamaz durumda olduğu, çatışmalardan uzak alanlardaki sağlık kurumlarının da ciddi şekilde etkilendiği belirtilmektedir. Bu durum, sağlık çalışanlarının hastalara hizmet sunma kapasitelerini kısıtlamaktadır” denildi. Sudan sağlık sisteminin yaşadığı bu ciddi krizin hem sağlık çalışanları hem de hastalar için büyük bir tehlike oluşturduğu belirtilen raporda, ayrıca bölgede kolera gibi bulaşıcı hastalıkların artabileceğine dikkat çekildi.
Antalya Dünyayı kasıp kavuran oyunun Türk filmi uyarlaması Takıntılar’ın galasına büyük ilgi 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, dünya çapında milyonlarca seyirciye ulaşmış “TikTok” oyununun Türk filmi uyarlaması “Takıntılar”a ev sahipliği yaptı. Yoğun ilgiyle karşılanan filmin galasına; yönetmen Yusuf Nihat Özcan, oyuncular Zafer Algöz, Seda Bakan ve senaryonun uyarlandığı metnin yazarı Laurant Baffie katıldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilen 61. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali hem dünyanın sinemasını hem de dünyanın sinemacılarını Antalya’da buluşturmaya devam ediyor. Festival kapsamında gala yapan “Takıntılar” filmi ekibi de dün AKM Aspendos salonundaki gösterimin ardından seyircilerin yoğun katılım gösterdiği film söyleşisine katıldı. Yönetmen Yusuf Nihat Özcan, oyuncular Zafer Algöz, Seda Bakan ve senaryonun uyarlandığı metni kaleme alan Fransız yazar ve mizahçı Laurant Baffie, seyircilerin sorularını cevapladı. “Sevgili yazarımız Laurent Baffie’ye minnettarım” diyen Zafer Algöz, sözlerini şöyle açıkladı: “Genelde filmlerde, biliyorsunuz, başrol- orta rol kavramı vardır fakat burada yapmış olduğu matematik o kadar güzel ki iyi bir cast’ta her oyuncunun kendi marifetini gösterebileceği bir alan oluşturmuş. Çok zevk alarak çalıştığımız bir text. Bazı textler vardır; oyuncu olarak elinden geleni yaparsın ama hep derler ki ‘abi senaryo biraz zayıftı ya’. Burada çok güzel bir senaryo var, üzerine de çok iyi oynayabilecek oyuncuları bulduktan sonra ortaya gurur duymamız gereken bir iş çıkmış” Algöz, hikaye hakkında ise şu değerlendirmede bulundu: “Buradaki karakterler evrensel; Türk veya Fransız olması hiç fark etmez. Şöyle geri çekilip kendimize bir baktığımızda hepimizin takıntıları, saplantıları var. Yeter ki bunların farkında olup ona göre davranış biçimleri geliştirilsin. Hatta yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmek bence en güzeli.” Oyuncu, sözlerini “Son olarak; bu ülkede artık bebeklerin, çocukların, kadınların, yaşlıların, hayvanların, ağaçların hür hakkı var! Biz babalarımızdan böyle eğitim aldık” diye noktaladı. Daha sonra söz alan Laurent Baffie, filmin uyarlandığı, “TikTok” adlı oyunu hakkında bilgi verdi ve filmi başarılı bulduğunu belirtti: “Bu oyunu 20 yıl önce yazdım, dünyada 40’tan fazla ülkede yayınlandı, 5 milyon izleyiciye ulaştı. İspanya ve Güney Kore’de filmleri yapıldı ama henüz görmedim. Bu filmi de bu akşam ilk kez burada izledim ve çok beğendim. Oyunculukları, yönetmeni; her şeyi! Çünkü bu hikayede uyulması gereken üç kurala çok güzel uyum sağlamışlar: Durumun komikliği, sorunları olan insanlarla hiç dalga geçilmemesi ve ötekini kabullenme.” Seda Bakan da “Tek mekanda bir tiyatro oyununun bu kadar başarılı bir ritim tutturması beni çok etkiledi” diyerek yönetmene teşekkür etti.