YEREL HABERLER - 21 Kasım 2013 Perşembe 11:02

Yeni Meü Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Son Viraja Girildi

A
A
A
Yeni Meü Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Son Viraja Girildi

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörü Suha Aydın, yeni yapılan MEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde artık son viraja girdiklerini ifade ederek, "Büyük bir sıkıntı çıkmazsa hastanemiz 2014 yılının başında bitecek. Bir devlet hastanesinin de çok üst düzey bir özel hastane gibi olacağı bu hastanede göstereceğiz" dedi.
Yeni yapılan hastaneyle ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulanan Rektör Suha Aydın, hastane yapımında artık son anları yaşadıklarını söyledi. Bu tür büyük işlerde tam tarihin verilmesinin zor olduğunu belirten Aydın, "Çünkü sadece o binanın bitmesi yetmiyor bide içinin doldurulması gerekiyor. Büyük ihtimalle 2014 yılının başında bitecek ama bu tür şeylerde tam tarih veremiyorsunuz. Bazı şeyler sizin dışınızda gelişen olaylar oluyor. İhaleye göre yüklenici firma Aralığın ilk haftası binayı bize teslim edecekler ama içinin de doldurulması gerekiyor. Onun içinde bazı ihaleler yapmamız gerekiyor. Bu ihalelerimizi yaptık ama firmalar arasındaki rekabet sebebi ile bazı itirazlar olabiliyor. Onların sonuçlandırılması için zamana ihtiyaç var. İşte o periyotlardayız ama ihalelerin büyük bir kısmı düzgün sonuçlandı. Ufak tefek bazı kısımlarda sıkıntı var" diye konuştu.
"BİR MAKİNE DAİRESİ BÜYÜK ÖLÇEKLİ BİR FABRİKA ALANI GİBİ"
Çok büyük bir yatırımın olduğunu vurgulayan Aydın, "Çok büyük alan. Onun doldurulması ve işletilmesi çok büyük bazı problemleri de birlikte getiriyor. Bir makine dairesini görseniz bir büyük ölçekli bir fabrika gibi. Düz bir ev gibi değil. Herhangi bir okul inşaatı gibi değil. Çok detayları olan bir yapı. Çok şık, Mersin'e yakışan, Türkiye'mize yakışan çok üst düzey bir hastane. Bir devlet hastanesinin de çok üst düzey bir özel hastane gibi olacağını göstereceğiz burada. 450 yatağımız olacak. Ayrıca 150 ile 200 arasında değişen çocuk ve büyük erişkin yoğun bakım ünitelerinin olduğu yerler olacak. Üst düzeyde bir yoğun bakım ünitesi olacak. 3. kuşak bir yoğun bakım ünitesi olacak. Mersin'in ihtiyacı buydu zaten. Mersin'in 2 milyona yaklaşan bir nüfusu var ama gerek devlet hastaneleri gerekse de özel kurumların hastaneleri buna cevap verebilecek düzeyde değil. Mersin birçok yönde çağ atlamış durumda ama sağlık hizmetleri yönünden fiziki alan yönünde maalesef gerideydi. Biz bunun önemli bir bölümünü bu hastaneyle atlatacağız. Daha ilerde Kamu Hastaneler Birliği kanalıyla yapılacak hastanelerle Mersin sağlık turizminde çok büyük bir yer işgal edilecek" şeklinde konuştu.
"MEVCUT HASTANEYİ EN İYİ ŞEKİLDE KULLANACAĞIZ"
Mevcut hastaneyle ilgili çok düşündüklerini ve çalışma yaptıklarının altını çizen Aydın, "Bizim bütün projelerimiz Kalkınma Bakanlığı tarafından onaylanıyor ve değerlendiriliyor. Ondan sonra Maliye Bakanlığı kaynak aktarıyor. Bütün bunlarda Sağlık Bakanlığı'nın kontrolündeki mekanizmalar çerçevesinde oluyor. Bu 3 saç ayağı içindeki yaptığımız çalışmalarda ilk önce biz o hastanemizin de bazı bölümlerinin ikinci bir alternatif olarak veya bir kısmının merkezi hastanenin dışında bir bölümler oluşturarak çalışmasını düşündük ama yaptığımız çalışmalarda gerek Kalkınma Bakanlığı gerek Maliye Bakanlığı'nda gerekse de Sağlık Bakanlığı'nda pek efektif olmayacağını kararını verdik ve biz orayı buradaki insanların ayağı alışana kadar polikliniklerimizin bir süre daha orada çalışmasını sağlayacağız. Tabi orayı bırakmamamız lazım. Büyük bir yatırım yapıldı. Orayı da en iyi şekilde yapılan, harcanan paraların ziyan olmayacak şekilde en iyi şekilde kullanmak için çaba gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN SAYILI EN İYİ SAĞLIK HİZMETİ GÖTÜREN HASTANELERİNDEN BİRİ OLACAĞIZ"
MEÜ Tıp Fakültesi'nin bugüne kadar iyi hizmetler verdiğini kaydeden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fakültenin hem kadro olarak hem de yaptığı işler olarak hem de insan kaynakları açısından üst düzey bir alt yapısının olduğunu biliyoruz. Bunların da meyvelerini topluyoruz. Biz ilk başta organ nakli yapacak bir konuma gelmek için alt yapıyı oluşturduk. Şimdi bunu sağladık. Ama bir yerde geliyor fiziki alan çok önemli hale geliyor. İşte bu fiziki alanı da yeni hastanemizde sağladığımız zaman biz Türkiye'nin sayılı sağlık hizmeti götüren hastanelerinden bir tanesi olacağımızı biliyoruz. İnsanlarımızın da çalışanlarımızın da moralleri düzeliyor. Organ Nakil Merkezi bizim nakil merkezimizi güçlendirmeye çalışıyor. Bunla ilgili onlar bize destek verecek, bizde alt yapıyı sağlıyoruz. Organ nakli bekleyen insanlar bunun ne kadar değerli, önemli olduğunu biliyorlar. Ama buna ihtiyacı olmayan insanlar bir gün bunun kendisine ihtiyacı olacağını bilmiyorlar. İşte bize düşen görev bu bilinci sağlamak. İnsanlar bilmeli ki bugün bana lazım değil ama bir gün bana lazım olabilir veya bir yakınıma lazım olabilir."
Aydın, vefanın çok önemli olduğunu düşündüğünü belirterek, özellikle hastanenin içinin doldurulmasında kendilerine yardımcı olan Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir'e, Deniz Ticaret Odası Başkanı Cihan Lokmanoğlu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'na teşekkür etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.