GÜNDEM - 13 Aralık 2025 Cumartesi 13:22

19. İyilik Gemisi Gazze’ye insani yardım için Mersin’den yola çıktı

A
A
A
19. İyilik Gemisi Gazze’ye insani yardım için Mersin’den yola çıktı

Gazze’ye gönderilmek üzere hazırlanan ve içerisinde yaklaşık bin 300 ton insani yardım malzemesi bulunan ‘ANA-N’ isimli 19. İyilik Gemisi, Mersin Uluslararası Limanı’ndan düzenlenen törenle uğurlandı.


Gazze’de sağlanan ateşkesin ardından hız kazanan insani yardım faaliyetleri, Türkiye’nin öncülüğünde devam ediyor. Bu kapsamda Türk Kızılay tarafından hazırlanan, Kosova halkının da katkı sunduğu ve gıda ile battaniye ağırlıklı temel insani yardım malzemelerinin yer aldığı ‘ANA-N’ isimli geminin uğurlanması dolayısıyla Mersin Uluslararası Limanı’nda tören düzenlendi.


Törene, Mersin Vali Yardımcısı Murat Çağrı Erdinç, Kosova’nın Ankara Büyükelçisi Agon Vrenezi, Türk Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Karadeniz ile Türk Kızılayı ekipleri ve gönüllüler katıldı.



"Bugün 19. iyilik gemisinin Mersin Limanı’ndan ayrılışına tanıklık ediyoruz"


Törende konuşan Kosova’nın Ankara Büyükelçisi Agon Vrenezi, Gazze’ye gönderilen yardımın, insan onuru ve dayanışmanın bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, "Bugün 19. iyilik gemisinin Mersin Limanı’ndan ayrılışına tanıklık ederken, yalnızca bir yardım konvoyunun yola çıkışını değil, insan onurunun, vicdanın ve dayanışma ruhunun somut bir ifadesini paylaşmış oluyoruz. Böyle anlar, toplumların gerçek gücünün zor zamanlarda birbirine el uzatabilme kapasitesinde yattığını hatırlatmaktadır" ifadelerine yer verdi.



"500 bin Euro tutarında bir katkı sunmaktadır"


Kosova’nın yardıma katkısına değinen Vrenezi, "Kosova Cumhuriyeti Hükümetinin 2025 yılı Ocak ayında aldığı karar doğrultusunda bugün ulaştırılan yardım, Gazze’de belirsizlik ve kayıplar içinde yaşam mücadelesi veren sivillere yönelik samimi bir dayanışma çabasıdır. Kosova, Türk Kızılayı ile iş birliği içerisinde bu misyon için 500 bin Euro tutarında bir katkı sunmaktadır" diye konuştu.



"Yola çıkan 200 çadır, bin gıda kolisi ve 5 bin battaniye"


Gönderilen yardım malzemelerinin Gazze halkı için taşıdığı anlamı da anlatan Vrenezi, "Bugün yola çıkan 200 çadır, bin gıda kolisi ve 5 bin battaniye, dışarıdan bakıldığında sıradan malzemeler gibi görünse de onları teslim alacak insanlar için bir çatı, bir öğün ve zor zamanlarda bir nebze güven anlamına gelmektedir. Ayrıca sağlanan 158 bin öğün yemek, yalnızca beslenmeyi değil, hatırlanmış olmanın ve önemsenmişliğin verdiği moral desteğini de taşımaktadır" ifadelerini kullandı.


Vrenezi konuşmasında, insani yardımın yalnızca rakamlardan ve sevkiyat programlarından ibaret olmadığını vurgulayarak, "İnsani yardım, sayılardan ve sevkiyat programlarından ibaret değildir. Bu çabalar, insan onurunun şartlarda bağımsız olduğuna dair ortak bir inancı yansıtır. Bugün limandan ayrılan bu gemi, yalnızca malzemeleri değil, ortak merhamet duygumuzu ve daha umutlu bir yarına dair inancımızı da taşımaktadır" dedi.



"Umutla, dua ile ve dayanışmayla yolcu ediyoruz"


Törende konuşan Türk Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Karadeniz, Gazze’de yaşanan insani dramın tüm insanlığın vicdanında derin izler bıraktığını belirterek, "Türk Kızılay olarak, ülkemizin 19’uncu Gazze İyilik Gemisini, gönüllerde kandil yakma muradıyla, umutla, dua ile ve dayanışmayla yolcu ediyoruz. Gazze’de iki yılı aşkın süredir devam eden insani dram, yalnızca bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın vicdanında derin izler bırakan ağır bir imtihandır. On binlerce çocuk ve kadın hayatını kaybetti. Yüz binlerce insan yaralandı. Evlerini, sevdiklerini, uzuvlarını kaybeden masumlar; bir lokma ekmeğe, bir yudum suya muhtaç bırakıldı" diye konuştu.



"Bu tablo, vicdanı olan herkes için bir çağrıdır"


Karadeniz, Türk Kızılay’ın 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye yönelik kesintisiz yardım faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade ederek, "Bu tablo, vicdanı olan herkes için bir çağrıdır. Ve bizler, iyiliğin amiral gemisi Türk Kızılay olarak, o çağrıya her gün kulak veriyoruz. Hamiyetperver milletimizin bağışları ve desteğiyle Gazze’ye uzanan güçlü bir iyilik hattı oluşturduk. Bugüne kadar 18 bin tonu aşkın insani yardımı bölgeye ulaştırarak, Türkiye’den Gazze’ye kesintisiz bir umut köprüsü kurduk" şeklinde konuştu.



"Her gün 35 bin kişiye sıcak yemek ulaştırıyoruz"


Gazze’deki aşevleri aracılığıyla günlük sıcak yemek dağıtımının sürdüğünü belirten Karadeniz, "Gazze’deki aşevlerimiz aracılığıyla, en zor şartlarda dahi her gün 35 bin kişiye sıcak yemek ulaştırıyoruz. Bugüne kadar dağıttığımız 8 milyonu aşkın öğün, milletimizin merhametini Gazze’nin kalbine taşıdı" dedi.



"19’uncu İyilik Gemimizi, aynı inançla, aynı sorumluluk bilinciyle uğurluyoruz"


Daha önce gönderilen yardımlara da değinen Karadeniz, "AFAD koordinasyonunda yola çıkan İyilik Gemilerimizle gönderdiğimiz kurban konserveleri Gazze’ye ulaştı. Bugün Gazze’de neredeyse her aileye ikişer kutu kurban payı ulaştırmış olmanın huzurunu yaşıyoruz. Bugün ise 19’uncu İyilik Gemimizi, aynı inançla, aynı sorumluluk bilinciyle uğurluyoruz" diye konuştu.


Konuşmaların ardından İyilik Gemisinin hareket etmesiyle birlikte protokol üyeleri gemiyi el sallayarak uğurladı.



19. İyilik Gemisi Gazze’ye insani yardım için Mersin’den yola çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da cinayet davasında ağırlaştırılmış müebbet talebi Antalya’da 45 yaşındaki Nida Nazlıer’in banyoda boğazından ve yüzünden bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık hakkında "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Muratpaşa ilçesi Zerdalilik Mahallesi Cebesoy Caddesi üzerinde bulunan dört katlı apartmanın birinci katında 31 Temmuz 2025 akşamı meydana gelen olayda, 45 yaşındaki Nida Nazlıer yatak odasında defalarca bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Cinayetin ardından bölgedeki çok sayıda güvenlik kamerasını inceleyen Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay saatinde apartmandan çıkan bir kişiyi tespit etti. Yapılan çalışma sonucunda yabancı uyruklu olduğu belirlenen, üzerinden kimlik çıkmayan şahıs başı ve eli kanlı halde bir berber dükkanına girdi, ardından kaçmaya çalıştığı sırada yakalandı. Kimliği belirlenemeyen şahsın parmak izi alınarak Aref Elhussein (28) olduğu tespit edildi. Emniyette ifadesi alınan Aref Elhussein’in, Nida Nazlıer’le ücret karşılığı ilişkiye girdiklerini, ilişki sırasında taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını ve Nazlıer’in kendisini aynaya ittiğini iddia ettiği öğrenildi. Aref Elhussein’in, camın kırılmasıyla yaşanan boğuşma sırasında ölümün meydana geldiğini öne sürdüğü öğrenildi. Cinayetin ardından, 31 Temmuz 2025 tarihinde evinde banyoda boğazı ve yüzünden bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunan 45 yaşındaki Nida Nazlıer’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. İddianamede, tutuklu sanık Aref Elhussein’in "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından cezalandırılması talep edildi. Otopsi raporunda çok sayıda kesici alet yarası Maktule yapılan ölü muayene ve otopsi işlemlerinde, çene altından boyun bölgesine uzanan, damar yaralanmalarını içeren kesik vasıflı yaralar tespit edildi. Boyun, yüz, göğüs, sırt, kulak, el ve ayak bölgelerinde farklı boyutlarda çok sayıda kesici alet yarası bulunduğu, sırt bölgesinde 9,5 ila 12 santimetre arasında değişen 14 ayrı kesik olduğu kaydedildi. Otopsi bulgularında, boyun bölgesinde hayati damarları etkileyen kesici alet yaralanmaları ve yoğun kan kaybına işaret eden bulgulara yer verildi. Evde kan izleri, kırık cam parçaları bulundu Olay yeri inceleme ekiplerince yapılan çalışmalarda, apartman girişi ile maktulün evine çıkan merdivenlerde kan izlerine rastlandığı, daire kapısında herhangi bir zorlama izinin bulunmadığı ifade edildi. Maktulün cansız bedeninin yatak odasında bulunduğu, odanın farklı noktalarında kan lekeleri olduğu, gardırop üzerinde kırılmış cam parçaları bulunduğu, yatak yanında ayak izi tespit edildiği belirtildi. Komodin üzerinde ise içerisinde meni bulunan kullanılmış bir prezervatif kabının bulunduğu iddianameye yansıdı. Kamera kayıtları sanığın kaçışını ortaya koydu İddianamede yer alan güvenlik kamerası incelemelerine göre, olay sonrası başını giysiyle kapatan bir kişinin elinde poşetle binadan ayrıldığı, bir süre apartman kapısı önünde beklediği, ardından taksiye binerek Kepez ilçesi Ömer Buyrukçu Caddesi’ne gittiği belirlendi. Ziynet eşyaları başka bir adreste ele geçirildi Kolluk kuvvetlerinin çalışmaları sırasında, A.L. isimli kişinin, şüphelinin kendisine bir çanta bıraktığını beyan ettiği aktarıldı. Çanta içerisinde bulunan ziynet eşyalarının maktule ait olduğunun, maktulün yakınları tarafından teşhis edildiği belirtildi. Çanta içinde ayrıca şüpheliye ait pasaport, kimlik, cep telefonu ve çeşitli ziynet eşyalarının bulunduğu kaydedildi. Savunmadaki cinsel saldırı iddiası raporlarla örtüşmedi Aref Elhussein’in savunmasında, maktulle Telegram üzerinden tanıştığını, 100 Dolar karşılığı cinsel ilişki için eve gittiğini, olay sırasında zorla cinsel saldırıya uğradığını öne sürdüğü aktarıldı. Ancak Antalya 2. Sulh Ceza Hakimliği kararı doğrultusunda yapılan iç beden muayenesinde, cinsel saldırı iddiasını doğrulayacak herhangi bir bulguya rastlanmadığı, anal muayenede travmatik iz tespit edilmediği belirtildi. İddianamede, şüphelinin bu yöndeki beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatine varıldığı ifade edildi. Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü Kimlik Tespit Büro Amirliği tarafından hazırlanan raporda, olay yerinde tespit edilen ayak izinin şüphelinin sağ ayağıyla uyumlu olduğuna işaret edildi. "Canavarca hisle" işlendiği değerlendirmesi Tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde, iddianamede şüphelinin maktulü yağma amacıyla darp etmeye başladığı, saldırının oda içerisinde kırılan cam parçalarıyla da maktulü baş ve boyun başta olmak üzere vücudunun muhtelif yerlerinden çok sayıda kesici alet darbesiyle gerçekleştirildiği, yaraların sayısı ve niteliği dikkate alındığında eylemin "canavarca hisle" işlendiği kanaatine varıldığı kaydedildi. Ayrıca, sanığın; maktulün ölmesinin ardından da üzerinde bulunan ziynet eşyalarını ve cep telefonunu alarak olay yerinden ayrılması nedeniyle konutta silahla yağma suçlarını işlediği kaydedildi. Cumhuriyet savcısı, sanık Aref Elhussein’in "canavarca hisle kasten öldürme" ve "konutta silahla yağma" suçlarından cezalandırılmasını talep etti. İddianamede ayrıca, sanığın gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürenin cezadan mahsup edilmesi, bazı delillerin dosyada saklanması, bazı eşyaların ise sahiplerine iade edilmesi istendi. Hazırlanan iddianame, Antalya Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilecek.
Samsun Samsun Teknopark, Karadeniz’in teknoloji üretim merkezi olmayı sürdürüyor Karadeniz’in en büyük teknoloji geliştirme bölgesi alanına sahip olan Samsun Teknopark, bölgenin teknoloji üretim merkezi olmayı sürdürüyor. Kentin Ar-Ge, teknoloji, üretim ve inovasyon gücünü büyütmeye devam eden Samsun Teknopark; ana yerleşkesi ve 19 Mayıs yerleşkesiyle birlikte Karadeniz Bölgesi’nin en geniş fiziksel kapasitesine sahip Teknoparkı konumunda bulunuyor. Üniversite–sanayi iş birliğini güçlendiren bu iki yerleşke, toplam alan büyüklüğü, modern Ar-Ge ofisleri, girişimcilere ayrılmış özel çalışma alanları, toplantı ve eğitim altyapıları ile bölgenin teknoloji geliştirme kapasitesini önemli ölçüde artırıyor. 19 Mayıs yerleşkesi, Samsun Teknopark’ın büyüme vizyonunu destekleyen ve girişimcilere daha geniş bir çalışma ekosistemi sağlayan yeni nesil bir Ar-Ge merkezi niteliği taşırken, ana yerleşke ise yazılım, medikal, makine-teçhizat ve tarım teknolojileri başta olmak üzere çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmaların yoğunlaştığı bölgenin çekirdek teknoloji üssü olarak görevini sürdürüyor. Her iki yerleşkenin toplam alan kapasitesi; Samsun Teknopark’ın hem nitelikli istihdamı artırmasına hem de daha fazla firma ve girişimciye Ar-Ge faaliyetlerini yürütebilecekleri güçlü bir altyapı sunmasına imkan tanıyor. Böylece Teknopark, Samsun’un teknoloji ve inovasyon odaklı kalkınmasında öncü rolünü daha da pekiştiriyor. Samsun Valiliği, Samsun Teknopark’ın, genişleyen yerleşkeleri ve büyüyen ekosistemiyle, Karadeniz Bölgesi’nin teknoloji üretim merkezi olmayı sürdürerek Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda ulusal inovasyon kapasitesine değer katmaya devam edeceğini belirtti.