GENEL - 06 Eylül 2019 Cuma 11:59

9 bin yıllık höyükte geçmişin izleri aranıyor

A
A
A
9 bin yıllık höyükte geçmişin izleri aranıyor

MERSİN (İHA) – Mersin’de geçmişi 9 bin yıl öncesine dayanan Yumuktepe Höyüğünde bu yılki kazılar başladı.

MERSİN (İHA) – Mersin’de geçmişi 9 bin yıl öncesine dayanan Yumuktepe Höyüğünde bu yılki kazılar başladı. Kazılar, bu yıl da 3 ayrı noktada ekim ayı sonuna kadar devam edecek. Kazı Başkanı Prof. Dr. Isabella Caneva, kazıların bu yılki önemli bir ayağını da höyüğün açık hava müzesi olarak halka açılması projesi çerçevesinde yapacakları hazırlıkların oluşturduğunu belirterek, “Kazı dışında makyaj yapıyoruz kazıya” dedi.


M.Ö. 7 binli yıllarda Neolitik Çağda yerleşim yeri olan Mersin’in merkez Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğünde, 2,5 aylık hummalı çalışma başladı. İtalya Lecce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Isabella Caneva başkanlığında 21 Ağustos’ta başlayan kazılar, 30 Ekim’e kadar devam edecek. Bu yıl 3 ayrı noktada gerçekleştirilecek kazılarda ekip, neolitik ve kalkolitik dönemlere yoğunlaşacak ve o dönemlerdeki toplum yapısını anlamaya çalışacak. Bu yılki kazıların önemli ayaklarından birini de höyüğün açık hava müzesi olabilmesi için hazırlıklara başlanması oluşturacak.



“Bu yıl da daha çok bilgi ve eser almayı istiyoruz”


Kazı Başkanı Prof. Dr. Caneva, Neolitik Çağdan itibaren 9 bin yıldır kesintisiz yerleşim yeri olarak kullanılma özelliğiyle dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan höyükte, bu yıl gerçekleştirmeyi hedefledikleri çalışmalar hakkında gazetecilere açıklama yaptı. Kazı çalışmalarına 15 gün önce başladıklarını ve ilk etapta temizlik yaptıklarını belirten Careva, kazılardan bu yıl da daha çok bilgi ve eser almayı istediklerini söyledi. Şu anda 18 işçi ve uzmanlarla çalıştıklarını ifade eden Caneva, kazı boyunca uzman ve öğrencilerle birlikte toplam 30 kişinin bu yılki çalışmalarda yer alacağını dile getirdi. Caneva, kazı boyunca hayvan kemiklerinden öğütme taşına, oksidiyenden çakmak taşına kadar birçok farklı ve özel konu üzerine çalışan uzmanların da kazılara katılacağını kaydetti.



“Neolitik ve Kalkolitik dönemdeki organizasyonu anlamak istiyoruz”


Prof. Dr. Isabella Caneva, bu yıl 3 farklı alanda çalıştıklarını belirterek, “Şu an Kalkolitik dönemine ait yerleşimi kazıyoruz. Yerleşim, kale (stadel) olarak kullanılmış. Silah var mıydı, askeri bir organizasyon var mıydı? Bunları arayacağız. Bu çok erken bir dönem; M.Ö. 5 bininci yıl. O zamanlar devlet yoktu, askerlik yoktu. Nasıl bir organizasyon var, toplum nasıl organize ediliyordu? Bunu anlamak istiyoruz. Kuzeybatı tarafında ise Neolitik dönemi açtık. Orada da geçen yıl başladık, geniş bir alan. Çok önemli yeni şeyler bulundu. Geçen sene gerçek yerleşme olarak üst üste evler, en az 5 yapı katı bulundu. Bunları daha geniş bir alanda görmek istiyoruz. Ayrıca geçen yıl kazdığımız stadelin dış duvarı daha derin bir alanda. Ne kadar derin temel bulunabilir, onu anlamak istiyoruz” dedi.



“Yakın zamanda açık hava müzesi olarak halka açılması planlanıyor”


“Kazı dışında makyaj yapıyoruz kazıya” diyen Caneva, Yumuktepe Höyüğünün açık alan müze projesinin devam ettiği bilgisini de verdi. Höyüğün yakın zamanda açık hava müzesi olarak halka açılması ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Caneva, “Sergileyeceğimiz alanda farklı bir kazı çalışması yapmamız gerekiyor. Bunun üzerinde çalışacağız. Şimdilik kuzeybatı bölümdeki neolitik ve kalkolitik dönemin halka açılması planlanıyor. Orada açılacak bölümde çalışmalar bitti. Halka açmak için sadece koruma amaçlı restorasyon ve temizlik yapıyoruz. Daha sonra güney bölümde de olması lazım” diye konuştu.



“Toplumun nasıl organize olduğunu anlamaya çalışıyoruz”


Yumuktepe Höyüğünde birçok uygarlık bulunduğuna işaret eden Caneva, neolitik dönemden Bizans dönemine kadar arada hiç kesinti olmadan sürekli bir yerleşim olduğunun altını çizdi. Cenave, “Bu kazılarda amacımız, anlamak. Bu stadeli niçin yaptılar? Askeri bir organizasyon mu yoksa özel ve değerli bir üretim mi yapılıyordu? Bunu hala bilmiyoruz. Onu anlamaya çalışıyoruz. Neolitik dönemde toplum çok basit şekilde organize ve eşit ama kalkolitik dönemde biliyoruz ki, hiyerarşi başlıyor. Nasıl, niçin, hangi dönemde başlamış ve nasıl devam etmiş, zengin aileler ve diğer halk arasında ne kadar fark var? Bunu anlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.



“Yumuktepe’nin özelliği, 9 bin sene kesintisiz yerleşim yeri olması”


Yumuktepe’de ilk yerleşimin M.Ö. 7 binde başlayıp 14. yüzyıla kadar kesintisiz devam ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Caneva, “Türkiye’de ve dünyada daha eski yerleşimler var ama o kadar uzun süre kullanılmış bir yer yok. Yumuktepe’nin özelliği bu. Çok önemli bizim için. Çünkü aynı alanda 9 bin sene boyunca insan yaşadı ve etrafındaki çevre nasıl değişti, iklim değişti. Aynı alanda bunun üzerine bir rekostrüksiyon yapmak çok önemli ve çok özel. Her yerde yapamayız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.