GÜNDEM - 12 Aralık 2025 Cuma 09:55

Kadın Dostu Kentler Programının 3. fazı Mersin’de hayata geçiyor

A
A
A
Kadın Dostu Kentler Programının 3. fazı Mersin’de hayata geçiyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği destekli Kadın Dostu Kentler Programının 3. fazı kapsamında, kadın ve çocuklara yönelik eşitlik temelli uygulamaları güçlendirmek için sivil toplum kuruluşlarıyla yeni bir çalışma sürecini başlattı.


Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ortaklığında, Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen ‘Kadın Dostu Kentler Programı’nın 3. fazını hayata geçiren pilot belediyelerden biri olan Mersin Büyükşehir Belediyesi, kent genelindeki uygulamaların yeni aşamalara geçmesi adına çalışmalara başladı. Toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal farkındalık, kadına yönelik ayrımcılıkla mücadele konularında yerel mekanizmalarda eşitlik temelli çalışmaları ile kentte fark oluşturan Mersin Büyükşehir Belediyesi, kadınlar ve kız çocuklarına yönelik uygulamalarda, Kadın Dostu Kentler Programının tamamlayıcılığı ile güvenli kent ortamını geliştiriyor.



Büyükşehir Belediyesi, yerel eşitlik politikalarında öncülüğünü sürdürüyor


Kadınlar ve kız çocukları başta olmak üzere yaşı, cinsiyeti, etnik kökeni, fiziksel özellikleri, sosyal şartları fark etmeksizin, kentte yaşayan herkesin hak ve ihtiyaçlarını gözeten kapsayıcı bir anlayışı esas alan Kadın Dostu Kentler; sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler başta olmak üzere, altyapı ulaşım gibi yerel hizmet mekanizmaları içinde eşitlik, güvenlik ve kolay erişimi hedefliyor.


Hizmetlere erişimde kadın-erkek eşitliğini temel alan Kadın Dostu Kentler Programının 3. fazı, yerel yönetimlerin çalışmalarının güçlendirilmesi adına, sivil toplum kuruluşları ve derneklerle de işbirliklerini destekliyor. Yerelde kadın örgütleri ve kurumları ile ortak çalışmaları yıllardır sürdüren Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Kadın Dostu Kentler Programının yeni aşamasına, yaptığı toplantı ile start verdi. Mersin’de faaliyet gösteren kadın ve çocuk odaklı sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin katılım sağladığı toplantıda programın yeni aşaması, çalışmaların geleceği ve yürütülecek eğitim faaliyetleri masaya yatırıldı. Yerel karar alma süreçlerinde kapsayıcılık, erişilebilirlik ve eşitliği esas alan Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, yerel eşitlik politikalarında öncülüğünü sürdürüyor.



"Kadın Dostu Kentler Programının kriterlerinin neredeyse tamamını karşılıyoruz"


Gerçekleştirilen toplantıda kurum ve dernek temsilcilerine çalışmalar hakkında bilgi vererek, programın detaylarına da değinen Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, Büyükşehir Belediyesinin bu alandaki çalışmalarının yıllardır başarıyla devam ettiğini vurguladı. Sivil toplum kuruluşları ile projelerde işbirliklerinin sürdürüldüğünü dile getiren Dokucu, Kadın Dostu Kentler Programının esaslarını halihazırda uyguladıklarını belirterek, "Yaptığımız projelerde fark ettik ki, Kadın Dostu Kentler Programının kriterlerinin neredeyse tamamını karşılıyoruz. Şu anda Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile birlikte Kadın Dostu Kentler Programının 3. fazına başladık. Belediyemiz içerisinde kapasite artırma çalışmalarımız da devam edecek. Bu çalışmalar ile birlikte çok daha iyi noktalara geleceğimizi düşünüyoruz" dedi.


Eşitlik ilkesinin, Mersin Büyükşehir Belediyesinde tüm birimlerde odakta olduğunu sözlerine ekleyen Dokucu, "Eşitliğin odakta olması hem gurur veriyor, hem de bizi Türkiye’de kadın alanında çalışan örnek belediyelerden birisi haline getiriyor. Hem kadın hem de çocuk alanında çalışmalarımıza hızla devam edeceğiz" diye konuştu.



"Büyükşehir, programdan önce de kadın dostu kent olma yolunda önemli adımlar atmış"


Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu bünyesinde Kadın Dostu Kentler Programında Yerel Eşitlik Uzmanı olarak görev yapan Meltem Üçler Ağır ise gelecek dönemde yürütülecek çalışmalar hakkında bilgi vererek, "Mersin Büyükşehir Belediyesi ile önümüzdeki 3 yıl beraber yürüyor olacağız. Bu toplantıda, kadın sivil toplum örgütleri ile bir araya gelerek, bu 3 yıl içerisinde yürüyeceğimiz yolda ‘nasıl bir ortaklık geliştirebiliriz, süreç içerisinde onlar nasıl aktif rol alabilirler’ konularını konuştuk" dedi.



Kadın Dostu Kentler Programının 3. fazı Mersin’de hayata geçiyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli İki kardeşin öldürüldüğü olaya ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kafede çıkan ve iki kardeşin ölümüyle sonuçlanan silahlı kavgaya ilişkin tutuklanan 2 sanık, SEGBİS ile bağlandıkları ilk duruşmada, savunmalarını mahkeme salonunda huzurda yapmak istediklerini belirterek beyanda bulunmadı. Olaya ilişkin ortaya çıkan yeni güvenlik kamera görüntülerinde ise kardeşlerden Hasan Akın’ın iki ateş arasında kaldığı, abisi Ahmet Akın’ın ise arkası dönükken vurulduğu anlar yer aldı. Olay, 6 Eylül 2024 tarihinde Kozluk Mahallesi Sekapark’ta bulunan kafede meydana geldi. İddiaya göre, parasını alamayan kafenin eski çalışanı Hasan Akın(27) ve ağabeyi Ahmet Akın (30) ile işletme sahipleri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Hasan Akın ve Ahmet Akın silahla vurularak yaralandı. Hastaneye kaldırılan Hasan Akın olay günü, abisi Ahmet Akın ise 7 Eylül’de hayatını kaybetti. Olaya ilişkin geniş çaplı inceleme başlatan polis ekipleri, aralarında işletme sahiplerinin de olduğu toplam 13 şüpheliyi gözaltına alındı. İfadeleri alınan şüphelilerden 11’i serbest bırakılırken, Furkan G. ile Oğuzhan S. tutuklanarak cezaevine gönderildi. İddianamede yer alan raporlara göre, Hasan Akın’ın vücudunda 5, ağabeyi Ahmet Akın’ın vücudunda ise 3 mermi giriş yarası tespit edildi, olay yerinde ise 10 boş kovan bulundu. Sanıklar hakkında 2’şer kez müebbet hapis talebi İddianamede, sanık Furkan G. (33) hakkında Ahmet ve Hasan Akın’a yönelik "kasten öldürme" suçundan iki kez müebbet hapis, bir kişiyi "silahla yaralama" suçundan ise 4,5 yıla kadar hapis cezası istendi. Sanık Oğuzhan S. (31) için de Hasan Akın’ı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis ve "ruhsatsız silah bulundurma" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Tutuksuz sanıklar Bedirhan B. (25) ve Fahri A. (20) hakkında ise "suç delillerini yok etme" ve "ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından çeşitli oranlarda hapis cezaları istendi. Tutuklu sanıklar huzurda savunma yapmak istedi Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşmasına, tutuksuz sanıklar Fahri A. ve Bedirhan B. ile maktullerin yakınları ve taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanıklar Furkan G. ve Oğuzhan S. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Söz hakkı verilen tutuklu sanıklar, savunmalarını mahkeme salonunda huzurda yapmak istediklerini belirterek beyanda bulunmadı. Tutuksuz sanık Fahri A. ise olay yerinde olmadığını, hastanede bulunduğu sırada yönlendirmeyle bir araçtan tabanca aldığını, ardından bu tabancanın kendisinden hemen alındığını ve silahın olayda kullanıldığını bilmediğini iddia etti. Maktuller Hasan ve Ahmet Akın’ın anne ve babası, sanıklardan şikayetçi olduklarını dile getirdi. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Yeni görüntüler Öte yandan dava dosyasına giren yeni güvenlik kamerası kayıtlarında, sanık Furkan G. ile maktul Ahmet Akın arasındaki arbede sırasında, diğer sanık Oğuzhan S.’nin ateş ettiği anlar yer aldı. Görüntülerde, Hasan Akın’ın iki ateş arasında kaldığı, ağabeyi Ahmet Akın’ın ise arkası dönükken vurulduğu görüldü.
İstanbul İhracat birim değer endeksi yüzde 9,6 arttı İhracat birim değer endeksi Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,6 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim ayı Dış Ticaret Endeksleri’ni açıkladı. Buna göre, ihracat birim değer endeksi Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,6 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 10,2 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 4,6 arttı, yakıtlarda yüzde 5,4 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 10,5 arttı. İhracat miktar endeksi yüzde 7,0 azaldı İhracat miktar endeksi Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,0 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 13,1 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,8 azaldı, yakıtlarda yüzde 19,7 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 4,8 azaldı. İthalat birim değer endeksi yüzde 3,7 arttı İthalat birim değer endeksi Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,7 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 7,3 arttı, yakıtlarda yüzde 5,1 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 2,8 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 2,9 arttı. İthalat miktar endeksi yüzde 3,3 arttı İthalat miktar endeksi Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,3 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 15,3 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,1 arttı, yakıtlarda yüzde 1,8 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,4 arttı.
Adana Düğünden 6 gün sonra gelinin altınları alıp kaçtı iddiası Adanalı genç, Muğla’da tanıştığı kadınla Adana’da düğün yaparak evlendi. Gelin, henüz resmi nikah yapılmadan düğünden 6 gün sonra altınları alarak kaçtı. Gururunun kırıldığını söyleyen genç, "Maddiyat önemli değil ama bana hep yalan söylemiş. 10 yaşında çocuğu varmış, evlenmeden evleneceğiniz kişiyi iyi araştırın" dedi. İddiaların odağındaki gelin ise suçlamaları kabul etmedi. Muhittin Çiçeklibağ (27), yaz aylarında otelde çalışmak için Adana’dan Muğla’nın Bodrum ilçesine gitti. Burada çalıştığı otelde S.B. (29) ile tanışan genç görüşmeye başladı. İkili arasındaki bağ her geçen gün derinleşirken S.B., hamile olduğunu söyledi ve Muhittin Çiçeklibağ, genç kız ile evlenmeye karar verdi. Ancak iddiaya göre, S.B.’nin Nisan ayında boşanması sebebiyle 300 günlük yasal süre dolmadığı için çift resmi nikah yapamadı. Adana’ya gelen çift, burada önce dini nikah kıydı, ardından da 29 Kasım’da düğün yaptı. Düğüne ise S.B.’nin ailesinden hiç kimse katılmadı. S.B., 4 Aralık’ta ise düğünde takılan altınlarının bir kısmını alarak öğle saatlerinde eşi işteyken kimseye haber vermeden evden ayrıldı. Eşinin gittiğini gören Çiçeklibağ, S.B.’nin ‘Beni dışladılar’ diyerek görüştürmediği ailesine ulaşınca 10 yaşında çocuğu olduğunu da öğrenirken, hamilelik durumunun da yalan olduğu ortaya çıktı. "Manevi olarak kaybım çok ağır" Yaşadığı süreci İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Muhittin Çiçeklibağ, "Bu şahısla Bodrum’da 14 Eylül’de tanıştık. Ben bunların çete olduğunu, bunların bir oyunun parçası olduğunu düşünüyorum. Düğünü bekledi, düğünden sonra altınların bir kısmını alıp kaçtı. Ben, bu kişinin annesine ulaştım. 10 yaşında bir oğlu olduğunu öğrendim. Maddi kayıp önemli değil ama manevi olarak kaybım çok ağır" dedi. "Detaylıca kurulmuş bir oyun var" Başka kişilerinde bu tür tuzaklara düşmemesi için uyarılarda bulunan genç, "Kimse benim gibi böyle tuzağa düşmesin. Gerçekten insanlar evleneceği kişinin e devletine baksın. Acele etmeyin, çok dikkat edin. Ben böyle bir insan olduğunu hiç düşünmedim. Detaylıca kurulmuş bir oyun ve plan var" ifadelerini kullandı. Öte yandan İHA muhabirinin ulaştığı S.B. ise, "10 yaşında çocuğum olduğunu öğrendi ve kaldıramayacağını söyledi. Düğünde takılan altınlarda sahteydi, ben altın almadım" diyerek hakkındaki iddiaları reddetti.
Van Başıboş bırakılan at ve eşekler hem trafiği hem yaban hayatını tehdit ediyor Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, yaz aylarında çeşitli işlerde kullanılan at ve eşeklerin kışın beslenmeden doğaya bırakılmasının ciddi riskler oluşturduğunu söyledi. Van Gölü Havzası’nda son yıllarda özellikle at ve sahipli eşeklerin kara yollarına çıkması nedeniyle yaşanan trafik kazalarında artış dikkat çekiyor. Yaz döneminde çeşitli işlerde kullanılan bu hayvanların kış aylarında doğaya bırakılması, hem sürücüler hem de yaban hayatı açısından ciddi risk oluşturuyor. Son olarak bu şekilde doğaya salınan iki eşek trafik kazasından dolayı getirildiği Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi altına alındı. "Bu hayvanları kışın doğaya bırakmamaları büyük önem taşıyor" İHA muhabirine konuşan Merkez Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, sahipli hayvanların kış sezonunda başıboş şekilde doğaya bırakılmasının hem Van Gölü Havzası’nda hem de ülke genelinde büyük tehlike oluşturduğunu belirtti. Özellikle bu durumdan kaynaklı trafik kazalarında artışa dikkat çeken Prof. Dr. Aslan, "Yaban hayvanlarının yanında, insanların sahipli olarak bakıp yaz aylarında çeşitli ihtiyaçlar için kullandıkları eşek ve atları kışın doğaya bırakmaları büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bu durum hem Van Gölü Havzası’nda hem de ülke genelinde ciddi risk oluşturuyor. Yaban hayvanları insan gördüğünde genellikle kaçıp yollara fazla çıkmazken, sahipli oldukları için insanlara alışkın olan eşekler ve atlar kara yollarına daha fazla yaklaşmakta. Bu nedenle trafik kazaları artmakta, maddi kayıpların yanı sıra can kayıpları da yaşanmaktadır. Son dönemde hem Gürpınar hem Erciş bölgesinde, ayrıca ülkemizin birçok yerinde at ve eşeklerin neden olduğu trafik kazaları meydana gelmiş durumda. Bu yüzden vatandaşlarımızın kendilerine hizmet eden bu hayvanları kışın doğaya bırakmamaları büyük önem taşıyor" dedi. "Gelişigüzel bırakılan çöpler yaban hayvanlarını bölgeye çekiyor" Bölgede başıboş gezen hayvanların kontrol altına alınması ve kazalara sebebiyet verilmemesi gerektiğinin altını çizen Aslan, "Ayrıca yaban hayvanlarının yaşam alanlarının bozulması, küresel ısınma nedeniyle su ve yiyecek bulamamaları, onları kara yollarına doğru itiyor. Şehirlerin kenarına gelişigüzel bırakılan çöpler de yaban hayvanlarını bu bölgelere çekiyor. Eğer çöplükler hayvanların geçiş güzergâhının diğer tarafındaysa, bu durum özellikle gece saatlerinde büyük kazalara yol açabiliyor. Çaldıran-Muradiye-Erciş gibi transit yol hatlarında bu kazalar sık görülmekte. Bu kapsamda Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü ile birlikte uyarı levhaları dikildi. Ancak hem sürücülerimizin hem yolcuların hem de vatandaşların daha dikkatli olması şart. Çöp yanlış yerdeyse kaldırılmalı veya hayvanların geçişini engelleyecek tedbirler alınmalıdır. Ayrıca sahipsiz olarak kullanılan hayvanların doğaya bırakılmaması gerekir. Unutulmamalıdır ki doğada gezen hayvan ya yabanidir ya da birinin sahipli hayvanıdır" diye konuştu. Doğada başıboş gezen hayvanların biyogüvenlik ve can güvenliği açısından risk oluşturduğunu dile getiren Aslan, "Başıboş gezen köpek, kedi, at veya eşek fark etmeksizin, bu durum hem biyogüvenlik hem de can güvenliği açısından risklidir. Bu hayvanların güvenli bir alanda toplanması, kontrol altına alınması ve mümkünse sahiplerine teslim edilmesi en doğru yaklaşımdır" şeklinde konuştu.