GENEL - 24 Şubat 2020 Pazartesi 10:53

’Kanser ve alzheimer’ tarihe mi karışıyor?

A
A
A
’Kanser ve alzheimer’ tarihe mi karışıyor?

Ankara Şehir Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği Araştırma Görevlisi Dr.

Ankara Şehir Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği Araştırma Görevlisi Dr. Demirhan Eski, nükleer tıbbın son yıllarda sağlığın temel unsurlarından biri haline geldiğini belirterek, "Nükleer tıp görüntüleme yöntemleri ile hastalıkları erken dönemde tespit edebiliyor ve hastalığın ciddi bir şekilde ilerlemesini önleme şansını yakalıyoruz. Yeni moleküler teknolojilerle de bazı hastalıkların belirtileri ortaya çıkmadan tespit edebiliyoruz” dedi.


Hibrit sistemlerin tanı koymayı daha da kolaylaştırdığını söyleyen Eski, “Nükleer tıp artık hastaya özel görüntüleme, hastaya özel kişiselleştirilmiş tedaviye imkan veren bir anabilim dalı haline gelmiştir. Artık hastalıktan değil, hastadan söz ediyoruz. Hastanın kendine özgü metabolizmasına, genetik yapısına göre çekim yapılabiliyor ve ona özel geliştirilmiş tedavi uygulanabiliyor. Yeni tedavi metotlarıyla kanser hastalığında çok önemli mesafe alan bir yeni bilim dalı olarak yerini almıştır. Başta tiroit kanserleri, eklem hastalıkları ve karaciğer tümörleri gibi birçok onkolojik hastalık tedavi edilebiliyor. Dünyada her yıl 18 milyon kişi kansere yakalanıyor ve bu kişilerin 9.6 milyonu kaybediliyor. Erken tanı ve tedavi stratejileriyle 3.7 milyon kişinin kurtarılabileceği öngörülüyor. Nükleer tıp, günümüzde onkolojik, ortopedik, böbrek, kalp ve akciğer hastalıklarının teşhis ve tedavisinde yaygın olarak tercih ediliyor ve hayat kurtarıyor” diye konuştu.


"Nörolojik hastalıklar ortaya çıkmadan tespit edilecek"


Ömür uzadıkça hastalıkların arttığına işaret eden Eski, “80 yaş üzeri insanların yüzde 50’sinin alzheimer, yüzde 50’sinin de prostat kanseri olacağı öngörülüyor. Nükleer tıp hem alzheimer hem de prostat hastalığının tanı ve tedavisinde kişiselleştirilmiş özel teknikler uyguluyor. Türkiye’de şu anda 700 bin kayıtlı alzheimer hastası var. 2050’de bunun 5-6 milyon olması bekleniyor. MR’ın PET ile birleştirilmesi sonucunda oluşturulan PET-MR adlı yeni bir hibrit sistemle de nörolojik hastalıklar ortaya çıkmadan tespit edilebilecek. Alzheimer gibi hastalıklar henüz klinik belirtiler ortaya çıkmadan tanınabiliyor veya epilepsiye neden olan odak, fizyolojik bir belirti olmadan lokalize edilebiliyor. Bu teknoloji demans dahil çok sayıda hastalığın tarihe karışmasını sağlayacak" ifadelerini kullandı.


"Güneşten de radyasyon alıyorsunuz"


Nükleer tıp ile radyasyon ilişkisine de değinen Eski, yapay radyasyon açısından temel sorunun, yapılan işlemin gerekli olup olmadığı noktasında yattığını, bazı sağlık problemlerini çözdüğü için riskinden ziyade pozitif bir sonuç doğurduğunu dile getirdi.


“Radyasyon kamuoyundaki genel algının aksine, doğal bir olay, gündelik hayatın bir parçası” diyen Eski, şöyle devam etti: “Toplumda radyasyon bir fobi haline geldi. O nedenle de nükleer tıp yöntemlerinde de çekinceli davranılıyor. Şehir efsaneleri ile insanların korkuları büyütülüyor. Gerekli olan bir yöntemin veya tedavinin olumsuz etkilerini ön planda tutmak, bunun iyi sonuçlarını göz ardı etmemize yol açacaktır. Hiçbir sağlık problemi olmayan insanlara veya bize değerli bir bilgi katmayacağını düşündüğümüz hastalara tabi ki bu yöntemleri uygulamıyoruz. Bizim genel tıp yaklaşımımız, öncelikle hastaya zarar vermemek üzerinedir. Fakat buna karşın kişinin radyasyondan sakınarak görüntüleme yöntemlerinden uzak durması daha büyük riskler ortaya çıkarabilir. Doğada birçok radyoaktif materyal var. Güneşten kozmik ışınlar yoluyla istesek de istemesek de belirli bir düzeyde radyasyona maruz kalıyoruz. Yaptığımız iş, yaşadığımız bölge bu konuda etkili olabiliyor. Dünyada var olmanız bile radyasyon almanız için yeterli bir sebeptir. Örneğin, güneşli havada öğlen saatinde yürüyüş yapan veya uzun süreli uçak yolculuğu yapan her insan radyasyona maruz kalabiliyor. Kutup bölgelerinde ise maruz kalınan radyasyon oranı artıyor.”


"Sigaradaki radyasyonu kaç kişi biliyor"


Televizyon, telefon, wireless gibi aygıtların sahip olduğu radyasyonun çok önemli olduğuna işaret eden Eski, "Daha çok korkulması gereken şeyler var. Mesela, hava kirliliği ve sigara gibi sebepler. ’Oxford Journals Nicotine & Tobacco Research’ dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, günde 1-2 paket sigara içen bir kişi, yılda 250 akciğer röntgeni çektirmiş kadar radyasyon alıyor. Pasif içiciler de yüzde 30 civarında bu radyasyondan etkileniyorlar. Radyasyon deyince akla gelenlerden biri de nükleer santraller. Son yıllarda Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımına hız verilmesi, bu konuyu ülkemizde tekrar konuşulur hale getirdi. NGS’lerde radyasyon seviyesi, doğal arka plan radyasyon seviyesiyle karşılaştırılabilir düzeydedir. Radyasyon konusunda da nükleer santraller konusunda ön yargılar, korkular, bilmemekten kaynaklanıyor. İnsanlarımız, gerçekleri öğrenmek yerine efsanelere, mitlere inanmayı tercih ediyorlar. Nükleer enerji temiz bir enerji. ‘Cost effectif’ bir yöntem. Yarım gram uranyum ile elde ettiğiniz enerji inanılmaz seviyelerde" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini artırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti artırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti artırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdare’den destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugünkü bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" "Tarım İnebolu" adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, "Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Kentsel dönüşümün can damarı olan ana yolu tamamlıyoruz” Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Kentsel Dönüşüm Projesi’nin devam ettiği Seyrani Mahallesi’nde Mustafa Kemal Paşa Bulvarı ile Bekir Yıldız Bulvarı’na bağlayacak olan ana aksın asfalt çalışmasını inceledi. Başkan Çolakbayrakdar, Seyrani kentsel dönüşümün can damarı olacak olan ana yolu, asfalt çalışmaların tamamlanmasıyla açacaklarını söyledi. Kentsel Dönüşüm Projeleri’nden biri olan Seyrani Mahallesi’nde asfalt çalışmalarını kontrol eden Başkan Çolakbayrakdar, çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Yolları, parkları ve sosyal donatılarıyla daha yaşanabilir bir Seyrani için durmaksızın çalıştıklarını vurgulayan Başkan Çolakbayrakdar, “İnsanların mutlu olarak yaşayabileceği bir Kocasinan’ı hazırlamak için gayret ediyor ve yoğun çaba gösteriyoruz. Bu doğrultuda Kocasinan’da hizmetlerimiz artarak devam ediyor. Kentsel dönüşüm alanlarımızdan biri olan Seyranı Mahalle’mizde Bekir Yıldız ile Mustafa Kemal Paşa Bulvarı’nı birbirlerine bağlayan ve projenin ana omurgasını oluşturan yol çalışmamız son aşamalarına geldi. Diğer altyapı kurumların çalışmalarını tamamlanmasıyla asfalt çalışmalarına başladık. Hızla tamamlayarak, yolu hizmete açacağız. Hem kentsel dönüşüm konutları yapımı devam ediyor hem de çevre düzenlemesi, yol ve park çalışmaları hızlı bir şekilde yapılıyor. Seyrani Kentsel dönüşüm, büyük bir alanı kapsıyor. 500 bin metrekare alanı kapsayan ve 64 bloğun yer alacağı dönüşümle şehrin yeni bir yaşam alanına kavuşmuş olacak. Birkaç yılda dönüşüm çalışmaları tamamlanmasını hedefliyoruz. Bu da Seyrani Kentsel Dönüşüm Projesi’nin çok hızlı devam ettiğinin göstergesidir. Hayırlı uğurlu olsun” ifadelerine yer verdi. Kayseri’de yaşayan tüm vatandaşların memnuniyeti ve yaşam kalitesini artırmayı hedeflediklerine dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, kentsel dönüşümle bölgenin ihtiyacı olan yol, park ve yeşil alan gibi sosyal donatıları birer birer yaptıklarını sözlerine ekledi.
Erzurum Oltulu Saldıray Berk gelecek vadediyor Futbol yeteneği, zeki ve teknik kapasitesi üst düzeyde olan Saldıray Berk Aykut oynadığı futbolla antrenörlerinin gözdesi oldu. Oltu Mehmet Akif Ersoy Ortaokul birinci sınıf öğrencisi Saldıray Berk Aykut, iki yıldır düzenli olarak Oltu’da bulunan Trabzon futbol okulunda idmanlara devam ediyor. Trabzonspor alt yapısının bir yıldır gözlem altıla tuttuğu Saldıray Berk gelecek vadediyor. İdmanları izleyen spor severler “Oltu’dan bir Arda Güler yetişiyor” diye değerlendiriliyor. Oltu Gençlik personelinden Trabzon spor okulları Antrenörü Batuhan Ali Eti, “Bugüne kadar bizlere göstermiş olduğu yeteneği ve performansı ile gelecekte iyi bir futbolcu olacağının sinyalini veriyor. Bizler Saldıray Berk’in iyi bir futbolcu olabilmesi için elimizden geleni yapıyoruz, inşallah başaracağımıza inanıyorum” dedi. Trabzon futbol okulu antrenörlerinden Turan Yıldız, “Diğer oyuncular olduğu gibi Saldıray Berk’te bizim için çok değerli ve çok yetenekli 2012 doğumlu kendisi ilerisinde Saldırayberk’ten çok şey bekliyoruz. İnandığımız için buradayız yeteneklerine güvendiğimiz için buradayız. Antrenmanlarımız dışında bireysel çalışmalarımızda tüm hızıyla devam ediyor. Umarım verdiğimiz emeklerin sonucuna ulaşırız. Saldıray Berk Aykut yaşıtlarına göre buna Erzurum genelini de katabilirim zeki yetenekli teknik bir sporcumuz. Zaten en güvendiğimiz özelliği de bu biraz öncede söylediğim gibi Saldıray Berk’i güzel yerlerde göreceğiz” dedi.