GENEL - 17 Temmuz 2019 Çarşamba 15:40

Mersin Barosu’nun nafaka düzenlemesine ilişkin imza kampanyasına barolardan destek

A
A
A
Mersin Barosu’nun nafaka düzenlemesine ilişkin imza kampanyasına barolardan destek

MERSİN (İHA) – Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin, yoksulluk nafakasının belli bir süre ile kısıtlanmasını öngören yasa tasarısının TBMM gündemine alınmaması için başlattığı imza kampanyasına Türkiye’deki baro temsilcisi avukatlardan destek geldi.

MERSİN (İHA) – Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin, yoksulluk nafakasının belli bir süre ile kısıtlanmasını öngören yasa tasarısının TBMM gündemine alınmaması için başlattığı imza kampanyasına Türkiye’deki baro temsilcisi avukatlardan destek geldi. TÜBAKKOM tarafından Ankara’da Nafaka Çalıştayına katılan baro temsilcisi avukatlar, imza atarak kampanyaya destek verdi.


Mersin Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından Ankara’da Nafaka Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya katılan Mersin Barosu Başkan Yardımcısı Fatma Demircioğlu ve Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Tuba Akkoç, yoksulluk nafakasının süre ile kısıtlanmasının TBMM Genel Kurul gündemine alınmaması için Türkiye genelinde başlattıkları kampanyayı çalıştayda da imzaya açtı. Çalıştaya katılan Türkiye’deki baro temsilcisi avukatlar, imza atarak kampanyaya destek verdi.


Türkiye çapında düzenlenen Nafaka Çalıştayına, Mersin Barosu Başkan Yardımcısı Demircioğlu ile Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Akkoç’un yanı sıra Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, TBB Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜBAKKOM Dönem Sözcüsü ve Trabzon Barosu Başkanı Sibel Suiçmez, baro başkanları, 54 baronun kadın hakları merkezi ve baro yönetim kurulu üyesi 120’den fazla avukat katıldı.



“Kadının nafakasının tartışmaya açılması kabul edilemez”


İki oturumda yapılan çalıştayda söz alan Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Akkoç, “Kanunda yoksulluk nafakasına ilişkin kendiliğinden sona erme, azaltılma ve kaldırılma şartları zaten düzenlendiğinden yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığı açıktır. Yoksulluk nafakasına süre sınırı getirilmesi kadınları daha da yoksullaştıracak, daha çok şiddet ve eşitsizlik doğuracaktır. Bu düzenleme ile kadın haklarındaki kazanımların ortadan kaldırılmasının zemini hazırlanmak istenmektedir. Kadının yoksulluk nafakasının süreye bağlanması talebinin arkasındaki hedef, tüm kazanımların ve özellikle de 6284 sayılı şiddet yasasının ve İstanbul Sözleşmesi’nin ortadan kaldırılmasıdır. Tartışılması gereken asıl sorunlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın yoksulluğu gibi konular olması gerekirken, kadının nafakasının tartışmaya açılması kabul edilemez. Nafaka düzenlemesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul gündemine alınmamasını talep ediyoruz. Bunun için de kampanyamıza destek veren tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.


Çalıştay sonunda, sonuç bildirgesini hazırlamak üzere bir çalışma grubu oluşturuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.