ÇEVRE - 27 Kasım 2025 Perşembe 09:58

Mersin’de balıkçı ağları geri dönüşüme kazandırılıyor

A
A
A
Mersin’de balıkçı ağları geri dönüşüme kazandırılıyor

Mersin’de balıkçıların kullanım ömrü dolan ağlarını denize değil, geri dönüşüm konteynerlerine bırakmasını sağlayan ‘Denizleri Ağlatmayın’ projesi başladı. Toplanan ağlar geri dönüştürülerek balıkçılara yeni malzeme olarak geri verilecek.


Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, deniz ekosistemini tehdit eden en önemli sorunlardan birine çözüm üretmek için, ‘Denizleri Ağlatmayın’ projesini hayata geçirdi. Proje; kullanım ömrü dolan balıkçı ağlarının denize atılmasını önleyerek, hem denizi hem de deniz canlılarını korumayı amaçlıyor.


Her yıl dünya genelinde yüzbinlerce kilometre uzunluğunda ağ denizlere terk ediliyor. Bu ağlar, ‘hayalet ağ’ olarak biliniyor ve deniz canlılarının takılıp ölmesine neden olarak ‘pasif avlanma’ oluşturuyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz’de bu tehlikeyi azaltmak için harekete geçti. Proje kapsamında, balıkçıların eski ağlarını atabileceği ’atık ağ toplama konteynerleri’, Çamlıbel ve Karaduvar bölgelerine yerleştirildi. Balıkçılar eskiyen ağlarını bu konteynerlere bırakacak.



Toplanan ağlar geri dönüşüme gönderilerek, balıkçılık malzemelerine dönüştürülecek


Mersin Büyükşehir Belediyesi Denizcilik Hizmetleri ve Denetim Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından toplanan ağlar; lisanslı geri dönüşüm tesislerine gönderilerek, balıkçıların teknelerinde kullanabileceği malzemelere dönüştürülecek. Üstelik eski ağlarını getiren balıkçılara, yeni malzemeler ücretsiz olarak verilecek. Mersin Büyükşehir Belediyesi bu projeyle denizlerdeki yaşam döngüsünü korurken, aynı zamanda balıkçılar arasında çevre bilincinin artmasını da hedefliyor.



"Ağların, denize ve deniz canlılarına verdiği zararları önlemek için bu projeyi başlattık"


Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Denizcilik Hizmetleri ve Denetim Şube Müdürlüğünde su ürünleri mühendisi olarak görev yapan Baran Kırboğa, ‘Denizleri Ağlatmayın’ projesiyle ilgili bilgi verdi. Kullanım ömrü dolan ağların denize atılmaması adına başlatılan proje kapsamında, balıkçılık faaliyetlerinin yoğun olarak yürütüldüğü yerlere ’atık ağ toplama konteyneri’ yerleştirildiğini söyleyen Kırboğa, "Balıkçılık faaliyetlerinin olduğu balıkçı barınaklarında, özellikle Karaduvar ve Çamlıbel’de çalışmalarımız devam ediyor. Bizim burada gördüğümüz en büyük sorunlardan bir tanesi, eskimiş olan balıkçı ağlarının oluşturduğu kirlilik. Denizde kalan ağların, denizde yaşayan canlılara verdiği zararları öngörerek hareket ettik. Hayalet ağların ve diğer balık ağlarının denize bırakılmasını önlemek için, projemiz aktif olarak başladı" dedi.


Balıkçılara, eskiyen ağlarını atık ağ toplama konteynerine atmaları çağrısında bulunan Kırboğa, "Balıkçı arkadaşlarımızın da bu projemize destek vermesini ve eski ağlarını getirip ağ toplama konteynerlerine atmasını bekliyoruz. Eskiyen ağlarını getiren balıkçı arkadaşlarımıza, teknelerinde kullanabilecekleri ekipman ve ürün desteği de vereceğiz" diye konuştu.



"Türkiye’de bu alanda çalışma yapan ilk belediye olmayı hedefliyoruz"


Yapılan araştırmalara göre ağların polietilen oranının yaklaşık yüzde 75 olduğunu ve bunun da hem denize hem de deniz canlılarına zarar verdiğini kaydeden Kırboğa, bu ağların geri dönüştürülebildiğini de sözlerine ekleyerek, "Polietilen dediğimiz madde petrol türevi bir madde olduğu için dizel yakıta dönüşümü yapılabiliyor. Bu balıkçı ağlarının yanı sıra, eski araç lastikleri ve plastik ürünler de dizel yakıta çevrilebiliyor. Topladığımız ağları kırıcılarla granül haline getirip geri dönüştürerek, balıkçılarımızın teknelerinde kullanabilecekleri ürünlere dönüştürmeyi hedefliyoruz. Böylece atık bir maddeyi yeniden ekonomiye kazandırmış olacağız. Türkiye’de bu alanda çalışma yapan ilk belediye olmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.



"Projenin temel amacı temiz bir Akdeniz hayalini gerçekleştirmek"


Projeyi, Mersin’de bulunan üniversitelerle iş birliği içerisinde ve bilimsel araştırmalar doğrultusunda yürüttüklerine değinen Kırboğa, "İlimizdeki üniversiteler ile bilimsel araştırmalar yaparak, deniz ortamına atılan bu atıkları ve deniz ağlarını yeniden değerlendirerek, öncelikle balıkçılarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlere dönüştürmeyi hedefliyoruz. Akdeniz’e kıyısı olan tüm belediyeler ile ortak çalışmaya açığız. Çünkü bu projenin en temel noktası, temiz bir Mersin ve temiz bir Akdeniz hayalini gerçekleştirmek. Bu nedenle vatandaşlarımızdan da denizlerimizin korunması için destek bekliyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak ‘kirletme destek ol, denizlere nefes ol’ diyoruz" şeklinde konuştu.



Mersin’de balıkçı ağları geri dönüşüme kazandırılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Başkan Albayrak: "EBB kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak AK Parti Daraltılmış İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, "Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" dedi. AK Parti il binasında ’yerel yönetimler’ gündemli toplantı düzenlendi. AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, toplantı sonrasında CHP’den istifa edip AK Parti’ye geçen Odunpazarı Belediye Meclisi Üyesi Berke Akyel’e rozetini taktı. Ayrıca Gürhan Albayrak, toplantıda gerçekleştirdiği konuşmada, kentte son günlerde yaşanan su kesintilerine de değindi. "EBB kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır" Başkan Albayrak, AK Parti Daraltılmış İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, güneme dair açıklamalarda bulundu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin (EBB) çalışmalarını eleştiren Başkan Albayrak, "AK Parti belediyeciliği; reklam değil hakikat, makam değil insan belediyeciliğidir. Bizim anlayışımızda israfı önlemek ve şeffaflık temel esastır. Ancak, bugün Eskişehir’de hem yönetim zafiyeti hem de vatandaşa yüklenen haksız maliyetlerle karşı karşıyayız. Bakınız, Evsel Katı Atık Bedelleri konusunda tam bir karmaşa ve sorumluluktan kaçma hali yaşanıyor. Kanun açık: Katı atık bertaraf tesislerini kurmak ve bu sistemi bir bütün olarak yönetmek Büyükşehir Belediyesi’nin görevidir. Ancak, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi kendi uhdesinde olan tarife belirleme yetkisini dahi alt belediyelere devrederek sorumluluktan kaçmaktadır. Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinden gelen; personel, araç ve şişirilmiş giderlerle dolu raporları meclisten aynen geçirerek vatandaşımıza yüksek faturalar çıkarılmasına göz yummuşlardır. Buradan soruyorum, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, katı atık tesisinden 2023 ve 2024 yıllarında elde ettiği toplam 110 bin MW’ın üzerindeki elektrik gelirini neden maliyetlerden mahsup etmiyor. Kayıt dışı işletmelerin maliyetini, neden esnafımızın ve vatandaşımızın omuzlarına yüklüyorsunuz. Belediyecilik, vatandaşı ’gelir kapısı’ olarak görmek değil, tam aksine vatandaşın derdine derman olmaktır. Bizler AK kadrolar olarak, bu bedellerin gerçekçi maliyetlerle minimuma indirilmesini hemşehrilerimizin adına özellikle istiyoruz. Buradan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yetkisini kullanmaya davet ediyoruz. Geçtiğimiz gün, Tepebaşı ilçemizde yaşanan su krizi, mevcut altyapının ve bu köhne yönetim anlayışının iflas ettiğinin resmidir. Eskişehir artık, CHP’li ’eski’ zihniyetten kurtulmayı, modern ve çözüm odaklı bir vizyonla yönetilmeyi hak ediyor. Halkımızı mağdur eden her krizin, her haksız bedelin hesabını sormak bizim boynumuzun borcudur. Peki, ESKİ’de yaşanan bu krizler neden bitmiyor. Çünkü Eskişehir’in altyapısı, hâlâ rahmetli Selami Vardar döneminden kalma, miadını çoktan doldurmuş borularla ve yarım asırlık yorgun sistemlerle can çekişiyor. Şehrin altyapısı çürürken üstüne makyaj yapıp ’çağdaş kent’ masalları anlatanlar, bugün acı gerçekle yüzleşiyor. 19 Aralık’tan beri Eskişehirli vatandaşlarımızı bir damla suya muhtaç eden bu liyakatsizlik, sadece bir arıza değil, bir yönetim iflasıdır. ESKİ Genel Müdürü su hesabı yapıp, belediye meclisinde üstten bakan bir tavırla konuşacağına işini yap. 2025 yılında Eskişehir’in yarısı, sizin iş bilmezliğinizden dolayı saatlerce susuz bırakılarak mağdur edilmiştir. Yapay zeka çağında şu konuştuklarımız akıl alır gibi değil. Artık bu şehir S.O.S veriyor. Bugün sözde planlı bir tamiri bile günlerce onaramayan, halkına bir damla suyu veremeyen bu zihniyetle; Allah korusun yarın bir deprem yaşasak halimiz nice olur" dedi.
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Gül: "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" dedi. TBMM Genel Kurulu, 2026 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Kurtulmuş, birleşimi açtıktan sonra bütçenin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi. Bütçe üzerine konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Bu bütçe milletimizin AK Parti’ye vermiş olduğu 24’üncü bütçe. Her zaman çıkıp ‘Bu millet sizi gönderecek. İşte bu son bütçeniz, bir daha burada oturamayacaksınız’ diyenleri gördük. Ama milletimiz her şeyi çok iyi görüyor, her şey milletimizin hakemliğinde gidiyor ve milletimiz hamdolsun 24’üncü bütçeyi de AK Parti’ye verdi, Cumhur İttifakı’na verdi. İnanıyorum ki daha nice bütçeyi, 2026’ları, 27’leri, 28’leri ve daha nice bütçeleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu milletimiz güçlü desteğiyle inşallah verecek çünkü milletimiz bize güveniyor. Dünya demokrasi tarihinde benzeri az görülmüş bir siyasi süreklilik, siyasi istikrar ve büyük bir toplumsal güven ve mutabakat var. İşte biz de milletimize layık olmak için bütün yürütme olarak, gece gündüz çalışıyoruz ve hedefimiz Türkiye Yüzyılını kurmak" diye konuştu. Konuşmasının devamında milletin çizdiği istikametten yollarına devam edeceklerini dile getiren Gül, "Birçok şey yaptık değerli arkadaşlar; yollar, köprüler, birçok yapılar yaptık. Değerli arkadaşlar, bugün elde ettiğimiz bütün başarıların arkasında devlet ve millet arasındaki bir kaynaşması var. Gazi Meclisimiz, kurucu Meclis olması hasebiyle de dünya parlamentolarında çok önemli bir yere sahip ve Cumhuriyetimizi kurdu. Bu Cumhuriyetimiz ne zaman kök salsa kökü budanmaya çalışıldı, ne zaman demokrasi güçlense hep kesmeye; darbelerle, vesayetlerle, muhtıralarla bu milletin önü kesilmeye çalışıldı, darağacına gönderilen başbakanlar oldu ve bu ülke ne zaman kenetlense hep düşmanlar karşımıza çıkarıldı. Bu düşmanlar, bu ötekileştirilen kesimler kimi zaman dindarlar oldu, kimi zaman Aleviler oldu, kimi zaman Kürtler oldu ve bu kesimler dışlandı, hedef gösterildi. Rövanşist vesayetçi anlayışı, tepeden bakan bir anlayışı, milletin tepesinde boza pişiren zihniyetleri, dönemleri yaşadık" ifadelerini kullandı. "Terörün sona ermesi için Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması çok önemlidir" Terörsüz Türkiye ve bölgede yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulunan Gül, "İç cephemizi ne kadar güçlendirirsek dışarıdaki meydan okumalara karşı daha güçlü olacağız, daha güçlü bir meydan okumalara karşı ülkemizin gücünü daha da güçlendirmiş olacağız. Dolayısıyla terörün sona ermesi, varlığını sona erdirmesi ve Suriye’de 10 Mart mutabakatına uyulması bu anlamda çok önemlidir ve Suriye’nin Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Nusayri’siyle, hep birlikte, beraber kardeşçe yaşamasını, demokratik katılım ve istikrarını son derece önemli görüyoruz. Suriye’de, Irak’ta, İran’da yaşayan Kürt kardeşlerimizi kendimizden ayrı görmüyoruz. Cumhurbaşkanımız, Esad zamanında da oradaki Kürtlerin kimlik problemlerini bire bir sorun eden, onların tanınmasına yönelik her türlü politikalarda Kürt kardeşlerimizin yanında olmuştur. Şimdi de varlıkları ve güçlü temsilleri için her zaman bölgedeki tüm Kürtlerin yanında güçlü bir şekilde olacağız, o kardeşlerimiz her zaman bizleri yanlarında görecekler ve böylece hem ülkemizde hem bölgede huzurlu, kalıcı bir barışı temin ediyoruz" dedi.