ÇEVRE - 30 Aralık 2025 Salı 07:58

Mersin’de şiddetli rüzgar ağaçları devirdi

A
A
A
Mersin’de şiddetli rüzgar ağaçları devirdi

Mersin’in Erdemli ilçesinde şiddetli rüzgar bir ağacı yerinden söküp devirdi, başka bir ağacı da ortadan kırdı.


Meteoroloji’nin uyarısını verdiği şiddetli rüzgar Erdemli ilçesinin merkezinde etkili oldu. Kuvvetli rüzgarın etkisiyle Akdeniz Mahallesi’nde bir ağaç kırıldı. Merkez Mahallesi Türbe Caddesi’nde ise 5-6 metrelik bir ağaç kökünden sökülüp kaldırıma devrildi. O anda kaldırımda kimsenin olmaması yaşanabilecek bir olumsuzluğa engel oldu. Belediye ekipleri devrilen ağaçları keserek kısa sürede kaldırdı.


Öte yandan bölgede kuvvetli rüzgarın etkisini yitirdiği belirtildi.



Mersin’de şiddetli rüzgar ağaçları devirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da Erasmus deneyimleri yeni projelere rehber oluyor Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen Erasmus projeleri kapsamında yurt dışı hareketliliklerine katılan öğretmen ve öğrenciler, düzenlenen ’deneyim paylaşım’ etkinliğinde bir araya geldi. Müdürlük bünyesinde gerçekleştirilen uluslararası projelerin değerlendirildiği etkinlikte, katılımcılar yurt dışında elde ettikleri akademik, kültürel ve mesleki birikimlerini aktardılar. Program süresince sergilenen iyi uygulama örnekleri, il genelinde yürütülecek yeni Erasmus çalışmaları için bir rehber niteliği taşırken, gelecekteki projeler için de ilham kaynağı oldu. Etkinliğe katılarak öğrenci ve öğretmenlerin heyecanına ortak olan Muğla İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çay, Erasmus faaliyetlerinin eğitimdeki vizyoner rolüne dikkat çekti. Çay, yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: "Bu çalışmalar yalnızca bir yurt dışı deneyimi değil; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli açısından stratejik bir öneme sahip, değer temelli eğitim anlayışını güçlendiren bir süreçtir. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin akademik, sosyal ve kültürel gelişimlerine katkı sunan bu projeler, eğitim sistemimizin küresel standartlarla harmanlanmasında güçlü bir araçtır." Etkinlik, Erasmus projelerinin sadece bir hareketlilikten ibaret olmadığını, elde edilen çıktıların yerelde yaygınlaştırılmasının önemini bir kez daha ortaya koydu. Paylaşılan deneyimlerin, il genelindeki okul ve kurumların proje hazırlama süreçlerine doğrudan katkı sağlaması hedefleniyor.
Ankara Altındağ Belediyesi Sarıkamış’ı unutmadı Altındağ Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Sarıkamış Harekatı tiyatro gösterisi, izleyenlere duygusal anlar yaşattı. Altındağlı gençler, sergiledikleri tiyatro gösterisiyle büyük beğeni topladı. Altındağ Belediyesi Gençlik Merkezi üyeleri, yıl boyunca aldıkları eğitimleri gözler önüne serdi. Sarıkamış Harekatı’nı konu alan tiyatro gösterisi, izleyenlere duygusal anlar yaşattı. Gençlerin heyecanına öğretmenleri ve ailelerinin yanı sıra, Altındağ Belediyesi Başkan Yardımcısı Ahu Özyakup da ortak oldu. "Sarıkamış şehitlerimizin ruhları şad olsun" Altındağlı gençlerin başarıları ile gurur duyduklarını vurgulayan Altındağ Belediyesi Başkan Yardımcısı Ahu Özyakup "Gençlerimiz bir tiyatro gösterisinde daha adeta profesyonel oyunculara taş çıkardı. Tarih bilincine sahip bir gençlik yetiştirmekten ötürü büyük mutluluk duyuyoruz. Altındağ’da tarihine, geçmişine sahip çıkan, bilinçli nesiller yetiştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Belediye olarak, çocuklarımızın geleceğe en iyi şekilde hazırlanmaları için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Tiyatro gösterisinde emeği geçen herkesi, gençlerimizi ve onların yetişmesinde büyük emek sarf eden öğretmenlerimizi tebrik ediyorum. Sarıkamış’ta hayatını kaybeden aziz şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun" ifadelerini kullandı.
Konya Yeni yıla girerken zihin yorgunluğuna dikkat Yeni yıl öncesi artan tempo ve beklentiler, birçok kişide zihinsel tükenmişliğe yol açıyor. Uzmanlar, dinlenmeyle bile geçmeyen yorgunluğun tükenmişliğin önemli bir işareti olduğuna dikkat çekiyor. Yeni yıl yaklaşırken birçok kişi yeni hedefler belirlerken, uzmanlar asıl dikkat edilmesi gerekenin zihinsel yorgunluk olduğuna dikkat çekiyor. Günlük yaşamın getirdiği yoğun tempo, sürekli üretme baskısı ve dinlenmeyi erteleme alışkanlığı, tükenmişliği fark edilmeden derinleştiriyor. Tükenmişlik, ani bir enerji kaybı değil, uzun süreli stresin damla damla birikmesiyle ortaya çıkan zihinsel bir süreç olarak tanımlanıyor. Dinlense bile toparlanamamak, isteksizlik ve tahammülsüzlük bu durumun en yaygın belirtileri arasında yer alıyor. Özellikle sorumluluk sahibi ve fedakar bireylerin daha fazla risk altında olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, yeni yıla daha çok çalışarak değil, zihinsel yükleri azaltarak ve sınırlara saygı göstererek girmenin ruh sağlığı açısından önemli olduğunu vurguluyor. "Tükenmişlik bir zayıflık göstergesi değil, uzun süre sınır koymadan yaşamanın doğal bir sonucudur" Günümüzde pek çok kişinin yorgun olduğunu söylediğini ama bu yorgunluğun çoğu zaman bedenden çok zihinden kaynaklandığını belirten Medicana Konya Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Kübra Adam, "Tükenmişlik, kişinin enerjisinin bir anda bitmesi değil, damla damla tükenmesidir. Uzun süreli stres altında kalan birey, zamanla motivasyonunu, üretkenliğini ve duygusal dayanıklılığını kaybeder. Bu yalnızca ’yorulmak’ değildir. Kişi dinlense bile toparlanamaz, yaptığı işten keyif alamaz ve kendini sürekli bir baskı altında hisseder. En önemli nokta şu: Tükenmişlik yaşayan kişi genellikle güçlü, sorumluluk sahibi ve fedakar kişilerdir. Yani ’yapabilen’ insanlar daha çok tükenir. Sürekli başkaları için bir şeyler yapan kişilerde karşımıza sıklıkla çıkar. Yoğun çalışan kişilerde, herkesi idare etmeye çalışan ebeveynlerde, mükemmeliyetçi ve kendine karşı sert olan kişilerde, sınav baskısı yaşayan öğrencilerde hatta sürekli ulaşılabilir olmak zorunda hisseden gençlerde bile tükenmişlikle sıklıkla karşılaşırız. Burada şunu özellikle vurgulamak isterim, tükenmişlik bir zayıflık göstergesi değil, uzun süre sınır koymadan yaşamanın doğal bir sonucudur" dedi. "Kişi kendi ihtiyaçlarını erteledikçe, beden ve zihin alarm vermeye başlıyor" Günümüz dünyasında durmanın neredeyse ayıp gibi algılandığını söyleyen Klinik Psikolog Kübra Adam, "Sürekli üretmek, hızlı olmak, her şeye yetişmek zorundaymışız gibi bir baskı var. Kişi kendi ihtiyaçlarını erteledikçe, beden ve zihin alarm vermeye başlıyor. Ayrıca duyguları bastırmak, sorunları görmezden gelmek, ’sonra dinlenirim’ demek de tükenmişliği besleyen önemli etkenler arasında. Bir diğer etken kişinin verdiği emekle aldığı karşılık arasındaki dengenin bozulması, sürekli yetişme çabası, yüksek beklentiler, ’hayır’ diyememek, dinlenmeye suçlulukla bakmak ve duyguları ertelemek zamanla zihinsel enerjiyi tüketir. Kişi bir noktadan sonra otomatik pilota geçer; işe gider, sorumluluklarını yerine getirir ama içsel olarak kopmuş hisseder. Günlük hayattan küçük ama tanıdık örnekler ile biraz daha yakından bakalım. Sabah alarm çaldığında gün daha başlamadan yorgun hissetmek, eskiden keyif alınan şeylere karşı isteksizlik, küçük sorunlara bile tahammül edememek, aşırı tepki vermek, sürekli unutkanlık, dalgınlık, dikkat dağınıklığı, akşam eve geldiğinde sevdikleriyle konuşacak enerjiyi bile bulamamak, çok çalışıyorum ama hiçbir şeye yetişemiyorum düşüncesi. Bu gibi durumlar ’geçici yorgunluk’ sanılır ama aslında tükenmişliğin habercisi olabilir" ifadelerini kullandı. "Unutmamalıyız ki dinlenen bir zihin, hem ruh sağlığımız hem de üretkenliğimiz için en güçlü başlangıçtır" Tükenmişliğin sadece bedensel değil, büyük ölçüde zihinsel bir durum olduğunu ifade eden Kübra Adam, "Beynimiz gün içinde yüzlerce karar veriyor, bildirimlere maruz kalıyor, ekranlar arasında gidip geliyor. Dinlenmeyen bir beyin, bedeni de dinlendirmez. Bu yüzden kişi tatilde bile yorgun hissedebilir. İşte bu zihinsel yük, tükenmişliğin en sessiz ama en güçlü nedenlerinden biridir. Asıl yorulan kaslar değil, zihindir. Unutmamalıyız ki dinlenen bir zihin, hem ruh sağlığımız hem de üretkenliğimiz için en güçlü başlangıçtır" şeklinde konuştu. "Dinlenen bir beyin sadece daha üretken değil, aynı zamanda daha sakin ve daha dayanıklı olur" Beyni dinç tutmanın en önemli adımının, onu sürekli çalıştırmaya değil, doğru şekilde dinlendirmeye odaklanmak olduğunu belirten Kübra Adam, "Gün içinde kısa molalar vermek, aynı anda birden çok iş yerine tek işe odaklanmak, ekranlardan bilinçli olarak uzaklaşmak ve uykuyu gerçekten bir ihtiyaç olarak görmek bu konuda oldukça etkili olacaktır. Düzenli yürüyüş, nefes egzersizleri ve keyif aldığımız aktiviteleri yapmak, beynin ’yeniden başlat’ tuşuna basmak gibidir. Yeni yıl bu alışkanlıkları başlatmak için önemli bir fırsat sunuyor. Daha çok hedef koymak yerine, zihni yoran alışkanlıkları azaltmayı seçtiğimizde hem ruhsal hem de zihinsel olarak daha dengeli hissediyoruz. Çünkü dinlenen bir beyin sadece daha üretken değil, aynı zamanda daha sakin ve daha dayanıklı olur. Tükenmişliğin panzehiri hızlanmak değil durmayı, nefes almayı ve kendimize alan açmayı öğrenmektir. Yeni yılda beyni dinç tutmanın sırrı, daha çok şey başarmaya çalışmak değil, zihni yoran yükleri fark edip azaltmaktan geçiyor" diye konuştu.