ASAYİŞ - 28 Kasım 2024 Perşembe 10:01

Mersin’de suç işledi Suriye’ye kaçtı, 10 yıl sonra Türkiye’ye dönünce yakalandı

A
A
A

Mersin’de cinayete karışan ve işlediği diğer suçlardan 12 yıl 4 ay kesinleşmiş hapis cezası alan şahıs kaçtığı Suriye’de 10 yıl kaldıktan sonra döndüğü Türkiye’de yakalandı.

Alınan bilgiye göre, İl Jandarma Komutanlığı Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT), aranması bulunan ve hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunan şahısların yakalanması için çalışma yaptı. Ekiplerin yaptığı çalışmada 11 yıl önce “Kasten öldürme, yağma ve yaralama” suçlarına karışan 12 yıl 4 ay kesinleşmiş hapis cezası alan E.G.’nin o tarihte Suriye’ye kaçtığını, 1 yıl önce de Türkiye’ye döndüğünü belirledi. Hükümlünün Suriyeli kimliği kullandığını öğrenen ekipler, şahsı merkez Akdeniz ilçesi sınırlarında belirledikleri bir adreste operasyonla yakaladı. Yakalanan şahsın Suriyeli gibi davranmasına rağmen ekipler, gerçek kimliğini parmak izi incelemesiyle tespit etti. Jandarma ve adliyede işlemleri tamamlanan E.G. cezaevine teslim edildi.

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Vücuttaki iki beynin savaşı: "Maalesef ortadan kaldıramıyoruz" Hücre yapısı, sinir hücre sayısı, etken maddeleri ve reseptörleri bakımından beyinle ciddi benzerlikler gösteren bağırsak ile beynin arasındaki aks, depresyon, anksiyete ve IBS gibi birçok hastalığı tetikliyor. Birbirlerini tetikleyen bu iki organın arasındaki olumsuz aks ise ortadan kaldırılamıyor. İkinci beyin olarak adlandırılan bağırsak ile beyin arasındaki aks hakkında bilgiler paylaşan Prof. Dr. Ayhan Hilmi Çekin, “Stresten bağırsak çok etkileniyor. Stresi üreten de beynimiz. Bağırsağın sağlığı bozuksa da bu sefer beynin üzerine etkileri oluyor. Bağırsaktaki mikrobiyotal, sindirim ve emilim bozuklukları, duyguların bozukluklarına yol açabiliyor. Bu da depresyon, anksiyete gibi tabloları tetikliyor. Dolayısıyla ikisinin arasında her iki yöne giden bir ilişki var. Bunu ortadan kaldırabilir miyiz derseniz, maalesef kaldıramayız” dedi. Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) tarafından düzenlenen “41. Ulusal Gastroenteroloji Haftası (UGH)”, 26 Kasım-1 Aralık 2024 tarihleri arasında Belek-Antalya’da yoğun katılımla gerçekleştirildi. Sindirim sistemiyle ilgili güncel ve ilgi çekici konu başlıklarını kapsayan zengin bilimsel programda; gastroenteroloji biliminin en temel konuları, en yeni teknolojiler birbirinden değerli Türk ve yabancı bilim insanları tarafından sunuldu. Irritabl Bağırsak Sendromu Kongrede önemli konu başlıklarından bir tanesi ise Irritabl Bağırsak Sendromu (IBS) oldu. IBS hakkında bilgiler paylaşan Türk Gastroenteroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ayhan Hilmi Çekin, bu hastalığın fonksiyonel bir bağırsak hastalığı olduğuna ve kişinin yaşam kalitesini oldukça bozduğuna işaret etti. Ayhan, “Bağırsak alışkanlığı değişikliği ile geliyor. Rutinde normal dışkılama dışında ishal ya da kabızlıkla, beraberinde şişkinlikle seyreden bir hastalık ama olmazsa olmazı karın ağrısı. Sık tuvalete gitme, gidildiğinde rahatlama, kabızlıkla beraber şişkinlik oluyorsa buna bir spastik kolon diyebiliyoruz” dedi. Spastik kolon için ileri tetkiklere gerek olmadığını, işine hakim bir gastroenteroloğa gidildiği zaman kolonoskopi gibi işlemler gerektirmeden tanının konulabileceğini aktaran Çekin, “Gerek görürse, alarm semptomları varsa, hekim rahatsız olup daha ileri tetkik yapmayı düşünüyorsa eğer o zaman inceleme yönünden ilerler” ifadelerini kullandı. “Bunu ortadan kaldıramayız” “Bağırsağı ikinci beynimiz diye adlandırıyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Prof. Dr. Ayhan Hilmi Çekin, beyin ile bağırsak arasındaki aksı ve IBS’deki rollerini şu sözlerle aktardı: “Stresten bağırsak çok etkileniyor. Stresi üreten de beynimiz. Dış algılarla ve düşünce ile stres şu günlerde hem ülkemizde hem de dünyada önemli bir sağlık problemi. Bağırsağı çok etkiliyor, kasılmaları bozabiliyor, salgılar üzerine etkisi olabiliyor. Spastik kolunun önemli faktörlerinden bir tanesi ama tek faktör değil. Bağırsağın sağlığı bozuksa da bu sefer beynin üzerine etkileri oluyor. Bağırsaktaki mikrobiyotal, sindirim ve emilim bozuklukları, duyguların bozukluklarına yol açabiliyor. Bu da depresyon, anksiyete gibi tabloları tetikliyor. Dolayısıyla ikisinin arasında her iki yöne giden bir ilişki var. Biz spastik kolon ve IBS hastalarında bağırsak fonksiyonel hareketlerini, kasılmalarını düzenleyecek düşük dozlarda bazı antidepresanları da kullanıyoruz. Bunu ortadan kaldırabilir miyiz derseniz, maalesef kaldıramayız. Bağırsağın, akciğer, karaciğer ve kemik ile ilişkilerini irdelemeye başladık. Bağırsak hakikaten vücudun en kritik en önemli organı durumda.” "Gelen hastaların 3’te 1’i bu fonksiyonel hastalıklardan oluşuyor" IBS’nin modern yaşam hastalığı olduğunu ve Covid-19 sonrası da arttığına işaret eden Çekin, “Stresin rolü fazla. Yaşam şartlarındaki zorluk, sağlıklı gıdaya ulaşmadaki zorluk da beslenme alışkanlıklarını değişti. Günlük poliklinikte değerlendirdiğiniz zaman bize gelen hastaların 3’te 1’i bu fonksiyonel hastalıklardan oluşuyor” açıklamasında bulundu.
İstanbul Kasım’da en çok taze sebzeler pahalandı Kasım ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte fiyatı en çok artan ve azalan ürünler belli oldu. Buna göre, geçen ay yüzde 29,55 fiyat artışı görülen taze sebzeler (patates hariç) en fazla pahalılaşan ürün olurken, en fazla ucuzlayan ise yüzde 5,17 azalışla seyahat malzemeleri ve diğer kişisel aksesuarlar ile ilgili ürünler oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Tüketici Fiyat Endeksi verilerini paylaştı. Buna göre, TÜFE’deki değişim 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 2,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 42,91, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,09 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 60,45 olarak gerçekleşti. Kasım ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla söz konusu ayda fiyatı en çok artan ve azalan ürünler belli oldu. Kasım ayında en fazla fiyat artışı yüzde 29,55 ile taze sebze ürünlerinde yaşandı. En çok ucuzlayan ise 5,17 azalışla seyahat malzemeleri ve diğer kişisel aksesuarlar ile ilgili ürünler oldu. En fazla fiyat artışı yaşanan ürünler; taze sebzeler (patates hariç) yüzde 29,55, evcil hayvanlar ile ilgili ürünler yüzde 23,19, yumurta yüzde 14,10, ilaçlar yüzde 10,69, fırın, ocak ve fırınlı ocak yüzde 9,65 oldu. En çok ucuzlayan ürünler ise seyahat malzemeleri ve diğer kişisel aksesuarlar yüzde 5,17, otel, pansyion vb. yerlerde konaklama hizmetleri yüzde 4,84, bebek giyim yüzde 4,69, çocuk ve bebek ayakkabısı yüzde 3,33, erkek ayakkabısı yüzde 3,29 olarak gerçekleşti.
Eskişehir Ev işleri yapmak çocukların geleceğini etkiliyor Eskişehir’de eğitimci ve iş insanı olarak faaliyetlerini sürdüren Serkan Can Zengin, “Çocukların ev işlerine katılması yalnızca bir sorumluluk bilinci kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda onların daha dengeli ve bağımsız bireyler olmalarına yardımcı olur" diyerek ebeveynleri uyardı. Serkan Can Zengin, yapmış olduğu açıklamada, çocukların ev işlerine dahil edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Zengin, görev üstlenen çocukların özgüven geliştirdiğini, problem çözme becerileri edindiklerini ve bir topluluğa katkıda bulunmanın değerini öğrendiklerini söyledi. Küçük yaşta edinilen bu alışkanlıkların hayata hazırlıklı bireyler yetiştirmek için sağlam bir temel oluşturduğuna vurgu yapan Zengin, evi yalnızca bir hizmet noktası olarak gören çocukların ileride kendi evlerinde de aynı bakış açısını sürdürebilecekleri konusunda ebeveyni uyardı. Bu durumun çocukların gelecekte hem özel hayatlarında eşlerine hem de iş hayatlarında ekiplerine yük bindirmelerine yol açabileceğini ifade eden Zengin, kendine yetme becerisi kazanmayan bireylerin ilerleyen yaşlarda bu eksikliği kapatmakta büyük zorluklar yaşayabildiğini dile getirdi. "Erken yaşta verilen sorumluluklar gelecekteki başarıyı etkiler” Çocuklara erken yaşta verilen sorumlulukların onların gelecekteki sosyal ve iş yaşamındaki başarısını etkilediğinden bahseden Serkan Can Zengin, sözlerinin devamında, “Ebeveynler, çocuklara yaşlarına uygun görevler vererek onların sorumluluk bilinci kazanmalarına destek olmalılar. Oyuncaklarını toplamak, sofrayı kurmak ya da odasını düzenlemek gibi küçük işler çocukların hem kendilerine hem de çevrelerine karşı duyarlılık geliştirmelerine katkıda bulunur. Bu küçük adımlar, ileride hayatını verimli yöneten, başkalarının emeğine saygı duyan ve güçlü bağlar kurabilen bireyler yetiştirmeye imkan sağlar" ifadelerini kullandı.