GÜNDEM - 11 Haziran 2025 Çarşamba 10:05

Mersin’de ’Uluslararasılaşma Çalıştayı’

A
A
A
Mersin’de ’Uluslararasılaşma Çalıştayı’

Mersin’i uluslararası arenada daha da tanınır bir kent haline getirmeyi hedefleyen Mersin Büyükşehir Belediyesi, kent paydaşlarıyla buluşarak ‘Uluslararasılaşma Çalıştayı’ düzenledi. Ekonomiden göçe, eğitimden iletişime, kültürden turizme kadar kenti ilgilendiren birçok konunun ele alındığı çalıştayda, Mersin’in uluslararası platformlarda tanınırlığının artırılması adına yapılması gerekenler görüşüldü.


‘Mersin hep güzelsin, dünya bilsin’ mottosuyla yola çıktığı belirtilen Mersin Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler ve Projeler Şube Müdürlüğü’nün ‘Şehir Ekonomisi ve Uluslararasılaşma’, ’Turizm ve Uluslararasılaşma’, ’Kültür ve Uluslararasılaşma’, ’Eğitim ve Uluslararasılaşma’, İletişim ve Uluslararasılaşma’, ’Yerel Yönetimler ve Uluslararasılaşma’ ile ’Göç ve Uluslararasılaşma’ konularında masalar oluşturdu. Mersin’de yaşayan ve alanında uzman kişilerin paylaştığı masalarda, söz konusu başlıklarla ilgili neler yapılabileceği konuşuldu, fikirler paylaşıldı ve sonuç raporuna yazıldı.



"Çalıştayımızda değişik alanlarda 13 masamız ve 7 temamız var"


Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı İbrahim Evrim, "Bu çalıştayda şehir ekonomisi, yerel yönetimler, eğitim, iletişim ve göç konuları başta olmak üzere, 13 masamız ve 7 temamız var. Sadece bu alanlarda kısıtlı kalmadan, kent yaşamının her alanının değerlendirilebileceği bir ortam hazırladık. Bu çalıştayımızın sonucunda, siz değerli katılımcılarımızın değerli fikirleri doğrultusunda bir uluslararasılaşma eylem planı oluşturmak istiyoruz" dedi.


Mersin’in limanı, lojistik altyapısı, tarımı, ticareti ve kültürü ile ışıldayan bir kent olduğunu vurgulayan Evrim, yapılan tüm işlerin uluslararası alanda da duyulması, tanınırlığının artması ve uluslararası temsiliyetinin daha da güçlendirilmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.


Mersin’in dünyaya, gelişmeye açık ve uluslararası arenada başkalarına örnek olmaya hazır bir şehir olduğuna dikkat çeken Evrim, "Bu uluslararasılaşmadan yalnızca kurumların değil, aynı zamanda Mersin’de yaşayan herkesin yararlanmasını amaçlıyoruz. İstiyoruz ki, kentimiz uluslararası ticaretin, lojistiğin, tarımsal üretimin, kültürün dünya çapında başkentlerinden biri olsun. İstiyoruz ki, uluslararası alanda Mersin’in görünürlüğü ve tanınırlığı daha da çok artsın, kentimiz uluslararası bir şehir olsun. İstiyoruz ki, bu kentin uluslararası yüzünün temsiliyet çizgileri içinde özgürlük, demokrasi, eşitlik, hoşgörü, kardeşlik ve birlikte yaşam kültürü bulunsun" diye konuştu.



"Amacımız Mersin’in örnek projelerini uluslararası arenada tanıtmak"


Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler ve Projeler Şube Müdürü Elif Tanburoğlu ise Mersin Büyükşehir’in kentteki paydaşlara hem öncülük ederek hem de birlikte hareket ederek şehrin uluslararası platformlarda daha görünür kılmak için yola çıktıklarını kaydetti. Kentin Akdenizli kimliğini de koruyarak ilerleyeceklerine değinen Tanburoğlu, "Sizin bu değerli katkılarınız ilerleyen süreçte ana planın oluşmasında bir altlık oluşturacak. Belediye’nin halihazırda bir altyapısı var. Bizim amacımız, uluslararası düzeyde temsiliyeti artırarak aktif görevler alınmasını sağlamak. Ayrıca yerelde ve küresel ölçekte yaşanılan sorunlara uluslararası standartlarda çözümler bulabilmek. Çok güzel örnek uygulamalarımız da var. Onların da uluslararası arenada tanıtımını yapmak ve ‘Mersin’de neler yapılıyor?’u göstermek"dedi. Tanburoğlu ayrıca, MedCities (Akdeniz Kentler Birliği) Genel Sekreteri Josep Canals Molina’ın video aracılığıyla aktardığı mesajını katılımcılara iletti.


Akdemisyenlerden Prof. Dr. Hacı Kurt, çalıştayın güzel geçtiğinden ve bir tür beyin fırtınası gerçekleştirdiklerinden söz ederek, bunun sonucunda da önemli fikirlerin ortaya çıktığından bahsetti. İş İnsanları da Mersin’i daha ileriye taşıma ve kente ulusal boyut kazandırma noktasında çalıştayın oldukça önemli olduğunun altını çizdi.



Mersin’de ’Uluslararasılaşma Çalıştayı’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Savunma Bakanı Güler ve TSK komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde TSK Komuta Kademesi ile katıldığı Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonunda konuşma yaptı. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşliğe vurgu yapan Bakan Yaşar Güler şunları söyledi: "Bu anlamlı ve özel günde, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyor, kardeş Azerbaycan ordusunun Silahlı Kuvvetler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Bu vesileyle sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın da selamlarını iletiyor, sizlerin şahsında gardaş Azerbaycan halkına da buradan saygılarımı sunuyor, selamlarımı gönderiyorum. Sözlerimin başında Azerbaycan’ın egemenliği ve bağımsızlığı için cesaret ve fedakârlıkla mücadele ederken şehadete ulaşan aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza acil şifalar diliyor, şehitlerimizin ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum." "Ülkelerimizin caydırıcılığı artırması tercih değil zorunluluktur" Bölgede yaşanan gelişmelerin ardından iki ülkenin caydırıcılığının artırılmasının bir zorunluluk olduğuna dikkati çeken Güler, "Hörmetli gardaşlarım, hepinizin yakından takip ettiği üzere küresel ve bölgesel düzeydeki risk ve tehditlerin çapı ve etkisi her geçen gün artmaktadır. Tüm bu gelişmelerin barışı, istikrarı ve refahı tehdit ettiği bu süreçte; stratejik konumdaki ülkelerimizin her alanda güçlü olması ve caydırıcılığını artırması bir tercih değil zorunluluktur. Böylesine kritik bir ortamda, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel düzlemdeki yakın iş birliği de her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Stratejik ortaklığa sahip ülkelerimiz arasında iki devlet ilişkisinden ziyade ezeli ve ebedi kardeşlik bağları ile sarsılmaz bir dayanışma ruhu vardır. Şu bir gerçektir ki Azerbaycan-Türkiye ilişkileri çok köklü, çok güçlü, çok boyutlu ve derindir. Ülkelerimiz tarih boyunca sevinç ve kederleri birlikte yaşamış, zorlu zamanlarda birbirine destek olmuş, her koşulda yan yana durmuştur" ifadelerine yer verdi. "Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür" Türkiye ile Azerbaycan arasındaki iş birliğinin devam edeceğini belirten Güler, "Tarihten gelen bu birliktelikle Türkiye ve Azerbaycan arasında başta savunma ve güvenlik olmak üzere hemen her alanda yakın iş birliği bulunmaktadır. Bu kapsamda silahlı kuvvetlerimiz omuz omuza çalışarak birçok faaliyeti başarıyla icra etmektedir. Öyle ki karşılıklı personel eğitimlerinden, kardeş Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ile icra edilen ikili ve çok uluslu tatbikatlara kadar geniş bir alanda ortak faaliyetlerimiz artan bir etkinlikle sürdürülmektedir. Şu bir gerçek ki Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür. Bu gücümüzü ‘Vatan Muharebesinde’ tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Bugün Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz" dedi. Azerbaycan’ın zaferi tüm Türk dünyası için gurur kaynağı oldu Azerbaycan’ın zaferinin önemini vurgulayan Bakan Güler, "Özellikle belirtmeliyim ki, şanlı Azerbaycan ordusunun, ‘Vatanı gülistan olsun, ay yıldızlı ve üç renkli bayrağı özgürce dalgalansın’ diye bu muharebede elde ettiği zafer, sadece Azerbaycan için değil tüm Türk dünyası için de büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Milli marşta da yer aldığı gibi ‘Senin için can vermeye hepimiz hazırız!’ sözünden ilham alan muzaffer Azerbaycan ordusunun her bir neferi, bu mısraları Karabağ’da fiilen yaşatmış, namus bildiği vatan toprağı için kanıyla tarih yazmıştır. Onlar, emsalsiz cesaretleri ile vatan sevgisinin ne demek olduğunu ortaya koymuş ve kalplerimizde çok özel bir yer kazanmışlardır. Yüreği daima yurt aşkıyla yanıp tutuşan, vatan sevdasıyla yoğrulmuş bir inanmışlık timsali olan kahramanlarımız, anasının sütünü ancak vatana hizmetle helal kılacağını bilmiş, gözünü kırpmadan ‘Bu toprağa can kurban’ demişlerdir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin ruhunu oluşturan askeri gelenek / işte bu milli ve manevi değerlere olan bağlılıktır. Toprağını 30 yıl boyunca sabırla bekleyen, tek bir gün bile hakkından vazgeçmeyen can gardaşlarımız, kendi topraklarına öz evlatlarıyla, değerlerine sımsıkı bağlı öz ordusuyla kavuşmuşlardır" ifadelerini kullandı. "Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" İki devlet tek millet anlayışı ile başta savunma olmak üzere iş birliklerinin üst seviyeye taşınması hedeflendiğini söyleyen Bakan Güler, "Bu şanlı zafer, aynı zamanda Kafkasya bölgesinde barış ve istikrarın hâkim olması için de büyük bir kapı aralamıştır. Elde edilen bu tarihi fırsatın değerlendirilmesi ve kalıcı barış antlaşmasının imzalanması da yegâne temennimizdir. Tüm bunlarla beraber, kalıcı huzurun sağlanabilmesi için ülkelerimizin silahlı kuvvetlerinin daha etkin, daha güçlü ve caydırıcı olması gerekmektedir. Bu kapsamda Türk ve Azerbaycan orduları arasındaki yakın iş birliği, güçlü entegrasyon ve sarsılmaz dayanışma da bölgedeki barış ve istikrarın devamı için vazgeçilmez önemdedir. Dolayısıyla başta savunma sanayi ve askeri iş birliği olmak üzere her alanda ortaya koyduğumuz birlikteliği daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz. ‘İki Devlet, Tek Millet ve Tek Ordu’ anlayışı ile tatbikatlardan eğitim faaliyetlerine, mayın temizleme çalışmalarından karşılıklı personel görevlendirilmesine kadar yakın iş birliğimizi, etkin bir şekilde sürdüreceğiz. Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" şeklinde konuştu. Bakan Güler konuşmasının sonunda Türkiye ve Azerbaycan’ın kurucu liderleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Haydar Aliyev’i, iki ülkenin şehit ve gazilerini yad etti.