EKONOMİ - 14 Eylül 2020 Pazartesi 11:37

Narenciye ihracatında yeni sezon umut veriyor

A
A
A
Narenciye ihracatında yeni sezon umut veriyor

Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, 2020 yılının ilk 8 ayında narenciye ihracatının geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 9, elde edilen gelirde ise yüzde 32 artış kaydedildiğini açıkladı.

Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, 2020 yılının ilk 8 ayında narenciye ihracatının geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 9, elde edilen gelirde ise yüzde 32 artış kaydedildiğini açıkladı.


Özdemir, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) tarafından yayınlanan sektör değerlendirme verilerine göre, 2020 yılının ilk sekiz ayında Türkiye’nin narenciye ihracatının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla miktarda yüzde 9 artarak 666 bin tona ulaştığını, bu miktarın yüzde 65’lik bölümünü karşılayan Rusya, Ukrayna, Irak ve Romanya’nın en önemli ihraç pazarları olduğunu vurguladı. Narenciye ihracatının yüzde 34’ünü mandalina, yüzde 25’ini portakal, yüzde 24’ünü limon ve kalan yüzde 17’lik bölümünü ise greyfurtun oluşturduğunu ifade eden Özdemir, bu ürünlerin ihracatından elde edilen gelirin ise yüzde 32 artış göstererek 340 milyon dolar olarak gerçekleştiğini kaydetti.


"Ton başına gelir ve pazar çeşitliliğimiz artıyor"


Narenciye ihracatından ton başına sağlanan gelirin uzun yıllardır düşme eğilimi gösterdiğini hatırlatan Özdemir, "Bu rakam 2018 yılında 442 dolara kadar gerilemişti. Son iki yıldır ise bu sürecin tersine döndüğünü görmekteyiz. Ton başına sağladığımız gelir 2019 yılında 468 dolara ve 2020 yılının ilk sekiz aylık döneminde ise 510 dolara yükselmiştir. Bir diğer olumlu gelişme ise ihraç pazarlarımızda bazı ülkelerin paylarını artırmalarıdır. Örneğin Polonya, Hollanda, İtalya ve Belarus gibi ülkeler, bir önceki yıla kıyasla en fazla artış kaydeden ülkeler oldular. Her ne kadar bu ülkelerin Türkiye’den ithal ettikleri narenciye miktarının toplam içerisindeki payı düşük olsa da ülkemizin sınırlı sayıda pazar bağımlılığının aşılması açısından önemli bir gelişme olduğu kanısındayım" dedi.


"Limonda hasat ve ihracat sezonu başladı"


Narenciyede limon dışındaki tüm ürünlerin ihracatında önemli artış sağlandığını dile getiren Özdemir, "Geçen yılın ocak-ağustos dönemine göre miktar olarak greyfurtta yüzde 64, portakalda yüzde 47 ve mandalinada yüzde 35 yükseliş gerçekleşti. İçerisinden geçmekte olduğumuz pandemi süreci nedeniyle tedbir amacıyla limon ihracatına getirilen kısıtlamanın da etkisiyle limon ihracatımız yüzde 36 azaldı. Diğer yandan 7 Ağustos tarihinde ilgili kısıtlamanın kaldırılması ve hem hasat hem de ihracat sezonun başlamasıyla birlikte önümüzdeki dönemde bu tablonun diğer ürünlerde olduğu gibi olumlu yönde gelişeceğini düşünüyorum" diye konuştu.


"Devletimizin sahiplenmesi ile rekabetçi gücümüzü artırabiliriz"


Özellikle son dönemlerde devletin birçok üründe olduğu gibi narenciyede de sektörün tüm bileşenlerini bir araya getiren toplantılar düzenlemesi ve karşılıklı fikir alışverişini artırmasının önemli bir kazanım olduğunu vurgulayan Özdemir, şöyle devam etti; "Devletimizin bu sahiplenmesi ile geleceğe yönelik daha etkin bir narenciye üretim planlaması, bu üretimi teşvik edecek verimli bir destekleme politikası ve yeni pazar ile markalaşma stratejisi oluşturabileceğimiz kanısındayım. Bu şekilde İspanya, Güney Afrika, Brezilya, Çin ve Amerika gibi piyasanın hakimi ülkelere karşı rekabetçi gücümüzü daha da artırabiliriz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.