ÇEVRE - 16 Aralık 2025 Salı 10:42

Ocakoğlu: "Su, ortak geleceğimiz için daha verimli kullanılmalı"

A
A
A
Ocakoğlu: "Su, ortak geleceğimiz için daha verimli kullanılmalı"

Tarsus Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kasım Ocakoğlu, Türkiye’nin son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşadığına dikkat çekerek, özellikle sanayideki kontrolsüz su tüketiminin büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Ocakoğlu, tek bir endüstriyel soğutma kulesinin günde yaklaşık 3 bin 300 kişinin bir aylık su ihtiyacına denk suyu tükettiğini açıkladı.


Türkiye’nin 2025 yılına ciddi bir kuraklıkla girdiğini belirten Prof. Dr. Ocakoğlu, İstanbul’da baraj doluluk oranlarının yüzde 30’un altına düştüğünü, İzmir’de bazı barajlarda bu oranın yüzde 5’e kadar gerilediğini, Konya Ovası’nda ise obruk tehlikesinin arttığını hatırlattı. Çukurova Bölgesi için de benzer risklerin söz konusu olduğunu ifade etti. Ocakoğlu, su krizinin yalnızca yağış azlığından değil, yanlış ve plansız su yönetiminden kaynaklandığını vurguladı.


Kuraklık tartışmalarında genellikle tarımsal sulamanın gündeme geldiğini belirten Ocakoğlu, sanayideki yüksek su tüketiminin ise çoğu zaman göz ardı edildiğini söyledi. Ocakoğlu, "Tek bir endüstriyel soğutma kulesi, günde yaklaşık 500 ton suyu buharlaşma ve atık suyla kaybediyor. Bu miktar, yaklaşık 830 ailenin yani 3 bin 300 kişinin bir aylık temel su ihtiyacına eşit" dedi.


Adana, Mersin ve Tarsus hattında sanayinin büyük ölçüde yer altı sularını kullandığını belirten Ocakoğlu, bu durumun uzun vadede ciddi riskler doğurduğunu ifade etti. Ocakoğlu, "Kısa vadede ekonomik görünen kuyu suyu kullanımı, yer altı su seviyelerini hızla düşürüyor, tuzlanmayı artırıyor ve toprak yapısını bozuyor. Konya Ovası’nda 600’den fazla obruk oluştu. Benzer bir tehlike Çukurova için de söz konusu" diye konuştu.


Sanayinin durdurulmasının değil, dönüştürülmesinin gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ocakoğlu, çözüm önerilerini ise şu başlıklar altında topladı:


"Daha verimli ve kapalı devre soğutma sistemlerine geçilmesi, arıtılmış atık suların yeniden kullanılması ve sanayide yer altı suyu kullanımının sıkı şekilde denetlenmesi."


Bazı firmaların modern sistemlerle yüzde 50’ye varan su tasarrufu sağladığını belirten Ocakoğlu, bu dönüşümün artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu dile getirdi.


Açıklamalarını ünlü astronom Carl Sagan’ın ’soluk mavi nokta’ benzetmesiyle tamamlayan Ocakoğlu, "Dünya, yedeği olmayan tek yuvamız. Gelecek nesillere susuz bir dünya değil, yaşanabilir bir mavi nokta bırakmak için şimdi harekete geçmeliyiz" diyerek kamuoyunu sorumluluk almaya çağırdı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Başkan Kurnaz: "İlkadım’ı ortak akılla yönetiyoruz" Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, İlyasköy Mahallesi esnafıyla bir araya gelerek talep ve önerileri dinledi, güçlü iletişimin ilçenin gelişimindeki önemine dikkat çekti. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, ilçe ekonomisinin temel dinamikleri arasında yer alan esnafla kurduğu temasları sürdürüyor. Bu kapsamda İlyasköy Mahallesi’nde esnaf ziyaretleri gerçekleştiren Başkan Kurnaz, iş yerlerini tek tek gezerek esnafla sohbet etti, mahalleye ilişkin beklenti ve önerileri dinledi. Ziyaretlerde istişare kültürüne verdikleri önemi vurgulayan Kurnaz, ilçeyi ortak akılla yönettiklerini ifade etti. "İstişareden güç doğuyor" Esnaf buluşmalarının kendileri için yol gösterici olduğunu dile getiren Başkan İhsan Kurnaz, ilçenin ticari hayatına yön veren esnafla kurulan diyalogun İlkadım’a değer kattığını belirtti. Bu görüşmelerden çıkan her fikrin kıymetli olduğunu söyleyen Kurnaz, sahadan gelen taleplerin belediyecilik hizmetlerinin şekillenmesinde önemli rol oynadığını kaydetti. "Birlikte konuşuyor, birlikte yönetiyoruz" İlkadım’da yaşayan her kesimin daha yaşanabilir, daha konforlu ve daha güvenli bir kent hedefi için katkı sunduğunu ifade eden Başkan Kurnaz, güçlü iletişim sayesinde vatandaşların görüşlerini doğrudan iletebildiğini vurguladı. Birlik ve beraberlik anlayışıyla hareket ettiklerini belirten Kurnaz, esnafla kurulan bu yakın temasın ilçeyi daha iyi bir noktaya taşıyacağını sözlerine ekledi.
Ankara Bakan Ersoy: "Dil bir milletin sadece iletişim aracı değil hafızası, vicdanı ve yüreğidir" Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Dil, bir milletin sadece iletişim aracı değil; hafızası, vicdanı ve yüreğidir. Sevinçlerimizi, kederlerimizi, umutlarımızı ve geçmişten geleceğe taşıdığımız tüm mirası dilimizle var ederiz" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkçenin korunması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sunan isimlerin onurlandırıldığı ‘2025 Türk Diline Hizmet Ödülleri Töreni’ne katıldı. Ankara Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunda düzenlenen törende Bakan Ersoy, Türk dili alanında akademik, edebi ve kültürel çalışmalarıyla öne çıkan kişi ve kurumlara ödülleri takdim etti. Türk dilinin zenginliğinin yaşatılması ve toplumda dil bilincinin güçlendirilmesi amacıyla düzenlenen tören, her yıl farklı alanlarda emek veren isimleri bir araya getiriyor. Törende yapılacak konuşmalarda, Türkçenin tarihsel serüveni, günümüzde karşı karşıya olduğu sorunlar ve dijital çağda dilin korunmasına yönelik atılan adımlar ele alındı. Bakan Ersoy’un da törende Türk diline verilen önemin altını çizerek, Bakanlık olarak yürütülen dil, kültür ve edebiyat çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ödül töreninde konuşan Bakan Ersoy, Türkçeye hizmet eden çalışmaları teşvik etmesi ve farkındalık oluşturmasını hedeflediklerini belirtti. "Türkçeye hizmet etmek, bu topraklara ve ortak kültürel birikimimize hizmet etmektir" Türkçenin ve diğer dillerin sadece bir iletişim aracı olmadığını, dillerin paha biçilemez bir değer olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Dil, bir milletin sadece iletişim aracı değil; hafızası, vicdanı ve yüreğidir. Sevinçlerimizi, kederlerimizi, umutlarımızı ve geçmişten geleceğe taşıdığımız tüm mirası dilimizle var ederiz. Bu sebeple Türkçeye hizmet etmek; yalnızca bir kelimeyi, bir cümleyi güzelleştirmek değil; aynı zamanda bu millete, bu topraklara ve ortak kültürel birikimimize hizmet etmektir. Bugün burada; sınıflarda sabırla, sevgiyle harfleri kelimeye, kelimeleri cümleye dönüştüren öğretmenlerimizi, ömürlerini dilimizin inceliklerini anlamaya ve anlatmaya adamış kıymetli bilim insanlarını saygıyla anmak için bir aradayız. Biliyoruz ki, Türkçeye hizmet çoğu zaman görünmeyen, fakat değeri ölçülemeyen bir emektir. Bir kelimenin en doğru karşılığını bulmak için saatlerce düşünmek, bir metni defalarca gözden geçirmek, öğrencinin gözünde o ‘anlama ışığını’ görebilmek için yılmadan anlatmak; bunların hiçbiri kolay değildir. Belki çoğu zaman alkışsızdır, sahnesizdir ama bilinmelidir ki; Türkçeye harcanan her emek, milletimizin yarınlarına bırakılan en kıymetli miraslardan biridir. Dilimiz; Kaşgarlı Mahmut’tan Ali Şir Nevai’ye, Yunus Emre’den pek çok bilge ve şaire kadar sayısız ismin nefesiyle yoğrularak bugüne gelmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde kurulan Türk Dil Kurumu ise Türkçenin sadeleşmesi, geliştirilmesi ve bilimsel temelde incelenmesi amacıyla tarihi bir rol üstlenmiştir. Bugün de aynı sorumluluk; öğretmenlerimizin, yazarlarımızın, akademisyenlerimizin, araştırmacılarımızın ve dili özenle kullanan her bir vatandaşımızın omuzlarındadır. Çünkü Türkçeye gösterdiğimiz özen, aslında kimliğimize, kültürümüze ve geleceğimize gösterdiğimiz özendir. Bu yüzdendir ki Türkçeye özen gösteren her öğretmen bir nesli, her yazar bir düşünceyi, her dil bilimci bir kavramı, her öğrenci bir umudu büyütmektedir. Bu anlayışla Türk Dil Kurumu, dilimizin gelişmesine, doğru kullanımının yaygınlaşmasına ve bilimsel ve kültürel alanda saygınlığının artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları ‘Türk Diline Hizmet Ödülleri’ ile onurlandırmaktadır" diye konuştu. "Dil, bir milletin hem hafızası hem de kalbidir" Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Bakan Ersoy, "Dil, bir milletin hem hafızası hem de kalbidir. Bizler düşüncelerimizi, duygularımızı, kültürümüzü ve tarih bilincimizi dilimizle geleceğe taşırız. Bu nedenle Türkçenin korunması, geliştirilmesi ve incelikle kullanılması yönünde emek veren herkes, bu milletin kültür köprüsünü inşa eden mimarlarıdır. Türkçenin korunması, geliştirilmesi ve doğru kullanılması için emek veren herkesi içtenlikle takdir ediyorum. Türk Dil Kurumumuz da dilimizin bilimden sanata, teknolojiden iletişime uzanan geniş yelpazede güçlenmesi için çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir. Bugün, Türk diline hizmet eden herkese gönülden teşekkür ediyoruz. Yalnızca yaptığınız çalışmalar için değil; taşıdığınız sorumluluk, gösterdiğiniz hassasiyet ve Türkçeye duyduğunuz sevgi için minnettarız" şeklinde konuştu. Düzenlenen etkinliğe Bakan Ersoy’un yanı sıra Türk coğrafyasından birçok öğrenci ve akademisyen katılım sağladı. Program, hatıra fotoğrafı çekimi ve ödül takdimi ile son buldu.