GENEL - 28 Ocak 2020 Salı 14:05

(Özel) Prof. Dr. İnan: “Bu faylar, ülkemizde milyonlarca yıl daha deprem üretecek”

A
A
A
(Özel) Prof. Dr. İnan: “Bu faylar, ülkemizde milyonlarca yıl daha deprem üretecek”

MERSİN (İHA) – Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.

MERSİN (İHA) – Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim İnan, Türkiye’nin, yüzde 95’i deprem riski altında bulunan bir deprem ülkesi olduğuna dikkat çekerek, “Her yıl Türkiye’de 41 bin deprem oluyor. Ülkemizde, Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı olmak üzere iki tane son derece aktif ana fay hattı var. Bu faylar milyonlarca yıldan beri deprem üretiyorlar, milyonlarca yıl daha da deprem üretecekler” dedi.


Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim İnan, Elazığ’da, odak noktası Sivrice olan, 24 Ocak’ta meydana gelen ve 41 kişinin ölümüne neden olan 6,8 büyüklüğündeki deprem ve Türkiye’nin depremselliğini İHA muhabirine değerlendirdi. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyerek başlayan Prof. Dr. İnan, depremin çok acı bir olay olduğunu vurguladı.



“Ülke topraklarının yüzde 95’i deprem riski altında”


Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunun altını çizen Prof. İnan, “Ülke topraklarının yüzde 95’i deprem riski altında. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de depremleri oluşturan ana faktör fay hatları. Ülkemizde, biri Kuzey Anadolu Fayı, diğeri Doğu Anadolu Fayı olmak üzere iki tane son derece aktif ana fay hattı var. Kuzey Anadolu Fayı, ülkemizi doğudan batıya doğru kat eden bin 350 kilometre uzunluğunda bir fay sistemi. Bu fay sistemi, İstanbul depremini de etkileyecek bir fay sistemi. Kuzey Anadolu Fayı ile Sivrice depremini oluşturan Doğu Anadolu Fayı, Karlıova’da birleşirler. Doğu Anadolu Fay sistemi, Karlıova’dan kuzeydoğu-güneybatı istikametinde uzanan 750 kilometre uzunluğunda bir fay sistemidir. Bu faylar tek parça halinde değil, çok sayıda parçaların (segmentlerin) bir araya gelmesiyle oluşmuş bir fay sistemidir. Bu faylar milyonlarca yıldan beri deprem üretiyorlar, milyonlarca yıl daha da deprem üretecekler” diye konuştu.



“Her yıl dünyada 3,5 milyon, Türkiye’de 41 bin deprem oluyor”


“Tüm dünyada her yıl 3,5 milyondan fazla deprem oluyor. Ülkemizde ise her yıl 41 bin tane deprem oluyor” diyen İnan, Türkiye’nin bu depremlerden çok büyük zararlar görebildiğine işaret etti. İstanbul, Manisa Akhisar ve son olarak Sivrice depremlerini örnek veren İnan, “Sivrice de Doğu Anadolu Fayının bir parçası. Sivrice’nin bulunduğu bölgedeki parça bugün kırılmış vaziyette. Bu parçanın kırılmasıyla AFAD verilerine göre 6,8, Kandilli verilerine göre 6,6 büyüklüğünde bir deprem üretmiş. Bu, orta büyüklükte bir deprem. Bunlar, yüzeyde 60-70 kilometrelik bir kırık hattı oluşturabilirler” ifadelerini kullandı.



“Biz depreme, ‘Gel arkadaş bizi yık’ diyoruz”


Elazığ depreminde can kayıpları olduğunu ve binaların yıkıldığını belirten İnan, “Dolayısıyla bu bölgedeki fay hatları hem yıkım yapıyor hem de verimli toprakları, alüvyonları, gölleri oluşturuyor. Buraların da zemini kötü olduğu için siz bu zemin üzerine binaları yaptığınız zaman ve kalitesiz, çürük bina yaptığınız zaman, çimentosundan demirine, etriyelerden bağlayıcı sistemine kadar yanlış ve eksik kullanmışsak biz depreme, ‘Gel arkadaş bizi yık’ diyoruz” değerlendirmesinde bulundu.


Sivrice depremini, ‘zemin’ ve ‘bina kalitesi’ olmak üzere iki ana nedene bağlayan Prof. Dr. İnan, bunların da yıkılan binalardan çok net görüldüğünü söyledi. İnan, “Eğer zemininiz kötüyse bina zemine doğru gömülür; üçüncü kat birinci kata inebilir ya da bina yan yatabilir. Bu durumda belki yaşam hasarı biraz daha az olabilir. Yapı kaliteniz çürük ve kötü olursa bina üst üste iskambil kağıtları gibi dizilebiliyor. Bu da çok büyük hasara neden oluyor. Sivrice’de gördüklerimiz bize, bu bölgedeki binaların kalitesinin düşük olduğunu, zeminin gevşek alüvyonal zemin olduğunu kanıtlıyor” dedi.



“Kahramanmaraş tarafında 145 kilometre uzunluğunda parçalar var. Bunlar kırıldığı zaman 7 ve üzerinde deprem üretebilir”


Sivrice depremini oluşturan fayın, bundan sonra meydana gelebilecek depremleri nasıl etkiyeceğine dair de bilgiler veren Prof. Dr. İnan, bu durumun Kuzey Anadolu Fay Sisteminde çok fazla görüldüğünü kaydetti. Kuzey Anadolu Fayının Karlıova’dan başlayarak Marmara Denize kadar gittiğine dikkat çeken İnan, şunları söyledi:


“Kuzey Anadolu Fayında doğudan batıya doğru bir göç var. İlk başta 1939’da Erzincan depremini oluşturan parça kırılıyor ve 300 kilometre uzunluğunda. Daha sonra Refahiye, Suşehri, Kargı-Ladik, Bolu, Abant ve 1999’da Marmara oldu. 1939’dan 1999’a kadar o parçalar kırıldı, şimdi kırılacak nokta Marmara Denizinden geçen parça. Gelecekte İstanbul konusunda en büyük sıkıntı o. Doğu Anadolu Fayında ise bu kadar doğrusal bir yol izlemese de 2003’te Bingöl depremi oldu. Daha sonra Kovancılar bölgesinde bir deprem oldu; şimdi de Sivrice. Sivrice de bunların güneybatıya doğru devamı. Böyle bir göç varsa, Doğu Anadolu Fayı da sol yanal doğrultu atımlı bir fay; bu şekilde hareket ediyor; hareket ettiği zaman Sivrice’deki enerji açığa çıktı ama devamına enerji birikmeye başladı. Bu hat da Pötürge hattı. Daha sonra da Sürgü ve Kahramanmaraş’a doğru giden çeşitli parçalar var. Bunlar da parça parça kırılacak demektir. Buraya enerji birikimi var şu anda. Ama bunun ne zaman bir deprem üreteceğini söylemek; bugün hiçbir yer bilimcinin ‘şu tarihte, şu saatte, şurada deprem olacağını’ söylemesi mümkün değil. Ancak, biriken bir enerji söz konusu; ‘Gelecek yıllar içinde deprem olabilir’ demek doğrudur.”


Bu bölgedeki olası depremin büyüklüğüne ilişkin de İnan, “Büyüklük, kırılan parçayla doğru orantılıdır. Eğer fay 70 kilometre ve üzerindeyse büyüklük 6,5-7’ye yaklaşabilir. Marmara depremini oluşturan büyüklük 7,4’tür. Orada 120 kilometre uzunluğunda bir yüzey kırıldı. Sivrice’de ise 60-70 kilometre arasındaki yüzey kırığı olabilir. Pötürge bölgesinde bazıları 70 kilometre, bazıları Kahramanmaraş tarafında 145 kilometre uzunluğunda parçalar var. Bunlar kırıldığı zaman 7 ve üzerinde deprem üretebilir ve bunlar da o bölge için yıkıcı olabilir” diye konuştu.



“’Ne zaman deprem olacak’ sorusunu bırakıp, sağlam zeminler üzerine sağlam binalar yapmak zorundayız”


Prof. Dr. İnan, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini anımsatarak, şu uyarılarda bulundu:


“Bilimsel çalışmalar depremlerin ülkemizi milyonlarca yıldan beri tehdit ettiğini ve milyonlarca yıl daha da devam edeceğini kanıtlamaktadır. Yüzde 95’i deprem riski altında bulunan ülkemizde, ‘ne zaman deprem olacak, kaç büyüklüğünde olacak, bizim şehrimizi etkileyecek mi’ gibi soruları bir kenara bırakıp, sağlam zeminler üzerine sağlam binalar yapmak zorundayız. Ayrıca var olan bina stoklarını da bir an önce ve acilen güçlendirmek gerekmektedir. Bunun yanı sıra halkımıza deprem konusunda gerekli eğitimlerin verilmesi ayrıca önem taşımaktadır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sarıyer’de öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi ortaya çıktı: ‘’Çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum’’ Sarıyer’deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı. İfadesinde, okul yönetiminden ve veliden olaydan 1 ay önce şikayetçi olduğunu belirten şüpheli, ‘’Bir anda istem dışı, çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum’’ dediği öğrenildi. Sarıyer’deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024’de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.’nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.’yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. ‘’Oğlum ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi’’ Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.’de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.’den 26 Mart 2024’de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği’nde ’kötü muamele’ konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi. Sonrasında hizmetli ‘müdür bey geliyor’ diyerek telefonu yüzüme kapattı’’ dedi. ‘’Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum’’ İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ‘’Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana ‘baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim’ dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım’’ şeklinde konuştu.
Sakarya Kaldırımda yürüdüğü esnada otomobilin çarptığı adliye personeline acı tören Sakarya’nın Karasu ilçesinde kaldırımda yürüdüğü esnada otomobilin çarpması neticesinde hayatını kaybeden Karasu Adliyesi personeli Zahide Saatçi (58) için adliye önünde tören düzenlendi. Saatçi’nin ayakta durmakta zorluk çeken yakınları Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Kaza, sabah saat 08.49’da Kocaali-Karasu D-010 duble yolu Aşağı Aziziye Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Yolun kenarında bulunan kaldırımda yürüyen ve adliye personeli olduğu öğrenilen 58 yaşındaki Zahide Saatçi’ye, yolda hızla ilerlediği esnada lastiği patlayarak kontrolden çıkan E.E. idaresindeki 54 AGG 236 plakalı Tofaş marka otomobil çarptı. Çarpmanın etkisi ile metrelerce savrulan talihsiz kadın, olay yerinde hayatını kaybetti. Taklalar atarak durabilen ve hurdaya dönen otomobilin sürücüsü de kazada yaralandı. Adliyede düzenlenen törende gözyaşları sel oldu: Cenazesi Sinop’a gönderildi Hayatını kaybeden talihsiz kadın için Karasu Adliyesi’nde bir tören düzenlendi. Törene; Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Osman Köse, Karasu Cumhuriyet Başsavcısı Eba Nevfel Uçar, hakimler, savcılar ve adliye personeli ile Saatçi’nin yakınları katıldı. Saatçi’nin yakınları, Türk bayrağına sarılı tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Karasu Cumhuriyet Başsavcısı Eba Nevfel Uçar, törende yaptığı konuşmada, “Kıymetli mesai arkadaşımız Zahide Saatçi’ye Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Karasu Adliyemize ve tüm yargı camiasına başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı. Zahide Saatçi’nin cenazesi, yapılan duaların ardından toprağa verilmek üzere memleketi olan Sinop’a gönderildi. Şehit edilen kardeşinin ardından adliyede göreve başlamış Zahide Saatçi’nin, kardeşi Cevdet Özdemir’in teröristlerce şehit edilmesinin ardından 2015 yılında İstanbul Adliyesi’nde göreve başladığı ve 2022 yılından itibaren de Karasu Adliyesi’ne atanarak görevine devam ettiği öğrenildi. Öte yandan, feci kazanın araç içi kamerası görüntüleri de ortaya çıkmıştı. Görüntüde, kontrolden çıkarak savrulan otomobilin kadına çarparak takla attığı anlar yer aldı.
Muğla Esnaf Komisyonu, ilk toplantısını gerçekleştirdi Bodrum Belediye Meclisi’nin 07.04.2024 tarih ve 2024/47 sayılı kararı ile kurulan “Esnaf Komisyonu’’, Bodrum Belediyesi merkez binada ilk toplantısını yaptı. Komisyon Toplantısına Komisyon Başkanı Deniz Koca ile komisyon üyeleri, Mali Hizmetler Müdürü Ahmet Demirel ve mali hizmetler personeli katıldı. Komisyon, Bodrum Belediyesi yetki sınırları içerisinde faaliyet gösteren ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetinde bulunan her türlü gerçek veya tüzel kişiliğe ait sorunun tespit edilip çözüm önerilerinin üretilmesi için çalışacak. Belediye bünyesinde kurulan diğer komisyonlarla iş birliği ve eş güdüm içinde çalışacak olan komisyon, faaliyet konuları ile ilgili Bodrum’da kurulmuş olan oda, dernek, vakıf, kooperatif ve kamu tüzel kişilikleri ile gerekli görüşmelerin yapılması amaçlıyor. Esnaf sorunlarının çözümü ve iş birliği imkanlarının aranması için de faaliyet gösterecek olan komisyon, bu kapsamda Bodrum Esnaf ve Sanatkârlar Odası, Bodrum Denizciler Derneği, Bodrum Ticaret Odası, Bodrum Esnaf Sanayici İş Adamları Derneği, Bodrum Otelciler Derneği, Bodrum Deniz Ticaret Odası, Müstakil İş Adamları Derneği, TÜRSAB ve diğer kamu tüzel kişilikleri ile de toplantılar yapacak. Komisyonun kurulmasıyla birlikte, Bodrum’da iş dünyası ve esnafın sorunlarının daha etkin bir şekilde çözülmesi ve iş birliklerinin güçlendirilerek devam etmesi bekleniyor.