SAĞLIK - 05 Mart 2021 Cuma 12:39

Psikolog Uysal: “Pandemi çiftlerde tahammülsüzlüğe yol açtı”

A
A
A
Psikolog Uysal: “Pandemi çiftlerde tahammülsüzlüğe yol açtı”

Uzman Psikolog Büşra Uysal, pandeminin insanlar üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olduğunu belirterek, “Özellikle çiftler, aynı evin içerisinde çok fazla vakit geçirmeye başladı.

Uzman Psikolog Büşra Uysal, pandeminin insanlar üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olduğunu belirterek, “Özellikle çiftler, aynı evin içerisinde çok fazla vakit geçirmeye başladı. Bu durum birbirlerini daha iyi tanımaya yol açtı. Dolayısıyla tahammülsüzlükler de başladı” dedi.


Uysal, pandemi döneminde yetişkinlerin ve çiftlerin yaşadığı sorunlar ve pandeminin insanlar üzerindeki etkisi hakkında açıklamalarda bulundu. Pandeminin hem bireysel olarak hem çift olarak insanları etkilediğini ve bunun hem olumlu hem olumsuz sonuçlar oluşturduğunu söyleyen Uysal, bireylerin ilk defa bu kadar çok birlikte vakit geçirdiklerini ve birbirlerini gerçek anlamda tanımaya başladıklarını belirtti.



“Tahammülsüzlükler başladı”


Söz konusu süreçte toplumun her kesiminin zorlandığını aktaran Uysal, “Özellikle çiftler aynı evin içerisinde çok fazla vakit geçirmeye başladı. Bu durum birbirlerini daha iyi tanımaya yol açtı. Dolayısıyla tahammülsüzlük de başladı. İnsanlar evden çalışmaya başladılar. İş hayatı, ev hayatı, sosyal hayat birleşmeye başladı. Normalde çiftler arasında bir tartışma olduğunda sabah uyanıp işe gidiyordu ve birbirlerini görmüyorlardı. O sırada biraz nabız düşüyordu. Tolerans artıyor, eğrisini doğrusunu düşünmeye başlıyorlardı. Akşam eve dönüldüğünde daha sağlıklı bir konuşma olabiliyordu. Ama şu anda herkes evde ve iç içe. Atlatma dediğimiz o nabız düşürme sürecini de birlikte yaşamaya başladılar. Bu sefer o nabız düşmüyor, çünkü insanlar aynı evin içinde sürekli birbirlerine laf atmaya başladılar. İnsanlar sosyal varlık oldukları için sürekli konuşma ihtiyacı duyuyor. Konuştuğumuz insanla tartıştığımız insan aynı olunca daha fazla çıkmaza giriyoruz” ifadelerini kullandı.



“Güzel bir öğrenme süreci oldu”


Pademinin olumlu etkilerinden de bahseden Uysal, özellikle çiftlerin birbirleriyle ve ailesiyle daha çok vakit geçirmeye başladığını söyledi. Süreç sayesinde insanların birbirlerinden bir şeyler öğrendiğini de kaydeden Uysal, “Birlikte yeni hobiler öğrenmeye, kendimizi keşfetmeye başladık. Neyi sevip neyi sevmediğimizi öğrenmeye başladık. Aslında güzel bir öğrenme süreci de oldu” diye konuştu.



“Herkesin kendine ait alanı olmalı”


Çiftlere pandemi süreciyle ilgili önerilerde de bulunan Uysal, şunları söyledi:


“Her ne kadar çift olunsa da herkesin kendine ait bir alanı olmalı. Hepimiz farklı kişiliklerdeyiz, farklı yapılardayız. Aynı evin içindeyiz ama farklı hareket etmemiz gerekiyor. Kitap okuyabiliriz, spor yapabiliriz. Spor aynı zamanda mutluluk hormonu sağladığı için hem kendimize bakıyoruz hem de birlikte yapmamızı gerektiren bir şey değil. Hiç yapmayan insan bile artık pandemiden dolayı yapmaya başladı zaten. Farklı aktiviteler yapmayı öğrenmemiz gerekiyor. Kendimizin neyi sevdiğini keşfetmemiz gerekiyor. Bu da bahsettiğimiz gibi yeni hobiler olabilir. Sadece çıkıp yaptığımız yürüyüş bile iyi gelebilir. Kendimize o alanı tanımamız lazım çünkü o alanı tanımadığımız zaman odağımız tamamen karşı taraf oluyor ve sürekli düşünüp didiklemeye başlıyoruz. Sürekli düşündüğümüz için de doğru-yanlış kavramı ortadan kalkmaya başlıyor bir süre sonra.”



“Kadına destek veren erkekler de artmaya başladı”


8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile alakalı da açıklamalarda bulunan Uysal, “Kadına şiddet olaylarında kadınların sesi çıkmıyordu, artık kadınların sesi çıkmaya başladı. Bu çok güzel bir şey. Ekonomik durum da çok etkili, kadınlar kendi ayaklarının üzerinde durmaya başladı. Kurumlar da aslında kadına değer vermeye başladı. Çünkü kadın bir yere kadar ilerleyebiliyordu, sonrasında hep erkeklerin önü açılıyordu. Bu da bizim toplumumuzda genelde sessiz kalınan bir durumdu. Ama artık bu konuşulmaya başladı. Kadınların önü de açılmaya başladı. Kadına şiddeti gördüğümüz için daha fazla sesimiz çıkmaya başladı. Bu tek taraflı bir durum da değil aslında. Kadına destek veren erkekler de artmaya başladı. Bu hemcinslerimiz açısında da önemli. Görünürlüğün arttırılıyor olması güzel bir şey. Bu konuyla ilgili bizim de desteğimiz sürüyor. Ücretsiz online psikolog adında bir sitemiz var. Desteğe çok ihtiyacı olan insanlara ücretsiz terapiler, destekler veriyoruz. Özellikle şiddete uğrayanlar, travma yaşayan, travma sonrası stres yaşayanlarda destek olmaya çalışıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Enkaz altından şampiyonluğa Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Halter takımında yer alan Büşra Kayadibi, 6 Şubat depremlerinde 3 gün boyunca enkaz altında kaldı ama azminden hiçbir şey kaybetmedi, kısa süre içinde hem Türkiye Halter Şampiyonasında 3’üncü oldu hem de madalya kazandı. Büşra Kayadibi, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlere Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde ablasının evinde yakalandı. 3 gün boyunca enkaz altında kalan ve yeğenlerini kaybeden Kayadibi, azimle, hırsla halter sporuna devam etti. Çok değil kısa süre içerisinde 2016’da başladığı halter sporunda derece almayı sürdüren Kayadibi, Türkiye Halter Şampiyonasında 3’üncülük elde etti ve madalyalar kazandı. Büşra Kayadibi, depremde Nurdağı’nda ablanın evinde olduğunu belirterek, “3 gün enkazda kaldık. Yeğenlerimi kaybettim. Ablam için bizim için çok ağır bir şeydi bu. Tam olarak atlatabilir miyiz, bu atlatılabilir bir şey mi? Onu da bilmiyorum. Vali Mehmet Lütfullah Bilgin Spor Salonu benim ilk spor salonumdu. Yıkılan yerler arasında antrenman salonum da var” dedi. “Yaşadıklarım atlatılması zor şeyler” Halterin hayatının odak noktasında olduğunu dile getiren Kayadibi, “Yaşanan felaket nedeniyle haltere biraz ara vermek zorunda kaldım. Odaklanmamda, hayatımın akışında birazcık sıkıntı oluyor benim için. İster istemez tabi, yaşadıklarım kolay şeyler değil. Atlatılması zor şeyler. Şu an toparlanma aşamasındayım. Tekrardan hayatımın merkezine kendimi koymak için çabalıyorum" diye konuştu. Halterde 55 kiloda yarıştığını belirten Kayadibi, “2016’da haltere başladım. Büyükler Türkiye Şampiyonasında ikinciliğim, Ay Yıldızlarda ve gençlerde madalyalarım var. Haftada 5 gün antrenmanlara geliyorum. Ortalama 3’er saat antrenman yapıyorum” dedi. Ablasının uzuv kayıpları olduğunu anlatan Kayadibi, “Sol kol, sol bacak, kol tamamen omuzdan, bacak dizin biraz altından. Şu an toparlanma aşamasında. Hala onunla ilgileniyoruz. Tam olarak hayat normale geçmiş sayılamaz bizim için” şeklinde konuştu. “Azimle hırsla kaldığım yerden devam edeceğim” Halter sporunun biraz nankör bir spor olduğunu aktaran Kayadibi, “Ara verince çok çabuk geriliyoruz. Derecelerimizde çok çabuk düşüş oluyor. Azimle, hırsla kaldığım yerden devam edeceğimi düşünüyorum” diye konuştu. Ankara’da madalya almasının kendisi için çok güzel bir his olduğunu söyleyen Kayadibi, “Tarifi yok. Antrenmanlara gidiyorum. Bir şeyleri başarmak amacıyla gayret sarf ediyorum. Antrenörlerimle birlikte emek veriyorum. Bu yüzden emeklerimin sonucunu almak beni çok mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul Trendyol, The Retail Summit’te yerini aldı E-ticaret platformu Trendyol, küresel perakende ekosisteminin liderlerini buluşturan ve bu sene 23-24 Nisan tarihlerinde Dubai’de düzenlenen The Retail Summit’te yerini aldı. Zirve kapsamında Körfez pazarını mercek altına alan panelde konuşan Trendyol Grubu Başkanı Çağlayan Çetin, şirketin bölgedeki hedeflerini anlattı. Dünyanın önde gelen perakende liderlerini bir araya getiren The Retail Summit Dubai’de gerçekleştirildi. Sektörden önde gelen 1000’e yakın katılımcıya ev sahipliği yapan zirvede, perakende dünyasındaki fırsat ve zorluklar masaya yatırıldı. Küresel perakende ekosistemine yön veren en büyük buluşmalardan biri olan The Retail Summit’te “Orta Doğu’ya Açılmak - Bölgeye Girmek İçin Kazandıran Reçete Nedir?” panelinde Trendyol Grubu Başkanı Çağlayan Çetin bölgedeki deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Liminal Retail Kurucusu ve CEO’su John Scott’un moderatörlüğünü üstlendiği panele Çetin’in yanı sıra; Estater Genel Müdürü Sanjay Goyal ve Majid Al Futtaim Lifestyle CEO’su Fahed Ghanim de katıldı. “Binlerce Türk markasını Körfez’e taşıdık” Çetin, şirketin Körfez açılımını ve hedeflerini şu ifadelerle değerlendirdi: “Geçtiğimiz yıl giriş yaptığımız Körfez pazarında, yerel ve uluslararası yatırımcıların desteğiyle kısa sürede 1,5 milyon müşteriye ulaştık. 2024 yılı sonu için hedefimiz ise 6 milyon müşteriye ulaşmak. Özellikle pandemi öncesinde fiziksel alışverişin öne çıktığı bu pazarda, her ne kadar alışveriş merkezindeki ziyaretçi sayıları canlı kalsa da bu alışkanlık değişiyor. Bu manada, Türkiye ve Avrupa ile kıyaslandığında da Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) iyi durumda. Türkiye’de yüzde 84 olan internet penetrasyonu örneğin BAE’de yüzde 98 düzeyinde. Ayda en az bir kez online alışveriş yapanların oranı Türkiye ve Almanya’da yüzde 70-75 iken, BAE’de bu oran yüzde 86 seviyesinde. Bu durum bölgeyi bizim açımızdan heyecan verici kılıyor. Müşteri davranışları açısından baktığımızda bulunduğumuz diğer pazarlardaki genel beklentinin değişmediğini görüyoruz. Alım gücünün yüksek olduğu pazarlarda online alışverişi tercih edenlerin, uygulamaları ziyaret sıklığı oldukça yüksek. Ancak online alışveriş penetrasyonu, bu alandaki en olgun iki pazar olan ABD ve Çin’e göre geride kalıyor. Fiziksel perakende anlamında global markaların büyük ilgisini çeken bu pazarda büyüme potansiyeli görüyoruz. Şirket olarak, Körfez bölgesinde bulunduğumuz 6 ay içerisinde 150’si büyük üreticiler olmak üzere binlerce Türk markasını bu pazara taşıdık. Öte yandan online ve fiziksel perakendenin birbirini desteklediğini düşünüyoruz. Daha önce farklı yerlerde örneğini gördüğümüz gibi şu an sadece dijitalde bulunan markaların bu bölgede mağazalarını açmasını bekliyoruz. Alışveriş deneyimini artıran teknolojilerimiz ve oluışturduğumuz trafikten, her birini iş ortağımız olarak gördüğümüz, bölgedeki tüm perakendecilerin ve markaların yararlandığını gözlemliyoruz. Bu anlamda, müşterilerimize ve satıcılarımıza yaşattığımız alışveriş deneyimiyle bölgenin yeni dijital AVM’siyiz diyebiliriz.” “Bölgede Türkiye’ye ilgi büyük” Körfez’de Türk ürünlerine ve Türk kültürüne büyük ilgi olduğunu belirten Çetin şunları söyledi: “Müşteriler uygun fiyatlarla en son trend ürünlere, uçtan uca iyi bir alışveriş deneyimiyle ulaşmak istiyor. Bunu sağlamak da Trendyol olarak işimizin ana odağını oluşturuyor. Küresel markaların yanı sıra çok sayıda Türk üretici ve satıcısına ev sahipliği yapan bir platform olarak, bölgede Türk ürünlerine büyük talep olduğunu görüyoruz. Bu durum bölgede, Türk kültürüne ve Türk modasına duyulan yakınlıktan kaynaklanıyor ve bu da bize olan ilgiyi de artırıyor. Ülkemize olan ilgiyi gördüğümüz bir başka alan da popüler kültür. Bölgede en çok Türk dizileri takip ediliyor. Geçtiğimiz günlerde bölgede açtığımız ilk pop-up mağazamızda bize eşlik eden Türk oyuncularına yoğun bir ilgi oldu. Körfez ülkelerinde bilinen ve sevilen, halihazırda uzun süredir iş birliği yürüttüğümüz Türk oyuncularını ve influencer’ları bölgeye taşıyoruz. Bölgede influencer-takipçi ilişkisi güven, bağlılık ve hayranlık üzerine kurulu. BAE’de Instagram kullanımı, Türkiye’ye kıyasla yüzde 28 daha az. Ancak Türkiye’de yüzde 74, Almanya’da yüzde 44 olan influencerlara güven, BAE’de yüzde 80 oranında. Bu verileri çok önemsiyoruz, Körfez’de 6 binin üzerinde influencer ile çalışıyoruz” dedi. Girişimciliğe yatırım, ticaret hacmine destek Özellikle BAE’deki girişimcilik ekosisteminin çok dinamik olduğunu belirten Çetin, bu bölgede çok sayıda start-up’ın yeni perakende teknolojileri üzerine çalıştığını söyledi. Çetin şu ifadeleri kullandı: “Faaliyette bulunduğumuz tüm ülkelerde dijital ekosistemi ve ekonomiyi büyütme vizyonumuz doğrultusunda, bölgedeki start-up’larla yakın çalışmayı ve onlara destek olmayı önceliklendiriyoruz. Bunun aynı zamanda halihazırda 20 milyar doların üzerinde olan Türkiye ve BAE arasındaki ticaret hacmi üzerinde de olumlu bir etki oluşturacağını düşünüyoruz. Körfez ülkelerindeki müşterilerimize, 50 bin yerli üreticimizin ürettiği, 1600 alt kategoride 15 milyon ürün seçeneği sunuyoruz. Bu, bölgedeki en yüksek ürün yelpazelerinden biri demek. Türkiye perakende sektörünün büyük oyuncularının ve aynı zamanda KOBİ’lerin işlerini büyütmelerine olanak tanıyan pazaryeri modelimizi bu bölgeye de taşıyarak, geniş ürün yelpazesini Körfez bölgesindeki müşterilerimizle buluşturuyoruz.”