GENEL - 20 Kasım 2019 Çarşamba 13:32

Yeşilboğaz: “Dünyada 152 milyon, Türkiye’de 2 milyon çocuk çalışmak zorunda kalıyor”

A
A
A
Yeşilboğaz: “Dünyada 152 milyon, Türkiye’de 2 milyon çocuk çalışmak zorunda kalıyor”

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Dünyada 152 milyon, Türkiye’de 2 milyondan fazla çocuk çalışmak zorunda kaldığını belirterek, “Dünyada 700 milyonu aşkın çocuk gelin var.

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Dünyada 152 milyon, Türkiye’de 2 milyondan fazla çocuk çalışmak zorunda kaldığını belirterek, “Dünyada 700 milyonu aşkın çocuk gelin var. Avrupa sıralamasında çocuk yaşta evliliklerin en çok görüldüğü ülke ise Türkiye’dir” dedi.


Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü dolayısıyla açıklama yaparak, çocuk hak ihlallerine dikkat çekti. Baroda gerçekleştirilen açıklamaya, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Çocuk Hakları Merkezi üyeleri ile avukatlar katıldı. Toplantıda, henüz 6,5 yaşında olan Can Çınar Tucel’in, ‘Çocuk Gözümle Çocuklar’ konulu fotoğraf sergisinin de açılışı gerçekleştirildi.



“Çocuk hakları alanında birçok ağır ihlal yaşanıyor”


Baro Başkanı Yeşilboğaz, toplantıda yaptığı açıklamada, dünyada hakları çalınmış milyonlarca çocuğun, çocukluğundan çok uzakta yaşadığını vurguladı. Birleşmiş Milletlerin yaptığı bir araştırmada, dünya çapında 7 milyondan fazla çocuğun özgürlüğünden mahrum bırakıldığına dikkat çektiğini belirten Yeşilboğaz, “Türkiye’de ve dünyada çocukların da hakları oluğu unutularak, çocuk hakları alanında birçok ağır ihlaller yaşanmaktadır. Özellikle savaşların ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukların hak ihlalleri çok daha vahim boyutlardadır” diye konuştu.



“Dünyada 152 milyon, Türkiye’de 2 milyondan fazla çocuk çalışmak zorunda kalıyor”


Dünyada ve Türkiye’de yaşanan çocuk hak ihlallerini rakamlarla anlatan Yeşilboğaz, “Dünyada 152 milyon çocuk, Türkiye’de ise 2 milyondan fazla çocuk okula gitmek yerine çalışmak zorunda kalıyor. Dünyada 700 milyonu aşkın çocuk gelin var. Avrupa sıralamasında çocuk yaşta evliliklerin en çok görüldüğü ülke ise Türkiye’dir. Türkiye’de her 3 evlilikten biri, çocuk evliliği. Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde 3’üncü sıradadır. Cezaevinde 3 binin üzerinde çocuk var. Engelli çocuklarımıza ise yaşamın her alanında var olan haklarına erişim imkanı sağlanamamaktadır” diye konuştu.



“Çocuklar artık istatistiklere veri olmamalı”


Çoğu çocuk adalet sistemi uygulamalarının, çocuğun en yüksek yararını gözetecek şekilde işlemediğine işaret eden Yeşilboğaz, “Çocuğa adalet mekanizması içinde haklarını onlara teslim eden bir hukuk ve adalet sistemi gereklidir. Çocuk adalet sisteminin temel amacı; çocukların cezalandırılması değil, topluma yeniden kazandırılmasıdır. Türkiye’deki istatistiklere bakıldığında, ülkemiz çocuk haklarını korumada maalesef sınıfta kalmıştır. Çünkü çocukların ve haklarının korunmasında hem kanunlar hem de var olan kanunların uygulanma şekli yetersizdir. Çocuk hakları, toplumun bütün kurum ve kuruluşlarında savunulmalı ve korunmalı diyoruz ama araştırmalar gösteriyor ki, bu henüz tam anlamıyla sağlanamıyor. Çocuklar artık istatistiklere veri olmamalı” ifadelerini kullandı.


Yeşilboğaz, açıklamasını, Atatürk’ün, "Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir" sözleriyle bitirdi.



“Her bir çocuğun sesi olduk, olmaya da devam edeceğiz”


Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Burcu Düzen de 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile çocuk haklarının koruma altına alındığını söyledi. “Bu sözleşme tüm dünya çocuklarının insan hakları yasasıdır” diyen Düzen, sözleşmenin Türkiye’de yürürlüğe girdiği tarihten bu yana geçen 24 yıla rağmen hala çocukların hak ihlallerine maruz kaldıklarını ve adalete erişimde güçlük yaşadıklarını ifade etti. Düzen, hak savunucuları olarak, bu haksızlıkların son bulması için her gün daha fazla çalışacaklarının sözünü verdi.


Bugün yürürlükte bulunan Çocuk Koruma Kanununun, yeterli altyapı olmadığı için işlevsel olarak kullanılamadığını belirten Düzen, idari altyapının güçlendirilmesi ve çocuk alanında etkin politikalar geliştirilerek eksikliklerin giderilmesi için tüm sorumluları göreve davet etti. Düzen, “Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak ‘sen sus çocuksun’ diyerek ağzı kapatılan her bir çocuğun sesi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Çocuğa yönelik her türlü şiddet ve istismarın tam karşısında, her zaman çocuklarımızın yanında olacağız. Bizler gözleri önünde annesi öldürülen, okula gitmek yerine sokaklarda dilendirilen, zorla çalıştırılan, erken yaşta evliliğe zorlanan, görmezden gelinen, yok sayılan, ihmal edilen, şiddete maruz kalan, istismara uğrayan her bir çocuğun hakları, suça sürüklenmiş çocukların topluma yeniden kazandırılmaları için gereken her şeyi yapmaya, çocuklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.


Düzen, çocukların her türlü hak ihlalinden korunması için herkesi dayanışmaya ve mücadelelerine ortak olmaya çağırdı.


Minik fotoğrafçı Can Çınar Tucel ise çocukların fotoğraflarını çekerken çok zor şartlarda yaşayan çocuklar gördüğünü söyleyerek, “Sokakta olanları, çalıştırılanlar vardı. Çalıştırılan çocuklar çok zor şartlarda yaşıyorlardı. Ben onların fotoğraflarını çektim” diye konuştu.


Konuşmaların ardından 6,5 yaşındaki Can Çınar Tucel’in yaklaşık 8 ayda çektiği 26 fotoğrafının yer aldığı ‘Çocuk Gözümle Çocuklar’ konulu fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı.


Öte yandan, cezaevinde anneleriyle beraber kalan 0-6 yaş grubundaki çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için Çocuk Hakları Merkezi tarafından Baro Odasının girişine bir dilek ağacı ile bağış kutusu konuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.