ASAYİŞ - 04 Ocak 2019 Cuma 17:49

Bodrum’u sarsan cinayetteki kilit isim yasak aşkı itiraf etti

A
A
A
Bodrum’u sarsan cinayetteki kilit isim yasak aşkı itiraf etti

Muğla’nın Bodrum ilçesinde geçtiğimiz yıl 6 Ocak’ta iş adamı cinayeti davasında tutuklu sanığın boşandığı eski eşi, öldürülen iş adamı ile 3 yıldır ilişkisi olduğunu itiraf etti.

Muğla’nın Bodrum ilçesinde geçtiğimiz yıl 6 Ocak’ta iş adamı cinayeti davasında tutuklu sanığın boşandığı eski eşi, öldürülen iş adamı ile 3 yıldır ilişkisi olduğunu itiraf etti.


Bodrum’da iş adamı Ali Özdemir’in öldürülmesi davasına bugün Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Bodrum Ağır Ceza Mahkemesinde 2 Ocak tarihinde başlayan ve bugün de devam eden duruşmada tutuklu sanık M.Ö, tutuklu sanık A.S. ve tutuksuz yargılanan K.S, F.S. İ.A. ve J.D. ile maktul ün yakınları ile taraf avukatları hazır bulundu. Cinayetin kilit ismi M.Ö.’nün eski eşi T.S. ise mahkemeye video konferansla katıldı. Duruşmaya Kuşadası 5. Asliye Ceza Mahkemesi salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan tutuklu sanık M.Ö’nün cinayetin ardından boşandığı eski eşi T.S., cinayet öncesi ve sonrasında yaşananları anlattı. Özdemir’le 3 yıldır duygusal ilişkisi olduğunu ifade eden T.S., “O gece eve üçümüz birlikte aynı anda girdik. Ali Özdemir bara geldiğinde de ben kontrol etmiştim kesinlikle üzerinde silah yoktu. Eve girdiğimizde de üzerinde silah yoktu. Evde çocuğumuz olduğu için silahla girmemesi konusunu kendisine söylemiştim. Olay gecesi Ali’nin yanında silah yoktu” dedi.



“Sürekli boşanmak istiyordum”


Eski eşi M.Ö.’den boşanmak istediğini ifade eden T.Ö., “Son zamanlarda Ali sıklıkla eve geliyordu. Benim Ali Özdemir ile yaklaşık 3 yıldır devam eden duygusal ilişkim vardı. Bu ilişki sırasında birbirimize mesaj atıyorduk. Ali benim telefonumda ’Uyuz’ olarak kayıtlıydı. Ben kendisine burada, ’Çok dikkatli olmamız lazım, gece yatmadığımı, oturduğumu, yanına gitmediğimi, her şeyi söylemişti o konuşmamızda. Şu durum da bu evde çok dikkatli olacağız’ şeklinde mesaj göndermiştim. Yine ben Ali’ye ’Benim de bu evi toparlamam lazım, sen de beni dinle lütfen. Yarın kalktığımızda göndereceğim tost most’ şeklinde mesaj gönderdim. Ben mesajı attıktan sonra Ali, benim Mustafa ile birlikte yaşadığım eve geldi. Mustafa bu sırada dışarıya tost almak için çıkıyordu. Kapıda karşılaştılar ve konuştular. Ali içeri girdikten sonra ben Ali’yle birlikte evin üst katına çıkmadım. Salonda Ali’yle birlikte oturduk daha sonra ben lavaboya çıkmak için üst kata tek başıma çıktım. Mustafa çok kısa bir süre sonra yani 10-15 dakika içerisinde eve geri döndü. Ben sürekli olarak Mustafa’ya boşanmak istediğimi belirtiyordum. Ali Özdemir ile aramdaki duygusal ilişki cinsel ilişki boyutuna varmıştı. Ali Özdemir öldürülünceye kadar Mustafa bana hiç boşanmak istediğini söylemedi. Boşanma konusundaki talep hep benden geldi” dedi.


Davanın ilk günü ifade veren sanık M.Ö. ise boşandığı eşi T.S’nin söylediklerinin yalan beyanlar olduğunu iddia etti.



Sahte avukatlık iddiası


Olayda sahte avukatlık yaptığı iddia edilen tutuksuz sanıklardan J.D. ise olayın çözülmesinde çok faydasının olduğunu ve suçluyu kayırmak gibi bir düşüncesinin olmadığını ifade etti. J.D., "Olay yerinin fotoğraflarını ve sanık M.Ö’ye ait telefonları ve şifresini de savcılığa ben verdim. Bu kişiden kesinlikle para almadım. Zaten para almaya da benim yetkim yoktur. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.


3 gün boyunca süren duruşmada mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan M.Ö’nün tutukluluk halinin devamına, A.S.’nin ise adli kontrol ve yurt dışı yasağı konularak tahliyesine karar verdi. 18 Ocak tarihine ertelenen duruşmada tutuksuz yargılanan J.D. hakkında ise birden fazla resmi evrakta avukat sıfatıyla imza atması sebebiyle "Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi" suçlarından Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.


Bodrum’u sarsan yasak aşk cinayeti 6 Ocak 2018’de yaşanmıştı. İşadamı M.Ö., eşi T.Ö. ile ilişkisi olduğundan şüphelendiği ortağı Ali Özdemir’i öldürmüş, cesedini de kayınpederi ile birlikte ormanlık alana atmıştı. M.Ö. olaydan yaklaşık bir hafta sonra savcılığa giderek teslim olmuş ve olayı itiraf etmişti. İtirafın ardından M.Ö.’yle birlikte eşi T.Ö., kayınpederi A.S., kayınvalidesi F.S., baldızı K.S., gözaltına alınmış, mahkemeye çıkarılan zanlılardan cinayeti işlediğini itiraf eden M.Ö. ile cesedin ormanlık alana atılmasına yardım ettiği iddia edilen kayınbabası A.S. tutuklanmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.